Geri Dön

Endokrinoloji kliniğine oligomenore ile başvuran hastalarin etiyolojik değerlendirmesi

Etiologic evaluation of patients admitted to the endocrinology clinic with oligomenorrhea

  1. Tez No: 858745
  2. Yazar: ASLI SALTABAŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BERNA ÖĞMEN, UZMAN MUSTAFA ÇOMOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, İç Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 57

Özet

Giriş: Âdet düzensizlikleri ve oligomenore, tüm dünyada kadınların hastane başvurularının en sık jinekolojik nedenlerinden biri olup günlük hayat kalitesinin düşürmekle beraber çoğu zaman altta yatan bir hastalığın belirtisidir. Çalışmamızda endokrin polikliniğinde oligomenore sıklığını, etiyolojisini ve tedavi modalitelerini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza Şubat 2019-Aralık 2022 tarihleri arasında Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Endokrinoloji polikliniğine oligomenore şikayetiyle başvuran tüm hastalar dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, tıbbi özgeçmişleri, laboratuvar değerleri, ek şikâyetleri, ultrason görüntülemelerinde polikistik over morfolojisinin bulunup bulunmadığı, Ferriman-Gallwey Skorları (FGS), tanıları ve tedavileri kaydedildi. Akne varlığına, hirsutismus durumuna ve saç dökülmesine göre 17-OH-PG (17-hidroksiprogesteron), total testosteron, serbest testosteron, HOMA-IR (insülin direncinin homeostatik modeli değerlendirmesi) değerlerinin karşılaştırılması yapıldı. Ferriman Gallway Skoru ve adet sıklığı ile 17-OH-PG, total testosteron, serbest testosteron, HOMA-IR değerleri arasında korelasyon analizi yapıldı. Bulgular: Endokrin polikliniğinde başvuran kadınların 1304'ünde (%1.9) oligomenore şikâyeti mevcuttu. Çalışmamıza 18-47 yaş arası oligomenoreli 1304 hastanın tamamı alındı. 174 hastada (%13.3) ek olarak akne, 210 hastada (%16.1) kilo alma ya da kilo verememe, 763 hastada (%58.5) hirsutismus, 32 hastada (%2.5) galaktore, 80 hastada (%6.1) infertilite, 48 hastada (%3.7) saç dökülmesi, 36 hastada (%2.7) baş ağrısı şikâyeti mevcuttu. Hastaların 789'unda (%60.5) polikistik over sendromu (PKOS), 417'sinde (%31.9) insülin direnci, 63'ünde (%4.8) prolaktinoma, 146'sında (%11.2) hipotiroidi, 14'ünde (%1.1) hipertiroidi, 17'sinde (%1.3) konjenital adrenal hiperplazi (KAH), 3'ünde (%0.2) akromegali, 1'inde (%0.1) cushing, 13'ünde (%1) prematür overyan yetmezlik, 4'ünde (%0.3) aşırı zayıflık ya da anoreksiya nervosa, 15'inde (%1.2) izole hipogonodotropik hipogonadizm, 16'sında (%1.2) kontrolsüz diyabet tespit edildi. 90 hastada (%6.9) diğer nedenler mevcuttu. Hastalarda adet sıklığının HOMA-IR, total testosteron ve serbest testosteron değerleri ile negatif yönlü bir korelasyonu saptandı. Hirşutismus ile 17-OH-PG, total testosteron ve serbest testosteron değerleri arasında ise pozitif yönlü korelasyon bulundu. FGS ile total testosteron değeri arasında yine pozitif korelasyon olduğu görüldü. Sonuç: Çalışmamızda oligomenorenin en sık sebebinin PKOS olduğunu ve hastaların birçoğunda insülin direnci bulunduğunu saptadık. KAH prevalansının da ülkemizde yüksek değerlere ulaşmasının altında akraba evliliklerinin yatabileceğini düşündük. Bu durum oligomenore etiyolojisinde metabolik hastalıkların ve sosyokültürel düzeyin etkili olduğunu göstermekle beraber bu konuda ileriye dönük çok merkezli çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Introduction: Menstrual irregularities and oligomenorrhea is one of the most common gynecologic causes of hospital admissions in women worldwide, and is often a symptom of an underlying disease, as well as reducing the quality of daily life. In our study, we aimed to evaluate the frequency, etiology and treatment modalities of oligomenorrhea in endocrine outpatient clinic. Materials and Methods: All patients presenting to the Endocrinology outpatient clinic of Ankara Bilkent City Hospital with oligomenorrhea between February 2019 and December 2022 were included in our study. Demographic characteristics, medical history, laboratory values, additional complaints, presence of polycystic ovary morphology on ultrasound imaging, Ferriman-Gallwey Scores (FGS), diagnoses and treatments were recorded. 17-OH-PG (17-hydroxyprogesterone), total testosterone, free testosterone, HOMA-IR (homeostatic model assessment of insulin resistance) values were compared according to the presence of acne, hirsutism and hair loss. Correlation analysis was performed between Ferriman Gallway Score and menstrual frequency and 17-OH-PG, total testosterone, free testosterone, HOMA-IR values. Results: Oligomenorrhea was present in 1304 (1.9%) of the women admitted to the endocrine outpatient clinic. All 1304 patients with oligomenorrhea aged 18-47 years were included in our study. 174 patients (13.3%) had acne, 210 (16.1%) had weight gain or inability to lose weight, 763 (58.5%) had hirsutism, 32 (2.5%) had galactorrhea, 80 (6.1%) had infertility, 48 (3.7%) had hair loss, and 36 (2.7%) had headache. Polycystic ovary syndrome was present in 789 (60.5%), insulin resistance in 417 (31.9%), prolactinoma in 63 (4.8%), hypothyroidism in 146 (11.2%), hyperthyroidism in 14 (1.1%), congenital adrenal hyperplasia in 17 (1.3%), acromegaly in 3 (0. 2%) acromegaly, 1 (0.1%) cushing's disease, 13 (1%) premature ovarian failure, 4 (0.3%) extreme thinness or anorexia nervosa, 15 (1.2%) isolated hypogonodotropic hypogonadism, 16 (1.2%) uncontrolled diabetes mellitus. 90 patients (6.9%) had other causes. Frequency of menstruation was negatively correlated with HOMA-IR, total testosterone and free testosterone levels. A positive correlation was found between hirsutism and 17-OH-PG, total testosterone and free testosterone values. There was also a positive correlation between FGS and total testosterone values. Conclusion: In our study, we found that the most common cause of oligomenorrhea was polycystic ovary syndrome and most of the patients had insulin resistance. We thought that consanguineous marriages may underlie the high prevalence of congenital adrenal hyperplasia in our country. Although this situation shows that metabolic diseases and sociocultural level are effective in the etiology of oligomenorrhea, prospective multicenter studies on this subject are needed.

Benzer Tezler

  1. Postmenopozal endometrial kalınlık artışı olan hastalarda sonobiyopsinin ve konvansiyonel yöntemin retrospektif olarak karşılaştırılması

    Retrospective comparison of sonobiopsy and conventional method in post-menopausal patients with increased endometrial wall thickness

    ABDURRAHMAN ALP TOKALIOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BERNA DİLBAZ

  2. Trabzon ilinde üçüncü basamak bir sağlık kuruluşunda endokrinoloji kliniğine başvuran hastalarda bitkisel ürün/takviye edici gıda kullanımının değerlendirilmesi: Tanımlayıcı bir anket çalışması

    Evaluation of herbal product/dietary supplement use in patients applying to the endocrinology clinic in a tertiary health institution in Trabzon: A descriptive survey

    İÇİM GÖKKAYA

    Eczacılıkta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eczacılık ve FarmakolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Farmakognozi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLİN RENDA

  3. Empty sella (boş sella) sendromlu hastalarda tiroid otoimmünitesi

    Thyroid autoimmunity in patients with empty sella syndrome

    ABDULMUTTALİP ARSLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYŞE ÇARLIOĞLU