Deutschland als paradies oder als hölle für Türken in Deutschland aus dem gesichtspunkt von Deutschen autoren
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 87560
- Danışmanlar: PROF. DR. ZEKİ CEMİL ARDA
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Almanca
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 278
Özet
ÖZET Deutschland als Paradies öder als Holle fur Türken in Deutschland aus dem Gesichtspunkten von deutschen Autoren (Günter Wallraff, Gerhard Kromschröder und Marlene Scnulz) Türk milleti tarihin çok uzun dönemlerinden beri çeşitli kültürel, sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı göçen bir toplum özelliği sergilemektedir. Türklerin Anadolu'ya gelmeleriyle birlikte yerleşik hayata geçiş süreçleri başlamış gibi görülse de, bu sefer de kendi topraklan içerisindeki göç hareketlerini sürdürmüşlerdir. Avrupa'nın sanayi toplum haline gelmesi, büyük insan gücüne ihtiyaç duyması; bunun karşısında Türkiye'nin hala tarım ülkesi olma özelliğini sürdürmesi, nüfusun, işsizlik oranının ve gelirlerin düşük olması bu sefer Türk insanını Avrupa ülkelerine göç etmeye^zorlamıştır. 1960'h yılların başında Avrupa ülkelerinin istek ve davetleri üzerine dış göç hareketi başlamıştır. Başlangıçta ekonomik durumunu düzeltmek, bir ev almak veya bir iş kurabilmek için yeterli sermaye biriktirdikten sonra Türkiye'ye dönmeyi planlayan göçmen Türkler çok fazla sorunla karşılaşmamışlar, karşılaşmışlarsa bile, yakın gelecekte 'nasıl olsa Türkiye'ye tekrar geri döneceğiz' düşüncesiyle bunları fazla önemsememişlerdir. Aynı şekilde Türk işçilerini davullu-zurnalı törenlerle karşılayan Avrupa inşam yabancılara 'geçici' gözüyle baktığı için kendi toplumlarından soyutlamamış; onları sorun olarak görmemiştir. Ne zaman ki, göçmen Türkler Avrupa'da yerleşmeye karar vermişler, Avrupa ülke ve ekonomilerinin yabancılara ihtiyacı kalmamış iki Almanya'nın birleşmesiyle ekonomik dengesizlik yaşayan Alman ekonomisi zor duruma düşmüş, orada kalmayıplanlayan Türkler o zamana dek göz ardı ettikleri, önemsemedikleri sorunlara katlanmak istememiş ve haklarım aramaya başlamışlar işte o zaman başlangıçta sorun olsa bile dil, uyum, kültür yabancılığı gibi bir çok engeli aşmış olmalarına rağmen Türkler Avrupa'da, özellikle Almanya'da en büyük çoğunluğu oluşturan yabancılardan oldukları için Avrupalılar tarafından dil, uyum, kültür, inanç sorunları oldukları gerekçesiyle yabancılar -özellikle de Türkler- üzerinde baskılar oluşturmaya, onları ülkelerine geri dönmeye zorlamaya ve toplumdan dışlamaya başlamışlardır. Böylece Avrupa'da özellikle de Almanya'da 'yabancılar sorunu' kavramı ortaya çıkmıştır. Böylesine toplumsal başlanın yoğun olduğu bir ortamda Türkler (birçoğu ailelerinden uzakta) çok ağır ve uygunsuz şartlarda çalışmışlar, sağlıksız evlerde oturmuşlar, her türlü saldırgan ve küçültücü hakarete maruz kalmışlar; ancak tüm bunlara rağmen artık Türkiye'ye de dönmeyeceklerinden iki cami arasında kalmış bi'namaz misali Almanya'da yabancı, Türkiye de Almancı adıyla kimliksiz insan topluluğu konumuna itilmişlerdir. Bunun üzerine bir kısım Alman araştırmacı-yazar kılık değiştirmek (Türk kılığına girmek) suretiyle Türk insanının Almanya'da yaşamış olduğu sorunları bizzat yaşayarak belgeselleştirmiş ve ispat etmiştir. Sadece belgeselleştirmekle kalmamış toplumda bir çok tepkilere yol açmış; yetkili ve yetkisiz insanların ilgilerini bu konu üzerine çekmiş, ayrıca Alman edebiyatmda yeni bir alan kılık değiştirme edebiyatı (Verkleidungsliteratur) oluşturmuşlardır.Bu 268 sayfadan oluşan araştırmada söz konusu yazarların bu işi neden, nasıl yaptıkları, ne gibi sorunlar tespit ettikleri, kendi ifadeleri, fotoğraflar, belgeler ve çeşitli tespitlerle ortaya konularak, Almanya'da yaşayan Türklerin yaşamış oldukları sorunlara, bununla bağlantılı olarak, son yıllarda tüm Türk insanını derin üzüntülere boğan Almanya'daki yabancı düşmanlığına yönelik ırkçılık olaylarına değinilmeye çalışılmıştır. Türklerin sıkıntıları tespit edildikten sonra, madem ki Türklerin büyük çoğunluğu artık Almanya'da kalmaya karar vermişler, bu sorunlara her iki toplumu da rencide etmeden toplumlara mesajlar vermek suretiyle insancıl, uzlaştırıcı ve barışçıl sosyal, siyasal, eğitim vb. alanlarda çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır. Ankara, ŞUBAT 1999 TacettinKIR
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Deutschland als Begegnungsort der kulturellen konflikte in Deutsch-Türkischen filmen: Eine filmsemiotische analyse aus den gewählten filmen
Alman Türk filmlerinde geçen kültürel konfliktlerin buluşma yeri olarak Almanya: seçilmiş filmler üzerinden film semiyolojik analiz
TUBA ÇIRAK
Yüksek Lisans
Almanca
2018
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUTLU ER
- Die didaktisierung der Deutschen präfixverben unter besonderer berücksichtigung der präpartikelverben mit durch-, über-, unter-, um-
Durch-, über-, unter- ve um- önekli fiiller ağırlıklı olmak üzere Almanca önekli fiillerin öğretimi
GÜL BAĞATIR
Doktora
Almanca
2016
Alman Dili ve EdebiyatıÇukurova ÜniversitesiAlman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TAHİR BALCI
- 'Sexueller kindesmissbrauch in deutschland und der Türkei: Materiellrechtliche regelungen und rechtstatsächliche praxis'
Başlık çevirisi yok
ÇAĞRI TUĞŞAT KEMALOĞLU
- Das frauenbild in Saliha Scheinhardts werken
Saliha Scheinhardt'ın eserlerindeki kadın motifleri
ÇİĞDEM BİBER
Yüksek Lisans
Almanca
2010
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAN ÖZYER