Üçüncü basamak çocuk acile korozif madde içme şikayeti ile başvuran olguların demografik, klinik ve endoskopik değerlendirilmesi
Demographic, clinical, and endoscopic evaluation of cases presenting to pediatric emergency department of tertiary care hospital with complaints of ingesting corrosive substances
- Tez No: 866443
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SEVGİ AKOVA, DOÇ. DR. NELGİN GERENLİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Çocuk, Çocuk acil, Koroziv madde, endoskopi, özofagus yanığı, özofagus, Child, Pediatric Emergency, Corrosive Substance, Endoscopy, Esophageal Burn, Esophagus
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 70
Özet
Amaç: Korozif maddelerin oral olarak alımına bağlı oluşan hasar çocukluk çağının önemli bir mortalite ve morbidite sebebi olup, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir tıbbi ve sosyal sorunudur. Korozif madde alımlarının yaklaşık % 20-40'ı özofagus hasarı ile sonuçlanmaktadır. Çocuklarda korozif madde alımı, ailelerin bilgilendirilmesi ve daha iyi saklama koşulları sağlanması ile önlenebilir. Oluşan komplikasyonların en aza indirilmesi, tanı ve tedavinin ortak bir yönerge ile yönetilmesi ile oluşturulabilir. Biz de çalışmamız ile korozif madde alımını önlemek, hastalarda oluşabilecek klinik seyir ve prognozları değerlendirmek ve oluşabilecek komplikasyonları öngörerek doğru şekilde yönetebilmek açısından bilimsel katkı sağlamayı hedefledik. Gereç ve Yöntem: Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne 1 Ocak 2018 ila 1 Ocak 2023 tarihleri arasında korozif madde içme şikâyeti ile başvuran 0-18 yaş aralığında 365 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. 0-18 yaş aralığı dışında olan, tetkik ve tedavi ret formu ile ayrılış yapan, çoklu madde içimi olan ve korozif madde içip içmediği şüpheli olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş, cinsiyet, alınan korozif maddenin türü, başvuru anındaki semptomları, hastaya ait hemogram, biyokimya (ALT,AST,BUN,Kreatinin), kan gazı (Ph ve laktat) değerleri ve endoskopi sonuçları kaydedildi. Bulgular: Hastaların başvuru yaşı 6 ay-215 ay arasında olup medyan yaş 24 ay idi. Hastaların 157'si (%43) kadın, 208'i (%57) erkekti. Hastalarımızın %72,9'u (266) 0-3 yaş, %15,6'sı (57) 4-6 yaş, %4,1'i (15) 7-10 yaş ve %7,4'ü (27) 10 yaş ve üstü idi. Çalışmamızda çamaşır suyu (%42,5) en fazla, ikinci olarak da deterjan (%24,4) tespit edildi. Alkali türündeki Korozif madde %86 (314) oranı ile en yüksek olarak bulundu. Korozif maddelerin %66'sı (241) markalı ürünlerdi. %97 (356) hastanın kazara korozif madde aldığı bulundu. Klinik olarak %65,5 (239) hasta asemptomatik, %34,5 (126) hasta ise semptomatik olarak tespit edildi. %26,3 (96) oranı ile bulantı en yüksek bulunan semptom idi. Fizik muayenede %68,8(251) hastada belirti bulunmuştur, en sık orofarenks hiperemisi (%68,2) olarak tespit edilmiştir. %18,6 (68) hastaya yatış ve %12,1 (44) hastaya da endoskopi yapılmıştır. Endoskopide %28,5'inde Evre 1, %57,2'sinde Evre 2a ve %7,1'inde Evre 2b ve %7,1'inde evre 3b düzeyinde özofagusta hasar olduğu tespit edildi. Sonuç: Çalışmamızda korozif madde olarak temizlik maddeleri tespit edilmiştir. Korozif maddeler ciddi özofagus hasarına yol açabilir. Çalışmamızda endoskopi yapılan hastalardan 14'ünde (%31,8) hastada özofagus hasarı, 2'sinde (%4,5) aynı zamanda mide hasarı da olduğu tespit edilmiştir. Korozif maddelerin orijinal ambalajında tutulması, kutusunun açık halde olmaması ve ebeveynlerin ev kimyasallarının uyarı etiketlerini okuması gibi basit önlemlerle bu kazalar önlenebilir. Bu nedenle toplumsal bilinçlendirme yapılarak ebeveynlere ve çocuk bakımı ile ilgilenen kişilere korozif madde yaralanmaları konusunda gerekli eğitimler verilmelidir. Ayrıca korozif madde alımı sonrası oluşabilecek komplikasyonlarla ilgili bilgi verici olabilecek bulgular açısından daha fazla çalışma yapılmalıdır.
Özet (Çeviri)
Aim: The damage caused by the oral intake of corrosive substances is a significant cause of mortality and morbidity in children, posing a major medical and social problem in less developed and developing countries. Approximately 20-40% of corrosive substance ingestions result in esophageal damage. Preventing corrosive substance ingestions in children can be achieved through informing families and providing better storage conditions. Minimizing the occurrence of complications and managing diagnosis and treatment according to a common guideline can be established. With our study, we aimed to contribute scientifically to preventing corrosive substance ingestion, evaluating the clinical course and prognosis in patients, and managing potential complications correctly by anticipating them. Materials and Methods: A total of 365 patients aged 0-18 years who presented to the Pediatric Emergency Department of Health Sciences University Ümraniye Training and Research Hospital with complaints of corrosive substance ingestion between January 1, 2018, and January 1, 2023, were retrospectively evaluated. Patients outside the 0-18 age range, those who left against medical advice or refused investigation and treatment, those with multiple substance ingestions, and those with suspected corrosive substance ingestion were not included in the study. The age and gender of children, type of corrosive substance ingested, symptoms at presentation, complete blood count, biochemistry (ALT, AST, BUN, Creatinin), blood gas (pH and lactate) values, and endoscopy results of the included patients were recorded. Results: The patients' ages at presentation ranged from 6 months to 215 months, with a median age of 24 months. Of the patients, 157 (43%) were female, and 208 (57%) were male. Among the patients, 72.9% (266) were aged 0-3 years, 15.6% (57) were aged 4-6 years, 4.1% (15) were aged 7-10 years, and 7.4% (27) were aged 10 years and older. In our study, bleach (42.5%) was the most common corrosive substance, followed by detergent (24.4%). Alkali-type corrosive substances were found at the highest rate, with 86% (314) incidence. 66% (241) of corrosive substances were branded products. Accidental ingestion of corrosive substances was found in 97% (356) of patients. Clinically, 65.5% (239) of patients were asymptomatic, while 34.5% (126) were symptomatic. Nausea was the most common symptom, found in 26.3% (96) of cases. Physical examination revealed findings in 68.8% (251) of patients, with oropharyngeal hyperemia (68.2%) being the most common. Hospitalization was required for 18.6% (68) of patients, and endoscopy was performed in 12.1% (44) of patients. Esophageal damage was determined to be at Stage 1 in 28.5%, Stage 2a in 57.2%, Stage 2b in 7.1%, and Stage 3b in 7.1% of cases during endoscopy. Conclusion: In our study, cleaning agents were identified as corrosive substances. Corrosive substances can lead to serious esophageal damage. Among the patients who underwent endoscopy in our study, esophageal damage was detected in 14 (31.8%) patients, with concomitant gastric damage in 2 (4.5%) patients. Simple measures such as keeping corrosive substances in their original packaging, ensuring the containers are closed, and parents reading warning labels on household chemicals can prevent these accidents. Therefore, there should be public awareness campaigns providing necessary education on corrosive substance injuries to parents and caregivers of children. Additionally, further studies should be conducted to provide informative findings regarding potential complications following corrosive substance ingestion.
Benzer Tezler
- Çocuk acile özkıyım girişimi ile başvuran ergen hastalarda sosyal medya bağımlılığı ile anksiyete ve depresyon düzeyleri arasındaki ilişki
Başlık çevirisi yok
PERİHAN ANIL KASAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEDİNE AYŞİN TAŞAR
- Acil servise başvuran adölesan gebelerin retrospektif incelenmesi
A retrospective study of pregnant adolescents admitted to the emergency department
RAZİYE KILIÇÇEKER
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumMersin ÜniversitesiEbelik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİNE YURDAKUL
- Bir üçüncü basamak hastanesi çocuk acil servisine başvuran adli nitelikteki olguların değerlendirilmesi
Evaluation of forensic cases applying to A third stage hospital child emergency department
ÖMER ER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Adli TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZUHAL AYDAN SAĞLAM
DOÇ. DR. GAMZE ÖZGÜRHAN
- COVİD -19 pandemisinin üçüncü basamak bir çocuk acil servisine başvuran yenidoğanların başvurma sıklığı ve nedenleri üzerine etkisi
The effect of the COVID -19 pandemic on the frequency of application and the reasons of newborn applying to a third stage child emergency department
GULKHANIM AHMADOVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Acil TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEDİNE AYŞİN TAŞAR
- Üçüncü basamak bir hastanede çocuk acil servisten çocuk kardiyoloji bölümüne yapılan konsültasyonların beş yıllık retrospektif değerlendirilmesi
A five-year retrospective evaluation of consultations from paediatric emergency department to paediatric cardiology department in a tertiary care hospital
KÜBRA KALYONCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET KARACAN