Geri Dön

Yetişkin bireylerin cinsel tacize yönelik tutumları ve tacize ilişkin duygularının tacizi reddetme ve tacizle başa çıkma stratejileri ile olan ilişkisi

The relationship of adults' attitudes towards sexual harassment and emotions regarding harassment with strategies for refusal and coping with harassment

  1. Tez No: 817872
  2. Yazar: GÜL DENİZ DERİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GÖKLEM TEKDEMİR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Psikoloji, Psychology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Psikoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 171

Özet

Reddetmeler tıpkı rica etme, özür dileme, minnet duyma gibi belli bir eylem bildiren bir söz edimidir. Etkileşimler boyunca bu tür söz edimleri ilişkilerimizi başlatır, sürdürür, korur veya bitirir. Bu etkileşim sürecinde, sahip olduğumuz sosyal değer olarak tanımlanabilecek yüzümüzü (face) koruyup sürdürmeye ve onaylanmasını sağlamaya çalışırız. Dolayısıyla yüzlerimizi -olumlu veya olumsuz- korumak için karşılıklı bir iş birliğine ihtiyacımız vardır. Reddetmeler de bu iş birliğini zorlaştıran söz edimleridir. Çünkü bir rica, istek veya emre karşı gelme durumu söz konusudur. Nezaket ise bu durumları hafifletmek için kullanılan bir strateji olarak karşımıza çıkar. Çalışmalar, insanların etkileşim partnerlerini genellikle doğrudan reddetmediğini, bunun yerine özür dileme, mazeret/neden gösterme ya da alternatif çözümler üretme gibi dolaylı reddetme stratejileriyle reddettiklerini göstermektedir. Ancak bu çalışmalar genellikle farklı dilsel kökenlerden gelen bireylerin, farklı cinsiyetlerin ya da birbirine göre farklı statüdeki kişilerin kullandıkları stratejilerin farklılıklarına ya da benzerliklerine odaklanmaktadır. Şimdiye kadar bir cinsiyet grubu üyelerinin başka cinsiyet grubunun üyelerini cinsel taciz durumlarında nasıl reddettiğini inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada reddetme stratejileri önemli bir toplumsal sorun olan cinsel tacizle birlikte ele alınmıştır. Cinsel taciz, en basit ve kapsayıcı ifadeyle istenmeyen cinsel içerikli davranışlardır. Erkeklerin kadın cinselliği üzerinde hak sahibi olduğu inancından beslenen ataerkil pratikler kadın-erkek etkileşiminin normlarına dair algıları ve dolayısıyla bireylerin cinsel tacize yönelik tutumlarını etkilemektedir. Bu çalışmada, kadına yönelik bu ayrımcı tutumların hem cinsel taciz karşısındaki reddetme stratejilerinin ögeleriyle hem de başa çıkma stratejileriyle ilişkili olduğu düşünülmüştür. Bunun yanı sıra, kişilerin cinsel tacizle karşılaştıklarında hangi duyguları deneyimlediğini keşfetmek de önemlidir. Çünkü cinsel taciz karşısında, öfke gibi ötekine yönelik duygular harekete geçirici olabilirken, utanç ya da suçluluk gibi kişinin kendisine yönelik duyguları daha dolaylı ya da pasif tepkiler ortaya koymasıyla ilişkili olabilir. Araştırmada çoğunluğu genç-orta yaşta (Ort. = 31.96, SS = 10.98) olan 294 kişiye (N= 217 kadın, 77 erkek) kartopu örnekleme yoluyla ulaşılmıştır. Katılımcıların %60'ı daha önce en az bir kez cinsel tacizle karşılaştığını bildirmiştir ve bunların %87'si kadındır. Öncelikle, oluşturulan cinsel taciz senaryoları pilot çalışma aşamasındaki katılımcılara sunulmuş ve bunlardan 15 tanesi seçilmiştir. Katılımcılara bu 15 cinsel taciz senaryosu sunularak her bir senaryodan sonra okudukları durum karşısında hissettikleri duygu sorulmuştur. Senaryoların sekizinde katılımcıların anlatılan durum karşısında ret içerecek bir yanıt vermesi, kalan yedisinde ise sözlü-sözsüz istedikleri herhangi bir tepkiyi yazmaları istenmiştir. Senaryoların ardından katılımcılar Cinsel Tacize İlişkin Tutumlar Ölçeği (CTT) ve Çelişik Duygulu Cinsiyetçilik Ölçeğini (ÇDC) tamamlamışlardır. Verilerin analizi açımlayıcı sıralı karma yöntemle gerçekleştirilmiş, içerik analiziyle ortaya çıkarılan reddetme stratejileri ile başa çıkma şekillerine ait temalar ve duygular kategorik değişkenlerden sürekli değişkenlere çevrilerek nicel veri analizine hazırlanmıştır. Nihayetinde temalardan ve duygulardan alınan toplam puanlar ve ölçek puanları analiz edilmiştir. Sonuçlar, öncelikle erkeklerin kadınlara kıyasla ÇDC ve CTT puanlarının daha yüksek olduğunu, ayrıca cinsel taciz karşısındaki iddialı (assertive) tepkileri daha az gösterdiklerini ortaya koymuştur. ÇDC ve CTT'nin doğrudan ya da muhatabı caydıran stratejilerle reddetme eylemi ile negatif, neden göstererek reddetme ile pozitif ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca temalar arasındaki istatistiki ilişkiler de daha iddialı stratejiler olan doğrudan ve muhatabı caydırarak reddetmenin, iddiasız ve yüzü koruma gücü yüksek olan neden göstererek reddetme ile negatif yönde korelasyon göstermiştir. Buna paralel şekilde, CTT'nin taciz edenle yüzleşme ya da ona karşı misilleme yapma ile negatif, kaçınmalar gösterme ile pozitif yönlü ilişkileri ortaya konulmuştur. Katılımcılar tüm senaryolar karşısında en çok öfke, tiksinti, can sıkıntısı, şaşkınlık ve korku duygularını bildirmişlerdir. Duygular ile cinsel taciz karşısındaki tepkilerin ilişkilerine bakıldığında, öfke ile doğrudan reddetme şekilleri, yüzleşme ya da kişiyi ifşa ederek başa çıkmanın pozitif, kaçınarak reddetme ile negatif ilişkisi vardır. Aynı zamanda, utanç ifşa ederek başa çıkma ile negatif yönde ilişkilidir. Bulgular kadına yönelik ayrımcı tutumların cinsel taciz karşısında bireylerin verdiği tepkilerin agresiflik derecesini etkilediğini göstermektedir. Bu noktada ayrımcı tutumlara sahip bireylerin cinsel tacize dair çarpık nedenselleştirmelerinin ve dolayısıyla nispeten ılımlı tepkilerinin mizojinist inançlara dayandırılmış olabileceği tartışılmıştır. Ayrıca cinsel taciz karşısındaki tepkilerin sertlik ve netlik derecesi arttıkça etkili bulunma derecelerine dair algının da arttığının görülmesi, gerçekten de taciz karşısında hangi tepkilerin daha uygun olduğuna dair kişiler arasında paylaşılan toplumsal bir normu yansıtıyor ve bu normu pekiştiriyor olabilir. Öte taraftan, bu durum farklı tepkiler veren bireylerin kendini yeterince savunmadığına yönelik toplumsal düzlemde bir eleştiri doğmasına da yol açmaktadır. Oysa, önceki çalışmalar hem konuşma şekillerinin çoklu biçimlerini hem de başa çıkarken agresif tepkiler yerine destek aramanın psikolojik olarak bireylere daha iyi geldiğini savunmaktadır. Bu çerçevede bu çalışmada kadın ve erkek tüm bireylerin cinsel tacizle ilgili daha çok bilinçlendirilmesi ve öncelikle önleyici stratejilerin belirlenmesinin daha değerli olacağı tartışılmıştır.

Özet (Çeviri)

Refusals are speech acts that express a certain action, just like asking, apologizing, expressing gratitude. We initiate, maintain, protect, or end our communication with such speech acts through our interactions. In this interaction process, we try to protect and maintain our face -positive or negative-, which can be defined as the social value people have, and to ensure its approval. Hence, we need mutual cooperation to protect our faces. Refusals are speech acts that make this cooperation difficult. Because there is a situation of opposing a request, desire or order. Here, politeness is a strategy used to mitigate these situations. Studies show that people generally do not refuse their interaction partners directly but instead refuse through indirect refusal strategies such as apologizing, giving excuses/reasons, or generating alternative solutions. However, these studies generally focus on the differences and similarities of the strategies used by individuals from different linguistic backgrounds, gender, or status. So far, no study has been found that how one gender group member refuse another gender group member during sexual harassment. In this study, refusing strategies will be examined together with sexual harassment, which is an important social issue. Sexual harassment, in the simplest and most inclusive terms, is unwanted sexual behaviors. Patriarchal practices, fed by the belief that men have rights over women's sexuality, due to gender-specific stereotypes, affect sexism, perceptions of the norms of male-female interaction, and thus, people's attitudes towards sexual harassment. In this study, it was thought that these discrimination against women were related to both refusing and coping strategies during sexual harassment. It is also important to discover what emotions people experience when they encounter sexual harassment. Because, in the face of sexual harassment, emotions towards the other such as anger may be activating, while emotions toward self such as shame or guilt may be related to revealing more indirect or passive reactions. In this study, 294 participants (N= 217 women, 77 men), most of whom were young-middle-aged (M = 31.96, SD = 10.98), were reached through snowball sampling. 60% of the participants reported that they had experienced sexual harassment at least once before and 87% of them were women. First of all, several harassment scenarios were presented to participants of the pilot study and 15 of them were labeled as sexual harassment scenarios. These 15 sexual harassment scenarios were presented to participants of the main study and they were asked how they felt about the situation they read after each scenario.In eight of the scenarios, the participants were asked to give a response to the narrative that would include refusal, and for the remaining seven, they were asked to state any verbal or nonverbal response they wanted to give. After the scenarios, the participants completed the Sexual Harassment Attitudes Scale (SHAS), and the Ambivalent Sexism Inventory (ASI). The analysis of the data was carried out with an exploratory sequential mixed method, and the themes and emotions related to the refusal strategies and coping styles revealed by content analysis were converted from categorical variables to continuous variables, and prepared for quantitative data analysis. Finally, the analyzes were carried out on the scores of themes, emotions and scales. The results revealed that, overall, men had higher ASI and SHAS scores and less assertive responses to sexual harassment than women. ASI and SHAS were found to have a negative relationship with direct or dissuading refusal strategies, and a positive relationship with refusing via explanation. In addition, relationships between those themes showed that direct and dissuade refusals, which are more assertive strategies, were negatively related to refusing via explanation, which is nonassertive and has the power to protect face. In parallel to this, negative correlations of SHAS with confrontation or retaliation against the harasser, and positive relations with avoidance were revealed. In all scenarios, participants reported mostly anger, disgust, uneasiness, surprise, and fear. Looking at the relationships between emotions and responses to sexual harassment, anger has a positive relationship with direct refusal styles and coping with confrontation or exposing the harasser, and a negative relationship with coping through avoidance. In addition, shame is negatively associated with coping through avoidance. The findings show that discriminatory attitudes towards women affect the degree of aggressiveness of individuals' responses in the face of sexual harassment. At this point, it was discussed that the distorted causation of sexual harassment by individuals with discriminatory attitudes, and therefore their relatively moderate responses, may have been based on mijozinist beliefs. Moreover, the perception of the degree of effectiveness increases as the harshness and clarity of the reactions against sexual harassment increase, which may reflect and reinforce a social norm shared among people about what responses are most appropriate to harassment. On the other hand, this situation leads to criticism at the social level that individuals who give different reactions do not defend themselves sufficiently. However, previous studies have defended the idea that there are multiple forms of speech and that seeking support is psychologically better for individuals than aggressive ways of coping. Within this framework, it was discussed that it would be more valuable to raise awareness among all individuals, men and women, about sexual harassment and to determine preventive strategies first.

Benzer Tezler

  1. Yetişkin bireylerin narsistik eğilimleri ile çocukluk çağı travmalarının ölüme karşı tutumları üzerine etkisinin incelenmesi

    Examining the effects of adult individuals narcissistic tendencies and childhood traumas on their attitudes towards death

    TAHA BERK ŞENDAĞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikolojiÜsküdar Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSNÜ ERKMEN

  2. Yetişkinlerde madde bağımlılığı ile çocukluk çağı travmaları ve bağlanma stilleri arasındaki ilişki

    The relationship between substance abuse and childhood traumas and attachment styles in adults

    EFE BARKIN SEYFELİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Psikolojiİstanbul Aydın Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM ŞENER

  3. Çocukluk çağı travmalarının, yetişkin bağlanma stillerinin ve psikolojik iyi oluşun cinsel doyum üzerindeki etkisi

    Effects of childhood traumas, adult attachment styles and psychological well-being on sexual satisfaction

    DİLAN YELÖRGÜ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Psikolojiİstanbul Aydın Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEBRAİL KISA

  4. Çocukluk deneyimleri ve ebeveynleşmenin cinsel benlik şeması, cinsel kompulsiyonlar ve ilk cinsel ilişki zamanlaması ile ilişkilerinin incelenmesi

    An examination of childhood experiences and parentification on sexual identity schemas, sexual compulsions, and the timing of first sexual intercourse

    SÜHA TOPÇU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZERRİN BÖLÜKBAŞI MACİT

  5. Beliren yetişkinlik dönemi ve yetişkinlik döneminin romantik ilişki yaşantıları, inançları ile cinsel tutum ve yaşantıları açısından karşılaştırılması

    Comparison between emerging adulthood and adulthood periods in terms of romantic relationship experiences, relationship beliefs and sexual behaviours

    FATİH AYYILDIZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikolojiÜsküdar Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM YAVUZ GÜLER