Geri Dön

Lateral epikondilitin cerrahi tedavisinde artroskopik gevşetme ile açık gevşetmenin klinik sonuçlarının karşılaştırılması

Comparison of the clinical results of arthroscopic release and open release in the surgical treatment of lateral epicondylitis

  1. Tez No: 872846
  2. Yazar: MERT KAHRAMAN MARAŞLI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HAKAN SERHAT YANIK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Haydarpaşa Numune Eğt. ve Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 84

Özet

LATERAL EPİKONDİLİTİN CERRAHİ TEDAVİSİNDE ARTROSKOPİK GEVŞETME İLE AÇIK GEVŞETMENİN KLİNİK SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Amaç: Lateral epikondilit (LE), yaygın olarak bilindiği adıyla“tenisçi dirseği”, dirseğin dış kısmına bağlanan ekstansör tendonların aşırı kullanımı sonucunda oluşur. Genellikle cerrahi dışı seçeneklerle başarıyla tedavi edebilse de kronik vakalarda veya konservatif tedavilere yanıt vermeyen durumlarda cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelmektedir. Cerrahi tedavi yöntemleri artroskopik (kapalı) ve açık yöntemler olarak kabaca ikiye ayrılabilir. Çalışmadaki amacımız konservatif tedaviye cevap alınamamış, bu nedenle cerrahi tedavi uygulanan LE hastalarında; artroskopik cerrahi ile gevşetme uygulanan hastalar ve açık cerrahi ile gevşetme uygulanan hastaların erken ve orta dönem klinik sonuçlarının karşılaştırılarak analiz edilmesidir. Hastalar ve Yöntem: Haydarpaşa Numune Hastanesi 'Ortopedi ve Travmatoloji' ile 'El ve Üst Ekstremite Cerrahisi' kliniklerinde 2022-2023 yılları arasında en az 6 ay konservatif tedaviye yanıt vermeyen LE nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastalar; artroskopik yöntem uygulanan ve açık yöntem uygulananlar olmak üzere iki gruba ayırıldı. Artroskopik cerrahi tedavi uygulanan grupta 7 erkek, 7 kadın hasta (1 kadın hastada bilateral) olmak üzere 15 dirsek; açık cerrahi yöntem uygulanan grupta ise 4 erkek 9 kadın (2 kadın hastada bilateral) olmak üzere 15 dirsek; toplamda 27 hasta (11 erkek, 16 kadın), 3 ü bilateral olmak üzere 30 dirsek çalışmaya dahil edildi. Hastaların ameliyat öncesi, ameliyat sonrası 1. 3. 6. ayda yapılıp not edilen kavrama kuvveti ölçümleri, VAS skorları, Q-DASH skorları, PRTEE skorları ve MEP skorları ile işe dönüş süreleri ve komplikasyonlar retrospektif olarak analiz edildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 45.96± 7.77 idi. Çalışmadaki 30 dirsekten 24'ü sağ taraf, 6 tanesi sol taraf; 23 tanesi dominant (baskın) taraf, 7 tanesi dominant olmayan taraf idi. Hastaların semptomlarının başlangıcından beri ortalama geçen süre 30.5 ay idi. 2 grup arasında yaş, cinsiyet, baskın taraf, semptomlarının başlangıcından beri ortalama geçen süre ve ameliyat sonrası işe dönüş süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. İki cerrahi tedavi yöntemi karşılaştırıldığında; artroskopik yöntem uygulanan grupta ameliyat sonrası 1. aydaki Q-DASH, PRTEE-P, PRTEE-F, PRTEE-T skorlarında ve ameliyat sonrası 3. aydaki MEP skorunda, açık yöntem uygulanan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde üstün bulunmuştur. Artroskopik cerrahi grubunda ameliyat sonrası 6. ayda 9 dirsekte (%60) 'tamamen ağrısızlık' elde edilirken, açık cerrahi grubunda 5 dirsekte (%33.3) 'tamamen ağrısızlık' elde edilebildi. Gruplar arasında ameliyat öncesi, ameliyat sonrası 1. 3. 6. aydaki kavrama kuvveti sonuçları (hasta taraf, kontralateral taraf ve hasta tarafın kontralateral tarafa oranı) karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: Dirençli LE tedavisinde, her iki cerrahi tedavi yönteminde de ameliyat öncesine göre erken ve orta dönem sonuçlarda ağrıda azalma ve kavrama kuvvetinde artış görülmüş, klinik skorlarda ağrı ve işlev açısından belirgin iyileşmeler elde edilmiştir. Kavrama kuvveti ve işe dönüş açısından iki yöntem arasında sonuçlar benzer bulunmuş, birbirine üstünlüğü tespit edilmemiştir. Komplikasyona rastlanmaması, iki cerrahi yöntemin de güvenle uygulanabileceğini göstermiştir. Bu parametreler açısından iki yöntemin birbirine üstünlüğü bulunmamış olup, hastanın beklentilerine ve cerrahın tercihine göre iki cerrahi yöntem de uygulanabilir. Yine de artroskopik yöntemin, ameliyat sonrası erken dönem (1. ay) Q-DASH ve PRTEE skorlarında, 3. ay MEP skorunda ve 6. ayda 'tamamen ağrısız' dirsek elde edebilmek açısından açık yönteme göre üstünlüğü gösterilmiştir. LE tedavisinde artroskopik gevşetme ve debridman güvenle uygulanabilecek, açık yönteme göre özellikle erken dönem klinik sonuçlar açısından üstünlüğe sahip bir tedavi yöntemidir.

Özet (Çeviri)

COMPARISON OF THE CLINICAL RESULTS OF ARTHROSCOPIC RELEASE AND OPEN RELEASE IN THE SURGICAL TREATMENT OF LATERAL EPICONDYLITIS Objective: Lateral epicondylitis (LE), commonly known as 'tennis elbow', is caused by overuse of the extensor tendons that attach to the lateral part of the elbow. Although it can usually be successfully treated with non-surgical options, surgical intervention becomes inevitable in chronic cases or in cases that do not respond to conservative treatments. Surgical treatment methods can be roughly divided into two as arthroscopic and open methods. Our aim in this study was to analyse the early and mid-term clinical results of patients with LE who did not respond to conservative treatment and therefore underwent surgical treatment by comparing the early and mid-term clinical results of patients with arthroscopic release and patients with open release. Patients and Methods: Patients who underwent surgical treatment for LE that did not respond to conservative treatment for at least 6 months between 2022 and 2024 in the 'Orthopaedics and Traumatology' and 'Hand and Upper Extremity Surgery' clinics of Haydarpaşa Numune Hospital were divided into two groups as those who underwent arthroscopic release and those who underwent open release. In the group that underwent arthroscopic treatment, 15 elbows including 7 male and 7 female patients (1 female patient bilateral); in the group that underwent open surgical method, 15 elbows including 4 male and 9 female patients (2 female patients bilateral); in total 27 patients (11 male, 16 female), 30 elbows including 3 bilateral elbows were included in the study. Preoperative and postoperative grip strength measurements, VAS scores, Q-DASH scores, PRTEE scores, MEP scores, return to work times and complications were analysed retrospectively. Results: The mean age of the patients was 45.96±7.77 years. Of the 30 elbows in the study, 24 were right-sided and 6 were left-sided; 23 were dominant and 7 were non-dominant. The mean time since the onset of symptoms was 30.5 months. There was no statistically significant difference between the 2 groups in terms of age, gender, dominant side, mean time since the onset of symptoms and postoperative return to work. When the 2 treatment groups were compared, the arthroscopic surgery group was statistically significantly superior to the open surgery group in the Q-DASH, PRTEE-P, PRTEE-F, PRTEE-T scores at 1 month postoperatively and in the MEP score at 3 months postoperatively. In the arthroscopic surgery group, complete painlessness was achieved in 9 elbows (60%), while in the open surgery group, complete painlessness was achieved in 5 elbows (33.3%). There was no statistically significant difference between the groups when the preoperative, postoperative 1st, 3rd, 6th month grip strength results (patient side, contralateral side and percentage of patient side to contralateral side) were compared. Conclusion: In the treatment of refractory LE, both surgical treatment methods showed a decrease in pain and an increase in grip strength in the early and mid-term results compared to the preoperative period, and significant improvements were obtained in terms of pain and function in clinical scores. The results were similar between the two methods in terms of grip strength and return to work, and no superiority was found. The absence of complications showed that both surgical methods can be safely applied. There was no superiority between the two methods in terms of these parameters, and both surgical methods can be applied according to the patient's expectations and the surgeon's preference. Nevertheless, the arthroscopic method has been shown to be superior to the open method in terms of achieving a 'completely pain-free' elbow in the early postoperative period (1st month) Q-DASH and PRTEE scores, 3rd month MEP score and 6th month. Arthroscopic release and debridement in the treatment of LE is a treatment method that can be safely applied and has superiority over the open method, especially in terms of early clinical results.

Benzer Tezler

  1. Lateral epikondilit tedavisinde trombositten zengin plazma, otolog kan ve steroid enjeksiyonlarının etkinliğinin karşılaştırılması

    Comparative outcomes of platelet rich plasma, autologous blood and corticosteroid injections in the treatment of lateral epicondylitis

    HÜSEYİN GÖKHAN KARAHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Ortopedi ve TravmatolojiEge Üniversitesi

    Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. ERHAN COŞKUNOL

  2. Lateral epikondilitli hastalarda kinesio bantlamanın etkinliği

    Effectiveness of kinesio taping on patients with lateral epicondylitis

    CUMA ALİ ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonDokuz Eylül Üniversitesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZLEN PEKER

  3. Kronik lateral epikondilit tedavisindeperkütan drillemenin klinik sonuçları

    Clinical results of percutaneous drilling in the treatment of chronic lateral epicondilitis

    SEFA ERDEM KARAPINAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Ortopedi ve TravmatolojiSüleyman Demirel Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ RECEP DİNÇER

  4. Çocuklarda suprakondiler humerus kırıklarının cerrahi tedavi sonuçları

    Başlık çevirisi yok

    OĞUZ DAŞBADEM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bakanlığı

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

  5. Medial kelebek fragmanlı humerus cisim kırıklarında farklı internal tespit yöntemlerinin biyomekanik değerlendirilmesi (Biyomekanik çalışma)

    Biomechanical evaluation of different internal fixation methods for humerus shaft fractures with medial butterfly fragment (Biomechanical study)

    MEHMET AYKUT TÜRKEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Ortopedi ve TravmatolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA H. ÖZKAN