Geri Dön

Yenidoğan yoğun bakım ünitemizde izlenen konjenital kalp hastalıkları:sıklığı, risk faktörleri ve prognoz

Evaluation of congenital heart disease cases in neonatal intensive care unit: Frequency, risk factors and prognosis

  1. Tez No: 873656
  2. Yazar: MUHAMMED FURKAN BAKAÇ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GONCA SANDAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Medipol Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

Amaç: Çalışmamızda konjenital kalp hastalığı tanısıyla Yenidoğan Yoğun Bakım Ünite'mizde izlenen hastaların sıklığı, risk faktörleri ve prognozunu araştırmayı amaçladık. Bu çalışma sonucunda elde ettiğimiz verileri literatür ile kıyaslayarak merkezimizde iyileştirilebilecek parametrelerin gözden geçirilmesi sağlanacak ve yapılacak daha geniş çaplı çalışmalara zemin hazırlanmış olacaktır. Gereç ve Yöntem: İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Bağcılar Mega Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde Mayıs 2018-Mayıs 2023 tarihleri arasında konjenital kalp hastalığı tanısı ile izlenen hastaların sıklığı, risk faktörlerini ve prognozlarını etkileyen unsurlar araştırılmıştır. Seçilen 5 yıllık tarih aralığında Yenidoğan Yoğun Bakım'da 6190 hasta takip edilmiştir. Bunların 364'ünü (%5,9) konjenital kalp hastaları oluşturmaktadır ( PFO ve PDA hariç ).199 hasta (%3,2) ise kritik konjenital kalp hastasıdır. Bulgular: Hastaların en büyük kısmını %28,6 ile aort koarktasyonu ve %17,6 ile BAT hastaları oluşturmaktaydı. Hastaların %52,3'ü (n=104) erkekti. Hastaların %63,3'ü dışarıdan merkezimize sevk edilmişti. Hastaların ortanca doğum haftası 38 haftaydı. Hastaların ortanca doğum ağırlığı 3.015 gramdı. Annelerin %41,2'sinin (n=82) ilk gebeliğiydi. Annelerin %77,9'u (n=155) C/S ile doğum yapmıştı. Annelerin ortanca yaşı 30'du. Annelerin %32,7'sinin abortus öyküsü vardı. Annelerin %8,5'i yardımcı üreme teknikleri ile gebe kalmıştı. Annelerin %18,5'i (n=37) gebelik sırasında ilaç kullanmıştı. İlaç kullanan annelerin %51,3'ü (n=19) hipotiroidi nedeniyle levotiroksin kullanmaktaydı. Ortanca yatış günü 1 gün olarak bulundu. Hastaların %43,7'sinde (n=87) olan solunum sıkıntısı en sık görülen yatış nedeniydi. Yatış anında hastaların %44,2'sinde (n=88) saptanan takipne en sık görülen fizik muayene bulgusuydu. Hastaların %76,9'u (n=153) mekanik ventilatör desteği almış ve desteğin gün sayılarına bakıldığında ortanca değer 6 gün olarak saptandı. Sistemik dolaşımı duktus bağımlı hasta grubunda non-invaziv mekanik ventilasyon desteği gereksinimi diğer gruplara göre anlamlı derecede yüksekti (p=0,005). Sistemik dolaşımı duktus bağımlı hasta grubunda invaziv mekanik ventilasyon desteği gereksinimi diğer gruplara göre anlamlı derecede yüksekti (p=0,002). Hasta grubunun %85,4'ü (n=170) cerrahi geçirmişken %14,6'sı (n=29) kateteriasyon ile tedavi edilmişti. Kateterizasyon ile tedavi edilen hasta grubunun %51,7'sini (n=15) pulmoner stenoz tanılı ve %24,1'ini (n=7) aort stenoz tanılı hastalar oluşturmaktaydı. En sık uygulanan cerrahi prosedürler %27,6 (n=55) ile koarktasyon tamiri ve %12 (n=24) ile arteriyel switchti. En sık uygulanan kateterizasyon tedavisi %7,5 (n=15) ile pulmoner balon valvuloplastiydi. Siyanotik hastalarda prenatal tanı koyma sıklığı %41,7 iken asiyanotik hastalarda %26,2 olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p:0,021). Asiyanotik hastalarda yatış anında takipne görülme sıklığı siyanotik hastalara kıyasla anlamlı şekilde yüksek bulundu (p:0,033). Dismorfik bulgular asiyanotik hastalarda siyanotik hastalara kıyasla anlamlı derecede sık görülmekteydi (p:0,037). Cerrahi veya kateterizasyon işleri ile tedavi edilen 199 hastanın mortalitesi %18'di (n=36). Sonuç: KKH yenidoğan mortalite ve morbiditeleri içinde önemli bir pay oluşturmaktadır. Bu hastalıkların prenatal tanısı veya doğum sonrası fizik muayene ile erken tanısı her zaman kolay olmamakla birlikte erken tanı prognozu önemli ölçüde değiştirebilmektedir. Bu nedenle gerek gebelik süresince periyodik takiplerin önemi, gerekse doğum sonrası muayenede konjenital kalp hastalıklarını hekimlerin aklına getirmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bu gruptaki hastalıkların her zaman spesifik fizik muayene bulguları vermemeleri, solunum sıkınsıtı başta olmak üzere diğer bulgularla da kendini gösterebilmesi nedeniyle ayırıcı tanılar içerisinde bulundurulması hastaların tanılarının daha erken konmasına ve prognozunun daha iyi olmasına doğrudan katkı sunacaktır.

Özet (Çeviri)

Aim: Our study aimed to investigate the incidence, risk factors, and prognosis of patients diagnosed with congenital heart disease followed in our Neonatal Intensive Care Unit. By comparing the data obtained in this study with the literature, parameters that can be improved in our center will be reviewed, and groundwork for broader studies will be laid. Materials and Methods: The frequency of patients diagnosed with congenital heart disease, along with the factors influencing their prognosis, was investigated in the Neonatal Intensive Care Unit of Istanbul Medipol University Faculty of Medicine Bağcılar Mega Hospital between May 2018 and May 2023. A total of 6,190 patients were followed in the Neonatal Intensive Care Unit within the selected 5-year period. Among them, 364 patients (5.9%) constituted congenital heart disease patients (excluding PFO and PDA), and 199 patients (3.2%) were critical congenital heart disease patients. Results: The majority of patients were comprised of 28.6% with aortic coarctation and 17.6% with BAT patients. 52.3% of the patients (n=104) were male. 63.3% of the patients were referred from outside our center. The median gestational age of the patients was 38 weeks, and the median birth weight was 3,015 grams. 41.2% of the mothers (n=82) were primiparous. 77.9% of the mothers (n=155) gave birth by cesarean section. The median age of the mothers was 30 years. 32.7% of the mothers had a history of abortion. 8.5% of the mothers conceived with assisted reproductive techniques. 18.5% of the mothers (n=37) used medication during pregnancy, and 51.3% of medication-using mothers (n=19) used levothyroxine due to hypothyroidism. The median length of stay was 1 day. Respiratory distress was the most common reason for admission, occurring in 43.7% of patients (n=87). Tachypnea detected in 44.2% of patients (n=88) at admission was the most common physical examination finding. 76.9% of the patients (n=153) received mechanical ventilatory support, with a median duration of 6 days. The need for non-invasive mechanical ventilation support was significantly higher in the systemic circulation duct-dependent patient group compared to other groups (p=0.005). The need for invasive mechanical ventilation support was significantly higher in the systemic circulation duct-dependent patient group compared to other groups (p=0.002). While 85.4% of the patient group (n=170) underwent surgery, 14.6% (n=29) were treated with catheterization. Pulmonary stenosis was diagnosed in 51.7% (n=15) of the patients treated with catheterization, and aortic stenosis in 24.1% (n=7). The most common surgical procedures performed were coarctation repair (27.6%, n=55) and arterial switch (12%, n=24). The most common catheterization treatment was pulmonary balloon valvuloplasty (7.5%, n=15). The frequency of prenatal diagnosis in cyanotic patients was significantly higher at 41.7% compared to acyanotic patients at 26.2% (p:0.021). The frequency of tachypnea at admission was significantly higher in acyanotic patients compared to cyanotic patients (p:0.033). Dysmorphic features were significantly more common in acyanotic patients compared to cyanotic patients (p:0.037). The mortality of the 199 patients treated with surgery or catheterization was 18% (n=36). Conclusion: Congenital heart diseases constitute a significant proportion of neonatal mortality and morbidity. While the prenatal diagnosis of these diseases or early diagnosis with postnatal physical examination is not always easy, early diagnosis can significantly alter the prognosis. Therefore, the importance of periodic follow-ups during pregnancy and the importance of considering congenital heart diseases in postnatal examinations by physicians are once again emphasized. Since diseases in this group do not always present specific physical examination findings and can manifest with other symptoms, especially respiratory distress, including them in differential diagnoses will directly contribute to earlier diagnosis and better prognosis for patients.

Benzer Tezler

  1. Yenidoğan yoğun bakım Ünitesine yatırılarak izlenen doğuştan kalp hastalığı olan bebeklerin retrospektif olarak incelenmeleri

    Retrospective investigation of neonates with congenital cardiac disease whom hospitalised in neonatal intensive care unit

    SELMAN ZAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HACER YAPICIOĞLU YILDIZDAŞ

  2. Çocuk kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesinde postoperatif kavşak kaynaklı ektopik taşikardi; sıklık ve risk faktörleri

    Junctional ectopic tachycardia after pediatric cardiac surgery; incidence and outcome

    NESLİHAN KIPLAPINAR

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENDER ÖDEMİŞ

  3. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde izlenen ve intravenöz sıvı tedavisi uygulanan preterm yenidoğan bebeklerde kullanılan farklı sodyum derişimlerinin klinik ve laboratuvar değişkenlere etkilerinin değerlendirilmesi, hiponatremi ve hipernatremi sıklığı

    Evaluation of the effects on clinical and laboratory variables, hyponatremia and hypernatremia frequency of different sodium consentrations used in preterm newborn infants who were followed and treated with intravenous fluid therapy in newborn intensive care unit

    MELEK NUR ŞAHBAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET ÖZDEMİR

  4. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde konjenital kalp hastalığı nedeniyle takip edilen hastalarda sık kullanılan ilaçların yan etkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the side effects of frequently used drugs on follow-up patients in the newborn intensive care unit DUE to congenital HEART disease

    SETENAY ALTUNTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK DİLLİ

  5. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde konjenital kalp hastalığı tanısı alan olgularda kardiyak biyomarkerlar (BNP, TROPONİN I, CK MB izoform)'ın tanı ve izlemdeki yeri

    Cardiac biomarkers (BNP, TROPONİN I, CK MB) place of diagnosis and fallow up newborn in intensive care unit with congenital heart disease

    CANER AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN SULTAN KAVUNCUOĞLU