Laparoskopik ve abdominal histerektominin QT intervali ve QT dispersiyonuna etkilerinin karşılaştırılması
Comparison of the effect of laparoscopic and abdominalhysterectomy on QT interval and QT dispersion, university of health sciences
- Tez No: 845781
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SİNAN UZMAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
- Anahtar Kelimeler: Pnömoperitonyum, trendelenburg pozisyonu, QT aralığı, laparoskopik cerrahi, Pneumoperitoneum, trendelenburg position, QT interval, laparoscopic surgery
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 60
Özet
Giriş: Jinekolojik laparoskopi, intraperitoneal karbondioksit insuflasyonu ile yaygın olarak, hastanın litotomi ve Trendelenburg pozisyonlarındayken gerçekleştirilen özellikli girişimlerdir. Pnömoperitonyum ve trendelenburg pozisyonun multisistemik etkileri mevcuttur. Özellikle hemodinaminin bozulmasına ve kardiyak aritmilere neden olabilirler. QT aralığı ventriküler aktivasyon süresini gösterir. QT dispersiyonu, maksimum ve minimum QT aralığı arasındaki fark olarak tanımlanır ve aritmi riskini gösterir. Cerrahi operasyon geçirecek hastalar QTc uzamasına neden olduğu bilinen birçok intravenöz ilaca maruz kalırlar. Buna ilaveten stres, hipotermi ve elektrolit bozuklukları, özellikle hipokalemi ve hipomagnezemi gibi QTc uzamasına neden olan koşullar da majör cerrahi sırasında sık görülür. Amaç: Bu çalışmada amacımız genel anestezi altında laparoskopik histerektomilerde kullanılan pnömoperitonyumun ve trendelenburg pozisyonunun abdominal histerektomiye göre QT intervaline ve QT dispersiyonuna etkilerini karşılaştırmak Gereç ve Yöntem: Genel anestezi altında elektif laparoskopik ve abdominal histerektomi planlanan asa 1-2, yaş>18 olan toplamda 48 hasta çalışmaya dahil edildi. Laparoskopik histerektomi yapılan 24 hasta grup TLH'a, açık histerektomi olan 24 hasta grup TAH'a dahil edildi. Çalışmada hasta özellikleri (yaş, ağırlık, boy, beden kitle indeksi, asa skoru, yandaş hastalıklar, kullandıkları ilaçlar), genel anestezi uygulamasında kullanılan ilaçlar ve dozları, indüksiyon öncesinden ektübasyon sonrasına kadar non invaziv kan basıncı, kalp hızı, solunum hızı, etCO2, spO2, QT, QTc, QTd, değerleri ile pnömoperitonyum ve pozisyon başlangıç bitiş zamanları kaydedildi. Bulgular: Grup TLH'da 10(%41.7), grup TAH 'da ise 13(%54.2) hastada vazoaktif ajan ihtiyacı olmaksızın sıvı ressüsitasyonu ile kısa sürede düzelen sistolik 80-90 mmHg arasında seyreden hafif hipotansiyon meydana geldi ve her iki grupta anlamlı fark yoktu.Bradikardi görülme sıklığı grup TLH ve grup TAH 'da sırayla %37.5(9 hasta) ve %45.8(11 hasta ) olarak bulundu ve her iki grup arasında anlamlı farklılık yoktu.Kalp hızı hiçbir hastada 50 atım/dakika altına inmedi ve atropin tedavisine ihriyaç duyulmadı.Grup TLH'da operasyon süresi boyunca pnömoperitonyum basıncı 12-14 mmHg düzeyinde sürdürüldü ve etCO2 basınçları 32-36 mmHg arasında seyretti.Grup TLH'deki insüflasyon ve desuflasyon sonrası QT ve QTc ölçümlerinin karşılığı olarak grup TAH'de sırasıyla entübasyon sonrası 15. Dakika ve 90. Dakikalardaki QT ve QTc değerleri olarak belirlendi.Elde edilen sonuçlara göre tüm ölçüm zamanlarında iki grup arasında anlamlı fark yoktu. QT değerlerinin grup içi değerlendirilmesinde grup TLH'de indüksiyon öncesi değerlere göre indüksiyon sonrası entübasyon öncesi ve sonrası anlamlı değişiklik olmazken insüflasyon sonrası desuflasyon sonrası ve ekstübasyon sonrası QT sürelerinde anlamlı artış meydana geldi. Grup TAH'de ise indüksiyon öncesi değerlere göre indüksiyon sonrası entübasyon öncesi ve sonrası anlamlı değişiklik olmazken entübasyon sonrası 15. Dakika , 90. Dakika ve ekstübason sonrası QT süresinde artış meydana geldi.Tüm ölçüm zamanlarında QTc değerleri bakımından her iki grup arasında anlamlı fark olmadı.Grup içi değerlendirildiğinde grup TLH'de indüksiyon öncesi değerlerine göre entübasyon öncesi sonrası insüflasyon sonrası desuflasyon sonrası ve ekstübasyon sonrası dönemlerde QTc değerleri artarken, grup TAH'de indüksiyon öncesi değerlere göre entübasyon öncesi sonrası 15. dakika 90. dakika ve ekstübasyon sonrası dönemde QTc değerinde anlamlı artış gözlemlendi.Elde ettiğimiz veriler sonucunda her iki grupta QT ve QTc dispersiyonları bakımından anlamlı fark gözlenmedi. Sonuç: QTd'nin en önemli avantajı ventriküler aritmi riskini basit ve noninvaziv bir şekilde göstermesidir. Verilerimizde her iki grup arasında QTd açısından bir farklılık olmasa da her iki yöntemin de kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Laparoskopik cerrahinin avantajları çok olsa da pnömoperitonyumun ve trendelenburg pozisyonunun hemodinamik parametreler üzerindeki olumsuz etkileri önlemler alınarak azaltılabilir.
Özet (Çeviri)
Introduction: Gynecologic laparoscopy is a specialized procedure commonly performed with intraperitoneal carbon dioxide insufflation with the patient in the lithotomy and Trendelenburg positions. Pneumoperitoneum and Trendelenburg position have multisystemic effects. In particular, they can cause hemodynamic disturbances and cardiac arrhythmias. The QT interval indicates the duration of ventricular activation. QT dispersion is defined as the difference between the maximum and minimum QT interval and indicates arrhythmia risk. Patients undergoing surgery are exposed to many intravenous drugs known to cause QTc prolongation. In addition, conditions that cause QTc prolongation such as stress, hypothermia and electrolyte disturbances, especially hypokalemia and hypomagnesemia, are common during major surgery. Objective: Our aim in this study was to compare the effects of pneumoperitoneum and trendelenburg position on QT interval and QT dispersion in laparoscopic hysterectomy under general anesthesia compared to abdominal hysterectomy. Materials and Methods: A total of 48 patients with ASA 1-2, age >18 years, scheduled for elective laparoscopic and abdominal hysterectomy under general anesthesia were included in the study. Twenty-four patients who underwent laparoscopic hysterectomy were included in group TLH and 24 patients who underwent open hysterectomy were included in group TAH. Patient characteristics (age, weight, height, body mass index, ASA score, comorbidities, medications used), drugs and doses used in general anesthesia, non-invasive blood pressure, heart rate, respiratory rate, etCO2, spO2, QT, QTc, QTd, pneumoperitoneum and position start and end times were recorded from pre-induction to post-extubation. Results: Mild systolic hypotension between 80-90 mmHg occurred in 10(41.7%) patients in group TLH and 13(54.2%) patients in group TAH, which resolved in a short time with fluid resuscitation without the need for vasoactive agents and there was no significant difference between both groups. The incidence of bradycardia was 37.5% (9 patients) and 45.8% (11 patients) in group TLH and group TAH, respectively, with no significant difference between the two groups. Heart rate did not fall below 50 beats/min in any patient and atropine treatment was not required. Pneumoperitoneum pressure was maintained at 12-14 mmHg and etCO2 pressures were between 32-36 mmHg throughout the operation in group TLH.QT and QTc measurements after insufflation and desufflation in group TLH were determined as QT and QTc values at 15 minutes and 90 minutes after intubation in group TAH, respectively. According to the results obtained, there was no significant difference between the two groups at all measurement times. In the intra-group evaluation of QT values, there was no significant change in group TLH after induction compared to pre-induction values before and after intubation, but there was a significant increase in post-insufflation, post-desufflation and post-extubation QT times. In group TAH, there was no significant change before and after intubation after induction compared to pre-induction values, but there was an increase in QT duration at 15th minute, 90th minute and extubation after intubation. There was no significant difference between both groups in terms of QTc values at all measurement times. When evaluated within the group, QTc values increased in group TLH in the pre-intubation, post-insufflation, post-desufflation and post-extubation periods compared to pre-induction values, while a significant increase in QTc value was observed in group TAH in the 15th minute, 90th minute and post-extubation period after intubation compared to pre-induction values. As a result of the data we obtained, no significant difference was observed in terms of QT and QTc dispersions in both groups. Conclusion: One of the most important advantages of QTd is that it shows the risk of ventricular arrhythmia with an easy and non-invasive method. Although there was no difference in QTd between the two groups in our data, both methods have their own advantages and disadvantages. Although laparoscopic surgery has many advantages, the negative effects of pneumoperitoneum and trendelenburg position on hemodynamic parameters can be reduced by taking precautions.
Benzer Tezler
- Uterin prolapsusu olmayan vakalarda vajinal histerektomi ile abdominal ve laparoskopik histerektominin karşılaştırılması
Comparison of vaginal hysterectomy with abdominal and laparoscopic hysterectomy in cases without uterine prolapse
BİRSEN BİLGE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Kadın Hastalıkları ve DoğumOndokuz Mayıs ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. İDRİS KOÇAK
- Robotik, laparoskopik ve abdominal histerektominin yaşam kalitesi, cinsel işlev ve maliyet etkililk açısından değerlendirilmesine yönelik bir araştırma
A research on the evaluation of robotic, laparoscopic and abdominal hysterectomy in terms of quality of life, sexual function and cost effectiveness
ÖZLEM TAŞ
Doktora
Türkçe
2021
Sağlık Kurumları YönetimiAnkara ÜniversitesiSağlık Kurumları Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İSMAİL AĞIRBAŞ
- Benign jinekolojik hastalıklarda laparoskopik asiste vajinal histerektomi ve total abdominal histerektominin perioperatif sonuçlarının prospektif randomize karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
HASAN AKALIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1998
Kadın Hastalıkları ve DoğumPamukkale ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Obez hastalarda laparoskopik, abdominal ve vajinal histerektomi sonuçlarının karşılaştırmalı incelenmesi
Başlık çevirisi yok
ÖZGE NUR GÜLEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Kadın Hastalıkları ve DoğumOndokuz Mayıs ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞE ZEHRA ÖZDEMİR
- Benign nedenlerle yapılan histerektominin ameliyat tipine göre erken postoperatif dönemde over rezervine etkisi
The effect of benign reasons hysterectomy onthe ovary reserve in the EARLY postoperativeperiod according to the TYPE of surgery
ÖZDEN ÖZTÜRK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TAYFUR ÇİFT
DR. SÜLEYMAN SERKAN KARAŞİN