A reconstructivist account of the new music scene in Türkiye
Türkiye'deki 'yeni müzik' sahnesinin yeniden inşaacı bir anlatısı
- Tez No: 854409
- Danışmanlar: PROF. DR. FATMA BELMA OĞUL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Müzik, Music
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Müzik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 388
Özet
Bu çalışma, Türkiye'de son 20 yıldır etkin olan yeni müzik söylem ve pratiklerinin çok yönlü bir anlatısını sunarak, yeni müziğin yerelleşme süreçlerini ve bağlamını inceler. Soruşturma, mikro ve makro düzeydeki olguları bir arada göz önünde bulunduran ilişkisel bir bakış açısı benimsemekte ve yeni müzik olgusunu yerel ve küresel konumlanmışlığı, sosyal pratiği ve estetik uzlaşıları açısından ele almaktadır. Çalışma, bir yandan Türkiye yeni müzik sahnesinin evrimini kronolojik bir şekilde sunarken diğer yandan bu pratiğin sosyo-kültürel etkilerini ilişkisel bir perspektifte ele alarak, yeni müziği şekillendiren küresel dinamiklerle yerelleşmiş tezahürleri arasındaki karmaşık etkileşimleri çözümlemeyi amaçlar. Çalışmada benimsen metodoloji, bilgi üretiminin sosyo-kültürel bağlamda inşa edilen dinamik doğasına dikkat çeken John Dewey'nin 'soruşturma' yöntemine dayanmaktadır. Soruşturma, sosyal olguların durumsallıklarına vurgu yaparak, dinamik ve yeniden inşaacı bir ontoloji benimser. Metodolojik açıdan saha olgularıyla organik ilişki kuran katılımcı yöntemleri öneren soruşturma yöntemi, doğrusal olmayan bir şekilde kullanılan çoklu araştırma yöntemlerinin araştırmanın dinamik ihtiyaçlarına özgü araçsal kullanımını içerir. Bu soruşturma kapsamında, etnografik saha çalışması, tarihsel metot, müzik sosyolojisi ve eleştirel teori temel araç ve kaynaklarını oluşturmaktadır. Saha çalışmasıyla, masa başı yöntemlerin bir arada kullanıldığı çalışma, bu yönüyle 'Sanat Müziği Etnomüzikolojisi' olarak anılan literatürün içinde değerlendirilebilir. İlk bakış açısı (Bölüm 2), Yeni Müzikoloji literatüründeki eleştirel okumalar aracılığıyla, yeni müziğin 20. Yüzyıldaki farklı formasyonlarını ve dönüşümünü küresel bağlamda incelemektedir. Bu bölüm, bu kavramın erken 20. Yüzyıl Avrupa sanat müziği geleneğine dayalı kökenlerinden başlayarak, günümüze kadar olan süreçteki kurumsallaşma, küreselleşme ve dijitalleşme süreçlerini ele almaktadır. İnceleme, yeni müzik kavramının 'çağdaş müzik', 'müzikal modernizm', Alman 'Neue Musik' geleneği ve avant-garde gibi yakın kavramlarla olan ilişkisini tarihsel bir çerçevede ele alır. Anlatı, yeni müzik kavramının nasıl farklı tarihsel dönemlerden geçtiğini, çeşitli kültürel, kurumsal ve teknolojik dönüşümleri nasıl içselleştirdiğini izleyerek açılır. Bu değerlendirmede, yerel yeni müzik pratiği üzerinde etkisi olmuş küresel yeni müzik olgu ve okumaları öncelikli olarak göz önüne alınmıştır. Bölüm 3, yeni müziğin Türkiye'deki yerelleşme sürecini modern Türkiye tarihi ve kurumsallaşmış Türk Çağdaş Müziği anlayışı içinde konumlandıran tarihsel bir anlatı sunar. Tarihsel kaynak ve ikincil okumaların, etnografik saha çalışmasından elde edilen bireysel anlatılarla bir arada kullanıldığı bölümde, yeni müzik sahnesinin yerel aktörleri, kurumları ve sosyo-kültürel dinamikleri incelenir. Çalışma 'sentez' söylemini temel alan, erken cumhuriyet dönemi formasyonu Çağdaş Türk Müziği okulunun yerleşikleştirdiği kompozisyon pratiğinin eleştirel bir okumasıyla açılır. Ulus-devletin kültür politikaları çerçevesinde şekillenen bu önceki kurumsallaşmanın temel aldığı 'sentez' anlayışının, estetik olarak, modern öncesi Avrupa sanat müziği pratikleriyle, Anadolu halk deyişlerinin birleşiminden oluşan Romantik ve milliyetçi eklektik eğilimi tartışılır. Anlatı, 1950'lerin modernist bestecilerinin bu değerlerden estetik kopuşlarını öncü bir girişim olarak ele alsa da mevcut çağdaş müzik nosyonuna tam anlamıyla alternatif oluşturacak değişiminin 20. Yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan 'yeni müzik' formasyonuyla yaşandığını savunur. Bölüm, Avrupa modernizminin eleştirel Neue Musik geleneğini ve Amerikan avant-garde müzik pratiklerini referans alan bu yeni formasyonun, milli kimlik vurgusunu uluslararasılık ile törpüleyen yeni söylem, pratik ve kurumsallaşma süreçlerini inceleyerek, yeni müziğin alternatif bir kompozisyon sahnesi oluşturma sürecini belgeler. Bölüm boyunca altı çizilen bu değilleme ilişkisinin yanı sıra, yeni müzik ve Türk Çağdaş Müziği sahneleri arasındaki paralel söylemler ve kurumsal devamlılıkların gözlemlendiği kesişim alanları da incelenmiştir. 20.Yüzyılın başlarından 2020lere uzanan süreci kronolojik biçimde ele alan bu tarihsel bölüm, Türkiye'de yerelleşen çağdaş müzik pratiklerinin bütünlüklü ve ilişkisel bir anlatısını sunmayı hedefler. Son perspektif (Bölüm 4), yirmi yıllık yerelleşme ve kurumsallaşmanın ardından yeni müzik sahnesinin mevcut koşullarını ve taşıdığı anlamları hem yerel hem de küresel konjonktür açısından ele alır. Bestecilerin görüşlerinden ve yaygın düşünce kalıplarının eleştirel bir incelemesinden yararlanan bu kolektif araştırma, yeni müziğin karşı karşıya olduğu toplumsal ve estetik zorlukları tartışmayı amaçlamaktadır. Bölümde ilk olarak yeni müzik sahnesinin karşı karşıya olduğu, finansal kaynakların yetersizliği, performans alanındaki kısıtlar ve dinleyiciyle sınırlı ilişkilenme gibi sosyo-ekonomik izolasyon olgusu incelenmektedir. Bu sosyal ve ekonomik izolasyonla paralel olarak, yeni müzik sahnesinin, bestecilik profesyonel kimliği ve beste yapma edimi etrafında tanımlanan, diğer sahne aktörlerinden ziyade, besteci odaklı bir sanat alanı olarak ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Son bölümündeki ikinci alt başlık, yeni müzik sahnesinin 'her şey sonrası' durumu olarak tarif edilen, değerden ve angajmandan bağımsız söylem ve pratiklerini incelemektedir. Yeni müziğin 'her şey sonrası' koşulunun, kültürel ve estetik kalıpları yapı söküme uğratan, kapsayıcılık ve çeşitlilik hedefleyen ve fakat giderek akışkanlaşan söylem ve uygulamalarını, önce estetik merkezsizleşme, sonra kültürel kimlik sorusunun yadsınması bağlamında tartışılmıştır. Bölüm bu akışkan söylemi gerekli kılan koşulların yanı sıra, 'her şey sonrası' söyleminin yeni müziğin çıkmazları açısından işlevselleştiği durumları da eleştirel olarak ele alır. Son bölümün ortaya koyduğu bir başka güncel olgu, Alman eleştirel geleneğine temellenen Avrupa müzikal modernizminin, yerel yeni müzik sahnesinde hali hazırda varlığını sürdüren yansımalarıdır. Bu modernist etkinin, yerel yeni müzik olgusunu tasarımsal bir 'ses nesnesi' ve bir 'araştırma' konusu olarak çerçevelediği, yerel kurumsallaşmanın da farklı derecelerde bununla paralel olarak şekillendiği ortaya konmaktadır. Bu bağlamda ele alınan modernist eğilimlerin müzikal materyale etkisi ve estetik açısından yansımalarının yanı sıra, yeni müzik sahnesinin akademi içindeki konumlanmışlığı, alternatif kültürel kimlik inşaası ve dinleyici ile kurduğu ilişkilenmelerde de etkili olduğu gözlemlenmiştir. Çalışmanın son alt başlığı ise, yeni müzik sahnesinde doyuma ulaşmış, tarihsel olarak misyonunu tamamlamış veya gelinen noktada çeşitli politik ve estetik gerekçelerle aşınarak çarpıcılığını yitirmiş hâkim estetik pratik ve söylemleri, bestecilerin gözlem ve düşünceleri üzerinden tartışmaya açar. Adorno'nun ünlü makalesine atıfta bulunan bu son alt başlık, yeni müzik sahnesindeki 'yaşlanma' olgusuna ve yeni müziğin sanatsal değerine dair sahne içinden eleştirel bir okuma sunar.
Özet (Çeviri)
This study offers a multi-layered inquiry into the yeni müzik scene, exploring the localized discourse and practices of new music in Türkiye. It adopts a relational perspective, encompassing both micro and macro-level relationships to provide a comprehensive understanding of this 21st-century urban cultural phenomenon. The methodological approach employed in this study aligns with John Dewey's inquiry, emphasizing a dynamic and collaborative approach to knowledge generation. It involves the flexible utilization of multiple research methods, often simultaneously and in a non-linear fashion, tailored to the specific research needs. Drawing from the social study of music, ethnography, the historical method, and critical theory, this inquiry incorporates a diverse set of tools and ideas to address different research questions and problems. The first perspective (Chapter 2) is methodologically grounded in critical readings in 20th-century Eurogenetic Art Music, primarily sourced from the extensive body of new musicological literature. This approach enables a comprehensive examination of the concept of new music within global contexts, with a specific focus on its resonance within local settings. The concept of new music, when considered on a global scale, emerges from a historical trajectory rooted in 20th-century Eurogenetic Art Music. It has since evolved into a pervasive international field of musical expression, driven by processes of institutionalization, globalization, and digital interconnectedness throughout the 21st century. By closely scrutinizing this musical landscape, the chapter concerns how related notions, including contemporary music, various facets of musical modernism, Neue Musik, and vernacular avant-garde practices, have intersected and coalesced, giving rise to a broader, more flexible conception of new music in contemporary discourse. The second perspective (Chapter 3) delves into the intricate socio-cultural history of yeni müzik as a localized concept within the broader context of contemporary music in Türkiye. The chapter serves as a historical account, combining sources of historiography and ethnography to provide a chronological exploration of events, ideas, actors, and musics. This account considers yeni müzik as an alternative and counteractive force in relation to the prior institutionalization of the Eurogenetic Art Music tradition in Türkiye and the national school of composition known as Turkish Contemporary Music. The reading reveals that early 20th-century synthesis discourse, rooted in a fusion of Common Era Practices of art music with reimagined local elements, initially propagated pre-modern aesthetic values, while politically, it was grounded on nation-state ideology. These values underwent aesthetic challenges in the 1950s through the endeavors of pioneering modernist composers, while only later facing institutional negations starting with the yeni müzik discourse in the late 20th century. Yeni müzik's emergence introduced an alternative paradigm within Contemporary Turkish Music, informed by a distinct episteme that drew from the critical tradition of Neue Musik, American vernacular avant-garde practices, and globalization. This transition resulted in the alternative formation of a compositional scene of yeni müzik, as evidenced by institutional developments. However, the study also highlights the limitations of the institutional and social artistic environment, which has provided shared ground for yeni müzik and the national school of Turkish Contemporary Music, having a continuous relationship, facilitating collaborations and intersections among institutions and musicians. The final perspective (Chapter 4) concerns the current state of yeni müzik after two decades of localization and institutionalization, exploring its meanings and conditions from both local and global perspectives. Drawing on the insights of composers and a critical examination of prevalent thought patterns, this collective inquiry seeks to reveal the social and aesthetic challenges facing yeni müzik. The chapter first dissects the socio-economic challenges yeni müzik faces, emphasizing its isolation due to constraints in financial resources, performance opportunities, audience engagement, and mechanisms of documentation. Within this isolation, yeni müzik emerges as a composer-oriented realm, strongly defined by the professional identity of its creators and the act of composition. The subsequent section investigates the 'post-everything' condition of yeni müzik, underlining its pluralism and value-free conceptualizations. It argues that the 'post-everything' condition allows it to be a fluid and inclusive discourse in transcending cultural and stylistic boundaries, yet also a polysemic and sometimes functional concept that may lack in-depth considerations. As the chapter reveals, yeni müzik also remains rooted in the critical tradition of Neue Musik, shifting from socially constructed value to a well-designed sound object and a subject of research. The chapter ends with composers' reflections on the dominant saturated aesthetics rooted in both continental modernisms and the American vernacular avantgarde tradition, encompassing a wide array of contemporary international trends and well-worn ideas. Drawing inspiration from Adorno's influential essay, this subchapter ultimately poses critical inquiries regarding the 'aging of yeni müzik' and its artistic significance.
Benzer Tezler
- Orijinalkopya bir mimarlığa doğru: Mimarlıkta bir yüzer gösteren
Towards an original-copy architecture: A floating signifier in architecture
ZEYNEP GÜL SÖHMEN TUNAY
- İlköğretim öğretmenlerinin uygulanan öğretim programlarına ilişkin yönelimlerinin incelenmesi
Examination of the elementary school teachers? curriculum orientations about implemented curriculum
ERKAN GEÇİTLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Eğitim ve ÖğretimEge ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. BÜNYAMİN YURDAKUL
- Sınıf öğretmenlerinin benimsedikleri eğitim felsefesi eğilimlerindeki değişimlerin çeşitli değişkenler açısından değerlendirilmesi
Evaluation of changes in educational philosophy tendencies adopted by classroom teachers in terms of various variables
EMİNE SAKARYA KARSLI
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Eğitim ve ÖğretimÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET KAAN DEMİR
- Türkiye ve Avustralya'da ortaöğretim coğrafya eğitim ve öğreniminin, müfredatlar, metodlar ve kullanılan araç gereçler açısından değerlendirilmesi
A comparative evaluation of secondary geographic education in Turkey and Australia: Curriculum, methods and materials
MURAT ATEŞ
Doktora
Türkçe
2009
CoğrafyaMarmara ÜniversitesiOrtaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN ÖZEY