Geri Dön

Süt çocuklarında ilk dokuz ay verilen demir profilaksisi ile dokuzuncu ay hemoglobin değerleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

Assessment of the relationship between iron prophylaxis given in the first nine months of life and hemoglobin levels at nine months in infants/toddlers aged 9-24 months

  1. Tez No: 862130
  2. Yazar: SEMA ÖZMEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜZİN ZEREN ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: anne, süt çocuğu, gebelik, demir eksikliği, anemi, mother, breastfed infant, pregnancy, iron deficiency, anemia
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 68

Özet

Amaç: Demir eksikliği ülkemizdeki sık rastlanan sorunlardandır. Nisan 2004'te ülkemizdeki demir eksikliğine bağlı aneminin önlenmesi, emzirmenin korunması, desteklenmesi amacıyla Demir gibi Türkiye isimli program başlatılmıştır. Bu program çerçevesinde; anne sütünün teşvik edilmesi, vaktinde yeterli ve doğru ek besin, demir desteği, anemi muayenesi, fizik muayene ve 9. Ay Hgb kontrolü yer almaktadır. Çalışmamızda ilk 9 ayda verilen demir profilaksisi ile 9 aylık hemoglobin düzeyinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız tek merkezli, tanımlayıcı niteliktedir. Bir (1) aylık süreçte Şişli Hamidiye Etfal Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Aile Hekimliği Kliniği'ne bağlı polikliniklere herhangi bir sebeple başvuran, 9 aylık rutin hemoglobin taraması yapılmış çocuklar dahil edildi. Demir eksikliği anemisi (DEA) tespit edilen 9 aylık bebeklerde rutin demir profilaksisi 24 aya kadar uzatıldığı için araştırma kapsamında 9-24 aylık süt çocukları değerlendirildi. Çalışma öncesi son bir ay içerisinde aile hekimliği polikliniğe başvuran 9-24 ay arasındaki çocuk sayısı 169 kişi olup, %95 güven aralığında örneklem büyüklüğü CDC'nin Epi Info programıyla 117 olarak hesaplandı. Annelere literatür taranarak hazırlanmış olan, kendilerine ait sosyodemografik veriler ile bebeğin doğum öyküsü, annelerdeki gebelik sırasında verilen ve bebeklerde dördüncü ayda başlanan demir profilaksisine uyumlarını değerlendirilen 27 soruluk anket formu yüz yüze uygulandı. SPSS 25.0 programı istatistik analiz için kullanıldı. Bulgular: Çalışmamıza 117 süt çocuğu dahil edilmiştir; %50,4'ünü (n=59) kız çocukları oluştururken %65,8'i (n=77) sezaryen yöntemi ile doğmuştur. Annelerin yaş ortalaması ise 30,66±5,24 (min:18, maks: 44) olup, annelerin doğum sayısı ortalaması 2,14±1,52 (min:1, maks:7) olarak belirlenmiştir. Bebeklerin %53,8'i (n=63) ilk 6 ay anne sadece sütü ile beslendiği; %82,9'unun (n=97) 5-6 ay arasında ek gıdaya başladığı, %94'ünün (n=110) inek sütü alımına 9 ay üstünde başladığı belirlenmiştir. Anne ve bebeklerin %62,4'ü (n=73) evde sigaraya maruz kalmıştır. Annelerin %62,4'ü (n=73) lise ve altı, %44 (n=37,6)'ü lise üstü eğitim sevisindedir. Çalışmamızda süt çocuklarında, profilaksi %97.4 verilmiş, %95,7 doğru zaman olan 4. ayda başlamış, inek sütü %94 oranıyla ilk 9 ay kullanılmamıştır. Sigara maruziyeti ile kıyaslandığında; istatistik sonucu anlamsız olsa da DEA olan süt çocuklarının tamamında, tüm anemik çocukların ise %72'sinde sigara maruziyet vardır. Lise ve altı eğitimde olan annelerde hem gebelik başında anemi daha çok hem de DEA ve anemi çocuklarında daha çok olsa da istatistik sonucu anlamlı değildir (p>0,05). Anne eğitimi lise ve altı olan grupta postpartum anemi istatistiki anlamlı daha sık rastlanmıştır (p=0.037). Çalışmamızda gelir düştükçe bebekte anemi oranı anlamlı olarak daha artmıştır (p=0.034). 5 aydan az demir profilaksisi alan süt çocuklarında DEA daha sık rastlanmıştır. (p=0,029) Demografik verilerle kıyaslanınca demir profilaksisi verme eğilimi yönünden; gelir, anne yaşı, cinsiyet, doğum şekli, anne sütü alma, ek gıda bilgi düzeyi arasında hiçbirinde ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Bakanlığın başladığı +3 içerikli demir ile özel olarak ayrıca ailelerin aldığı +2, +3, lipozomal demir içerikli preparatlar kıyaslandığında hiçbirinin anemi ve DEA açısından üstünlüğü saptanmamıştır (p>0,05). Bebekte anemi ve DEA ile anneye ait; annenin gebelikte demir profilaksisi alıp almaması, profilaksi aldığı süre, gebelik sırasındaki anemisi, postpartum anemi ilişkisi bulunmamıştır (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda demir profilaksisi etkin bir şekilde süt çocuklarında uygulanmıştır. Düzenli kullanımda DEA gelişimini önlemede etkili olduğunu göstermektedir. Farklı demir preparatlarının DEA ve anemi üzerindeki etkisi belirlenememiştir. Annelerin gebelik ve doğum sonrası dönemde yüksek oranda anemi yaşadığı gözlemlenmiştir, bu da daha iyi beslenme ve demir takviyelerinin önemini vurgulamaktadır. Sigara maruziyeti ve annelerin eğitim düzeyi, anemi riskini etkileyebilecek faktörler olarak belirlenmiştir. Daha düşük gelir düzeyine sahip ailelerde aneminin daha yaygın olduğu görülmüştür. Bu bulgular, DEA'nin önlenmesi ve yönetilmesi için klinik uygulamalara rehberlik edebilir.

Özet (Çeviri)

Abstract: Objective: Iron deficiency is a common problem in our country. In April 2004, a program named“Demir Gibi Türkiye”(Strong as Iron Turkey) was initiated in our country to prevent anemia due to iron deficiency, protect and support breastfeeding. Within the scope of this program; promotion of breastfeeding, timely and appropriate complementary feeding, iron supplementation, anemia examination, physical examination, and hemoglobin control at 9 months are included. Our study aimed to evaluate the relationship between iron prophylaxis given in the first 9 months and hemoglobin levels at 9 months. Materials and Methods: Our study is a single-center, descriptive study. Children who presented to the outpatient clinics affiliated with Şişli Hamidiye Etfal Health Practice and Research Center Family Medicine Clinic for any reason within a one-month period and underwent routine hemoglobin screening at 9 months were included. Since routine iron prophylaxis is extended up to 24 months in infants diagnosed with iron deficiency anemia (IDA), breastfed infants aged 9-24 months were evaluated in the study. Prior to the study, a total of 169 children aged between 9-24 months who visited the family medicine clinic within the last month were included, and the sample size with a 95% confidence interval was calculated as 117 using the CDC's Epi Info program. A 27-item questionnaire, including socio-demographic data of the mothers, birth history of the infants, and evaluation of compliance with iron prophylaxis given during pregnancy and started at the fourth month in infants, was applied face-to-face. SPSS 25.0 program was used for statistical analysis. Results: A total of 117 breastfed infants were included in our study; 50.4% (n=59) were female, and 65.8% (n=77) were born by cesarean section. The mean age of the mothers was 30.66±5.24 years (min: 18, max: 44), and the mean number of births for mothers was 2.14±1.52 (min: 1, max: 7). 53.8% of the infants (n=63) were exclusively breastfed for the first 6 months, 82.9% (n=97) started complementary feeding between 5-6 months, and 94% (n=110) started consuming cow's milk after 9 months. 62.4% of the mothers and infants (n=73) were exposed to passive smoking at home. 62.4% of the mothers (n=73) had a high school education or less, and 44% (n=37.6) had higher education. In our study, prophylaxis was given to 97.4% of breastfed infants, and it started at the correct time, which is the 4th month, in 95.7% of cases; cow's milk was not used in the first 9 months in 94% of cases. Although statistically insignificant, all breastfed infants with IDA and 72% of all anemic children were exposed to passive smoking. Although there was no statistically significant relationship between education level and the tendency to administer iron prophylaxis in terms of maternal education level, income, maternal age, gender, mode of delivery, breastfeeding, and complementary feeding knowledge level (p>0.05), postpartum anemia was significantly more common in the group with high school education or less (p=0.037). In our study, as income decreased, the rate of anemia in infants significantly increased (p=0.034). IDA was more common in breastfed infants who received iron prophylaxis for less than 5 months (p=0.029). When compared with demographic data, no relationship was found between income, maternal age, gender, mode of delivery, breastfeeding, and complementary feeding knowledge level (p>0.05) in terms of iron prophylaxis administration tendency. When compared, the +3 iron content started by the Ministry of Health with additional +2, +3, and liposomal iron-containing preparations purchased by families showed no superiority in terms of anemia and IDA (p>0.05). There was no relationship between infant anemia and IDA and maternal factors such as whether the mother received iron prophylaxis during pregnancy, the duration of prophylaxis, anemia during pregnancy, and postpartum anemia (p>0.05). Conclusion: Iron prophylaxis was effectively administered in breastfed infants in our study. Regular use appears to prevent the development of IDA. The effect of different iron preparations on IDA and anemia could not be determined. It was observed that mothers experienced a high rate of anemia during pregnancy and postpartum period, emphasizing the importance of better nutrition and iron supplements. Exposure to passive smoking and maternal education level were identified as factors that could affect the risk of anemia. Anemia was more common in families with lower income levels. These findings can guide clinical practices for the prevention and management of IDA.

Benzer Tezler

  1. Tekrarlayan hışıltılı süt çocuklarında mycoplasma pneumoniae ve clamidia pneumoniae etkenlerinin sıklığı ve atopi ilişkisi

    Infants with recurrent wheezing prevalence and atopy association of mycoplasma pneumoniae and chlamydia pneumoniae infections

    GÜLÇİN BOZAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KORAY HARMANCI

  2. 0-6 yaş aylık çocuklarda doğumda, 3 ve 6 aylık kontrollerde beslenme türüne bağımlı serum lipid değişiklikleri

    Başlık çevirisi yok

    HALE KAYAHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1989

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECLA ÇEVİK

  3. Obez adolesanlarda, D vitamini serum düzeyinin; omentin-1 serum düzeyi ile karşılaştırılması

    Comparison of vitamin D serum levels with omentin-1 serum level in obese adolescents

    FATİH KARAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM EROL

  4. Ege üniversitesi çocuk onkoloji bilim dalı'nda infantil hemanjiyom tanısı ve tedavisi almış hastaların epidemiyolojik ve klinik olarak değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    ÖMER FARUK DÖNEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    OnkolojiEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET KANTAR

  5. Kronik fonksiyonel kabızlığı olan küçük çocuklarda süt çocukluğu dönemine ait beslenmeyle ilgili risk faktörlerinin araştırılması

    Investigation of the nutritional risk factors associated with the infancy period of younger children with chronic functional constipation

    FARUK ÖNER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Beslenme ve DiyetetikŞifa Üniversitesi

    Beslenme Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. COŞKUN ÇELTİK