Geri Dön

Improving raceway reactor productivity via vortex induced vibrations for cost effective microalgae production

Maliyet etkin mikroyosun üretimi için girdap kaynaklı titreşimlerle alg havuzu performansının artırılması

  1. Tez No: 840916
  2. Yazar: MEHMET SADIK AKCA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BULENT İNANC
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Biyomühendislik, Biyoteknoloji, Çevre Mühendisliği, Bioengineering, Biotechnology, Environmental Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Çevre Biyoteknolojisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 152

Özet

Mikroalg araştırmaları, sürdürülebilir enerji ve yakıt üretimi ihtiyacı, iklim değişikliği ile ilgili endişeler ve insanların biyobazlı ürünlere yönelmesi gibi bir dizi nedenden dolayı son yıllarda giderek daha yaygın hale gelmektedir. Mikroalgler, insanların bu alanlardaki gelecekteki taleplerini karşılamak için mükemmel bir hammadde olarak kabul edilir. Mikroalgler,“fotosentez”adı verilen süreçte inorganik karbonu ışıma enerjisi kullanarak şekere dönüştürür. Tarıma uygun olmayan arazilerde yetişebilir ve tarımsal gıda ürünleri ile rekabet etmez, baca gazı ve atık su gibi atık ürünleri özümseyip biyokütleye dönüştürebilir. Mikroalg yetiştiriciliği hem atık suların ıslahı hem de ticari amaçlarla yapılmaktadır. Algal atık su arıtma, çevre mühendisliğinde bir araştırma konusudur ve geleneksel atık su arıtma işlemlerine kıyasla havalandırma maliyetlerinin düşürülmesi gibi çeşitli avantajlar sunar. Algal besi maddesi giderimi daha yaygın olmakla birlikte, bazı mikroalg türlerinin organik karbonu asimile edebilmesi mikroalgleri klasik aktif çamur prosesine ilginç bir alternatif haline getirmektedir. Bununla birlikte, algal atık su arıtımı birkaç küçük topluluk ölçeğindeki tesisle sınırlıdır. Ticari ölçekli alg biyokütle üretimine gıda ve yem endüstrisi hakimdir. Spirulina ve Chlorella en yaygın olarak yetiştirilen türler olsa da, astaksantin ve karotenoidler gibi yüksek değerli ürünleri sentezleme yetenekleri nedeniyle Haematococcus ve Dunaliella'nın ekimi yaygındır. Mikroalg bazlı biyodizel, alglerin kuru ağırlıklarının %70'ine kadar lipid biriktirebilmeleri nedeniyle fosil yakıtların yerini alacak başlıca adaylar arasında sayılmaktadır ve mikroalgler ile ilgili araştırmaların çoğunun bu konuya yönelik olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, yetiştirme, hasat ve diğer aşağı akış işlemlerinin yüksek maliyetleri nedeniyle algal biyodizel ekonomik olarak henüz uygulanabilir değildir. Mikroalg yetiştirme sistemleri genel olarak açık ve kapalı sistemler olarak sınıflandırılmaktadır. Kapalı sistemler, daha yüksek ışık mevcudiyeti ile daha kontrollü bir ortam sunar; ışık yolları birkaç santimetre ila 10 cm arasındadır. Bu tip sistemlerde mikroalg büyüme hızı ve biyokütle konsantrasyonu daha yüksektir; ancak çok daha yüksek ilk yatırım ve işletme maliyetleri ile boyut yükseltme sorunları kullanımlarını ciddi şekilde sınırlandırmaktadır. Açık sistemlerin ise inşaası ve işletmesi çok daha kolaydır. Kanal havuzları en yaygın mikroalg yetiştirme sistemidir. Bir kanal, alg kültürünün genelde bir çark yardımıyla sirküle edildiği dikdörtgen bir kanal olarak tanımlanabilir. Tek bir kanal tipi havuz 4 hektara kadar bir alanı kaplayabilir. Işık penetrasyonunu sağlamak için havuzun derinliği 20-30 cm tutulur ve akış hızı tipik olarak 0,2-0,3 m/s'dir. Ticari ölçekli mikroalg üretiminin %90'ı kanal havuzlarında gerçekleştirilirken, kapalı fotobiyoreaktörlere kıyasla sınırlı ışık mevcudiyeti ve çevresel ve iklimsel koşullara karşı savunmasızlık gibi güçlü dezavantajları vardır. Bunlar arasında, düşük maliyetli mikroalg biyokütle üretiminin optimizasyonu için ışık mevcudiyeti belki de en önemli darboğazdır. Sınırlı ışık xxv mevcudiyeti, kanal havuzlarının uzun düz kanallarındaki çok sınırlı dikey karışımdan kaynaklanır. Akış hızını artırarak akışa daha fazla türbülans getirerek dikey karıştırmanın iyileştirilmesi sağlanabilir ama bu aynı zamanda işletme maliyetlerinin de yükselmesine sebep olur. Bu nedenle, dikey karışımı iyileştirmek ve kanal havuzlarında aydınlık karanlık döngüler oluşturmak için enerji açısından verimli sistemler, alg ürünlerini ekonomik olarak daha çekici hale getirmek için güçlü bir gerekliliktir. Bu tezin amacı, işletme maliyetlerini artırmadan kanallı havuzlarda dikey karıştırmayı iyileştirmektir. Dikey karıştırmayı iyileştirme yöntemi, girdap kaynaklı titreşimlerin uygulanmasıdır. Girdap kaynaklı titreşim, akış içerisine yerleştirilen bir cismin yüzeyinden kopan girdaplarla uyarıldığı akış kaynaklı bir hareket formudur. Bu girdaplar yüzeyden koptuklarında silindire kuvvet uygularlar. Üst kısımdan bir girdap koptuğunda, silindir aşağı doğru bir kuvvet hisseder. Alttan koptuğunda, kuvvetin yönü yukarıya doğrudur. Silindirin akışa dik yönde hareket etmesine izin verildiğinde, silindir yukarı ve aşağı hareket eder. Bu periyodik bir harekettir ve sıvı akmaya devam ettikçe sonsuza kadar sürecektir. Girdap kaynaklı titreşimler akış enerjisinden yararlanır ve akış enerjisini dönüştürerek harekete çevirir. Tez kapsamında, kanal havuzlarında herhangi bir ek enerji maliyeti olmadan dikey karışımı iyileştirmek için girdap kaynaklı titreşim sistemleri kullanılmıştır. Girdap kaynaklı silindir salınımı, sistemin uygulandığı kanalın genişliği boyunca akış homojenliğini gerektirir. Bunun için ilk olarak, İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü çatısındaki mevcut kanal havuzunun akış alanı, girdap kaynaklı titreşim sistemlerinin uygulanması için uygun olup olmadığını görmek için CFD kodu kullanılarak sayısal olarak incelenmiştir. Akış hızı 0,3 m/s olarak tutulmuştur. Türbülans modeli olarak k- ɛ seçilmiştir. CFD analizlerinde, kanal havuzu bir, iki ve üç akış deflektörü ile modifiye edilmiş ve orta bölmenin genişliği 5 ve 10 cm'ye çıkarılmıştır. Havuz dirseklerine 3 adet yarım daire akış deflektörü yerleştirilerek kanal genişliği boyunca üniform akış sağlanabileceği görülmüştür. Mevcut kanal havuzu bu şekilde modifiye edilmiş ve havuza 6 cm çapında bir silindir ve iki yaydan oluşan girdap kaynaklı titreşim sistemi kurulmuştur. Su seviyesi 0,3 m iken 6,5 cm düşey genlik ve 1,24 s-1 salınım frekansı ile sürekli silindir salınımı sağlanmıştır. Bu silindir hareketinin dikey karıştırma üzerindeki etkisi, CFD kodu kullanılarak sayısal olarak analiz edilmiştir. Silindir salınımını simüle etmek için, girdap kaynaklı titreşimin teorik denklemleri, kullanıcı tanımlı fonksiyon olarak modele uygulanmıştır. Deneylerde olduğu gibi akış hızı 0,3 m/s olarak tutulmuş ve türbülans modeli olarak k- Ω SST seçilmiştir. Model, dinamik dengeye ulaşılana kadar sabit koşullar altında çalıştırılmıştır. Daha sonra VIV hareketini incelemek için model 10 saniye çalıştırılmıştır. Model çıktısı, akışın dikey hareketinin gölet derinliğinin 2/3'ünü kapsadığını ortaya koymuştur. Silindir salınımı, akışı 0,3 m/s büyüklüğünde hızla yukarı doğru yönlendirmiş ve flaş etkisini kullanmak için yüksek frekanslı aydınlık karanlık döngüleri oluşturmuştur. Aydınlık-karanlık geçiş noktası serbest su yüzeyinin 3 cm altında kabul edilmiş ve en üst, nötr ve en alttaki silindir konumları için silindirin ilk 60 cm aşağısındaki L/D döngülerinin ortalama frekansı sırasıyla 21,17 s-1 , 5,28 s-1 2.33 s-1 olarak hesaplanmıştır. VIV'nin biyokütle üretim kapasitesi üzerindeki etkisini değerlendirmek için Chlorella vulgaris'in saf kültürü karşılaştırmalı olarak büyütülmüştür. Kültür ilk olarak laboratuvar koşullarında 10 L'lik plastik şişelerde büyütülüp, sıcaklık 28 oC'de sabit tutulmuş ve yetiştirme ortamı olarak Bald's Basal Medium kullanılmıştır. Kültür laboratuvarda 1 hafta büyütülüp daha sonra İTÜ Çevre Mühendisliği bölümünün çatısındaki açık havuzlara aktarılmış, dış ortam koşullarına ve günlük döngüye xxvi alışması için 1 hafta daha büyütülmüştür. Daha sonra VIV sistemi havuzdan çıkarılıp kültür, iki özdeş havuzda bir hafta daha büyütülmüş iki özdeş havuzun biyokütle üretim kapasitesi açısından aynı performansı gösterdiğinden emin olunmuştur. Bu hafta sonunda havuzlardan birine VIV sistemi uygulanmış ve bir hafta boyunca VIV sistemli ve sistemsiz karşılaştırmalı yetiştirme yapılmıştır. Biyokütle büyümesi, 540, 690 ve 750 nm dalga boyu altında optik yoğunluk ölçümü ile izlenmiştir. Deneyler, VIV'in 3 m kanal uzunluğu ve 1 m toplam genişliği olan pilot ölçekli kanal havuzundaki biyokütle üretim kapasitesini %20'nin üzerinde artırdığını ortaya koymuştur. 0,3 m/s akış hızı için pilot ölçekli kanal havuzunda elde edilen silindir genlik tepkisi literatüre göre daha düşük olmuştur. Bunun nedenini araştırmak ve VIV'nin kanal havuzundaki dikey karışım ve ışık karanlık döngüleri üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak incelemek için akış görüntüleme tekniği uygulanmıştır. LED aydınlatma kullanan parçacık görüntülü hız ölçümü, yukarıda belirtilen deneysel koşullar altında uygulanmıştır. PIV kamerasının görüntü hızı 165 FPS ve odak uzaklığı 35 mm'dir. VIV sistemi olmadan yapılan akış görüntüleme deneyleri, akış hızının 4,5 cm'lik bir dip açıklığı ile çark tahrikli sistemde havuz derinliği boyunca azaldığını ortaya çıkarmıştır. Yatay akış hızının dağılımı 2. dereceden polinom ile modellenebilmektedir. Derinlik boyunca akış hızının bu eşit olmayan dağılımı, silindir hareketini bastırmakta ve bu da literatüre kıyasla daha düşük genlik yanıtıyla sonuçlanmaktadır. Arşimet pompaları, santrifüj pompalar, hava pompaları ve pervaneler gibi diğer birkaç ekipmanın, VIV hareketinin dikey karıştırma üzerindeki etkisinin daha fazla kullanılması ve dolayısıyla ışık mevcudiyeti ve biyokütle üretim kapasitesi için çarkın yerini alması önerilmiştir. Gerçekten de, pervanelerin ve hava pompalarının çarklardan daha fazla enerji verimli olduğu literatürde bildirilmiştir. Ayrıca mekanik sebeplerden dolayı kültür derinliği arttırıldığında pedal tahrikli sirkülasyon daha derin havuzlarda dezavantajlı hale gelecektir. Girdap kaynaklı titreşim sistemi uygulandığında kanal havuzundaki akış alanı, akış görüntüleme tekniği kullanılarak analiz edilmiş, akış hızının düşey bileşeninin, genel olarak CFD analizlerine uygun olduğu görülmüştür. VIV silindirinin akış yönünün aşağısında 75 hücre seçilmiş ve kamera projeksiyon alanının diğer tarafından kaybolana kadar yatay yönde 20 cm izlenmiştir. İlk hücre konumları, ortalama durumu temsil etmek için kanal derinliği boyunca eşit uzaklıkta üç düzlem olarak ayarlanmıştır. Akış görselleştirme deneyleri, seçilen hücrelerin %33'ünün VIV yardımıyla yüksek frekanslı aydınlık karanlık döngülere girdiğini ortaya çıkarmıştır. Aydınlık karanlık döngüsünün ortalama frekansı 35,69 s-1 ve ışık fraksiyonu 0,49 olarak bulunmuştur. VIV hareketi sonucunda hücrelerin %44'ü karanlık bölgeden ışık- sınırlı bölgeye girmiştir. Pilot ölçekli havuzun 3 m kanal uzunluğu vardır, bu da tam ölçekli tesislere kıyasla hücrelerin dikey karıştırmanın gerçekleştiği çarktan daha sık geçtiği anlamına gelir. Başka bir deyişle, pilot ölçekli havuz, tam ölçekli sistemlere kıyasla daha etkin bir şekilde karışmaktadır. Bir VIV silindiri takılarak havuzda 2. dikey karıştırma noktası oluşturulduğu söylenebilir. Öte yandan, gerçek ölçekli havuzlar çok daha yüksek kanal uzunluklarına sahiptir, bu nedenle bu sistemlerde çark kaynaklı dikey karıştırmanın etkisi daha az belirgin olacaktır. Bu uzun kanal kesitlerinde, yüzeye yakın hücreler belirli bir süre sonra“aşırı yüklü”olacaktır. Öte yandan, havuz derinliğinin alt kısımlarında bulunan hücreler, uzun bir süre boyunca havuzun fotobiyolojik olarak aktif olmayan kısımlarında kalacaklardır. Yukarıda belirtildiği gibi, VIV'ler hücreleri, kanalın fotobiyolojik olarak aktif ve aktif olmayan bölümleri arasında çevirebilir ve xxvii havuz çevresinde tek bir sirkülasyonda fotosentez yapan hücrelerin sayısını artırabilir. Bu nedenle, VIV'nin etkisinin daha büyük havuzlarda daha belirgin olabileceğine inanılmaktadır.

Özet (Çeviri)

Microalgae research has been becoming more and more common in the last decades due to a number reasons including need for sustainable energy and fuel production, concerns about climate change and orientation of people to biobased products. Microalgae is considered as an excellent feedstock to meet peoples future demands in these fields. Microalgae converts inorganic carbon into sugar using radiative energy in the process so called“photosynthesis”. It can grow on non arable land and does not compete with agricultural food products, can assimilate waste products such as flue gas and wastewater and convert them into biomass. Microalgae cultivation is carried out for both remediation of waste streams and commercial purposes. Algal wastewater treatment is a hot topic in environmental engineering and poses several advantages compared to conventional wastewater treatment processes such as reduction of aeration costs. While algal nutrient removal is more common, certain microalgae species can assimilate organic carbon, making it an interesting alternative to activated sludge process. However, algal wastewater treatment is limited to several community scale facilities. Commercial scale algal biomass production is dominated by food and feed industry. While Spirulina and Chlorella are the most commonly cultivated species, cultivation of Haematococcus and Dunaliella is common due to their ability to synthesize high value products such as astaxhanthin and carotenoids. Microalgae based biodiesel is considered as among the main candidates to replace fossil fuels as algae can accumulate lipids up to 70% their dry weight and it can be said that most of the research effort involving microalgae is towards this subject. However, algal biodiesel is not economically feasible yet due to high costs of cultivation, harvesting and other downstream processes. Microalgae cultivation systems are generally classified as open and closed systems. Closed systems offer a more controlled environment with higher light availability; light paths being couple of centimeters to 10 cm. Microalgae growth rate and biomass concentration is higher in this type of systems; however much higher capital and operating costs, as well as upscaling issues strongly limits their utilization. Open systems on the other hand are much easier to build and operate. Raceway ponds is the most common microalgae cultivation system. A raceway can be defined as an oblong channel where culture medium is most commonly circulated with the help of a paddlewheel. A single pond can occupy an area up to 4 hectars. Depth of the pond is kept 20-30 cm to ensure light penetration and flow velocity is typically 0.2-0.3 m/s. While 90% of commercial scale microalgae production is carried out in raceway ponds it has strong disadvantages compared to closed photobioreactors such as limited light availability and vulnerability to environmental and climatic conditions. Among these, light availability is perhaps the most important bottleneck for optimization of low cost microalgae biomass production. Limited light availability results from very limited vertical mixing in long straight channels of raceway ponds. Improving vertical mixing can be achieved by introducing more turbulent to flow by increasing flow velocity, which is energy intensive. Thus, energy efficient systems for improving vertical mixing and creating light dark cycles in raceway ponds is a strong necessity for making algal products more economically attractive. xxii Aim of this thesis to improve vertical mixing in raceway ponds without increasing operational costs. Method to improve vertical mixing is implementation of vortex induced vibrations. Vortex induced vibration is a form of flow induced motion whereby a body becomes excited, with vortices shed from its surface. These vortices, when they shed and leave the surface, exert force on the cylinder. When a vortex separates from the top part, the cylinder feels a downward force. When it separates from the bottom, the direction of the force is then upwards. When the cylinder is allowed to move in the direction perpendicular to the flow, cylinder moves up and down. This is a periodic motion and will last forever as the fluid continues to flow. Vortex induced vibrations make use of the flow energy and convert this power of the fluid to oscillate the cylinder. Within the scope of the thesis vortex induced vibration systems are used to improve vertical mixing in raceway ponds without any additional energy input. Vortex induced cylinder oscillation requires flow uniformity along the width of the channel where the system was implemented. For this, first, flow field of existing raceway pond at the roof of ITU Environmental Engineering Department was numerically investigated using CFD code, to see if it is available for implementation of vortex induced vibration systems. Flow velocity is kept as 0.3 m/s. Paddlewheel was removed from the domain to decrease computational effort and k- ɛ was chosen as turbulence model. In the CFD analyses, the raceway pond was modified with one, two and three flow deflectors and width of the central divider was increased to 5 and 10 cm. It has been seen that by installing 3 semi-circular flow deflectors in the bends of the pond, uniform flow along channel width could be achieved. Existing raceway pond was modified in this way and vortex induced vibration system, which consists of a cylinder with 6 cm diameter and two springs was installed to pond. Continuous cylinder oscillation was achieved with 6.5 cm vertical amplitude and 1.24 s-1 oscillation frequency while water level was 0.3 m. Impact of this cylinder motion on vertical mixing was numerically analyzed using CFD code. To simulate the cylinder oscillation, governing equations of vortex induced vibration was implemented to model as user defined function. Flow velocity was kept as 0.3 m/s as in the experiments and k- Ω SST was chosen as turbulence model. Model was run under steady conditions until the dynamic equilibrium was reached. After this, model was run for 10 seconds to investigate VIV motion. Model output revealed that vertical motion of flow covered 2/3 of pond depth. Cylinder oscillation directs flow upwards with a magnitude of 0.3 m/s and creates high frequency light dark cycles to effectively utilize so called flashing light effect. Light to dark cut off point was assumed as 3 cm below culture surface and average frequency of L/D cycles in the first 60 cm downstream of the cylinder for uppermost, neutral and lowermost cylinder positions were calculated as 21.17 s-1, 5.28 s-1 and 2.33 s-1, respectively. Pure culture of Chlorella vulgaris was grown comparatively to assess the effect of VIV on biomass production capacity. Culture was first grown under laboratory conditions in 10 L plastic bottles. Temperature was kept constant at 28 oC and Bald's Basal Medium was used as growth medium. Culture was grown for 1 week in laboratory and after that transferred to open ponds at the roof of ITU Environmental Engineering department. Culture was further grown for 1 week to acclimate outdoor conditions and diurnal cycle. VIV system was removed from the pond and culture was grown in two identical ponds for additional one week two make sure identical ponds demonstrated the same performance in terms of biomass production capacity. VIV system was implemented to one of the ponds at the end of this week and comparative cultivation xxiii with and without VIV system was carried out for one week. Biomass growth was monitored by optical density measurement under wavelength of 540, 690 and 750 nm. Experiments revealed that VIV increased biomass production capacity in the pilot scale raceway pond with 3 m channel length and 1 m total width by over 20%. Amplitude response of cylinder achieved in the pilot scale raceway pond for 0.3 m/s flow velocity was lower compared to literature. To investigate the reason of this and to investigate effect of VIV on vertical mixing and light dark cycles in the raceway pond in detail, flow visualization technique was applied. Particle image velocimetry using LED illumination was applied under experimental conditions mentioned above. Frame rate of PIV camera was 165 FPS and focal length was 35 mm. Flow visualization experiments without the VIV system revealed that flow velocity decreases through pond depth in the paddlewheel driven system with a 4.5 cm bottom clearance. Distribution of horizontal flow velocity could be modeled with 2nd order polynomial. This uneven distribution of flow velocity through the depth suppresses cylinder motion which resulted in lower amplitude response compared to literature. Several other equipment such as archimedes pumps, centrifugal pumps, airlift pumps and propellers are proposed to replace the paddlewheel for further exploitation of effect of VIV motion on vertical mixing and thus light availability and biomass production capacity. Indeed, it has been reported that propellers and airlift pumps are more energy efficient than paddlewheels. Furthermore, paddle induced circulation would become more disadvantageous when culture depth was increased due to mechanical reasons. Flow field in the raceway pond when vortex induced vibration system was implemented was analyzed using particle imaginary technique. Vertical component of flow was in accordance with CFD analyzes in general. 75 cells were selected at the downstream of VIV cylinder and were tracked for 20 cm in horizontal direction, until they disappeared from the other side of cameras projection area. Initial cell positions were set as three equidistant planes through the depth of the raceway channel to represent the average situation. Flow visualization experiments revealed that 33% of selected cells entered high frequency light dark cycles with the help of VIV. Average frequency of light dark cycle was found to be 35.69 s-1 with a light fraction of 0.49. 44% of cells entered light limited zone from dark zone as a result of VIV motion. Pilot scale RWP has 3 m channel length, which means, compared to full scale facilities, cells pass through paddlewheel, where vertical mixing happens, more frequently. In other words, pilot scale RWP is more effectively mixed compared to full scale systems. By installing one VIV cylinder, it can be said that a 2nd vertical mixing point was created in the pond. On the other hand, real scale RWPs have much higher channel lengths, thus effect of paddle induced vertical mixing in these systems would be less pronounced. In these long channel sections, cells near the surface will become“over- charged”after a certain period of time. On the other hand, cells at lower parts of pond depth will reside in photobiologically inactive parts of the pond for a prolonged period. As indicated above, VIVs can cycle cells between photobiologically active and inactive parts of channel and increase number of cells that perform photosynthesis in one circulation around pond. Thus, it is believed that the effect of VIV could be more pronounced in larger ponds.

Benzer Tezler

  1. Madde bağımlılığının önlenmesinde eczacıların rollerinin iyileştirilmesine yönelik bir araştırma

    Improving the role of pharmacists in drug abuse prevention

    SELEN YEĞENOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Eczacılık ve FarmakolojiHacettepe Üniversitesi

    Eczacılık İşletmeciliği ve Mevzuatı Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. İSMAİL ÜSTEL

  2. Hava ısıtmalı güneş kollektörlerinde pasif elemanlar yardımıyla verim artırma

    Improving the effectiveness by passive elemants in solar air collectors

    AYNUR UÇAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Makine MühendisliğiFırat Üniversitesi

    Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA İNALLI

  3. Toplam verimli bakım (tvb) anlayışı ile iyileştirme ve ekipman performansının artırılması

    Improving and increasing machine performance loy using total productive maintenance (TPM) approach

    M. LEVENT KOCAALAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Endüstri ve Endüstri MühendisliğiGazi Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BİLAL TOKLU

  4. Kaynak bölgesi özelliklerinin termomekanik işlem ile geliştirilmesi (Modifikasyon)

    Başlık çevirisi yok

    KUBİLAY KARACİF

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Metalurji Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. BURHANETTİN İNEM

  5. İmar planlarının uygulanabilirliklerinin artırılması

    Improving of The Applicability of Urban Plans

    KAMİL KARATAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Jeodezi ve FotogrametriKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CEMAL BIYIK