On the public sphere and Hannah Arendt's 'The Human Condition'
Kamusal alan ve Hannah Arendt'in 'İnsanlık Koşulu' üzerine
- Tez No: 862962
- Danışmanlar: PROF. DR. NALAN TURNA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Philosophy, Political Science, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İnsan ve Toplum Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İnsan ve Toplum Bilimleri Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 131
Özet
Tarihsel süreç boyunca Antik dönemden başlamak üzere günümüze dek kamusal alan, kapsamı ve yapısı itibariyle çeşitli biçimlerde kendini göstermektedir. Antik dönemde özgürlüğün ve eşitliğin temsili, siyasetin ve konuşmanın olan kamusal alan, Orta Çağ'da kilise hakimiyetinde konuşmanın giderek azaldığı bir hal almıştır. Ardından gelen bilimsel gelişmeler ve endüstrileşme ile birlikte kamusal alan dönüşüm geçirmiştir. Hannah Arendt'in İnsanlık Koşulu (1998) kitabının birincil kaynak olarak alındığı bu tezde, kamusal alanın dönüşümü emek, çalışma ve eylem kavramları ve tarihsel süreç içerisindeki hiyerarşik dönüşümü temel alınarak incelenecektir. Arendt'in ifade ettiği şekliyle özgürlüğü, insani bir aradalığı ve birlikte yaşamı mümkün kılan, insani çoğulluğu sağlayan, konuşmaya yer bırakan eşitlikçi bir kamusal alan anlayışı günümüz koşullarında yok olmuştur. Kamusal alan kendini“toplum”adı verilen, tek tip ve otomatikleşmiş bir davranışa sahip kitlelerden oluşan, özel alanla karışmış melez bir oluşuma bırakmıştır. İnsanın biyolojik ihtiyaçlarını karşılaması zorunluluğu, başka bir deyişle emek gücü(labor), tüm yaşam sürecini, eylem (action) ya da çalışma (work) gibi insanlık koşulunu oluşturan diğer etkinliklere (vita activa) yer bırakmayacak düzeyde etrafını sarmış, kamusal alana yer bırakmamıştır. İnsanın tüketmek ve üretmekten başka bir etkinliğinin kalmadığı bu durum, insanlar arası etkileşimi, konuşmayı ve dolayısıyla siyaseti yok etmiş, insanın kendi yurdu olan dünyadan da yabancılaşmasına sebep olmuştur. Bu tezde öncelikle kamusal ve özel alanın Antik dönemden başlayarak orta çağ ve modern olmak üzere tarihsel incelemesi yapılacak ve birlikte Arendt öncesi dönem incelenecektir. Ardından İnsanlık Koşulu kitabı referans alınarak vita activa etkinliklerinin doğası ve modern dönemdeki durumu açımlanacak ve tüm bu kavramlar çerçevesinde tarihsel ve bilimsel gelişmelere atıfla kamusal ve özel alanın modernitedeki dönüşümü ortaya konacaktır.
Özet (Çeviri)
Public sphere has taken on diverse manifestations in terms of its extent and organization throughout history, ranging from ancient times to the present. During the Middle Ages, a time when speech gradually declined, the church gradually took control of the public sphere, which in antiquity represented liberty and equality in politics and speech. Public sphere has changed as a result of industrialization and subsequent scientific advancements. The Human Condition (1998) by Hannah Arendt, the main source of this thesis, will be used to analyze how the public sphere is changing in relation to the concepts of labor, work, and action and its hierarchical transformation in the historical process. For Arendt, the egalitarian conception of the public sphere provides human plurality, freedom, and coexistence while allowing for free speech has vanished in the modern world. The public sphere has given way to a hybrid formation known as“society,”which is composed of masses that behave in a predictable and automated manner while blending elements of the private sphere. People's need for labor power to meet their biological needs has encircled the entire life process to the point where it leaves no room for other activities that make up the human condition, vita activa and the public sphere. People's lives have become estranged from the world, as a result of their only activities are production and consumption; it has destroyed human affairs and, consequently, political discourse. This thesis will first analyze the public and private spheres historically, beginning with the antiquity and progressing through medieval and modern, with the pre-Arendt period. The nature of vita activa and its activities circumstances in the modern period will be further clarified and conditions in which the public and private spheres have transformed in modernity will be presented, with reference to historical and scientific developments.
Benzer Tezler
- Pluralism and democracy in Hannah Arendt's thought
Hannah Arendt'in düşüncesinde çoğulculuk ve demokrasi
RAJAB JABAR MOHAMMED ZEBARI
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Kamu YönetimiBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KORAY TÜTÜNCÜ
- Hannah Arendt'in haklara sahip olma hakkı ve mülteci krizi
Hannah Arendt's right to have rights and the crisis of refugees
IRMAK KEPENEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN
- Demokrasi perspektifinden totalitarizm kavramı ve Hannah Arendt
The concept of totalitarianism and Hannah Arendt from the democratic perspective
ASİME TUBA GÜLMEZ STEWART
Doktora
Türkçe
2012
Siyasal BilimlerGazi ÜniversitesiSiyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUNA BAŞAK
- Hannah Arendt düşüncesinde 'Siyasal olan'
'The political' in Hannah Arendt thought
ESİN HAMDİ DİNÇER
Doktora
Türkçe
2015
Siyasal BilimlerKocaeli ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜVEN BAKIREZER
- Hannah Arendt'in insanlık durumu'nda eylem kavramı
Hannah Arendt's concept of action in the human condition
YELİZ ARSLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
FelsefeGazi ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SENGÜN MELTEM ACAR KESKİN