Web 3.0'da dijital emeğin dönüşümü: Sosyal finans örneği
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 823385
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TOLGA ÇEVİKEL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İletişim Bilimleri, Communication Sciences
- Anahtar Kelimeler: Web 3.0, Dijital Emek, Token Ekonomisi, Sosyal Medya, Sosyal Finans, NFT, Web 3.0, Digital Labor, Token Economy, Social Media, Social Finance, NFT
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 157
Özet
2008 yılında Bitcoin'in ortaya çıkışıyla yaygınlaşan blokzincir teknolojisi, internet ortamında merkeziyetsiz bir şekilde veri kaydı ve değer transferini mümkün kılarak yeni bir internet deneyiminin önünü açmıştır. İnternetin bir sonraki aşamasını ifade eden blokzincir tabanlı Web 3.0, kullanıcıların merkezi kurumlara ve otoritelere ihtiyaç duymadan katıldıkları ağlarda işlem verilerini doğrulamasına ve kaydedebilmesine dayanmaktadır. Bu anlamda Web 3.0 kullanıcı odaklı bir internet deneyimi sağlayarak, kullanıcıların kişisel verileri ve dijital kimlikleri üzerinde hak sahibi olmasına olanak tanır. Bu çalışma Web 2.0'daki dijital gözetim, sansür, kullanıcı verilerinin istismarı, karşılığı ödenmeyen kullanıcı emeği gibi sorunların üstesinden gelmeyi hedefleyen Web 3.0 ağlarının ve platformlarınının iddiasını sorgulayarak blokzincir tabanlı bir internetin avantajlarını ve dezavantajlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada geleneksel medyada izleyicilerin metalaşmasını ifade eden izleyici emeği tartışmasından, yeni medyada karşılığı ödenmeyen kullanıcı emeği tartışmasına uzanan hatta, dijital emeğin Web 3.0'da nasıl dönüştüğü sorgulanmaktadır. Web 2.0'da sosyal medya platformları, arama motorları, ağ tabanlı uygulamalar kullanıcılara ait verileri merkezi sunucularda depolamaktadır ve bu durum kullanıcıların kendi verileri üzerindeki tasarruf hakkının ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Zaman ve mekan kısıtından bağımsız, karşılıklı etkileşime dayalı bir internet deneyimi sunan merkezi ve ticari platformlar, kullanıcıların bilgi alış verişi yapabilecekleri, eğlenebilecekleri, sosyalleşebilecekleri mecraları ücretsiz bir şekilde sunarken, bir yandan platform kullanıcılarına ait kişisel verileri modelleyerek hedefli reklamcılık için kullanmaktadır. Alphabet, Meta, Twitter gibi şirketler, kullanıcıların kişisel verilerini kullanarak enformasyona dayalı bir pazarda kısa bir süre içerisinde tekelleşerek dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri haline gelmiştir. Dijital emek tartışması sözü edilen teknoloji şirketlerine ait kârın büyük oranda karşılığı ödenmeyen kullanıcı emeğinden kaynaklandığını ve dijital alanda kullanıcıların sömürüldüğünü ileri sürmektedir. Blokzincir tabanlı Web 3.0, dijital gözetime, kişisel verilerin istismarına, karşılığı ödenmeyen emeğe yol açan reklama dayalı gelir modelinden farklı olarak, token ekonomisine dayalı bir gelir modeline sahiptir. Tokenlar Web 3.0'da kullanıcıların platformlara ve blokzincir ağlarına yaptıkları katkılar için finansal teşvik sağlarken, aynı zamanda hisse işlevi görerek kullanıcıların platformların karar alma mekanizmalarına katılmasına ve belirli hizmetlere erişmesine olanak tanımaktadır. Blokzincir tabanlı platformlarda merkezi kurumların ve yapıların onayına dayalı güven mekanizmasının yerini katılımcıların mutabakatı, akıllı kontratlar, kodlar, protokoller ve kriptografiye dayalı çözümler almaktadır. Token ekonomisi aynı zamanda programlanabilir bir ekonomik modeli ifade eder; tokenların arzı, dağıtım biçimi, enflasyonu ve kullanım alanları proje geliştiricileri ve kullanıcılar tarafından belirlenmektedir ve bu durum daha eşitlikçi bir gelir paylaşım modeli sunmaktadır. Kullanıcıların ağlara ve projelere sunduğu katkının finansal getiri sağlaması ve karar alma mekanizmalarına katılımının kolaylaşması dijital emek tartışmasını Web 3.0'da tekrar değerlendirmeyi gerektirmektedir. Bu çalışma Web 3.0'da dijital emeğin dönüşümünü blokzincir tabanlı merkeziyetsiz sosyal medyayı ifade eden sosyal finans (SocialFi) uygulamaları üzerinden ele almaktadır. Sosyal finans uygulamalarında kullanıcılar ürettikleri içerikler, sağladıkları etkileşim karşılığında finansal getiri elde etmekte ve platformların yönetiminde söz sahibi olmaktadır. Blokzincir tabanlı sosyal medyalarda kullanıcılara ait kişisel veriler dağıtık bir şekilde kaydedilmekte ve doğrulanmaktadır. Bu durum kullanıcıların kişisel verileri üzerinde tasarruf hakkına sahip olmasına ve dijital gözetimden kaçınmalarını sağlamaktadır. Bu bağlamda sosyal finans uygulamalarında sömürü ilişkisini yeni bir düzlemde ele almak gerekir. Bu çalışma eleştirel ekonomi politik bir perspektifle sosyal finans uygulamalarında sömürü ilişkisini finansal kârın kaynağını sorgulayarak ele almayı önermektedir. Araştırma metin boyunca aşağıdaki sorulara yanıt aramayı amaçlamaktadır: 1- Web 3.0 ile Web 2.0 arasında nasıl bir fark bulunur? 2- Web 2.0 hangi kısıtlıklara sahiptir ve Web 3.0 hangi sorunlara çözüm getirme iddiasını taşır? 3- Web 3.0'ın gelir modeli nedir ve dijital ortamda mülkiyet ilişkilerini nasıl şekillendirir? 4- Web 3.0'da dijital emek ne anlama gelir? 5- Sosyal Finans uygulamaları nasıl işler ve kullanıcıların ürettikleri içerik sonucunda finansal getiri elde ettiği sosyal finans uygulamalarında sömürü ilişkileri nasıl dönüşür? 6- Token ekonomisi ile finans piyasaları arasında nasıl bir ilişki bulunur? 7- Token ekonomisinde elde edilen finansal kârın kaynağı nedir? Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde iletişim ve enformasyon teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte emek ilişkilerinin ve metalaşma süreçlerinin nasıl dönüştüğü eleştirel ekonomi politik perspektifle incelenmekte ve geleneksel medyada izleyici metası kavramsallaştırmasından yeni medyadaki dijital emek süreçlerine uzanan hat takip edilmektedir. Çalışmada ilk olarak 1960'lardan itibaren iletişim ve enformasyon teknolojilerinde ivmelenen gelişmeleri yorumlayan ve enformasyon toplumu kuramcıları başlığından değerlendirilen üç kuramsal yaklaşıma yer verilmektedir. Ardından iletişimin ve medyanın ekonomi politiğine dair kuramsal tartışmayla birlikte, iletişim ve enformasyon teknolojilerindeki gelişmelerin eleştirel ekonomi politik tartışmayla birlikte bütüncül bir şekilde değerlendirilebileceği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda medya ve iletişim alanında metalaşma süreçleri takip edilmekte ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte değişen emek ilişkileri tartışılmaktadır. Dallas Smythe izleyici metası kavramıyla izleyicilere ait zamanın radyo ve televizyon programları tarafından reklamverenlere satıldığını ileri sürmektedir. Bu tartışmanın yeni medyadaki izdüşümü ise dijital emek tartışmasıdır. Christian Fuchs dijital emek tartışmasını iletişim ve enformasyon araçlarının üretimine, çağrı merkezi çalışanlarına, iletişim araçlarının üretiminde kullanılan hammaddelerin üretimine genişleterek maddi üretim süreçlerine ve hizmet sektörüne taşısa da, bu çalışmada dijital emek tartışması sosyal medya platformları çerçevesinde tartışılmaktadır. Çalışmanın devamında sosyal medyada dijital emek tartışmasını daha iyi anlamak için Marksist kuramda emek süreci ve iletişim teknolojilerinin gelişimiyle birlikte şekillenen maddi olmayan emek süreçleri incelenmektedir. Bu kavramsal çerçeveyle birlikte Web 1.0 ve Web 2.0 terimleriyle internet platformlarının gelişimi takip edilmekte ve platformların mülkiyet ilişkileri, metalaşma süreçleri ve gelir modelleri incelenmektedir. Web 2.0'ın temel gelir modeli kullanıcı verilerinden hareketle oluşturulan kişiselleştirilmiş reklamlara dayanmaktadır. Bu anlamda dijital ortamda sermaye birikim süreci dijital gözetim kavramıyla birlikte incelenmektedir. Merkezi ve ticari platformlar kullanıcılara ait her türlü etkileşimi verileştirerek modellemekte ve hedefli reklamlara dönüştürmektedir. Kullanıcılar ve platformlar arasında giderek asimetrikleşen güç ilişkileri, platformların kullanıcılar üzerinden kâr elde etmesinin yanı sıra platformların kullanıcılara ait kişisel verileri siyasal amaçlar için istismar etmesine, içerik akışına müdahale ederek kullanıcıları manipüle etmesine, sansüre ve ifade özgürlüğünün engellenmesine neden olabilmektedir. İkinci bölümde Web 3.0'ı oluşturan platformlara ve bu platformların altyapısını oluşturan blokzincir teknolojisine odaklanılmaktadır. İnternetin bir sonraki aşamasını ifade eden blokzincir tabanlı Web 3.0, kullanıcıların merkezi kurumlara ve otoritelere ihtiyaç duymadan katıldıkları ağlarda işlem verilerini doğrulamasına ve kaydedebilmesine dayanmaktadır. Bu anlamda Web 3.0 kullanıcı odaklı bir internet deneyimi sağlayarak, kullanıcıların kişisel verileri ve dijital kimlikleri üzerinde hak sahibi olmasına olanak tanımaktadır. Bu bölümde Web 3.0'ın kısıtlılıklarını ve sunduğu yenilikleri açıklamak için dağıtık defter teknolojisi, konsensüs mekanizmaları, blokzincirde işlemleri doğrulayan ve kayda geçiren düğümler ve madenciler, ölçeklenebilirlik problemleri açıklanmaktadır. Devamında ise Web 3.0'ın gelir modelini oluşturan token ekonomisi, merkeziyetsiz finans, dijital ortamda mülkiyeti tesis eden NFT'ler, merkeziyetsiz uygulamalar ve otonom organizasyonlar, kullanıcıların oyun oynarken finansal gelir elde edebildiği oyun-finans uygulamaları, metaverse ekosistemleri tanıtılmaktadır. Web 3.0 blokzincir gibi yeni bir teknik altyapıya, internet ekonomisine ve platformlara sahiptir. Kulllanıcılar Web 3.0'da işlemlerin geçerliliğini ve doğruluğunu kontrol ederek, projelere ve platformların geliştirilmesine katkı sunarak, toplulukların parçası olarak ve uygulamaların test süreçlerine katkı sunarak gelir elde etmektedir. Bu durum dijital emeğin finansal karşılık bulduğu bir internet deneyimini oluşturmaktadır. Ancak platformların finansal araçlarla şekillendiği blokzincir tabanlı bir internetin çeşitli kısıtlılıkları da bulunmaktadır. Blokzincirin hız, güvenlik, ölçeklenebilirlik gibi teknik kapasitesinin sınırlı olması Web 3.0'ın geniş kitlelere yayılmasının önüne geçebilmektedir. Blokzincirde güvenliğin protokollere, akıllı kontratlara ve kodlara devredilmesi aynı zamanda siber saldırıları beraberinde getirmektedir. Bu durum platform ve kullanıcı fonlarında süregiden bir güvenlik problemi yaratmakta ve kullanıcılar açısından risk bireyselleşmektedir. Bu çalışmanın tartışmaya açtığı bir diğer husus ise finansal piyasalarla korelasyon gösteren token ekonomisinin, internet üzerindeki bilgi alışverişi, sosyalleşme, eğlenme gibi faaliyetleri birer finansal teşebbüse dönüştürme kapasitesidir. Kripto varlıkların ve tokenların yüksek fiyat değişkenliğine sahip olması, kullanıcıları finansal özneye dönüştürebilmekte ve finansal araçları çeşitlendirerek daha geniş bir kitleye yayabilmektedir. Tokenların yüksek fiyat değişkenliğine sahip alınıp satılabilen finansal varlıkları temsil etmesinin yanı sıra, projelerin yönetişiminde oy hakkını temsil eden hisse işlevi görmesi, aynı zamanda platformların yönetişiminde anti demokratik kararların ortaya çıkması tehlikesini de beraberinde getirebilmektedir. Çalışmanın üçüncü bölümünde kullanıcıların ürettikleri içerikler üzerinden finansal gelir elde ettiği ve platformların yönetişimine katılabildiği sosyal finans uygulamaları tanıtılmakta ve sosyal medyada finansal karşılık bulan kullanıcı emeğininin sömürü ilişkilerini ve dijital emeği nasıl dönüştürdüğünü sorgulamaktadır. Bu bölümde kullanıcıların ürettikleri içerikler ve sağladıkları etkileşimler sonucunda finansal getiri elde ettiği sosyal finans uygulamalarında finansal teşvik ile içeriklerin niteliği arasındaki ilişki, kullanıcıların motivasyonları, platformların gelir modeli, token ekonomisinin sürdürülebilirliği ve merkeziyetsiz platformlarda ifade özgürlüğü gibi konular ele alınmaktadır. Yapılan çalışmalarda Web 3.0 platformlarında topluluk oluşturma ve bir topluluğun parçası olma motivasyonunun istikrarlı finansal getiri ile birlikte düşünülmesi gerektiği ve bu iki unsurun kullanıcıları sosyal finans uygulamalarına çektiği belirtilmektedir. Bu bölümde tartışılan bir başka husus kullanıcıların finansal getiri elde ettiği blokzincir tabanlı sosyal medyalarda dijital emeğin ne anlama geldiği ve sömürü ilişkilerinin nasıl dönüştüğü sorusudur. Çalışma bu noktada Marksist bir kavramsal çerçeve ile sömürü ilişkilerini finansal kârın kaynağını sorgulayarak açıklama çabasındadır. Finansal kâr dolaşım alanında elde edilen kârı temsil etmektedir ve kapitalist ilişkiler içerisinde özgül bir konumda bulunmaktadır. Bireylerin kullanılabilir sermayesine dayanan bir oluşumda elde edilen kâr sıfır toplamlı bir oyuna tekabül etmektedir. Bu durumda bireyler açısından elde edilen kârın kaynağı zarar eden kullanıcıların kullanılabilir sermayesine dayanmaktadır. Ancak sosyal finans uygulamalarının da dahil olduğu Web 3.0 platformları, başlangıç sermayelerini büyük oranda girişim sermayelerinin ve sigorta fonlarının yatırımlarına borçludur. Bu durumda finansal kâr, gelecekte elde edilecek artı değere ait hakkın devredilmesine dayanmaktadır. Bu durum sömürü ilişkilerini derinleştiren ve katmanlaştıran bir boyuta sahiptir. Çalışmanın son başlığında ise dijital ortamda alternatif arayışlara yer verilmekte ve ticari olmayan merkeziyetsiz platformlar, Wikipedia gibi kullanıcıların kolektif bir şekilde oluşturduğu açık bilgi kaynakları, özgür yazılım hareketi anlatılmaktadır. Bu başlıkta tartışılan bir başka husus Bitcoin ve blokzincir teknolojilerin ardında yatan şifrepunk ve kripto anarşist akımlarıdır. Merkezi kurumlardan ve devletlerden bağımsız özerk alanlar yaratma hedefinde olan bu iki akımdan şifrepunk kültürü, kullanıcıların mahremiyetini ve ifade özgürlüğünü öne çıkarırken, kripto anarşist akım merkezi kurumlardan özerk bir şekilde bireysel katılıma dayanan finansal piyasa hedefini öne çıkarmaktadır. Çalışma Bitcoin ve blokzincir teknolojisinin ardında yatan bu iki fikrin rekabetinde ivmenin piyasa ilişkileri lehine doğru kaydığını ve bir araç olarak blokzincirin finansal ilişkileri daha geniş bir kitleye yayma potansiyeli taşıdığını ileri sürmektedir.
Özet (Çeviri)
The widespread adoption of blockchain technology, which emerged with the inception of Bitcoin in 2008, has paved the way for a new internet experience by enabling decentralized data recording and value transfer in the online realm. Representing the next phase of the internet, the blockchain-based Web 3.0 allows users to verify and record transaction data within networks they participate in, without the need for centralized institutions or authorities .In this sense, Web 3.0 provides a user-centered internet experience, allowing users to have rights over their personal data and digital identities. This study aims to reveal the advantages and disadvantages of a blockchain-based internet by questioning the claim of Web 3.0 networks and platforms that aim to overcome the problems of Web 2.0 such as digital surveillance, censorship, abuse of user data, and unpaid user labor. The study questions how digital labor is transformed in Web 3.0, ranging from the discussion of audience labor, which refers to the commodification of audiences in traditional media, to the discussion of unpaid user labor in new media. In Web 2.0, social media platforms, search engines, and network-based applications store users' data on centralized servers, and this leads to the disappearance of users' right to save their own data. Centralized and commercial platforms that offer an internet experience based on mutual interaction, independent of time and space constraints, offer free of charge channels where users can exchange information, have fun and socialize, while modeling the personal data of platform users and using it for targeted advertising. Companies such as Alphabet, Meta, Twitter have become the world's leading technology companies by monopolizing an information-based market in a short period of time by using users' personal data. The digital labor debate argues that the profits of these technology companies stem largely from unpaid user labor and that users are exploited in the digital space. Unlike the advertising-based revenue model that leads to digital surveillance, abuse of personal data, and unpaid labor, the blockchain-based Web 3.0 has a revenue model based on a token economy. In Web 3.0, tokens provide financial incentives for users' contributions to platforms and blockchain networks, while also functioning as shares, allowing users to participate in the decision-making mechanisms of platforms and access certain services. In blockchain-based platforms, the trust mechanism based on the approval of centralized institutions and structures is replaced by solutions based on participants' consensus, smart contracts, codes, protocols and cryptography. The token economy also implies a programmable economic model, where the supply, distribution, token inflation and use of tokens are determined by project developers and users, providing a more equitable revenue sharing model. The fact that users' contributions to networks and projects provide financial returns and facilitate their participation in decision-making mechanisms calls for a reassessment of the digital labor debate in Web 3.0. This study examines the transformation of digital labor in Web 3.0 through social finance (SocialFi) applications, which refers to blockchain-based decentralized social media. In social finance applications, users earn financial returns in return for the content they produce, the interaction they provide, and have a say in the management of platforms. In blockchain-based social media, users' personal data is recorded and verified in a distributed manner. This allows users to have the right to dispose of their personal data and avoid digital surveillance. In this context, it is necessary to address the relationship of exploitation in social finance applications on a new plane. This study proposes to address the relationship of exploitation and the source of financial profit in social finance practices from a critical political economy perspective. The research aims to answer the following questions throughout the text: 1- What is the difference between Web 3.0 and Web 2.0? 2- What limitations does Web 2.0 have and what problems does Web 3.0 claim to solve? 3- What is the revenue model of Web 3.0 and how does it shape property relations in the digital environment? 4- What does digital labor mean in Web 3.0? 5- How do social finance applications work and how are exploitation relations transformed in social finance applications where users earn financial returns as a result of the content they produce? 6- What is the relationship between the token economy and financial markets? 7- What is the source of financial profit in the token economy? The study consists of three parts. The first part examines how labor relations and commodification processes have been transformed with the developments in communication and information technologies from a critical political economy perspective and follows the line from the conceptualization of audience commodity in traditional media to digital labor processes in new media. The study first presents three theoretical approaches that interpret the accelerated developments in communication and information technologies since the 1960s and are evaluated under the heading of information society theorists. Then, together with the theoretical discussion on the political economy of communication and media, it is emphasized that the developments in communication and information technologies can be evaluated holistically together with the critical political economy debate. In this context, the commodification processes in the field of media and communication are followed and the changing labor relations with the developments in communication technologies are discussed. Dallas Smythe, with his concept of audience commodity, argues that the time belonging to the audience is sold to advertisers by radio and television programs. The projection of this debate in new media is the digital labor debate. Although Christian Fuchs extends the discussion of digital labor to the production of communication and information tools, call center workers, the production of raw materials used in the production of communication tools, material production processes and the service sector, this study discusses the digital labor debate within the framework of social media platforms. In the rest of the study, in order to better understand the digital labor debate in social media, the labor process in Marxist theory and the immaterial labor processes shaped by the development of communication technologies are examined. Along with this conceptual framework, the development of internet platforms with the terms Web 1.0 and Web 2.0 is followed and the ownership relations, commodification processes and revenue models of the platforms are examined. The basic revenue model of Web 2.0 is based on personalized advertisements based on user data. In this sense, the process of capital accumulation in the digital environment is analyzed together with the concept of digital surveillance. Centralized and commercial platforms model all kinds of user interactions through data and transform them into targeted advertisements. Increasingly asymmetrical power relations between users and platforms, in addition to platforms' profiting from users, can lead to platforms exploiting users' personal data for political purposes, manipulating users by interfering with the flow of content, censorship and the prevention of freedom of expression. The second section focuses on the platforms that make up Web 3.0 and the blockchain technology that forms the infrastructure of these platforms. Blockchain-based Web 3.0, which represents the next stage of the Internet, is based on the ability of users to verify and record transaction data in the networks they participate in without the need for central institutions and authorities. In this sense, Web 3.0 provides a user-centered internet experience, allowing users to have rights over their personal data and digital identities. In this section, distributed ledger technology, consensus mechanisms, nodes and miners that verify and record transactions in blockchain, scalability problems are explained to explain the limitations and innovations of Web 3.0. Afterwards, the token economy, decentralized finance, NFTs that establish ownership in the digital environment, decentralized applications and autonomous organizations, game-finance applications where users can earn financial income while playing games, and metaverse ecosystems that constitute the revenue model of Web 3.0 are introduced. Web 3.0 has a new technical infrastructure, internet economy and platforms such as blockchain. In Web 3.0, users earn income by checking the validity and accuracy of transactions, contributing to the development of projects and platforms, being part of communities, and contributing to the testing of applications. This creates an internet experience where digital labor is financially rewarded. However, a blockchain-based internet where platforms are shaped by financial instruments also has various limitations. The limited technical capacity of the blockchain such as speed, security and scalability may prevent Web 3.0 from spreading to large masses. The delegation of security to protocols, smart contracts and codes in blockchain also brings cyber-attacks. This creates an ongoing security problem for the platform and user funds and individualizes the risk for users. Another issue that this study discusses is the capacity of the token economy, which is correlated with financial markets, to transform activities such as information exchange, socializing and entertainment on the internet into financial enterprises. The high price volatility of crypto assets and tokens can transform users into financial subjects and diversify financial instruments to a wider audience. In addition to tokens representing tradable financial assets with high price volatility, the fact that tokens function as shares representing voting rights in the governance of projects can also bring the danger of anti-democratic decisions in the governance of platforms. The third part of the study introduces social finance applications where users can earn financial income through the content they produce and participate in the governance of the platforms, and questions how user labor that finds a financial equivalent in social media transforms exploitative relations and digital labor. This chapter discusses the relationship between financial incentives and the quality of content, users' motivations, the revenue model of platforms, the sustainability of the token economy, and freedom of expression in decentralized platforms in social finance applications where users earn financial returns as a result of the content they produce and the interactions they provide. In these studies, it is stated that the motivation to create and be part of a community on Web 3.0 platforms should be considered together with stable financial returns and that these two elements attract users to social finance applications. Another issue discussed in this section is the question of what digital labor means and how the relations of exploitation are transformed in blockchain-based social media where users earn financial returns. At this point, the study attempts to explain the relations of exploitation with a Marxist conceptual framework by questioning the source of financial profit. Financial profit represents the profit obtained in the sphere of circulation and occupies a specific position within capitalist relations. In a formation based on the available capital of individuals, the profit obtained corresponds to a zero-sum game. In this case, the source of profit for individuals is based on the available capital of loss-making users. However, Web 3.0 platforms, including social finance applications, owe their start-up capital largely to the investments of venture capital and hedge funds. In this case, financial profit is based on the transfer of the right to future surplus value. This has a dimension that deepens and stratifies relations of exploitation. In the last section of the study, alternative searches in the digital environment are discussed, and non-commercial decentralized platforms, open information sources such as Wikipedia, which are created collectively by users, and the free software movement are described. Another issue discussed in this section is the cypherpunk and crypto-anarchist movements behind Bitcoin and blockchain technologies. Of these two movements that aim to create autonomous spaces independent of centralized institutions and states, the cypherpunk culture emphasizes users' privacy and freedom of expression, while the crypto-anarchist movement emphasizes the goal of a financial market based on individual participation autonomously from centralized institutions. The study argues that in the competition of these two ideas behind Bitcoin and blockchain technology, the momentum has shifted in favor of market relations and that blockchain as a tool has the potential to spread financial relations to a wider audience.
Benzer Tezler
- Türkçe metinlerde duygu analizi
Sentiment analysis in Turkish texts
CUMALİ TÜRKMENOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Teknik ÜniversitesiBilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. AHMET CÜNEYD TANTUĞ
- Sosyal bilgiler öğretiminde web 2.0 araçlarının kullanımı: Bir karma yöntem araştırması
Using web 2.0 tools in teaching social studies: A mixed method research
İLHAN KULACA
Doktora
Türkçe
2023
Eğitim ve ÖğretimAfyon Kocatepe ÜniversitesiTürkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKKI YAZICI
PROF. DR. TUĞBA SELANİK AY
- Value creation in web 3.0
Web 3.0'da değer yaratma
VATAN RAHIMLI
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
İşletmeBahçeşehir Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CAFER ŞAFAK EYEL
- Dijital yayıncılık ile dönüşen izleyici pratikleri
The transformation of audience practices due to digitalization
SEZİN ÇİNAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
İletişim BilimleriGalatasaray Üniversitesiİletişim Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VİLDAN MAHMUTOĞLU
- Hukuksal bağlamda sosyal medya analizi ve kıyaslamalı mevzuat önerileri
Legal analysis of social media and comparative legislative solution proposals
SERHAT KOÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Bilim ve Teknolojiİstanbul Bilgi ÜniversitesiHukuk Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ASLI TUNÇ