İlk tanı depresyon hastalarında obsesyonların dissosiyasyon ile ilişkisi ve uykunun aracı rolü
The relationship between obsessions and dissociation and the mediating role of sleep in patients with first-diagnosis depression
- Tez No: 834422
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ABDULLAH YILDIRIM
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 158
Özet
Amaç: Depresyon oldukça sık karşılaşılan, ciddi komplikasyonları olabilen, yüksek yeti yitimine sahip olan bir hastalıktır. Çalışmamızda, polikliniğimize gelen ve ilk defa depresyon tanısı konulan hastalarda; depresyon, stres, anksiyete düzeylerini; obsesyonları ve kompulsiyonları; dissosiyasyonun absorbsiyon, depersonalizasyon / derealizasyon ve amnezi bileşenlerini; uyku kalitesini ve uykusuzluğun şiddetini sağlıklı kişiler ile kıyasladık. Bu çalışma ile depresyona obsesyonların eşlik edip etmediğini, eşlik eden obsesyonlara kompulsiyon eşlik edip etmediğini, bu obsesyonlar ile dissosiyasyonun ilişkisini ve aynı zamanda tüm bu belirtilere uyku kalitesinin ve uykusuzluğun aracı olup olmadığını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine başvuran, polikliniğimizde ilk defa depresyon tanısı konmuş 18-65 yaş arası 86 yetişkini hasta grubu olarak, sağlıklı 18-65 yaş arası, daha önce psikiyatri polikliniğine başvurmamış 86 yetişkini kontrol grubu olarak belirledik. Katılımcılarla görüşülerek ve internet Online Formlar vasıtasıyla onam alınmıştır ve katılımcıların ölçekleri doldurmasıyla yoluyla ve görüşmecinin yaptığı görüşme ile veriler elde edilmiştir. Katılımcılar tarafından ve görüşmeci tarafından; Sosyodemografik Veri Formu, Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği-21 (DASÖ-21), Yale-Brown Obsesyon ve Kompulsiyon Ölçeği (YBOKÖ), Dissosiyatif Yaşantılar Ölçeği (DYÖ), Van Obsesyonel Dissosiyasyon Ölçeği (VODÖ), Pittsburgh Uyku Kalite İndeksi (PUKİ) ve Uykusuzluk Şiddeti İndeksi (UŞİ) doldurulmuştur. Analizler SPSS (Statistical Package for Social Sciences; SPSS Inc., Chicago, IL) 22 paket programında değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya 86 hasta ve 86 kontrol olmak üzere toplam 172 gönüllü katılımcı dahil edilmiştir. Gruplar arasında cinsiyet, yaş, medeni durum, yaşanılan yerin il-ilçe olması ve gelir durumu açısından anlamlı farklılık görülmemiştir. Gruplar arasında eğitim durumu, çocuk sayısı, çalışma oranı anlamlı olarak farklı bulunmuştur. Hasta grubunda bulunanların %4,7'sinde depresyon dışında herhangi bir psikiyatrik hastalık tanısı var iken kontrol grubunda hiç olmayıp gruplar arasında anlamlı farklılık görülmemiştir (p=0,121). Hasta grubunda bulunanların %16,3'ünün, kontrol grubunda bulunanların %12,8'inin ailesinde psikiyatrik hastalık var iken aralarında anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (p=0,516). Hasta grubunda bulunanların %19,8'inde, kontrol grubunda bulunanların %16,3'ünün ailesinde depresyon öyküsü var iken aralarında anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (p=0,552). Hasta grubunda bulunanlarda intihar girişim oranı (%11,6) kontrol grubunun oranından (%1,2) anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p=0,005). Hastaların %64'ünde çökkünlük sinsi başlamış iken %36'sında hızlı başlangıç göstermiştir. Hastaların %61,6'sında çökkünlüğü ortaya çıkarıcı yaşam olayı bulunmaktadır. Hastaların çökkünlük belirtilerinin başlama yaşı ortalaması 28,47±11,48 yıldır. Hastaların DASÖ-21, YBOKÖ, DYÖ, VODÖ, PUKİ ve UŞİ puanlarının kontrol grubuna kıyasla anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür. Hasta grubunda bulunanların %20,9'unda klinik önemi olmayan insomnia, %44,2'sinde eşik altı insomnia, %32,6'sında orta şiddette insomnia ve %2,3'ünde ise ciddi insomnia görülmüştür. Kontrol grubunda bulunanların %75,6'sında klinik önemi olmayan insomnia, %20,9'unda eşik altı insomnia ve %3,5'inde ise orta şiddette insomnia görülmüştür. Hasta grubunda YBOKÖ obsesyon puanı ile YBOKÖ kompulsiyon, dissosiyatif belirtiler grubundan toplam, absorpsiyon, depersonalizasyon/derealizasyon, anksiyete ve stres puanı arasında pozitif yönde anlamlı bir korelasyon görülmüştür. YBOKÖ kompulsiyon puanı ile depersonalizasyon/derealizasyon hariç dissosiyasyon bileşenleri, DASÖ-21 puanları arasında pozitif yönde anlamlı bir korelasyon görülmüştür. Hasta grubunda VODÖ puanları ile tüm ölçek puanları arasında pozitif yönde; VODÖ puanları ile yaş ve çökkünlük belirtilerinin başlama yaşı arasında ise negatif yönde anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. Hasta grubunda DYÖ puanları ile tüm ölçek puanları arasında pozitif yönde; DYÖ puanları ile yaş ve çökkünlük belirtilerinin başlama yaşı arasında ise negatif yönde anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. Hasta grubunda DASÖ-21 puanları ile tüm ölçek puanları arasında pozitif yönde anlamlı bir korelasyon görülmüştür. Depresyon, anksiyete ve stres ile çökkünlük belirtilerinin başlama yaşı arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki vardır. Hasta grubunda PUKİ puanı ile UŞİ puanı arasında pozitif yönde anlamlı bir korelasyon belirlenmiştir Hasta grubunda UŞİ ve PUKİ puanı ile yaş, çocuk sayısı ve çökkünlük belirtilerinin başlama yaşı arasında ilişki bulunamamıştır. Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre; ilk defa depresyon tanısı konulan kişilere, kontrol grubuna kıyasla, obsesyonların ve kompulsiyonların daha sık eşlik ettiğini, bu obsesyonlara dissosiyasyonun daha sık eşlik ettiğini ve tüm bu süreçlere bozulmuş uyku kalitesinin ve uykusuzluğun aracı rolü olduğunu düşünmekteyiz. Aynı zamanda depresif belirtiler ile geçirilen zaman arttıkça ve yaş daha genç olduğu zaman depresyon, anksiyete, stres, dissosiyasyon belirtilerin anlamlı bir fark oluşturacak kadar şiddetli olduğu görülmektedir. Hasta grubuna uygulanmış ölçekleri kendi arasında kıyasladığımız zaman; obsesyonların dissosiyasyon alt grubundaki absorbsiyon ve depersonalizasyon/derealizasyon bileşeni ile, anksiyete ve stres ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Kompulsiyonların ise depersonalizasyon/derealizasyon dışında tüm dissosiyasyon bileşenleri ile, depresyon, anksiyete ve stres ile ilişkili olduğunu görülmüştür. Tüm dissosiyatif bileşenler ise birbirleriyle anksiyete, depresyon ve stres ile, uyku kalitesi ile ve uykusuzluk şiddeti ile ilişkili olarak bulunmuştur. Aynı zamanda depresyon, anksiyete ve stres bileşeni uyku kalitesi ve uykusuzluk şiddeti ile ilişkili bulunmuştur. Depresyon gibi ciddi yeti yitimine yol açan bir bozukluk ile ilgili ulaştığımız bu sonuçların, bu bozukluğa eşlik eden depresif belirtiler dışında diğer ruhsal belirtileri de içine alan kapsayıcı çalışmalara ihtiyaç olduğunu işaret ettiği söylenebilir.
Özet (Çeviri)
Aim: Depression is a very common disease with serious complications and high disability rates. In our study, we compared the depression, stress and anxiety levels; obsessions and compulsions; absorption, depersonalization/derealization and amnesia components of dissociation; sleep quality and severity of insomnia in patients who visited our outpatient clinic and were diagnosed with depression for the first time with healthy subjects. With this study, we aimed to evaluate whether depression is accompanied by obsessions, whether the accompanying obsessions are accompanied by compulsions, the relationship between these obsessions and dissociation, and whether sleep quality and insomnia mediate all these symptoms. Materials and Methods: In our study, 86 adults aged 18-65 years who were diagnosed with depression for the first time in our outpatient clinic at Kahramanmaraş Sütçü İmam University Psychiatry Clinic were selected as the patient group and 86 healthy adults aged 18-65 years who had not previously applied to a psychiatric outpatient clinic were selected as the control group. Consent was obtained by interviewing the participants and through online forms, and data were obtained by the participants filling in the scales and interviewed by the interviewer. Sociodemographic Data Form, Depression, Anxiety and Stress Scale-21 (DASS-21), Yale-Brown Obsession and Compulsion Scale (YBOCS), Dissociative Experiences Scale (DES), Van Obsessional Dissociation Scale (VODS), Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) and Insomnia Severity Index (ISI) were completed by the participants and the interviewer. The analyses were evaluated in SPSS (Statistical Package for Social Sciences; SPSS Inc., Chicago, IL) 22 package programs. Results: A total of 172 voluntary participants, 86 patients and 86 controls, were included in the study. There were no significant differences between the groups in terms of gender, age, marital status, province-district of residence and income status. Education level, number of children and employment rate were found to be significantly different between the groups. While 4.7% of the patients in the patient group had a diagnosis of any psychiatric illness other than depression, none in the control group and no significant difference was observed between the groups (p=0.121). While 16.3% of those in the patient group and 12.8% of those in the control group had a family history of psychiatric illness, there was no significant difference between them (p=0.516). While 19.8% of those in the patient group and 16.3% of those in the control group had a family history of depression, there was no significant difference between them (p=0.552). The rate of suicide attempts in the patient group (11.6%) was significantly higher than the rate in the control group (1.2%) (p=0.005). While 64% of the patients had an insidious onset of depression, 36% had a rapid onset. 61.6% of the patients had a life event that elicited depression. The mean age of onset of symptoms of depression was 28.47±11.48 years. It was observed that patients had significantly higher scores on the DASS-21, YBOCS, DES, VODS, PSQI and ISI compared to the control group. In the patient group, 20.9% had insomnia without clinical significance, 44.2% had subthreshold insomnia, 32.6% had moderate insomnia and 2.3% had severe insomnia. In the control group, 75.6% had insomnia without clinical significance, 20.9% had subthreshold insomnia and 3.5% had moderate insomnia. In the patient group, a significant positive correlation was observed between the obsession score of the YBOCS and the total, absorption, depersonalization/derealization, anxiety and stress scores of the YBOCS compulsion, dissociative symptoms group. A significant positive correlation was observed between the compulsion score of the YBOCS and the dissociation components except depersonalization/derealization and the DASS-21 scores. In the patient group, there was a significant positive correlation between VODS scores and all scale scores, and a significant negative correlation between VODS scores and age and age of onset of depressive symptoms. In the patient group, there was a significant positive correlation between DES scores and all scale scores, and a significant negative correlation between DES scores and age and age of onset of symptoms of depression. In the patient group, a significant positive correlation was observed between the DASS-21 scores and all scale scores. There is a significant negative correlation between depression, anxiety and stress and the age of onset of symptoms of depression. In the patient group, there was a significant positive correlation between PSQI score and ISI score. In the patient group, there was no correlation between ISI and PSQI scores and age, number of children and age of onset of symptoms of depression. Conclusions: According to the results of our study; we think that obsessions and compulsions accompany more frequently, dissociation accompanies these obsessions more frequently, and impaired sleep quality and insomnia play a mediating role in all these processes in people diagnosed with depression for the first time compared to the control group. At the same time, we think that the more time spent with depressive symptoms and the younger age, the more severe the symptoms of depression, anxiety, stress, and dissociation were. When we compared the scales applied to the patient group among themselves, we found that obsessions were associated with absorption and depersonalization/derealization component in the dissociation subgroup, anxiety and stress. Compulsions were associated with all dissociation components except depersonalization/derealization, depression, anxiety and stress. All dissociative components were found to be associated with anxiety, depression and stress, sleep quality and insomnia severity. At the same time, depression, anxiety and stress components were found to be associated with sleep quality and insomnia severity. It can be said that these results we have reached about a disorder that causes serious disability such as depression indicate that there is a need for inclusive studies that include other psychiatric symptoms other than depressive symptoms accompanying this disorder.
Benzer Tezler
- Obsesif kompulsif bozukluk alzheimer tipi demans gelişiminde bir risk faktörü müdür?
Is obsessive-compulsive symptomotology a risk factor for alzheimer-type dementia?
AYŞE DÖNDÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
PsikiyatriAdnan Menderes ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. LEVENT SEVİNÇOK
- 31 Behçet Hastalığı olgusunda psikosomatik yönden yapılan tetkiklerin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SEMA ORAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1986
DermatolojiSağlık BakanlığıDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ADEM KÖŞLÜ
- 'Ben iyiyim' ifadesinin tekrarının depresyon hastalarında etkisi
Başlık çevirisi yok
ALİ KEMAL KUDUBAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
PsikiyatriDüzce ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET ATAOĞLU
PROF. DR. ADNAN ÖZÇETİN
- İlk atak depresyon hastalarında hastalık şiddetinin çocukluk çağı travmaları ve insulin direnci ile ilişkisi
The relationship of disease severity and childhoodtrauma and insulin resistance in first attack depressionpatients
HANDE POYRAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN BELLİ
- Majör depresyon hastalarında yürütücü işlevlerin değerlendirilmesi, ilk epizod depresyon ve tekrarlayıcı depresyon grupları arasındaki farklılıkların karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
AYTÜL KARABEKİROĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
PsikiyatriMarmara ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VOLKAN TOPÇUOĞLU