Acil servis asistanlarının nöbet öncesi ve sonrasıanksiyete düzeyinin oksidatif stres parametreleri ve stai ölçeği (durumluk ve sürekli kaygı ölçeği) ile değerlendirilmesi
Evaluation of anxiety levels of emergency room assistants before and after shift with oxidative stress parameters and state-trait anxiety inventory
- Tez No: 878750
- Danışmanlar: PROF. DR. HAKAN OĞUZTÜRK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Acil Tıp, Emergency Medicine
- Anahtar Kelimeler: Acil Tıp, Anksiyete, Oksidatif Stres, Tiyol-disülfit Dengesi, İskemi Modifiye Albumin, STAI (Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri), Emergency Medicine, Anxiety, Oxidative stress, thiol disulfide homeostasis, Ischemia Modified Albumin, State Anxiety Inventory (STAI)
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 107
Özet
GİRİŞ VE AMAÇ: Acil Servisler, doğası ve amacı itibariyle stresin yoğun olduğu alanlardır. Çalışma ortamında sürekli olarak strese maruziyetin sonuçlarından biri de anksiyetedir. Anksiyete, içsel veya dışsal olası bir tehdit beklentisi karşısında kişinin fiziksel, somatik, ruhsal ve bilişsel alanlarında bozulmalarla kendisini gösteren kaygı durumudur. Durumluk kaygı, bir uyaran ile tetiklenip bir tepki olarak ortaya çıkar. Bireyin gündelik yaşamında etkilendiği dışsal stress faktörlerine verdiği akut bir yanıt, akut bir tepkidir. Sürekli kaygı dışsal stress faktörlerinden bağımsız olarak yapısal bir özellik gibi bireyde varlığını kalıcı şekilde sürdürmektedir. Organizmada bulunan serbest radikaller ve antioksidan moleküller bir denge halindedir. Bu durum oksidatif denge olarak tanımlanır. Serbest radikallerin artışı ile onları detoksifiye eden, antioksidan mekanizmaların yetersizliği sonucu oksidatif dengenin bozulması oksidatif stress olarak tanımlanır. Anksiyete, emosyonel stres, fiziksel stres, aşırı egzersiz gibi durumlar oksidatif stresi arttıran endojen faktörler arasındadır. 24 saatlik Acil servis nöbetleri acil tıp asistanları için fiziksel ve emosyonel anlamda bir çok farklı stres faktörü içerir. Çalışmamızda acil tıp asistanlarının nöbet öncesi ve sonrası anksiyete düzeylerinin oksidatif stres parametrelerinden olan tiyol disülfit dengesi ve iskemi modifiye albumin çalışılarak ve STAİ (durumluk ve sürekli kaygı ölçeği) ile değerlendirilmesini amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Katılımcı asistanlardan nöbet öncesi ve sonrası olmak üzere iki kez kan alındı ve eş zamanlı olarak nöbet öncesi ve nöbet sonrası olmak üzere iki kez STAI-1 ve STAI-2 uygulandı. Katılımcılardan alınan venöz kan örneklerinde tiyol disülfit dengesine ve İMA düzeylerine bakıldı. İMA düzeyi tayininde Bar-Or ve arkadaşları tarafından geliştirilen Albümin Kobalt Bağlanma Testi kullanıldı. Tiyol disülfit Homeostazisinın tayininde Erel ve Neselioğlu tarafından tanımlanan otomatik spektrofotometrik yöntem kullanılmıştır. Tiyol seviyelerine ek olarak, disülfit seviyeleri de ölçülmüş ve toplam tiyol olarak adlandırılan native tiyol ve disülfit seviyelerinin toplamı hesaplanmıştır. BULGULAR: Çalışmaya 113 Acil Tıp asistanı dahil edildi. Katılımcıların tamamında nöbet öncesi durumluk anksiyete skoru nöbet sonrasına göre anlamlı şekilde yüksek saptandı. Nöbet öncesi durumluk ve sürekli anksiyete skorları arasında amlamlı fark saptandı. Kıdem yıllarına ve nöbet alanlarına göre kategorize edildiğinde; 2. Yıl asistanlarında anksiyete 4.yıl asistanlarına göre ve sarı alan nöbeti tutanlarda diğer alanlara göre anksiyete düzeyleri anlamlı şekilde yüksek saptandı. Nöbet öncesi TT, NT düzeyleri nöbet sonrasına göre anlamlı şekilde düşüktü. Anksiyete skorlarından aldıkları puanlar ve TT, NT düzeyleri arasında anlamlı negatif bir korelasyon saptandı. Nöbet sonrası İMA düzeyleri ise nöbet öncesine göre anlamlı şekilde yüksek saptandı. SONUÇ: Çalışmamızda acil tıp asistanlarında nöbet öncesi anksiyetesinin varlığını tespit ettik. 24 saatlik acil nöbeti sonrası anksiyete düzeyleri düşmüş, kandaki NT ve TT düzeyleri nöbet öncesine göre anlamlı şekilde yükselmişti. Antioksidan sistemdeki bu değişikliğe 2 farklı yorum getirdik. Nöbetin yarattığı oksidatif strese yanıt olarak kompansatuvar bir mekanizmayla antioksidan sistemin devreye girişi ve alternatif diğer yanıt ise nöbet öncesi yaşanan duygusal stresin oksidatif dengemiz üzerinde etkisinin büyüklüğüyle ilişkli olabileceğiydi. Bunu açıklayabilmek adına literatürde de sağlıklı erişkinlerde yapılmış yeterli çalışma sonucuna erişemedik. Hasta ve kontrol gruplarıyla yapılan bazı çalışma sonuçlarında da mekanizmaya dair aynı belirsizlik mevcuttu. Nöbet sonrası İMA düzeylerinin anlamlı şekilde azalmış olmasını, nöbet öncesi yaşanan nöbet anksiyetesinin yarattığı duygusal strese bağlı oksidatif yanıt olabileceğini ve bu sonucun bize nöbet öncesi yaşanan duygusal stresin oksidatif dengemiz üzerinde etkisinin fiziksel stresten daha dominant bir özellik gösterdiğine işaret ediyor olabileceği düşündük. Literatürde de gördüğümüz kadarıyla; anksiyete bozuklukları ile oksidatif dengesizlik arasındaki neden sonuç ilişki henüz net değildir. Neden sonuç ilişkisinin ne şekilde kurulduğundan bağımsız olarak anksiyete ve oksidatif stress ilişkisinden bahsetmek mümkündür. Acil tıp asistanlarında nöbet anksiyetesi, mesleki stress ve etkilerine dikkat çekmek isteyerek tasarladığımız bu çalışmanın sonuçlarına bakarak, acil servisin ve 24 saatlik bir nöbetin acil tıp asistanları üzerinde anksiyete yarattığı aşikardır. Anksiyete yaratan etkenler detaylıca araştırılıp çözüm üretmek anlamında neler yapılabileceğine dair ek araştırmalar yapmak fayda sağlayabilir
Özet (Çeviri)
Introduction and Aim: Emergency Departments are areas with high levels of stress due to their nature and purpose. One of the consequences of continuous exposure to stress in the work environment is anxiety. Anxiety is a state of apprehension manifested by disturbances in the physical, somatic, mental, and cognitive areas of an individual in response to the anticipation of a possible internal or external threat. State anxiety arises triggered by a stimulus and is a response. It is an acute response to external stress factors affecting an individual's daily life, persisting in the individual as a structural characteristic regardless of external stress factors. In the organism a balance between free radicals and antioxidant molecules exists, referred to as oxidative balance. Oxidative stress is defined as the disruption of oxidative balance due to an increase in free radicals and inadequacy of antioxidant mechanisms to detoxify them. Anxiety, emotional stress, physical stress, and situations like excessive exercise are among the endogenous factors that increase oxidative stress. 24-hour Emergency Department shifts entail various stress factors for emergency medicine assistants, both physically and emotionally. Determining dynamic thiol disulfide homeostasis provides important information about biochemical processes occurring in the biological system, represents the overall oxidant-antioxidant balance of the organism, and is measurable. Ischemia Modified Albumin (IMA) levels increase in conditions where free radical production is increased, such as myocardial damage, liver, kidney, intestine, brain ischemia, etc. In our study, we aimed to assess the anxiety levels of emergency medicine assistants before and after their shifts by examining thiol-disulfide balance and ischemia-modified albumin, both of which are oxidative stress indicators, and utilizing the STAI. Material and Method: Blood samples were collected from the participant assistants both before and after their shifts, and the STAI-1 and STAI-2 assessments were administered at the same time. Thiol-disulfide balance and IMA levels were analyzed in venous blood samples collected from participants. The Albumin Cobalt Binding Test, developed by Bar-Or et al., was utilized to measure IMA levels. Thiol-disulfide homeostasis was assessed using the automated spectrophotometric method described by Erel and Neselioglu. In addition to thiol levels, disulfide levels were also measured, and the sum of native thiols and disulfide levels, called total thiols, was calculated. After determining the native and total thiols, we calculated the disulfide amounts, the disulfide-to-total thiol percentage ratios, the disulfide-to-native thiol percentage ratios, and the native thiol-to-total thiol percentage ratios Results: The study included a total of 113 emergency medicine assistants. The State Anxiety Inventory scores before shifts were significantly higher compared to after shifts for all participants. There were significant differences observed between the State Anxiety Inventory scores taken before shifts and the Trait Anxiety Inventory scores. When categorized by years of seniority and shift areas, anxiety levels were significantly higher in 2nd-year assistants compared to 4th-year assistants, and in those assigned to yellow area shifts compared to other areas. Before-shift total thiol (TT) and native thiol (NT) levels were significantly lower than after-shift levels. A significant negative correlation was found between anxiety scores and TT, NT levels. After-shift IMA levels were significantly higher compared to before-shift levels. Conclusion: In our study, we identified the presence of pre-shift anxiety in emergency medicine assistants and a significant decrease in anxiety levels after shifts. We found that anxiety is related to thiol disulfide balance. After a 24-hour emergency shift, anxiety levels decreased, while NT and TT levels in the blood significantly increased compared to before shifts. We interpreted this change in the antioxidant system in two different ways: as a compensatory mechanism in response to oxidative stress created by the shift, and alternatively, as indicating the dominance of the emotional stress experienced before the shift on our oxidative balance. We could not access sufficient studies conducted on healthy adults in the literature to explain this. Uncertainty about the cause-effect relationship between anxiety disorders and oxidative imbalance still exists. It is possible to talk about the relationship between anxiety and oxidative stress independently of how the causeeffect relationship is established. Considering the results of this study, which we designed to draw attention to emergency shift anxiety, occupational stress, and their effects, it is evident that the emergency department and a 24-hour shift create anxiety in emergency medicine assistants. Further research investigating the factors causing anxiety in detail and providing solutions could be beneficial.
Benzer Tezler
- Acil asistanlarının nöbet öncesi ve nöbet sonrası anksiyete düzeyinin beck anksiyete skoru ile saptanması
Başlık çevirisi yok
ATAKAN SAVRUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
İlk ve Acil YardımKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SELİM BOZKURT
- Acil tıp asistan hekimleri ve diğer dahili branş asistan hekimleri arasında depresyon ölçeğinin karşılaştırılması
Comparasion of depression scale between emergency medicine asistant doctor and other internal branches asistant doctors
GÜLŞAH ŞEHİTOĞLU ALPAĞUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
İlk ve Acil YardımSağlık Bilimleri ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İSMET PARLAK
- İzmir ili acil tıp asistan hekimlerinin tükenmişlik sendromu yönünden değerlendirilmesi
Assessment of emergency medicine residents in the province of izmir from the perspective of burnout syndrome
NECİP BUĞRA ALTINSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
İlk ve Acil YardımDokuz Eylül ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEDAT YANTURALI
- Acil servis asistanlarının iş doyumunun ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
Evaluation of the job satisfaction and quality of life of emergency medicine resident
ÖZLEM VURAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
İlk ve Acil YardımEge ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT ERSEL
- Acil servis asistanlarının cerrahi krikotirotomi hakkındaki özgüven ve uygulama becerileri üzerine simülasyon eğitiminin etkisi
The effect of simulation training on the self-confidence and application skills of emergency service residents about surgical cricothyrotomy
MERVE KIRDAR