L'analyse des processus de prise de décision dans l'intervention en Afghanistan et le retrait de l'Union Soviétique: Une approche poliheuristique
Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesindeki ve geri çekilmesindeki karar alma süreçlerinin analizi: Polihöristik bir yaklaşım
- Tez No: 802025
- Danışmanlar: PROF. DR. ERHAN ŞAHAP BÜYÜKAKINCI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Siyasal Bilimler, Uluslararası İlişkiler, Political Science, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 156
Özet
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) 1979 yılında Afganistan'a bir askeri müdahalede bulunması Soğuk Savaş'ın kırılma noktalarından biridir. Soğuk Savaş'ın 1970'li yıllarda süren détente dönemi, Sovyetler Birliği'nin bu müdahalesi sonucunda sona ermiştir. Böylece Soğuk Savaş'ın tırmanma süreci başlamış ve uluslararası sistemde yer alan iki blok arasındaki siyasi gerilim tekrar artmıştır. 1985 yılında Mihail Gorbaçov'un Sovyet lideri olmasının ardından ise Sovyetler Birliği'nde bir liberalleşme ve reform süreci başlamıştır.“Perestroyka”ve“Glasnost”olarak anılan politikalar başta olmak üzere Gorbaçov'un gündeme getirdiği“Yeni Siyasi Düşünce”sonucunda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve SSCB arasındaki tansiyonun azaltılmasına yönelik girişimler başlamıştır. Bu bağlamda, Sovyetler Birliği Afganistan'dan çekilmeyi de gündemine almış ve 1988 yılında imzalanan Cenevre Anlaşması'nı müteakip Sovyet birlikleri Afganistan'dan çekilmeye başlamıştır. Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan tamamen çekilmesinin ardından ise kısa bir süre içinde SSCB dağılmış, takip eden zaman içinde ise sosyalist bir rejimle yönetilen Afganistan Demokratik Cumhuriyeti de yıkılarak Afganistan İslam Devleti kurulmuştur. Sonuç olarak, Soğuk Savaş sona ermiş ve iki kutuplu uluslararası sistem tek kutuplu bir sisteme dönüşmüştür. Soğuk Savaş tarihinde önemli bir yer tutan Afganistan müdahalesi literatürde çokça tartışılmış ve farklı boyutlarıyla değerlendirilmiştir. Bu çalışmada, Sovyetler Birliği'nin Afganistan müdahalesindeki ve Afganistan'dan çekilmesindeki karar alma süreçlerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Dış politika analizi ve daha spesifik olarak dış politikada karar alma etütleri Uluslararası İlişkiler biliminin en yeni alt disiplinlerinden biridir. Bu çalışmaların temeli İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ABD'de atılmıştır. Soğuk Savaş'ın başlamasının ardından devletler arasındaki ilişkilerin ve rekabetlerin artışı, dekolonizasyon süreciyle Birleşmiş Milletler'de temsil edilen devletlerin sayısının artışı gibi nedenler dış politika analizi ve karar alma etütleri üzerine yapılan çalışmalara olan ilgiyi artırmıştır. Devlet altı birimlere odaklanarak dış politikaların doğurduğu sonuçlardan ziyade dış politika yapım süreçlerine odaklanan karar alma yaklaşımlarında dış politika yapımının yek bütün bir devlet aygıtı tarafından oluşturulmadığının altı çizilmektedir. Buna göre, karar alma sürecinde yer alan aktörlere odaklanılarak aktör-genel bir yaklaşımın yerine aktör-spesifik bir bakış açısı benimsenmektedir. Dış politikada karar alma çalışmaları alanında, bu disiplinin inşa ve gelişim sürecinde, çeşitli yaklaşımlar söz konusu olmuştur. Bu yaklaşımlar başlıca olarak rasyonel seçim kuramına dayalı karar alma modelleri ve bilişsel seçim ekolüne dayanan karar alma modelleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Bununla beraber, doksanlı yıllardan itibaren bu iki ekolü birleştiren multidisipliner kuramlar da ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunlardan biri Alex Mintz'in kuramlaştırdığı polihöristik karar alma modelidir. Çalışmamızda teorik çerçeve olarak bu model kullanılmıştır. Bu modelin sunduğu hipotezlere göre dış politikada karar verme süreci iki aşamalı ve hem bilişsel kısıtlarla çevrili hem de belirli bir rasyonaliteye dayalı kompleks bir süreçtir. Karar alıcılar dış politika alternatiflerini bilişsel kısayollar vasıtasıyla daraltırken nihai seçimlerini fayda-zarar analizine bağlı olarak yapmaktadır. Bu bağlamda, karar alma sürecinin değerlendirilmesi boyut tabanlı analiz olarak ifade edilen bir metotla yapılmakta ve dış politika alternatiflerinin her biri politik, diplomatik, ekonomik, askeri vb. boyutlar çerçevesinde değerlendirilerek optimum kararın hesaplanacağı bir karar matrisi oluşturulmaktadır. Polihöristik karar alma yaklaşımına göre iç politika gelişmeleri dış politika kararlarına baskın bir etkide bulunmaktadır. Çalışmamızda, Sovyetler Birliği'nin tek partili komünist bir rejime sahip olması nedeniyle kendi iç dinamiklerinin dış politika kararları üzerinde başat bir etkisinin olduğu varsayımıyla polihöristik teorik çerçeve kullanılmıştır. Çalışmamızın ilk bölümüne kullandığımız teorik perspektifin açıklanmasıyla başlanmıştır. Karar alma etütlerinin gelişimi hakkında bir literatür taraması sunulduktan sonra polihöristik karar alma modelinin hipotezleri ve vaka analizlerinde uygulanma metodu açıklanmıştır. Böylece bu modelin Sovyet dış politikasındaki karar alma süreçlerini değerlendirmek için nasıl kullanılacağı tartışılmıştır. Teorik değerlendirmelerin ardından Sovyet dış politikasındaki karar alma süreçlerine dair tarihsel bir sunuş yapılmıştır. Lenin döneminden Brejnev dönemine kadar olan süreçteki karar alma mekanizmaları ve karar birimleri değerlendirilerek Sovyet karar alma yapısına ilişkin tarihsel zemin aktarılmıştır. Ardından Margaret Hermann'ın“karar birimleri yaklaşımı”yardımıyla Sovyet karar alma birimleri değerlendirilmiştir. Böylece çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Politbürosu karar alma birimi olarak ele alınmıştır. Ardından, Afganistan müdahalesinden bu müdahalenin sonlandırılmasına kadar olan süreçteki karar birimleri ve mekanizmaları değerlendirilmiştir. Böylece bu yıllardaki Sovyet liderleri olan Leonid Brejnev, Yuri Andropov, Konstantin Çernenko ve Mihail Gorbaçov liderliklerindeki karar verme süreçlerinin dinamikleri aktarılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesi değerlendirilmiştir. Öncelikle Afganistan'ın Sovyetler Birliği için neden önemli olduğunun tartışması yapılmıştır. Bu bağlamda, Afganistan'ın 1978 yılında sosyalist rejime geçişine dek mevcut olan yapısal sorunları ve SSCB-Afganistan ilişkileri değerlendirilmiştir. Ardından; Sevr Devrimi ile kurulan Afganistan Demokratik Cumhuriyeti'yle gündeme gelen sorunlar, Afganistan Demokratik Halk Partisi (ADHP) içindeki başlıca iki fraksiyon olan“Halk”ve“Perçem”hizipleri arasındaki çatışma ve bu çatışmanın etkileri, silahlı mücahitlerin bir güvenlik tehdidi olarak ortaya çıkışı ve ADHP rejiminin Sovyetler Birliği'ni asker göndermesi için Afganistan'a davet etmesiyle Sovyet müdahalesine giden süreç ele alınmıştır. Bu süreçler değerlendirilirken“Wilson Center”adlı düşünce kuruluşunun dijital arşivinde yer alan SBKP arşivlerine ilişkin dokümanlardan faydalanılmıştır. Afganistan hakkındaki değerlendirmelerin ve müdahaleye giden sürecin aktarılmasının ardından polihöristik model uygulanarak dış politika alternatiflerinin değerlendirilmesi yapılmıştır. Çalışmamızın bu bölümünde karar alma analizi iki farklı dış politika alternatifi üzerinden yapılmıştır:“Afganistan'a belirli sayıda askeri birlik göndererek Hafızullah Emin'i ortadan kaldırmak ve bölgedeki güvenliği sağlamak”veya“Yalnızca Emin'i ortadan kaldırmak için sınırlı sayıda özel birlik göndererek küçük çaplı bir operasyon gerçekleştirip geri dönmek”. Analizimiz politik, diplomatik ve askeri boyutlar çerçevesinde yapılmıştır. Analizin sonunda birinci seçeneğin hem azami hem de ortalama fayda açısından bir numaralı opsiyon olduğu görülmüştür. Nitekim uygulanan karar da askeri birlik göndermek olmuştur. Çalışmamızın üçüncü ve son bölümünde SSCB'nin Afganistan'dan çekilmesindeki karar alma süreçleri ele alınmıştır. Bu amaçla, öncelikle, söz konusu askeri müdahalenin kısa vadeli bir operasyon olarak planlanmasına rağmen SSCB'nin kendisini dokuz yılı aşkın süren bir savaşın içinde bulmasının nedenleri tartışılmıştır. Bu bağlamda, savaş süreci dört farklı döneme ayrılarak incelenmiştir. Aralık 1979'dan Şubat 1980'e kadar olan dönem henüz yalnızca askeri operasyondan ibaret olan süreci kapsarken, bu tarihten Nisan 1985'e kadar olan zaman dilimi müdahalenin savaşa dönüştüğü ve çatışmaların hat safhada olduğu evredir. Savaşın bu ikinci evresinde, Brejnev'in ardından Sovyet lideri olan Andropov'un çeşitli barış girişimleri ve savaşı sonlandırma planları söz konusu olsa da kendisinin halefi olan Çernenko döneminde savaş yeniden tırmanmış ve barış planları askıya alınmıştır. Savaşı dönemsel olarak üçüncü safhaya taşıyan gelişme ise Çernenko'nun yerine Gorbaçov'un SSCB'nin yeni lideri olmasıdır. Reformist bir figür olan Gorbaçov göreve gelir gelmez Afganistan'dan çekilme planlarına koyulmuştur. Çekilme sürecinin dinamiklerini daha analitik olarak değerlendirebilmek için çalışmamızda savaşın ilk iki evresi değerlendirildikten sonra Gorbaçov'un Yeni Siyasi Düşüncesi üzerinde durulmuştur. Başlıca olarak Perestroyka ve Glasnost politikalarından oluşan bu yeni reformist politika anlayışı ile Sovyetler Birliği'nin siyasi, ekonomik, askeri ve toplumsal olarak yeniden yapılandırılması hedeflenmiş ve daha liberal politikalar benimsenmiştir. Buna bağlı olarak, dış politikada Batı bloku ile yakınlaşma eğilimi söz konusu olmuştur. Bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için ise öncelikle Sovyet birliklerinin Afganistan'dan çekilmesi gündeme alınmıştır. Bu bağlamda, çalışmamızda Nisan 1985'ten 1987'ye kadar olan süreç savaşın üçüncü evresi olarak ele alınmıştır. Bu süreçte Sovyet liderliği bir yandan Afganistan'dan çekilme senaryoları üzerinde çalışırken öte yandan Babrak Karmal Afganistan liderliğinden alınmış ve yerine Muhammed Necibullah getirilerek“ulusal uzlaşma”politikası uygulanmaya başlanmıştır. Böylece 1987'den itibaren savaşın sona erme aşaması başlamış ve Şubat 1989'da Sovyet birliklerinin tamamı Afganistan'ı terk etmiştir. SSCB'nin Afganistan'dan çekilmesi 1988 yılında Afganistan ile Pakistan arasında imzalanan ve ABD ile SSCB'nin garantörü olduğu Cenevre Anlaşması neticesinde gerçekleşmiştir. Müdahaleden çekilmeye kadar olan sürecin değerlendirilmesinin ardından çekilme kararının polihöristik etüdü yapılmıştır. Bu etütte üç farklı karar alternatifi üzerinde durulmuştur:“ADHP rejiminin meşru varlığını bir uluslararası anlaşmayla garanti altına alarak birliklerin çekilmesi”,“herhangi bir müzakerede bulunulmadan birliklerin kayıtsız şartsız olarak geri çekilmesi”veya“savaşı tırmandırarak sürdürmek ve kayda değer bir askeri başarı sağlandıktan sonra birliklerin geri çekilmesi”. Bu bölümdeki analiz bir önceki vaka etüdünden farklı olarak politik, ekonomik, diplomatik ve askeri boyut olmak üzere dört kriter üzerinden yapılmıştır. Yapılan değerlendirmenin sonucunda birinci alternatifin her bir boyut açısından en yüksek faydayı sağladığı görülmüştür ve bu alternatif dış politika kararı olarak uygulanmıştır. Son olarak çalışmamızda bir vaka karşılaştırması yapılmıştır. Her iki olayda da uygulanmış olan dış politika kararları, bu kararlar doğrultusunda hedeflenen amaçlara ulaşmamıştır. Kısa vadeli olarak planlanan askeri müdahale uzun bir savaşa dönüşmüş; Sovyetler Birliği'nin bekası ve Afganistan'ın nötralize olması için planlanan çekilme kararının sonucunda ise hem Sovyetler Birliği dağılmış hem de Afganistan'daki sosyalist rejim yıkılarak yerine bir İslam devleti kurulmuştur. Bu bağlamda, müdahaleye ilişkin karar alma sürecinde ideoloji ve güvenlik kaygıları yönlendirici rol oynarken çekilme sürecinde Perestroyka politikası doğrultusundaki çıkar dengesi etkin olmuştur. Karar alma mekanizması bağlamında ise müdahale aşamasında güvenlik perspektifli aktörler lideri etkileyerek bu kararın alınması sağlamıştır. Buna karşın çekilme aşamasında liberal bir politika anlayışına sahip olan lider diğer aktörleri etkileyerek çekilme kararının alınmasına vesile olmuştur. Çalışmamızın sonucunda polihöristik karar alma yaklaşımının güncel bir perspektif olarak dış politikada karar verme süreçlerini analiz etmek için etkin bir teorik çerçeve sunduğu görülmüştür. Bu model çok boyutlu bir analiz çerçevesi sunduğu için karar alma süreçlerinde karar birimlerinin bakış açılarını şekillendiren farklı dinamiklerin spesifik olarak değerlendirilebilmesini sağlamaktadır. Ulaştığımız bir başka sonuç çalışmamızda kullandığımız modelin incelediğimiz vakaları açıklama kapasitesi hakkındadır. Literatürde genellikle liberal demokratik rejimlerdeki karar alma süreçlerine uygulanmış olan bu model, otoriter bir tek parti rejimiyle yönetilen SSCB'nin dış politikasındaki karar alma süreçlerinin açıklanması için etkin bir araç olmuştur. Zira polihöristik modelin varsayımına göre dış politikadaki karar alma süreçlerinde en baskın olan karar kriteri politik boyuttur. Üçüncü olarak, Afganistan'daki bu savaşın Sovyetler Birliği'nin dağılmasına ve Afganistan'ın İslamizasyonuna yol açan etkilerinin olduğu görülmüştür. Müdahale sonrasında uluslararası arenada bir sıkışmışlığa itilen Sovyet dış politikası, Gorbaçov'un ardından bir yumuşamaya girmiş ancak SSCB'nin kurumsal yapısında ve parti ile devlet arasındaki dengelerin değişmesi sonucunda nihai olarak Sovyetler Birliği dağılmıştır. Bu dengelerin bozulmasına yol açan nedenler arasında ise Afganistan'daki savaşta Sovyet ordusunun performansının da etkisiyle ordunun karar alma mekanizmasından dışlanması yer almaktadır. Sovyetler Birliği'ne bağımlı hâle gelmiş olan sosyalist Afganistan, Sovyetler Birliği'nin çekilmesinin ardından bir iç savaşa sürüklenmiş ve SSCB'nin dağılmasının ardından ADHP rejimi köktendincilere daha fazla direnemeyerek yıkılmıştır. Anahtar Kelimeler : Afganistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, dış politikada karar alma, polihöristik model.
Özet (Çeviri)
The military intervention of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) in Afghanistan in 1979 is one of the breaking points of the Cold War. The détente period of the Cold War, which lasted through the 1970s, came to an end as a result of this intervention by the Soviet Union. Thus, the escalation process of the Cold War began and the political tension between the two blocs in the international system increased again. In 1985, after Mikhail Gorbachev became the Soviet leader, a process of liberalization and reform began in the Soviet Union. As a result of Gorbachev's“New Political Thinking”, in particular the policies known as“Perestroika”and“Glasnost”, attempts to reduce tensions between the United States of America (USA) and the USSR began. In this context, the Soviet Union also put withdrawal from Afghanistan on its agenda and following the Geneva Accords signed in 1988, Soviet troops started to withdraw from Afghanistan. After the complete withdrawal of the Soviet Union from Afghanistan, the USSR disintegrated in a short period of time, and the Democratic Republic of Afghanistan, which was ruled by a socialist regime, collapsed in the following period and the Islamic State of Afghanistan was established. As a result, the Cold War ended, and the bipolar international system was transformed into a unipolar system. The intervention in Afghanistan, which has a significant part in the history of the Cold War, has been widely discussed in the literature and evaluated in different dimensions. In this study, it is aimed to evaluate the decision-making processes in the Soviet Union's intervention and withdrawal from Afghanistan. Foreign policy analysis, and more specifically the study of foreign policy decision-making, is one of the newest sub-disciplines of International Relations. The basis of these studies was laid in the USA after the Second World War. The reasons such as the increase in relations and rivalries between states after the beginning of the Cold War and the increase in the number of states represented in the United Nations with the decolonization process have increased the interest in studies on foreign policy analysis and decision-making studies. In decision-making approaches that focus on the foreign policy-making processes rather than the outcomes of foreign policies by focusing on sub-state units, it is emphasized that foreign policymaking is not made by the state apparatus as a whole. Accordingly, by focusing on the actors involved in the decision- making process, an actor-specific perspective is adopted instead of an actor-general approach. In the area of foreign policy decision-making studies, there have been various approaches throughout the construction and development of this discipline. These approaches are mainly divided into two as decision-making models which are the models based on rational choice theory and the decision-making models based on the cognitive choice school. However, since the nineties, some multidisciplinary theories combining these two schools have started to emerge. One of them is the poliheuristic decision-making model theorized by Alex Mintz. In our study, this model is used as the theoretical framework. According to the hypotheses presented by this model, foreign policy decision-making is a two-stage and complex process that is both surrounded by cognitive constraints and based on a specific rationality. Decision- makers narrow down their foreign policy alternatives through cognitive shortcuts and make their final choices based on a cost-benefit analysis. In this context, the evaluation of the decision-making process is implemented through a method referred to as dimension-based analysis, and a decision matrix is created to calculate the optimum decision by evaluating each of the foreign policy alternatives within the framework of political, diplomatic, economic, military, etc. dimensions. According to the poliheuristic decision-making approach, domestic politics developments have a dominant influence on foreign policy decisions. In our study, the poliheuristic theoretical framework is used with the assumption that the Soviet Union's domestic dynamics have a dominant influence on its foreign policy decisions due to its single-party communist regime. The first part of our study begins with an explanation of the theoretical perspective we use. After presenting a literature review on the development of decision-making studies, the hypotheses of the poliheuristic decision-making model and the method of its application in case studies are explained. Thus, it is discussed how this model can be used to evaluate decision-making processes in Soviet foreign policy. Following the theoretical evaluations, a historical overview of the decision-making processes in Soviet foreign policy was offered. The historical background of the Soviet decision-making structure was introduced by evaluating the decision-making mechanisms and decision units from the Lenin period to the Brezhnev period. Then, with the help of Margaret Hermann's“decision units approach”, Soviet decision-making units were examined. Thus, in the following sections of our study, the Politburo of the Communist Party of the Soviet Union (CPSU) is considered as the decision-making unit. Then, the decision-making units and mechanisms from the intervention in Afghanistan to its termination were evaluated. In this way, the dynamics of decision-making processes under the leadership of the Soviet leaders of these years, Leonid Brezhnev, Yuri Andropov, Konstantin Chernenko and Mikhail Gorbachev, were conveyed. In the second part of our study, the Soviet Union's intervention in Afghanistan was evaluated. First of all, it was discussed why Afghanistan was important for the Soviet Union. In this context, the structural problems of Afghanistan until the transition to socialist regime in 1978 and the USSR-Afghanistan relations were evaluated. Then, the problems that came to the agenda with the Democratic Republic of Afghanistan which was founded with the Saur Revolution, the conflict between the two main factions within the People's Democratic Party of Afghanistan (PDPA), the“Khalq”and“Parcham”parties and the effects of this conflict, the emergence of the armed mujahideen as a security threat, and the process of the PDPA regime's invitation to the Soviet Union to send troops to Afghanistan leading to the Soviet intervention are discussed. For the evaluation of these processes, the documents related to the CPSU archives which are available in the digital archive of the think tank“Wilson Center”were used. After presenting the evaluations on Afghanistan and the process leading to the intervention, foreign policy alternatives were considered by applying the poliheuristic model. In this part of our study, the decision-making analysis is based on two different foreign policy alternatives:“To send a certain number of troops to Afghanistan to eliminate Hafizullah Amin to ensure security in the region”or“to conduct a small-scale operation, sending a limited number of special units to only eliminate Amin, and then return”. Our analysis is based on political, diplomatic, and military dimensions. At the end of the analysis, the first option was found to be the number one option in terms of both maximum and average utility. Indeed, the implemented decision was to send troops. The third and final part of our study deals with the decision-making processes during the USSR's withdrawal from Afghanistan. For this purpose, first of all, the reasons why the USSR found itself in a war that lasted more than nine years despite the fact that the military intervention was planned as a short-term operation were discussed. In this context, the war period is analyzed by dividing it into four different phases. The period from December 1979 to February 1980 was still only a military operation, while the period from February 1980 to April 1985 was the phase when the intervention turned into a war and the conflicts were at their peak. In this second phase of the war, Andropov, the Soviet leader after Brezhnev, had various peace initiatives and plans to end the war, but under his successor Chernenko, the war escalated again, and peace plans were suspended. The development that periodically brought the war into the third phase was the replacement of Chernenko by Gorbachev as the new leader of the USSR. As soon as Gorbachev, a reformist figure, took office, he began plans to withdraw from Afghanistan. In order to evaluate the dynamics of the withdrawal process more analytically, our study focuses on Gorbachev's New Political Thinking after reviewing the first two phases of the war. It was aimed to restructure the Soviet Union politically, economically, militarily, and socially with this new reformist political approach, which was mainly composed of Perestroika and Glasnost policies, and more liberal policies were adopted. Consequently, there was a tendency toward rapprochement with the Western bloc in foreign policy. In order to realize this goal, the withdrawal of Soviet troops from Afghanistan was first put on the agenda. In this context, the period from April 1985 to 1987 is considered as the third phase of the war. In this process, while the Soviet leadership was working on scenarios for withdrawal from Afghanistan, Babrak Karmal was removed from the leadership of Afghanistan and replaced by Mohammad Najibullah, and a policy of“national reconciliation”began to be enforced. Thus, the phase of the end of the war began in 1987 and all Soviet troops left Afghanistan in February 1989. The USSR's withdrawal from Afghanistan was the result of the Geneva Accords signed between Afghanistan and Pakistan in 1988, with the US and the USSR as guarantors. Following the evaluation of the process from intervention to withdrawal, a poliheuristic study of the decision to withdraw was conducted. In this study, three different decision alternatives were considered:“To withdraw the troops, guaranteeing the legitimate existence of the PDPA regime via an international agreement”,“unconditional withdrawal of troops without any negotiations”or“to continue the war by escalating and withdrawing troops after significant military success has been achieved”. Unlike the previous case study, the analysis in this section is based on four criteria: political, economic, diplomatic, and military dimensions. As a result of the evaluation, the first alternative was found to provide the highest benefit in terms of each dimension and this alternative was implemented as a foreign policy decision. Finally, a case comparison was made in our study. The foreign policy decisions implemented in both cases did not achieve the intended objectives. The military intervention, which was planned as a short-term intervention, turned into a long war; as a result of the withdrawal decision, which was planned for the survival of the Soviet Union and the neutralization of Afghanistan, both the Soviet Union disintegrated and the socialist regime in Afghanistan collapsed, and an Islamic state was established in Afghanistan. In terms of the decision-making mechanism, actors who have a security perspective influenced the leader during the intervention phase and ensured that this decision was taken. On the contrary, during the withdrawal phase, the leader with a liberal policy approach influenced other actors and led to the decision to withdraw. As a result of our study, it has been observed that the poliheuristic decision- making approach offers an effective theoretical framework for analyzing decision- making processes in foreign policy as a contemporary perspective. Since this model provides a multidimensional analysis framework, it enables specific assessment of the different dynamics that shape the perspectives of decision-making units in decision- making processes. Another conclusion we have achieved is about the capacity of the model we used in our study to explain the cases we analyzed. This model, which has been generally applied to decision-making processes in liberal democratic regimes in the literature, has been an effective tool for explaining the decision-making processes in the foreign policy of the USSR, which was ruled by an authoritarian one-party regime. This is because, according to the assumption of the poliheuristic model, the most dominant decision criterion in foreign policy decision-making processes is the political dimension. Thirdly, this war in Afghanistan was seen to have had effects that led to the disintegration of the Soviet Union and the Islamization of Afghanistan. The Soviet foreign policy, which was pushed into a squeeze in the international arena after the intervention, entered a relaxation after Gorbachev, but as a result of the change in the institutional structure of the USSR and the balance between the party and the state, the Soviet Union finally disintegrated. Among the reasons that led to the disruption of these balances was the exclusion of the Soviet army from the decision-making mechanisms due to its performance in the war in Afghanistan. Socialist Afghanistan, which had become dependent on the Soviet Union, was plunged into a civil war after the Soviet withdrawal and after the collapse of the USSR, the PDPA regime could no longer resist the fundamentalists and collapsed. Key Words : Afghanistan, Union of Soviet Socialist Republics, foreign policy decision-making, poliheuristic model.
Benzer Tezler
- Hileli finansal raporlama: Muhasebe manipülasyonu ile karlılık oranları ilişkisine yönelik ampirik bir araştırma
Fraud financial reporting: An empirical research on the relationship of accounting manipulation and profitability ratios
İLHAN ACAR
- Rethinking agricultural communication in the context of power/knowledge: Socialization of digital agriculture in Geyve
Tarımsal ı̇letı̇şı̇mı̇ bilgi/iktidar bağlamında yenı̇den düşünmek: Geyve'de dı̇jı̇tal tarımın sosyalleşmesı̇
KÜBRA SULTAN YÜZÜNCÜYIL
Doktora
İngilizce
2024
İletişim BilimleriGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİME YÜCEL BOURSE
- Etik liderliğin çalışan motivasyonuna ve iş tatminine etkisi
The effect of ethical leadership on employee motivation and job satisfaction / L'effet du leadership éthique sur la motivation desemployés et la satisfaction au travail
HİLAL KASABALIGİL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
İşletmeGalatasaray Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BELGİN BAHAR
- Kültür endüstrisi kapsamında sosyal medyanın tüketici karar verme tarzlarına etkisi: Elektronik ticaret sektöründe bir araştırma
The impact of social media within the scope of culture industry on consumer decision-making styles: A study in the e-commerce sector
ORHUN KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
İşletmeGalatasaray Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NEVİN KARABIYIK YERDEN
- Bankacılık sektöründe yöneticilere sağlanan faydalar ve banka performansı arasındaki ilişki: Borsa İstanbul'da işlem gören bankalar üzerine inceleme
The relationship between benefits provided to executives and company performance in banking sector: Investigation on banks traded in Borsa Istanbul
EYLÜL YARDIMCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
BankacılıkGalatasaray Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. OĞUZHAN BAHADIR