Geri Dön

Uzun segment kronik total oklüde süperfisyel femoral arter lezyonlarında perkütan ve cerrahi revaskülarizasyonun erken dönem sonuçlarının karşılaştırılması

Comparison of early outcomes of percutaneous and surgical revascularization in long segment chronic total occlusions of the superficial femoral artery

  1. Tez No: 874456
  2. Yazar: MEHMET ÇİÇEK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AHMET ARİF YALÇIN, DR. GÖKHAN DEMİRCİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğt. ve Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 80

Özet

Amaç: Periferik arter hastalığının (PAH) şiddetli formu olan kronik ekstremiteyi tehdit eden iskemi (KETİ) önemli bir küresel problem olup ciddi morbidite ve mortaliteyle ilişkilidir. Bu hastalığın alt ekstremitedeki önemli bir tutulumu olan Süperfisyal Femoral Arterin (SFA) karmaşık lezyonlarının tedavisi tartışmalıdır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı uzun segment (GLASS derece III ve IV) (>20 cm) total oklüde Süperfisyal Femoral Arter (SFA) lezyonları olan KETİ hastalarında Perkütan Translüminal Anjiyoplasti (PTA) ve Açık Cerrahi Bypass (ACB) tedavileri arasındaki kısa vadeli sonuçları karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Retrospektif tasarlanan çalışmamızda; merkezimize 2018-2023 yılları arasında başvuran, 18 yaş üstü, daha önce aynı uzuva müdahale öyküsü olmayan, kronik total oklüde uzun segment SFA lezyonu (GLASS derece III ve IV) (>20 cm) olan ve endovasküler ya da cerrahi tedavi uygulanmış hastalar dahil edildi. Yapılan analizler sonucu örneklem büyüklüğü 200 hasta olarak belirlendi. Gruplar PTA ve ACB olan hastalar olmak üzere eşit iki gruba ayrıldı. Tüm hastaların klinik ve demografik verileri hastane sistemi üzerinden kayıtları incelenerek elde edildi. Hastaların işlem öncesi ve sonrası görüntülemeleri değerlendirildi. Erken dönem ilk (6 ay) takibine ait bilgiler poliklinik ve hastane yatış kayıtlarından veya telefonla aranarak hasta ya da hasta yakınlarından temin edildi. Elde edilen tüm veriler istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Çalışma popülasyonu 200 hastadan (ortalama yaş: 62,4 ± 8,8 yıl) ve %89'ı (178/200) erkekten oluşuyordu. Hastaların demografik özelliklerine bakıldığında yaş, diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi, koroner arter hastalığı, ejeksiyon fraksiyonu, atrial fibrilasyon varlığı her iki grup arasında anlamlı farklılık göstermedi. Çalışmamızda takip süresi 6 aydı. Hastane içi takip birlikte değerlendirildiğinde hastanede kalış süresi PTA grubunda anlamlı olarak daha kısaydı. (p

Özet (Çeviri)

Aim: Chronic Limb-Threatening Ischemia (CLTI), a severe form of Peripheral Artery Disease (PAD), is a significant global problem associated with serious morbidity and mortality. The treatment of complex lesions of the Superficial Femoral Artery (SFA), a major site of involvement in this disease, is controversial. Therefore, the aim of this study is to compare the short-term outcomes of Percutaneous Transluminal Angioplasty (PTA) and Open Surgical Bypass (OSB) treatments in patients with CLTI and long-segment (GLASS grade III and IV) (>20 cm) total occlusions of the Superficial Femoral Artery (SFA). Materials and Methods: In our retrospectively designed study, we included patients who presented to our center between 2018 and 2023, were over 18 years old, had no previous history of intervention on the same limb, and had chronic total occlusion of the long-segment SFA lesion (GLASS grade III and IV) (>20 cm), and who received either endovascular or surgical treatment. Based on the analyses, the sample size was determined to be 200 patients. The patients were divided into two equal groups: those receiving Percutaneous Transluminal Angioplasty (PTA) and those undergoing Open Surgical Bypass (OSB). Clinical and demographic data for all patients were obtained by reviewing records from the hospital system. Pre- and post-procedural imaging of the patients were evaluated. Information on early follow-up (first 6 months) was obtained from outpatient clinic and hospital admission records or by contacting patients or their relatives via phone. All collected data were statistically analyzed.Formun ÜstüFormun Altı Results: The study population consisted of 200 patients (mean age: 62.4 ± 8.8 years), with 89% (178/200) being male. Demographic characteristics, including age, diabetes, hypertension, hyperlipidemia, coronary artery disease, ejection fraction, and the presence of atrial fibrillation, showed no significant differences between the two groups. The follow-up period in our study was 6 months. When evaluating in-hospital follow-up, the length of hospital stay was significantly shorter in the PTA group (p

Benzer Tezler

  1. ST segment yükselmesi olmayan miyokard infarktüslü hastalarda mikroalbuminüri ve uzun dönem kardiyovasküler klinik sonuçları

    Microalbuminuria and its effect on LONG-TERM cardiovascular clinical outcomes in patients with myocardial infarction without st segment elevation

    SEMİH EREN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAİT TERZİ

  2. Kronik böbrek yetersizliği olan ST segment yükseltmesiz miyokard infarktüsü hastalarında perkütan ve cerrahi revaskülarizasyonun karşılaştırılması

    Comparison of percutaneous and surgical revascularization in without STelevation myocardial infarction patients with chronic renal failure

    ALİ PALİCE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE EMRE

  3. Akut veya kronik serebral iskemi saptanan olgularda, intrakranial arteriyel yapıların damar duvarına yönelik çekilmiş manyetik rezonans görüntülerinin retrospektif incelenmesi

    Retrospective study of magnetic resonance images taken for the vascular wall of intracranial arterial structures in cases with acute or chronic cerebral ischemia

    ÖNER ÖZBEY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Radyoloji ve Nükleer TıpEge Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET CEM ÇALLI

  4. Santral seröz koryoretinopatide koroid kalınlığı ve fotodinamik tedavinin etkisi

    Choroidal thickness in central serous chorioretinopathy and effect of photodynamic treatment

    TUĞBA ÇETİNKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Göz HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YÜKSEL SÜLLÜ