Sekreterlerde tükenmişlik ile toplumsal cinsiyet rolleri, iş-yaşam dengesi, kendini ayarlama, rol çatışması ve belirsizliği ve demografik değişkenler arasındaki ilişkiler
Burnout amongst secretaries in relation with gender roles, work-li̇fe balance, self-monitoring, role conflict and ambiguity, and demographic variables
- Tez No: 878491
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FATMA YILDIRIM
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Psikoloji, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Psychology, Labour Economics and Industrial Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 200
Özet
Çalışma koşullarında ve yönetim biçimlerinde büyük değişimler ve yenilikler yaşanmasına rağmen çalışanların tükenmişlik deneyimlerinin artarak devam etmesi, bu sorunu halen araştırmaya muhtaç kılmaktadır. Sekreterlik mesleği üzerinde tükenmişlik düzeylerini ölçmeye yönelik kapsamlı çalışmaların gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta yeterli olmadığı görülmüş, çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Araştırmanın amacı, sekreterlerde tükenmişlik (duygusal tükenme, duyarsızlaşma, kişisel başarı duygusunda azalma) ile rol çatışması ve rol belirsizliği, toplumsal cinsiyet rolü, iş-aile çatışması ve kendini ayarlama ve bazı demografik değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırmanın evrenini, Ankara'da kamu sektöründe ve özel sektörde çalışan sekreterler oluşturmuştur. Örneklem, yönetici sekreterleri, birim sekreterleri, tıbbi sekreterler ve hukuk sekreterleri olmak üzere 4 gruptan oluşmuş, her gruptan, en az 100er kişi“kolayda örnekleme”yoluyla belirlenmiş ve toplamda 486 kişiye ulaşılmıştır. Cinsiyetini belirten katılımcıların 402'si %82,7) kadın, 70'i (%14,4) ü erkektir. Yaş ortalaması =32'dir. Araştırmada altı bölümden oluşan bir soru formu kullanılmıştır. Formda; Kişisel Bilgi Formu, Maslach Tükenmişlik Envanteri, Bem Cinsiyet Rolleri Envanteri, İş-Aile Çatışması Ölçeği, Rol Çatışması ve Belirsizliği Ölçeği ve Kendini Ayarlama Ölçeği yer almıştır. Tükenmişliğin alt boyutları (duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı) ile değişkenlerin ilişkisini değerlendirmek için Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon kullanılmıştır. Değişkenlerin tükenmişliğin alt boyutlarını ne kadar yordadıklarını belirlemek için aşamalı regresyon analizi uygulanmıştır. Katılımcıların tükenmişliğin alt boyutları (duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı duygusunda azalma) puanlarının cinsiyet rollerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için Tek Yönlü Çok Değişkenli Varyans Analizi (MANOVA) kullanılmıştır. Duygusal tükenme alt boyutu ele alındığında, rol belirsizliği, rol çatışması, işin aileye etkisi, ailenin işe etkisi ve kişinin kendisinin eğitimi ile duygusal tükenme arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Kadınsılık, erkeksilik, yaş, gelir, çalışma yılı ile duygusal tükenme arasında negatif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Duyarsızlaşma boyutuyla ilgili olarak rol belirsizliği, rol çatışması, işin aileye etkisi, ailenin işe etkisi ile duyarsızlaşma arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Kadınsılık, yaş, çocuk sayısı, gelir, çalışma yılı ile duyarsızlaşma arasında negatif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Kişisel başarı duygusunda azalma boyutuyla ilgili olarak rol belirsizliği, işin aileye etkisi, ailenin işe etkisi ile kişisel başarı duygusunda azalma arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki saptanmıştır. Kadınsılık, erkeksilik, kendini ayarlama (genel), kişisel sunumu düzenleyebilme becerisi, diğerlerinin ifade edici davranışlarına duyarlılık ile kişisel başarı duygusunda azalma arasında negatif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Tükenmişliğin duygusal tükenme ve duyarsızlaşma alt boyutlarının yordanmasına en fazla katkıyı iş-aile çatışması değişkeni vermektedir. Kişisel başarı duygusunda azalma alt boyutunu en fazla yordayan değişken rol belirsizliği olmuştur. Son olarak tükenmişliğin alt boyutlarının toplumsal cinsiyet rollerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Belirsiz ve erkeksi cinsiyet rollerine sahip olanların, tükenmişliğin tüm alt boyutlarında daha yüksek puanlar aldıkları görülmüştür. Bir başka ifade ile, cinsiyet rolünde kadınsı özellik barındıranlar (kadınsılar ve androjenler) daha az tükenmişlik yaşarken, cinsiyet rolünde kadınsı özellik barındırmayanlar (belirsizler ve erkeksiler) daha fazla tükenmişlik yaşamaktadırlar.
Özet (Çeviri)
Despite significant changes and innovations in working conditions and management styles, the increasing prevalence of burnout experiences among employees highlights the continued need for research on this issue. Comprehensive studies measuring burnout levels in the secretarial profession are relatively scarce both in nationally and internationally, suggesting that this study will contribute to the literature. The research aims to examine the relationships between burnout (emotional exhaustion, depersonalization, reduced personal accomplishment) and role conflict and role ambiguity, gender roles, work-family conflict, self-monitoring, and certain demographic variables among secretaries. The study population comprises secretaries working in the public and private sectors in Ankara. The sample includes four groups: executive secretaries, unit secretaries, medical secretaries, and legal secretaries. From each group, at least 100 individuals were selected using convenience sampling, reaching a total of 486 participants. Of the participants who reported their gender, 402 (82.7%) are women and 70 (14.4%) are men, with an average age of 32. The research utilized a questionnaire consisting of six sections: Personal Information Form, Maslach Burnout Inventory, Bem Sex Role Inventory, Work-Family Conflict Scale, Role Conflict and Ambiguity Scale, and Self-Monitoring Scale. Pearson Product-Moment Correlation was used to evaluate the relationships between burnout dimensions (emotional exhaustion, depersonalization, and reduced personal accomplishment) and the variables. Stepwise regression analysis was applied to determine the extent to which the variables predicted the dimensions of burnout. One-Way Multivariate Analysis of Variance (MANOVA) was used to determine whether the burnout dimensions (emotional exhaustion, depersonalization, and reduced personal accomplishment) differed according to gender roles. Regarding emotional exhaustion, significant positive relationships were found with role ambiguity, role conflict, work to family conflict, family to work conflict, and the individual's education. Significant negative relationships were found with femininity, masculinity, age, income, and years of employment. For depersonalization, significant positive relationships were found with role ambiguity, role conflict, work to family conflict, and family to work conflict. Significant negative relationships were found with femininity, age, number of children, income, and years of employment. In terms of reduced personal accomplishment, significant positive relationships were found with role ambiguity, work to family conflict and family to work conflict. Significant negative relationships were found with femininity, masculinity, general self-monitoring, the ability to regulate personal presentation, and sensitivity to others' expressive behaviors. Work-family conflict was found to be the most significant predictor of emotional exhaustion and depersonalization. Role ambiguity was the most significant predictor of reduced personal accomplishment. Finally, the study examined whether the dimensions of burnout differed according to gender roles. Individuals with undifferentiated and masculine gender roles scored higher on all dimensions of burnout. In other words, those with feminine traits in their gender roles (feminine and androgynous individuals) experienced less burnout, while those without feminine traits (undifferentiated and masculine individuals) experienced more burnout.
Benzer Tezler
- Kamu hastanelerinde çalışan tıbbi sekreterlerde tükenmişlik (Antalya Atatürk devlet hastanesi örneği)
Burnout in medical secretaries who work in public hospitals (An example of Antalya Atatürk state hospital)
KEMAL KİRAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
HastanelerBeykent Üniversitesiİşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SEBAHATTİN TAŞ
- Tıbbi sekreterlerde algılanan örgütsel destek ile tükenmişlik ilişkisinde psikolojik sermayenin aracılık rolü: Bir vakıf üniversitesine bağlı sağlık kuruluşları üzerine araştırma
The mediating role of psychological capital in the relationship between perceived organizational support and burnout in medical secretaries: Research on health institutions affiliated to a foundation university
SERAP ÖZKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Sağlık Kurumları YönetimiBaşkent ÜniversitesiSağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇİĞDEM BASKICI
- Zor hasta olgusu ve Isparta il merkezindeki hastaneler üzerinde bir çalışma
Difficult patient phenomenon and a study on hospitals in center of Isparta
RUKİYE ÇELİK
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
HastanelerSüleyman Demirel ÜniversitesiSağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RAMAZAN ERDEM
- Covid-19 pandemisinde sağlık çalışanlarının psikolojik dayanıklılık düzeylerinin tükenmişliklerine etkisi
The effect of the psychological stability levels of healthcare professionals on their burnout in the Covid-19 pandemic
MUSTAFA DEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Sağlık YönetimiOndokuz Mayıs ÜniversitesiSağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ELİF DİKMETAŞ YARDAN
- SARS-COV-2 salgınında acil servis çalışanlarının işe bağlı gerginlik ve tükenmişlik derecesi
Level of work related strain and burnout of emergency service workers in the time of SARS-COV-2 pandemic
MERVE NİLAY ENGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
İlk ve Acil YardımAkdeniz ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CEM OKTAY