Hastanemizde 2012-2022 yılları arasında doğan term yenidoğanlarda solunum sıkıntısı insidansının ve etyolojisinin değerlendirilmesi
Evaluation of incidence and etiology of respiratory distress in term newborns born between 2012-2022 in our hospital
- Tez No: 853342
- Danışmanlar: DOÇ. DR. EVRİM KIRAY BAŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 53
Özet
Yenidoğanlarda solunum sıkıntısı hem tanı konma hem de hastayı yönetme açısından klinisyenler açısından zorlu bir durum olabilir. Solunum sıkıntısı yenidoğanda takipne (>60/dk solunum sayısı), yardımcı solunum kaslarının kullanılması ile oluşan interkostal/subkostal/suprasternal retraksiyonlar, inleme, burun kanadı solunumu, siyanoz gibi bulgularla kendini gösterir. Yenidoğanlarda solunum sıkıntısı bulguları nonspesifik olup YGT, RDS, MAS, pnömoni, sepsis, pnömotoraks, persistan pulmoner hipertansiyon, metanolik hastalıklar, konjenital kalp hastalıkları, asfiksi, konjenital diyafragma hernisi, hipoglisemi, polistemi gibi birçok sebebe bağlı görülebilir. Sezaryan doğumlar solunum sıkıntısı açısından risk faktörü olduğundan her sezaryan doğuma en az bir klinisyenin eşlik etmesi ve her yenidoğanın doğum sonrası muayene edilmesi gerekmektedir. Doğum salonunda bulunan klinisyenin yenidoğan canlandırma basamaklarına hâkim olması, bebeğin vital bulgularını monitorize etmesi, detaylı fizik muayene ve anamnez ile hızlı bir şekilde ilk değerlendireyi yapması gerekmektedir. Uygun ilk müdahalelerin ardından tanıya yönelik tedavi başlamak uygun olacağından kan gazı ve akciğer filmi değerlendirmeye devam edilebilir. Tam kan sayımı, CRP, kan kültürü sepsis tanısına yönlendirebilir. Solunum sıkıntısı yaşayan birçok yenidoğan hood, NCPAP, balon maske gibi noninvazif yöntemlerle tedavi olabilirken daha ağır vakalarda invazif mekanik ventilasyon gerekebilir. Türk Neonataloji Derneği'nin 2021 yılında yayınladığı“Term Yenidoğanlarda Solunum Sıkıntısı Tanı, Tedavi ve Korunma Rehberi”nde ülkemizde term yenidoğanlarda solunum sıkıntısı insidansını ortaya koyan ulusal bir verinin yokluğu belirtilmiştir. Ülkemizdeki yüksek sezaryan oranları dikkate alındığında term yenidoğanda solunum sıkıntısı insidansının literatürdekinden daha yüksek olması beklenebilir. Çalışma grubundan elde ettiğimiz verilerle term yenidoğanlarda solunum sıkıntısı insidansı ve etiyolojisinin ortaya konduğu ulusal bir veri oluşturmak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: 1 Ocak 2012 ile 31 Aralık 2022 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 37+0/7 ile 41+6/7 gestasyonel haftaları arasında doğan term bebekleri dahil edilerek yürütüldü. Solunum sıkıntısı varlığı, doğum salonu izlemi ve resüsitasyon ihtiyacı, yatış yapılanlarda yenidoğan yoğun bakım ünitesi izlemi, solunumsal etiyolojiler, yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatış süresi sorgulandı. xii Solunum sıkıntısı gelişen term bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitesi yatışı gerektiren bebek grubu [YYBÜ(+)] ve yoğun bakım ünitesi yatışı gerektirmeyen bebek grubu [YYBÜ(-)] olmak üzere sınıflandırıldı. 37-38 GH ve ≥39 GH doğanlar olarak sınıflandırıldı ve karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamıza 2012-2022 yılları arasında doğan 33030 term bebekten, solunum sıkıntısı olan 1734 hasta alınmıştır. Hastanemizde 2012-2022 yılları için term yenidoğanlarda solunum sıkıntısı insidansı %5,29 olarak bulunmuştur. Bebek tanılarımız sıklık sırasıyla TTN 354 (%20,42), sepsis 90 (%5,19), asfiksi 54 (%3,11), RDS 27 (%1,56), pnömoni 24 (%1,38), MAS 24 (%1,38), pnömotoraks 15 (%0,87), KKH 15 (%0,87), hipoglisemi 12 (%0,69), pulmoner hipertansiyon 12 (%0,69), polisitemi 12 (%0,69), multiple konjenital anomali 12 (%0,69), doğum travması 9 (%0,52), metabolik hastalık 6 (%0,35), diyafragma hernisi 3 (%0,17), diğer 87(%5,02) şeklinde dağılmaktadır. YYBÜ (-) ve YYBÜ (+) gruplarının doğum haftası dağılımları arasında 37-38 GH arasında istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur (p=0,040).YYBÜ (+) grubunda C/S varlığı dağılımları YYBÜ (-) grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p=0,002).YYBÜ (+) grubunun 1. ve 5. dakika Apgar Skoru ortalamaları YYBÜ (-) grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p=0,0001).YYBÜ (+) grubunda erkek bebek varlığı dağılımları YYBÜ (-) grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p=0,012). Sonuç: Çalışmamızda term yenidoğanlarda solunum sıkıntısı insidansı %5.29, solunum sıkıntısına sebep olan en sık tanı is YGT saptanmıştır. Erkek cinsiyet, erken term doğum (37- 38 GH), sezaryan doğumlar ve mekonyumlu amnion sıvısı varlığı yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatış gerektiren solunum sıkıntısı açısından daha riskli bulunmuştur.
Özet (Çeviri)
Respiratory distress in a newborn can be a challenging situation for any clinician both in terms of diagnosing and managing. Respiratory distress may present as tachpnea (>60 breaths/minute), intercostal/subcostal/suprasternal retractions, grunting, cyanosis, nasal flaring etc. These symptoms are nonspesific. Many etiologies such as TTN, RDS, MAS, penumonia, septicemia, persistant pulmonary hypertension, congenital diaphragma hernia, hypoglisemia, polyctemia, metabolic diseases may be the reason for respiratory distress in a newborn. Cesarean section is a risk factor for developing respiratory distress. Therefore at least one clinician should attend to every cesarean delivery and a clinician must perform physical evaluation for every newborn (regardless of the type of delivery) after birth. The clinician who attends the delivery should be able to perform neonatal resuscitation, should monitor the patient's vital signs and perform initial evaluation through physical examination and questioning the medical history. After applying the appropriate first steps in terms of management, chest X-Ray and arterial or venous blood gas can be useful for diagnosing the patient and understanding the severity of the respiratory distress. Many newborns with respiratory distress benefit from noninvasive methods such as baloon mask ventilation, hood, NCPAP where as more severe cases may require invasive mechanical ventilation. Turkish Neonatology Associations's“Respiratory Distress Diagnosis, Treatment and Prevention Guideline for Term Newborns (2021)”indicates the absence of a national data about the frequency of respiratory distress in term newborns in Turkey. Regarding the high rates of elective cesarean delivery in Turkey, a higher incidence of respiratory distress among term newborns may be expected in our country compared to the literature. We aimed to find out the incidence and etiology of respiratory distress of term newborns by doing this study. Materials and methods: Term newborns born at the University of Health Sciences Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital between January 1, 2012 and December 31, 2022, were included in the study. Respiratory distress incidence and etiology, management in the delivery room and newborn intensive care unit, need for resuscitation, and other epidemiologic factors related to mother and the newborn were evaluated. xiv Results: 1734 out of 33030 term babies, born between 2012-2022 in our faculity, had respiratory distress in their early postnatal hours. Incidence of respiratory distress in term newborns was found to be 5.29%. Most frequent diagnosis were TTN 354 (%20,42), septicemia 90 (%5,19), asphyxia 54 (%3,11), RDS 27 (%1,56), respectively. Need for hospitalization was found to be statistically higher in the 37-38 gestational week group compared to the ≥39 gestational week group (p=0.038). Need for hospitalization was found to be statistically higher in the cesarean delivery group (p=0.002). 1. and 5. Minute apgar score averages were found to be lower in hospitalized newborns(p=0,0001). Male term newborns were found to be more often hospitalized due to respiratory distress compared to female gender (p=0,012). Conclusion: Respiratory distress incidence in term newborns is found to be 5.29%. The most common diagnosis was found to be transient tachypnea of newborn. Male gender, early term birth (birth at 37-38 gestational weeks), meconium stained amniotic fluid were found to be risk factors for hospitalization.
Benzer Tezler
- Kaposi sarkom ve taklitçi lezyonları arasında COX-2'nin tanıya katkısı ve klinikopatolojik parametrelerle ilişkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the contribution of COX-2 to the diagnostic and its relationship with clinicopathological parameters among kaposi's sarcoma and imitative lesions
FATİMA ERİK DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
DermatolojiDüzce ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BELKIZ UYAR
- Transaminaz yüksekliği olan olguların retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of cases with high transaminases
ELİF ASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıFırat ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YAŞAR DOĞAN
- Dondurulmuş çözülmüş embriyo transfer sikluslarında endometriyum hazırlıkları protokollerinin karşılaştırılması
Comparison of endometrial preparation protocols in frozen-thawed embryo transfer cycles
GULSHAN BABAYEVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CEM SOMER ATABEKOĞLU
- Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılan hastalarda önemi belirsiz atipi, foliküler lezyon ve kuşkulu sitoloji sonuçlarının klinik olarak değerlendirilmesi
Clinical evaluation of atypia of undetermined significance, follicular lesion, and suspicious cytology results in patients undergoing thyroid fine needle aspiration biopsy
RABİA YALÇİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
İç HastalıklarıErzincan Binali Yıldırım Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LEVENT DEMİRTAŞ
- Tersiyer hiperparatiroidi nedenli paratiroidektomi yapılan hastalarda aç kemik sendromu gelişme sıklığı ve erken sonlanıma etkisi
Frequency of development of hungary bone syndrome and its effect on early termination in patients undertaking parathyroidectomy DUE to tertiary hyperparathyroid
ÖYKÜ ÖZGÜR SUCUOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
NefrolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERHAN TATAR