Başlangıçta p aktivitesi olan av tam bloklu hastalardaçift odacıklı (DDD) ve tek odacıklı (VVI) kalp pillerinin atrial fibrilasyon gelişimi üzerindeki etkileri 'retrospektif çalışma'
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 798715
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MURAT YEŞİL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 58
Özet
ÖZET Giriş: Kalıcı kalp pili implantasyonu, geri dönüşümsüz semptomatik bradiaritmilerin temel tedavisidir. Optimal pacing modu, fizyolojik pacing'i simüle eden moddur. Kronik atriyal fibrilasyon (AF), yaşlı hastalarda en sık görülen aritmidir. Kronik AF tromboembolik olaylara, kalp yetmezliğine, düşük yaşam kalitesine ve tekrarlayan hastane yatışlarına neden olabilir. Kalp pili modunun gelişen kronik AF üzerindeki etkileri çeşitli çalışmalarda araştırılmıştır. Bu çalışmada, başlangıçta sinüs ritmi olan ve önemli bir koroner arter hastalığı (KAH) olmayan AV blok nedeniyle kalp pili takılan hastalarda fizyolojik kalp pili (DDD) ve fizyolojik olmayan kalp pilinin (VVI) gelişen kronik AF üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçladık. Yöntemler: AV blok nedeniyle kalıcı kalp pili takılan (67 VVI ve 81 DDD) 148 hastayı dahil ettik. Tüm hastalarda kalp pili implantasyonundan önce P dalga aktivitesi vardı ve hiçbirinde koroner anjiyografide anlamlı KAH yoktu. Her hastaya transtorasik ekokardiyografi ve 12 derivasyonlu EKG yapıldı. Her hasta için kalp pili takılmasından önceki ilk ekokardiyografi raporlarına hastane tıbbi kayıtlarından ulaşıldı. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu, sol atriyum çapı, sol ventrikül diyastol sonu ve sistol sonu gibi başlangıç ve takip ekokardiyografik parametreler boyutları karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan 148 hastanın 81'inde DDD kalp pili, 67'sinde VVI kalp pili vardı. 72 kadın (%48,6) ve 76 erkek (%51,4) vardı. Ortalama yaş 67+7 idi. Ortalama takip süresi 5,7±1,8 yıldı. On altı (%10,8) hastada kronik AF gelişti. Yaş, cinsiyet, hipertansiyon, diabetes mellitus, başlangıç SA çapı ve SlV ejeksiyon fraksiyonu iki grup arasında istatistiksel olarak farklı değildi. Kalp pili modu, istatistiksel anlamlılığa ulaşan benzersiz değişkendi (p=0,003). VVI ve DDD pacemaker gruplarında sırasıyla 13 (%19,4) hastada ve 3 (%3,7) hastada kronik AF gelişti (p=0,003). Başlangıç ve takip ekokardiyografik parametrelerin karşılaştırılması örneğin LA çaplarındaki değişiklik, SlV ejeksiyon fraksiyonları ve SlV sistol sonu ve diyastol sonu çapları, kronik AF gelişen ve gelişmeyen hastalar arasında sadece SlA çaplarındaki değişikliğin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu ortaya koydu. Sonuçlar: Bu çalışmada kalp pili modunun önemli ölçüde kronik AF gelişimine yol açtığını bulduk. VVI grubunda kronik AF gelişme riski DDD grubuna göre 7-8 kat daha fazlaydı. Her iki modun da ventriküler sistolik fonksiyonlar üzerinde etkisi olmamıştır. Ancak ortalama sol atriyum çapı VVI grubunda anlamlı olarak yüksekti. Bu sonuçlara göre P dalga aktivitesi ve AV bloğu olan hastaya DDD kalp pili yerleştirilmesini öneriyoruz.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Introduction Permanent cardiac pacemaker implantation is the mainstay therapy of irreversible symptomatic bradyarrhythmias. Optimal pacing mode is the one which simulates the physiological pacing. Chronic atrial fibrillation (AF) is the most prevalent arrhythmia among elderly patients. Chronic AF may cause thromboembolic events, heart failure, poor quality of life and recurrent hospitalizations. The effects of pacemaker mode on developing chronic AF have been investigated in several studies. In this study we aimed to investigate the effects of physiological pacing (DDD) and nonphysiological pacing (VVI) on developing chronic AF in patients undergoing pacemaker implantation due to AV block who initially had a sinus rhythm and did not have significant coronary artery disease (CAD). Methods: We included 148 patients who underwent permanent cardiac pacemaker implantation (67 VVI and 81 DDD) due to AV block. All patients had P wave activity before pacemaker implantation and none had significant CAD on coronary angiography. A trans thoracic echocardiography and a 12 lead ECG of each patient were performed. The initial echocardiography reports before pacemaker implantation for each patient were reached from hospital medical records. The initial and follow up echocardiographic parameters such as left ventricular ejection fraction, left atrial diameter, left ventricular end diastolic and end systolic dimensions were compared. Results: Of 148 patients who were included in study, 81 had DDD pacemaker and 67 had VVI pacemaker. There were 72 women (48.6%) and 76 men (51.4%). Mean age was 67±7 years. Mean follow-up time was 5.7±1.8 years. Chronic AF developed in 16 (10.8%) patients. Age, gender, hypertension, diabetes mellitus, initial LA diameter and LV ejection fraction were not statistically different between two groups. Pacemaker mode was the unique variable that reached statistical significance (p=0.003). Chronic AF developed in 13 (19.4%) patients and in 3 (3.7%) patients in VVI and DDD pacemaker groups, respectively (p=0.003). The comparison of initial and follow up echocardiographic parameters such as change in LA diameters, LV ejection fractions and LV end systolic and end diastolic diameters revealed that merely the change in LA diameters was statistically significant between patients who developed chronic AF and who did not. Conclusions: In this study we found that pacemaker mode significantly leads to developing chronic AF. The risk of developing chronic AF were 7-8 times greater in VVI group than DDD group. Neither mode had effects on ventricular systolic functions. However mean left atrial diameter was significantly higher in the VVI group. According to these results we suggest to implant DDD pacemaker for patient with P wave activity and AV block.
Benzer Tezler
- Kuru incirlerde küf florası ve aflatoksigenik küflerin saptanması
Başlık çevirisi yok
SİBEL BÜYÜKŞİRİN
- Sıcak ve soğuk uygulamaların dirsek eklemi eklem pozisyon duyusuna etkisi
Effect of heat and cold applications on elbow proprioception
HAYDAR KAYNAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Ortopedi ve TravmatolojiCelal Bayar ÜniversitesiAntrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. METİN V. SAYIN
PROF. DR. DEVRİM AKSEKİ
- Comparison of muscle oxygenation and total hemoglobin levels during isokinetic concentric and eccentric contraction at different speeds in athletes
Sporcularda farklı hızlarda izokinetik konsantrik ve eksentrik kasılma anında kas oksijenasyon ve toplam hemoglobin düzeylerinin karşılaştırılması
DUR SAMAND
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Fizyoterapi ve RehabilitasyonGazi ÜniversitesiFizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEVİN AYSEL GÜZEL
- Renal tutulumu olan pauci-immün küçük damar vaskülitlerinde hastalık aktivitesi ve prognozun değerlendirilmesi
Evaluation of disease activity and prognosis in pauci-immune small vessel vasculitis with renal involvement
YASEMİN AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Acil TıpKocaeli Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NECMİ EREN
- Ortodontik braketlerin yapıştırılmasında kullanılan farklı adeziv sistemlerin çürük aktivitesi ve supragingival dental plak üzerine etkisinin incelenmesi
Evaluation of the effects of different adhesive systems used in orthodontic bracket bonding on caries activity and supragingival dental plaque
FATMA BETÜL KAHRAMAN