Prolapsus hastalarında vajinal histerektomi ve apikal süspansiyon cerrahisi ile sakrohisteropeksi operasyonlarının rekürrens açısından karşılaştırılması
Comparison of vaginal hysterectomy with apical suspension surgery and sacrohysteropexy operations in terms of recurrence in prolapse patients
- Tez No: 820307
- Danışmanlar: PROF. DR. MURAT EKİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: pelvik organ prolapsusu, vajinal histerektomi, uterosakral ligament süspansiyonu, sakrohisteropeksi, rekürrens, apikal prolapsus, pelvic organ prolapse, vaginal hysterectomy, uterosacral ligament suspension, sacrohysteropexy, recurrence
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 87
Özet
Amaç: Pelvik organ prolapsusu (POP), vajinanın apeksinin (serviks ya da vajinal kaf), ön ve arka duvarlarının, bir veya daha fazlasının valsalva manevrasıyla yer değiştirmesi olarak tanımlanır. POP, yaşlanan popülasyonla orantılı olarak kadınlarda sık görülen ve giderek yaygınlaşan önemli bir sağlık sorunudur. Tedavi amacıyla pelvik taban kas egzersizleri ve pesser gibi konservatif tedavi yöntemleri tercih edilebileceği gibi konservatif tedaviden fayda görmeyen veya konservatif tedaviyi istemeyen hastalara cerrahi seçeneği sunulur. Çalışmamızda apikal onarım kapsamında uterus koruyucu cerrahide altın standart olarak kabul edilen sakrohisteropeksi yöntemi ve vajinal histerektomi ile yüksekte uterosakral ligament süspansiyonu tekniklerinin anatomik sonuçlarını, rekürrens ve reoperasyon oranlarına dayalı objektif başarı oranlarını, intraoperatif – postoperatif komplikasyonlarını, hasta memnuniyetini, üriner semptomlar ve cinsel fonksiyon üzerinden yaşam kalitesine etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. Gereç Yöntem: Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde opere olan 90 hastanın retrospektif, gözlemsel olarak takip edildiği bir kohort çalışmasıdır. Apikal prolapsus nedeniyle sakrohisteropeksi ve vajinal histerektomi ile yüksekte uterosakral ligament süspansiyonu operasyonları gerçekleştirilen hastaların demografik verileri toplandı, pelvik relaksasyon ölçümleri POP-Q ile yapıldı. Birincil olarak subjektif prolapsus sorgulandı ve yeniden POP cerrahisi geçiren hastaların verileri toplandı. Pelvik taban bozuklukluklarında üriner semptomları değerlendirmek amacıyla UDİ-6 anketi, cinsel fonksiyonların değerlendirilmesi için PISQ-12 testi uygulandı ve postoperatif hasta memnuniyeti sorgulandı. Elde edilen veriler üzerinden istatistik analizleri yapıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan 90 hastanın 45'i sakrohisteropeksi 45'i VAH + yüksek USLS cerrahisi geçirmişti. Postoperatif ortalama takip süresi 37.63±21.46 (12- 76) aydı. Hastaların yaş ortalaması 58.58±11.45 (32-83), parite ortalaması 3.13±1.8 (1-11), VKİ ortalaması 27.49±3.88 (20-42) idi. Meş ilişkili komplikasyon ve üreter komplikasyonu rapor edilmedi. Herhangi bir bölmeden prolapsus rekürrensi ile yeniden operasyon oranları sakrohisteropeksi cerrahisi sonrası %22,22 iken, vajinal histerektomi ve yüksekte uterosakral ligament süspansiyonu sonrası %24,44 idi. Sakrohisteropeksi ve vajinal histerektomi ile uterosakral ligament plikasyonu olgularının preoperatif stage (p=0.524) ve post-operatif stage (p=0.766) dağılımları arasında anlamlı farklılık olmadığı tespit edildi. Her iki cerrahi müdahale türünde anterior (p=0.057) ve apikal (p=0.846) rekürrens olgularının dağılımlarında ve şikayet başlangıç süre (ay) ortalamalarında anlamlı farklılık olmadığı tespit edildi. Grupların UDI-6 ve PISQ-12 skor ortalamalarında istatiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Sonuç: Çalışmamız sakrohisteropeksi ve vajinal histerektomiyle birlikte uterosakral ligament süspansiyonu cerrahilerinin apikal prolapsus için hem etkili hem de güvenli operasyonlar olduğunu göstermektedir. İki cerrahi tekniğin komplikasyon oranlarında, subjektif prolapsus oranında, şikayetlerin başlangıç sürelerinde ve reeoperasyon oranına dayalı objektif başarısızlık oranlarında anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür.
Özet (Çeviri)
Aim: Pelvic organ prolapse (POP) is defined as the displacement of one or more of the apex (cervix or vaginal cuff), anterior and posterior walls of the vagina by the valsalva maneuver. POP is an important health problem that is increasingly common in women in proportion to the aging population. Conservative treatment modalities such as pelvic floor muscle exercises and pessary can be preferred for the treatment of POP. Surgical option is offered to patients who do not benefit from conservative treatment or who do not want conservative treatment. In our study, we aimed to compare the anatomical results, objective success rates based on recurrence and reoperation rates, intraoperative and postoperative complications, patient satisfaction, and the effects on quality of life through urinary symptoms and sexual function of the sacrohysteropexy method, which is accepted as the gold standard in uterus sparing surgery within the scope of apical repair, versus vaginal hysterectomy and high uterosacral ligament suspension techniques. Material and Methods: This is a retrospective, observational cohort study of 90 patients who underwent surgery at Bakırköy Dr. Sadi Konuk Training and Research Hospital, Health Sciences University. Demographic data of the patients who underwent sacrohysteropexy and vaginal hysterectomy with high uterosacral ligament suspension for apical prolapse were collected and pelvic relaxation was measured with POPQ. Subjective prolapse was questioned primarily and data of patients who underwent POP surgery again were collected. The UDI-6 questionnaire was used to evaluate urinary symptoms in pelvic floor disorders, the PISQ-12 test was applied to evaluate sexual functions, and postoperative patient satisfaction was questioned. Statistical analyses were performed on the data obtained. Results: Of the 90 patients who participated in the study, 45 had undergone sacrohysteropexy and 45 had undergone VAH + high USLS surgery. The mean postoperative follow-up period was 37.63±21.46 (12-76) months. Mean age was 58.58±11.45 (32-83), mean parity was 3.13±1.8 (1-11), and mean BMI was 27.49±3.88 (20-42). No mesh-related complications and ureteral complications were reported. Reoperation rates with recurrence of prolapse from any compartment were 22.22% after sacrohysteropexy surgery and 24.44% after vaginal hysterectomy with x high uterosacral ligament suspension. There was no significant difference between preoperative stage (p=0.524) and postoperative stage (p=0.766) distributions of sacrohysteropexy vs. vaginal hysterectomy and uterosacral ligament suspension. There was no significant difference in the distribution of anterior (p=0.057) and apical (p=0.846) recurrence cases and mean duration of symptom onset (months) in both surgical intervention types. There was no statistically significant difference in the mean UDI-6 and PISQ-12 scores of the groups. Conclusion: Our study shows that sacrohysteropexy and uterosacral ligament suspension with vaginal hysterectomy are both effective and safe operations for apical prolapse. There was no significant difference in the complication rates, subjective prolapse rate, duration of onset of symptoms, and objective failure rates based on reoperation rate between the two surgical techniques.
Benzer Tezler
- Apikal pelvik organ prolapsusu cerrahisi sonrası rekürren olguların incelenmesi
Examination of recurrent cases after apical pelvic organ prolapse surgery
CANSU KÜBRA EKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇETİN KILIÇÇI
UZMAN REYYAN GÖKÇEN İŞCAN
- Uterus desensusu nedeniyle L/S histerektomi yapılan vakalarda vajinal kafın retroperitoneal olarak 1 no prolen sütürle batın yan duvar kas aponörozu üzerine askı yapılmasının kısa ve uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi
Short and long term results of L/S hysterectomy and vaginal suspension to lateral retroperitoneal abdominal wallaponeurosis with 1 no prolen suture cases because of uterine descent
ŞEYMA ŞAFAK IŞIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Kadın Hastalıkları ve DoğumSüleyman Demirel ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET OKAN ÖZKAYA
- Apikal prolapsus tedavisinde kullanılan abdominal (açık ve laparoskopik) sakrokolpopeksi/sakroservikopeksi ile vaginal sakrospinöz ligamentopeksi operasyonlarının uzun dönem pelvik taban kas kuvvetine etkilerinin karşılaştırılması
The comparision of abdominal (open and laparoscopic) sacrocolpocopex/sacroservicopexy used in apical prolapse treatment and vaginal sacrospinous ligamentopexy operations to the effects of long term pelvic floor muscle strength
CİHAN EŞİTKEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Kadın Hastalıkları ve DoğumAbant İzzet Baysal ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖNDER KOÇ
- Laparoskopik sakrouterin plikasyon yapılan hastalarda kısa dönem sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of short-term results in patients undergoing laparoscopic sacrouterina ligament plication
SALİH İNCE
Tıpta Uzmanlık
İngilizce
2021
Kadın Hastalıkları ve DoğumAtatürk ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ EMSAL PINAR TOPDAĞI YILMAZ
- Vajinal histerektomi yapılan hastaların uzun dönemde pelvik organ prolapsus semptomları ve muayene bulgularının karşılatırılması
The incidence of cuff prolapse in patients undergoing vaginal HYS-terectomy and to compare the pre- and post-hysterectomy prolapse-related symptoms and pelvic examination findings.
LÜTFİYE YEŞİM AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞADIMAN KIYKAÇ ALTINBAŞ