Le nouveau capitalisme etLes Coursiers des plateformes numériques à Istanbul
Yeni kapitalizm ve İstanbul'daki dijital platform çalışanı kuryeler
- Tez No: 811406
- Danışmanlar: DOÇ. DR. KAMİL CEM ÖZATALAY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sosyoloji, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
1980'li yıllar Türkiye'de neo-liberalleşme sürecinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Dünyada ve Türkiye'de yaşanan bu dönüşüm, teknolojik ilerlemelerin bir sonucu olarak çalışma ilişkilerinde bir dizi değişikliği de beraberinde getirmiştir. Bunların şirketlerin işleyişi ve çalışanların yaşamları üzerinde hem olumlu hem de olumsuz çeşitli etkileri söz konusudur. Bu bağlamda, yeni kapitalizmle birlikte yeni çalışma modelleri ortaya çıkmış ve neoliberal olarak adlandırılan, hayatın her alanında rasyonel, çıkarcı ve girişimci olması beklenen yeni bir öznenin ortaya çıkışına tanık olunmuştur. Ancak bu özne aynı zamanda her zamankinden daha kırılgan, eğreti ve güvencesiz koşullara mahkumdu. Özneden girişimci olmasını beklerken onu güvencesiz bir varoluşa mahkum eden yeni kapitalizmin bu özelliklerinin en belirgin olduğu alanlardan biri de platform ekonomisidir. Çalışma koşullarının esnekleşmesinin,“gel kendi işinin patronu ol!”söylemine yol açtığını görürüz. Kısacası, savaş sonrası döneme özgü güvenceli, iyi ücretli, sosyal haklar bakımından gelişkin çalışma rejimi günümüzde yerini, daha esnek, daha özerk ama daha güvencesiz bir çalışma rejimine bırakmıştır. Yeni kapitalizmde kuryelerin çalışmalarını en iyi tanımlayan model“gig ekonomisi ”dir.“GIG”İngilizce bir kavramdır ve aslen caz müzisyenleri tarafından kullanılan kısa süreli angajman biçimi anlamına gelmektedir. Ekonomiye gelince, kısa süreli istihdam ile geçici işlerin ekonomisi anlamına gelir. Kuryelerin çalışma rejimi GIG ekonomisine mükemmel bir şekilde uymaktadır, çünkü çoğunlukla parça başı çalışmayı içermektedir ve yasal olarak kendilerini istihdam eden şirketin ortağı kabul edilirler. GIG ekonomisinin karakterize ettiği bu ortamda, giderek esnekleşen çalışma biçimlerine geçiş, e-ticaretin hızlı bir büyüme yaşadığı pandemi sürecinde hızlanmış, kuryeler için de benzeri görülmemiş bir talep yaratmış ve istihdam biçimleri açısından bir dönüşüme yol açmıştır. Pandemi öncesinde kuryeler ücretli işçi olarak istihdam ediliyordu. Ancak pandemi, bu sektörde ücretli çalışmadan serbest çalışmaya doğru bir geçişi tetikledi. Başlangıçta bu geçiş“herkes kendi işinin patronu olacak”şiarıyla teşvik üzerine kuruluydu. Bir süre sonra serbest meslek bir zorunluluk haline geldi.“Esnaf kurye”bu şekilde ortaya çıktı. Bu modelde kuryeler bağımsız yükleniciler olarak kabul ediliyor ve teslim ettikleri paket sayısına ve/veya çalışma sürelerine göre gelir elde ediyorlar. Ancak, kaza veya hastalık durumunda çalışamazlar ve dolayısıyla herhangi bir gelir elde edemezler. Buna ek olarak, bu yeni istihdam biçimi altında, kendi sosyal sigortalarını ödeyen moto-kuryeler, araçlarının yakıt, bakım ve onarım gibi masraflarından sorumlu olurlar. Ve son olarak, yasal olarak bağımsız yükleniciler oldukları için, her motorlu kuryenin bir muhasebeci ile çalışması gerekir ki bu da ek bir masraf kapısını oluşturur. Bu çalışma, bir yandan kendilerini esnaf kuryelerine dönüştüren, diğer yandan da güvenceli çalışma koşullarını giderek kaybeden motorlu kuryelerin bu dönüşüme nasıl anlam verdiklerini incelemektedir. Kendilerini işçi olarak mı yoksa esnaf olarak mı görüyorlar? Bu yeni çalışma modeli altında gelirlerinin arttığını düşünüyorlar mı? Ücretli çalışmaya bağlı sosyal haklardan mahrum bırakılmanın adil olduğunu düşünüyorlar mı? Geleceklerini nasıl görüyorlar? Nitel araştırma teknikleri kullanılarak kuryelerle yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla gerçekleştirilen bir saha araştırmasından elde edilen verilere dayanan bu araştırmada, görüşülen kişilerin mesleklerini gerçek bir iş olarak değil, işsizlikten kurtulmak için yaptıkları bir iş olarak gördüklerini anlıyoruz. Ayrıca, kurye-Esnaf şeklindeki istihdam modelinin kuryelerin kendilerini olumlu anlamda bireyselleştirmelerine izin vermediğini ve bu modelin temel işlevinin kuryelerin hak savunusu ve sendikalaşma faaliyetleri için kolektif mücadele kanallarını zayıflatmak olduğunu göreceğiz.
Özet (Çeviri)
The 1980s are considered a turning point in Turkey's neoliberalization process. This transformation in the world and in Turkey brought about a number of changes in labor relations as a result of technological advances. These have had various effects, both positive and negative, on the functioning of companies and the lives of workers. In this context, new work models were developed in the wake of the new capitalism, witnessing the emergence of a new subject qualified as neoliberal, who was expected to be rational, self-interested and self-entrepreneurial in all areas of life. But this same subject was also more vulnerable, fragile and condemned to precarious conditions than ever before. One of the areas in which these characteristics of the new capitalism, which condemns the subject to a precarious existence while expecting him to be an entrepreneur, have been most evident is the platform economy. The flexibilization of working conditions has led to the discourse of“come and be your own boss!”In short, the post-war mode of work has given way to a more flexible, more autonomous, but more precarious one Similarly, the model that best describes courier work in the new capitalism is the“gig economy”.“Gig”is a concept in English and originally stands for a shortened form of engagement used by jazz musicians. As for the economy, it means the economy of odd jobs with short-term employment. The work regime of couriers corresponds perfectly to the gig economy, because it mainly involves piecework, and they are legally partners of the company that employs them. In this environment characterized by the gig economy, the transition to increasingly flexible working models accelerated during the pandemic process, when e-commerce grew rapidly, creating unprecedented demand for couriers and transforming their mode of employment. Before the pandemic, couriers were employed as salaried workers. However, the pandemic triggered a transition from salaried to self-employed work in this sector. Initially, this transition was based on incentives under the slogan“everyone will be their own boss”. After a while, self-employment became an obligation. The“Esnaf courier”was born. In this model, couriers are considered independent contractors and earn an income based on the number of parcels they deliver and/or the duration of their work. However, in the event of accident or illness, they cannot work and therefore cannot receive any income. In addition, under the new work regime, the motocourier who pays his own social insurance is responsible for vehicle expenses such as fuel, maintenance and repairs. And finally, as a legally independent contractor, each motorcourier must work with an accountant, which creates an additional expense. This study examines how motorcouriers, who are transforming themselves into the Esnaf couriers on the one hand, and gradually losing their protected working conditions on the other, make sense of this transformation. Do they see themselves as workers or merchants? Do they think their incomes have increased in this new working model? Do they think it's fair to be deprived of the social rights associated with salaried work? How do they see their future? In this research, which is based on data obtained from a field survey conducted through semi-structured interviews with couriers as part of qualitative research techniques, we understand that the interviewees do not consider their profession as a real job, but as a job they do to avoid unemployment. Furthermore, we will see that the employment model in the form of the Esnaf couriers does not allow couriers to individualize themselves in a positive sense, and that the main function of this model is to weaken the channels of collective struggle for the defense of rights and the unionizing activities of couriers.
Benzer Tezler
- Türkiye'de 2000'ler sinemasında taşraya dönüşün sosyopolitik ve kültürel söylem evrenleri
Sociopolitical and cultural discourse of returning to the provinces in cinema in Turkey after the 2000s
ZAHİDE NİHAN DOĞAN
Doktora
Türkçe
2023
Sahne ve Görüntü SanatlarıGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLGÜN TUTAL
- La gentrification rurale: Le cas d'Assos, Çanakkale
Kırsal soylulaştırma: Assos, Çanakkale örneği
SELİN KILIÇ
Yüksek Lisans
Fransızca
2020
SosyolojiGalatasaray ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. A. DİDEM DANIŞ
- Alternatif medya yaklaşımıyla Kürtçe dijital kültür-sanat dergiciliği
The publication of Kurdish digital culture and art magazines through an alternative media approach
LEYLA ÖZKAPLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
GazetecilikGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEREN SÖZERİ ÖZDAL
- Girişimcilik temelinde alternatif bir finansman modeli olan kitle fonlaması ve Türkiye'deki yatırımcılarına yönelik bir araştırma
Crowdfunding as an alternative financial model based on entrepreneurship and an investigation for investors in Turkey
FARUK ŞAHAP
- Endüstriyel tasarımcı olarak Peter Behrens
Başlık çevirisi yok
GAMZE TÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİLİZ ÖZER