Geri Dön

Alternatif aktivist medya yaklaşımıyla belgeselin yeniden dolayımı

La remediation du documentaire avec une approche alternative des medias activistes

  1. Tez No: 823384
  2. Yazar: ÖZLEM KAHVECİ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. CEREN SÖZERİ ÖZDAL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Radyo-Televizyon, Radio and Television
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 230

Özet

Yeni medya iletişim teknolojilerin sağladığı teknik olanaklar ve sosyal ağların sunduğu ortam ile dönüşüme uğrayan belgesel film, artık tek bir medyumla sınırlı kalmaktan öte medyumlar arası yer değiştiren bir araştırma projesi olarak tanımlanmaktadır (MIT Open Documentary Lab, 2023). Klasik endüstriyel uzun metraj belgeseller yerini belgesel üretim araçlarının ve bir medyum olarak belgeselin geniş ve görünmez bir ağ oluşturarak bireyler ve gruplar arasında paylaşıldığı yeni pratiklere bırakmaktadır (Zimmermann & De Michiel, 2017). Katılım ve ortaklaşa üretime sıklıkla başvuran“yeni”medya belgeselleri fiziksel alanda gerçekleşebileceği gibi örnekleri interaktif ya da veri tabanı belgesellerinde görülen dijital müşterekleşme pratikleriyle de hayata geçirilebilir (Aguayo, 2019). Bu çalışma devlet medyası ve ticari medyaya alternatif olarak sivil toplumla birlikte üretim yapan belgeselcilerin, mücadelesi verilen hak alanlarında mesajlarını sivil alanla nasıl ortaklaştırıp dolayımladığını araştırmaktadır. Devlet medyası ve özel ticari medya arasında“üçüncü ses”diye tanımlanabilen alternatif medyaya (Servaes, 1999) ayrıca sivil toplumun bir parçası olarak yaklaşmak mümkündür (Bailey vd. 2015). Sosyal ağların ve yeni medya teknolojilerinin arabuluculuk ettiği karşılaşmalarla kendileri de birer içerik üreticisine dönüşen sivil toplum örgütlerinin (Özgün Özçer, Birebir Online Görüşme, 25 Nisan 2023) ürettikleri mesaj, kimi zaman eski medyanın kimi zamansa yeni medyanın olanaklarını kullanılarak dolayımlanmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının maddi imkanları ve insan kaynağı, uzun metraj belgesellere üretim sürecinde kaynak bulmakta zorlanan ve konvansiyonel gösterim ağları sınırlı belgeselcilere, savundukları değerleri ve dünya görüşlerini ortaklaştırarak anlatabilecekleri alternatif taktiksel bir üretim ve dağıtım modeli sunar. Çalışma; Jay David Bolter ve Richard Grusin'in (1999)“Medyum, yeniden dolayıma sokandır.”düşüncesinden yola çıkmaktadır. Alternatif aktivist yeni medya belgesellerinde yeni olanın ne olduğunu araştırabilmek adına; herhangi bir medyanın teknik, sosyal ve ekonomik bağlamlardan oluşan bir ağ olduğu ve bu ağı bir teknoloji olarak medyumun ördüğünü savunan Bolter ve Grusin'in bu görüşü, bu çalışmada bir medyum olarak belgeselin oluşturduğu ağ ile örneklenmektedir. Bu kuramsal altyapı ve yöntemsel bakış açısından yola çıkan çalışma, çeşitli formlarda belgesel üreten sivil toplum alanının medyumla kurduğu ilişkiyi örneklerken, eyleyenleri yaklaşık iki yıl süren araştırma süreci boyunca karşılaştığı sivil toplum ve belgesel aktörleri arasından seçmiştir. Çalışma sahası, Temmuz 2021 ile Ekim 2022 tarihleri arasında sivil toplum kuruluşlarının atölyelerinde karşılaşılan belgeselci sivil toplumcu aktörlerden oluşturulmuştur. Çalışmanın dayanaklarından olan Sitüasyonizm akımına dahil olan sanatçılar; belirli bir çevrenin bireylerin duyguları ve düşünceleri üzerindeki etkilerini araştırmak adına“dérive”isimli hedefsizce sürüklenmeye dayalı yürüyüşler yapardı (Bishop, 2018). Bu çalışma; dérive ve bu yürüyüşleri haritalayan psikocoğrafya tekniğini bir yöntem olarak benimser, ancak bu kez yürünen bir şehirden ziyade sivil toplum alanının belgeselcilerle kesiştiği medyumlar arası yer değiştirmeyle örülen estetik, politik, teknik ve sosyal ağdır. Bu yöntemle örneklemi pratiğin ve pedagojinin içindeyken karşılaşılan ve gözlemleme şansı bulunan aktörlerden oluşturmak, seçilen sosyal faillerin anlam dünyalarını ve estetik, politik ve ekonomik kaygılarını yakından görme olanağı vermiştir. Ayrıca seçim alanına alınan sivil toplum aktörleri ve belgeselcilerle Nisan 2023 ile Mayıs 2023 tarihleri arasında çoğunluğu online ve 40-70 dakika uzunluğunda yarı yapılandırılmış on iki görüşme yapılmıştır. Bahsi geçen görüşmecilerin listesi şu şekilde sıralamaktadır: Gazeteci ve Gezegen 24 eski editörü Özgün Özçer, akademisyen ve Açık Açık Derneği'nin kurucusu Itır Erhart, NewsLabTurkey: Dijital Medya Araştırmaları Derneği kurucusu ve akademisyen Sarphan Uzunoğlu, Şahintepe Halk Dayanışması mücadelecilerinden ve aynı zamanda ikisi de belgeselci Özgür Cihan Uçar ile Yasin Serindere, Kültürhane Mersin'in kurucularından ve Mekânda Adalet Derneği üyesi Ulaş Bayraktar, Mekânda Adalet Derneği Çevre Adaleti Programı asistanı Cemre Kara, Karşı Sanat Çalışmaları kurucularından Ezgi Bakçay, Roofcoliving direktörü Emre Güzel, belgeselci Volkan Işıl, belgeselci ve Karşı Sanat Çalışmaları paydaşı Ozan Çağlar, belgeselci ve akademisyen Deniz Tortum. Problematiği“Toplumsal bir pratik olarak belgesel, medyumlar arası nasıl yer değiştirir?”olan araştırmanın sorduğu diğer sorular şöyle sıralanabilir: • Belgeselciler, ürettikleri mesajın hangi medyumda sergileneceğine nasıl karar verir? • Belgeselci kameraya aldığı öznelere nasıl temas eder ve anlattığı hikayeyle arasındaki mesafeyi nasıl belirler? • Sosyal medya ve iletişim teknolojilerinin yeni olanakları belgeselin tanımını nasıl değiştirir? • Sivil toplum alanına belgesel üreten aktörlerin üretimlerini sürdürebilmek adına geliştirdikleri düşünsel ve ekonomik taktikler nelerdir? Alternatif aktivist medya pratiğini sivil toplum aktörleriyle birlikte üretilen belgeseller aracılığıyla betimleme amacındaki bu çalışma, bahsi geçen belgesellerin politik ve estetik kökenlerini araştırmakta, bunun yanında medyum düşüncesinin ana tartışmalarından biri olan teknik meselesini örneklemine aldığı sosyal faillerle birlikte düşünmektedir. Bu tartışma ve düşünümü gerçekleştirebilmek adına tez dört bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde hak temelli sivil toplum belgesellerinin soy kütüğünü çıkarabilmek için alternatif aktivist medyanın tanımı, estetik ve politik kökenleri tartışılmıştır. Bolter ve Grusin'den referans alan Lievrouw (2016) tarafından geliştirilen bu köken araştırması yeni medya ve iletişim teknolojilerinin sunduğu olanaklara teknolojik determinist bir bakış açısından bakmak yerine yeni ve eski teknolojiler arasında devam eden ve sürekli yer değiştiren dolayım ilişkisini tarihselleştirmeye yardımcı olmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümü medyum düşüncesinin temelinde duran“Araç mı insanı yönetir yoksa insan mı aracı?”ihtilafına yakından bakan teknik soruşturmalarına yer verir. Teknik meselesini incelenmesinin ardından medyumun ne olduğunu Marshall McLuhan'ın medyumun insanı saran ve içerikten önemli hâle gelen medyum yorumu ve bu yorumun karşısında duran Raymond Williams'ın insan failliğini öne çıkaran toplumsal bir pratik olarak medyum anlayışı karşılaştırılmaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümü araştırma sahası, yöntemi ve sınırlılıklarının anlatıldığı bölümdür. Dördüncü bölümde sahadan elde edilen bulgular; yeniden dolayım, medyum düşüncesi, belgeselin öznesiyle temas etme pratikleri ve belgesel üretimine devam etmek için gerekli ekonomik ve düşünsel direnç temalarında öbeklenerek okuyucuya sunulmuştur. Araştırma sonucunda belgeselcilerin sivil toplum medyası olarak ürettikleri alternatif aktivist belgeselleri yaklaştıkları özne, olay ya da durumu daha iyi anlayabilmek adına bir araç ve süreç olarak gördükleri sonucuna varılmıştır. Bu araştırarak anlama sürecinde kameraya alınan özne ile kameradan bakan gözlemci dolayımı birlikte üretmektedir. Bruno Latour'un (1993) mesajı olduğu gibi aktaran aracı ile mesajı dönüştüren ve kendisi de dönüşen arabulucu ayrımına örnek teşkil edecek şekilde araştırma örneklemindeki belgeselciler ve sivil toplum aktörleri hareketli görüntüyle anlattıkları hikayelerin kendilerini dönüştürmesine izin veren bir arabuluculuk pratiği gerçekleştirmektedir. Bahsi geçen belgeselci ve sivil toplumcuların anlatılacak konu ya da özneyle aralarındaki mesafe, Williams'ın medyum tanımına (1990) paralel şekilde sürecin içerisinde alınan kararlarla şekillenir. Toplumsal, kültürel ve ekonomik bağlam ile özneyle bakılan arasındaki ilişki; hangi hikâyenin hangi medyumda anlatılacağını belirler. Ayrıca Grusin'in radikal dolayım (2015) kavramıyla açıkladığı ve dolayım sürecinde insan olanlar kadar insan olmayanların da katkısını teslim eden görüşünü temsilen belgeselciler, anlatılacak hikâyenin formunun ve içeriğinin kamerayla gözlemlenen çevre ve bu çevrede geçirilen zaman tarafından belirlendiğini savunur. Örneklemdeki aktörler, yeni medya ve iletişim teknolojilerinin ve sosyal ağların teknik olanaklarını deneyimlemenin gerekliliğinde ortaklaşır çünkü bu teknik olanakların büyük yazılım şirketleri ya da medya kuruluşları gibi sermaye sahibi grupların tekeline geçmesini önleyecek taktikler ve kullanım biçimleri ancak bu teknolojileri kullanarak geliştirilebilir. Çalışma kapsamında görüşleri alınan belgeselciler, konvansiyonel film piyasasının ya da sosyal ağların dayattığı biçimsel, anlamsal ve politik tek tipleşmenin dışında belgeseller üretebilmek adına reklam, ürün fotoğrafçılığı, sanal gerçekliğe dayılı görüntü üretimi, düğün fotoğrafçılığı gibi görüntüyle bağı olan başka sektörlerden para kazanıp sanatsal ve politik kimliklerini yansıtacak üretimlerine kaynak sağlarlar. Rizomatik medya (Bailey vd. 2015) üretimini örnekler şekilde her yeni belgesel projesi için kaynaklarını her seferinde yeniden inşa edip mobilize ederek yerelle ve küreselle bağlantılar kurmaları gerekir ki bu zorluklar nedeniyle sürekli üretim yapabileceklerine olan inançları oldukça azdır. Ancak yine de Ellul'ün“Verimli şeylere karşı çıkıyorsanız, onlardan daha verimli olmayı denememelisiniz, çünkü bu sizi verimsiz bir sonuca götürür.”(Van Boeckel, 1992) sözleriyle küçük grupların mücadele pratiklerine olan inancını ifade ettiği yaklaşımını doğrular biçimde ortaklaşa üretim yapan sivil toplum ve belgesel alanı aktörleri, gerçekleştirdikleri alternatif aktivist üretimin bir gün kendileri gibi mücadele eden diğerleri ve sonraki kuşaklar tarafından değerlendirileceği umudunu taşır.

Özet (Çeviri)

Documentary film, which has been transformed by the technical possibilities provided by new media communication technologies and the environment offered by social networks, is now defined as a research project that is no longer limited to a single medium, but rather shifts between mediums (MIT Open Documentary Lab, 2023). Classical industrial feature-length documentaries are being replaced by new practices in which the means of documentary production and documentary as a medium are shared between individuals and groups by creating a wide and invisible network (Zimmermann & De Michiel, 2017).“New”media documentaries, which often refer to participation and co-production, can be realised in physical space or through digital commons practices, such as interactive or database documentaries (Aguayo, 2019). This study explores how alternative documentary production to state and commercial media is mediated and mediated through links with civil society organisations. Alternative media, which can be defined as a“third voice”between state and private commercial media (Servaes, 1999), can also be approached as a part of civil society (Bailey et al. 2015). Civil society organisations (Özgün Özçer, Face to Face Online Interview, 25 April 2023), which transform themselves into content producers through encounters mediated by social networks and new media technologies, mediate the message they produce in the fields of rights they struggle for, sometimes using the possibilities of old media and sometimes new media. The financial and human resources of non-governmental organisations offer an alternative tactical production and distribution model for documentary filmmakers who have difficulty in finding resources for feature-length documentaries and whose conventional screening networks are limited, to share the values and worldviews they advocate. The study is based on Jay David Bolter and Richard Grusin's (1999) idea that“The medium is the remediator.”In order to investigate what is new in alternative activist new media documentaries, Bolter and Grusin's view that any media is a network of technical, social and economic contexts and that the medium as a technology weaves this network is exemplified by the network formed by the documentary as a medium. Based on this theoretical background and methodological perspective, the study, while exemplifying the relationship established with the medium by the civil society field that produces documentaries in various forms, has selected the perpetrators among the civil society and documentary actors it encountered during the research process lasting approximately two years. The study field was formed from the actors encountered in the workshops of the civil society organisations in the sample between July 2021 and October 2022. Situationism is the aimless drifting walk called“dérive”, which is the source of the psychogeography technique in order to investigate the effects of a particular environment on the emotions and thoughts of individuals (Bishop, 2018). This study adopts the technique of dérive and psychogeography as a method, but this time it is not a city that is walked, but an aesthetic, political, technical and social network woven by inter-medium displacement where the field of civil society intersects with documentary filmmakers. In this way, forming the sample from actors who were encountered and had the chance to observe while in the practice and pedagogy gave the opportunity to closely observe the worlds of meaning and aesthetic, political and economic concerns of the selected social agents. In addition, twelve semi-structured interviews, mostly online and 40-70 minutes in length, were conducted with the selected civil society actors and documentary makers between April 2023 and May 2023. The list of these interviewees is as follows: Özgün Özçer, journalist and former editor of Gezegen 24; Itır Erhart, academic and founder of the Open Open Association; NewsLabTurkey: Digital Media Research Association and academician Sarphan Uzunoğlu, Özgür Cihan Uçar and Yasin Serindere, both of whom are documentary filmmakers, and Ulaş Bayraktar, one of the founders of Kültürhane Mersin and a member of the Association for Justice in Space, Cemre Kara, assistant of the Environmental Justice Programme of the Association for Justice in Space; Ezgi Bakçay, co-founder of Karşı Sanat Çalışmaları; Emre Güzel, director of Roofcoliving; Volkan Işıl, documentarian; Ozan Çağlar, documentarian and Karşı Sanat Çalışmaları stakeholder; Deniz Tortum, documentarian and academic. The problematic of the research is“How does documentary as a social practice shift between mediums?”and the other questions asked by the research can be listed as follows: • How do documentary filmmakers decide in which medium the message they produce will be exhibited? • How does the documentarian contact the subjects he/she filmed and how does he/she determine the distance between him/her and the story he/she tells? • How do the new possibilities of social media and communication technologies change the definition of documentary? • What are the intellectual and economic tactics developed by actors producing documentaries for civil society in order to sustain their production? This study, which aims to describe alternative activist media practice through documentaries produced with civil society actors, explores the political and aesthetic origins of these documentaries, as well as the issue of technique, which is one of the main debates of the idea of the medium, together with the social agents sampled. In order to realise this discussion and reflection, the study is divided into four sections. In the first section, the definition, aesthetic and political origins of alternative activist media are discussed in order to genealogise rights-based civil society documentaries. This origin research, developed by Lievrouw (2016) with reference to Bolter and Grusin, helps to historicise the ongoing and constantly shifting mediation relationship between new and old technologies, rather than looking at the possibilities offered by new media and communication technologies from a technological determinist perspective. The second part of the study includes technical enquiries that look closely at the dispute“Does the medium rule the human or does the human rule the medium?”that lies at the heart of the idea of the medium. After analysing the technical issue, Marshall McLuhan's interpretation of the medium as a medium that surrounds people and becomes more important than the message itself and Raymond Williams' understanding of the medium as a social practice that emphasises human agency are compared. The third part of the study describes the research field, method and limitations. In the fourth section, the findings obtained from the field are grouped under the themes of re-mediation, the idea of the medium, the practices of contact with the subject of the documentary, and the economic and intellectual resistance necessary to continue documentary production. As a result of the research, alternative activist documentaries produced by documentary filmmakers as civil society media are seen as a tool and process to better understand the subject, event or situation they approach. It is concluded that in this process of understanding through research, the subject who is filmed and the observer who looks through the camera co-produce mediation. As an example of Bruno Latour's (1993) distinction between the mediator who conveys the message as it is and the mediator who transforms the message and transforms himself, the documentary filmmakers and civil society actors in the research sample perform a mediation practice that allows the stories they tell through moving image to transform themselves. The distance between these documentary filmmakers and civil society actors and the subject or subject to be told is shaped by the decisions made in the process in parallel with Williams' definition of the medium (1990). The social, cultural and economic context and the relationship between the subject and the viewed determine which story is told in which medium. Moreover, representing Grusin's concept of radical mediation (2015), which recognises the contribution of non-humans as well as humans in the process of mediation, documentary filmmakers argue that the form and content of the story to be told is determined by the environment observed with the camera and the time spent in this environment. The actors in the sample agree on the necessity of experiencing the technical possibilities of new media and communication technologies and social networks, because only by using these technologies can tactics and ways of using them be developed to prevent the monopolisation of these technical possibilities by highly capitalised groups such as large software companies or media organisations. In order to produce documentaries outside the formal, semantic and political uniformity imposed by the conventional film market or social networks, the documentary filmmakers interviewed in this study earn money from other sectors that are connected to the image, such as advertising, product photography, virtual reality production, and wedding photography, and provide resources for their productions that will reflect their artistic and political identities. In a way that exemplifies the production of rhizomatic media (Bailey et al. 2015), they have to reconstruct and mobilise their resources for each new documentary project, making connections with the local and the global, so that they have little faith in their ability to produce permanently and continuously. Nevertheless, in line with Ellul's approach, in which he expresses his belief in the struggle practices of small groups with the words“If you oppose efficient things, you should not try to be more efficient than they are, because that would lead you to an inefficient result”(Van Boeckel, 1992), actors in civil society and the documentary field who engage in collaborative production have the hope that their alternative activist production will one day be valued by others who struggle like them and by subsequent generations.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de gıda hareketi medyası: Girişimler, içerikler ve etkileşim

    Food movement media in Turkey: Initiatives, contents and interaction

    BURÇİN SARGIN CAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İletişim BilimleriMaltepe Üniversitesi

    Disiplinlerarası İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BARIŞ ÇOBAN

  2. Ana akım medyanın yeni medya uzantısında alternatif medya arayışı: FOX TV örneği

    The search for alternative media in the new media extension of mainstream media: FOX TV example

    MEHMET ÜLKER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    GazetecilikMersin Üniversitesi

    Gazetecilik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERHAN ARSLAN

  3. 'Kimsenin Müslüman Kadınları' Müslüman kadınların alternatif medya platformları aracılığıyla karşı kamusal alan oluşturmaları: Türkiye ve Almanya örneği

    'Nobody's Muslim Women' construction of Muslim women's counter public sphere through alternative media platforms: The case of Turkey and Germany'

    SÜMEYRA SOYDAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Siyasal BilimlerGalatasaray Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZLEM DANACI YÜCE

  4. Role des medias sociaux dans la crise Congolaise

    Kongo krizinde sosyal medyanın önemi

    JOHN-JOHN LUKUBAMA BANZEBI

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2015

    GazetecilikGalatasaray Üniversitesi

    İletişim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ANTONIN SERPEREAU

  5. LGBTİ+ bireylerin alternatif medya kanallarını ve sosyal medyayı kullanış biçimleri üzerine nicel bir araştırma

    A quantitative research on the ways of LGBTI+ individuals using alternative media channels and social media

    ESER KARATAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GazetecilikÜsküdar Üniversitesi

    Yeni Medya ve Gazetecilik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜL ESRA ATALAY