Geri Dön

Acil serviste proksimal femur fraktürü tanısı alan hastaların retrospektif analizi ve mortaliteye etki eden faktörlerin değerlendirilmesi

Resrospective analysis of patients diagnosed with proximal femur fracture in the emergency department and evaluation of factors affecting mortality

  1. Tez No: 883461
  2. Yazar: YASİN BÜLBÜLOĞLU
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ OYA AKPINAR ORUÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Acil Tıp, Emergency Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Acil servis, Proksimal Femur Fraktürü, Glukoz/Potasyum oranı, Hemoglobin, RDW, Emergency department, Proximal Femur Fracture, Glucose/Potassium ratio, Hemoglobin, RDW
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 77

Özet

Giriş ve Amaç: Proksimal femur fraktürleri daha çok düşük enerjili travma ile oluşabilen, sıklıkla ileri yaşta karşılaşılan bir durumdur. Yaşlı nüfusun artmasıyla beraber sıklığı gittikçe artmaktadır ve tüm dünyada önemli mortalite ve morbidite sebeplerinden biridir. Bu çalışmada Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisine başvuran proksimal femur fraktürü olgularının retrospektif olarak değerlendirilmesi ve hematolojik ve biyokimyasal parametreler ile hastaların erken ve geç dönem mortalitelerinin ilişkili olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 01.01.2018 ve 01.07.2023 tarihleri arasında Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisine başvuruda bulunan ve proksimal femur fraktürü tanısı alan 344 hasta ile retrospektif olarak gerçekleştirilmiştir. Hastane otomasyon sistemi ve hasta dosya bilgileri kullanılarak hastaların demografik ve proksimal femur kırığı ile ilişkili özellikleri kaydedilmiştir. Ayrıca hastaların acil servis kabulü sonrasındaki bir yıl içindeki mortalite durumları (ilk 30 gün: erken dönem, 30 gün-1 yıl: geç dönem mortalite) tespit edildi. Kan sonuçlarındaki hemoglobin, lökosit, nötrofil, lenfosit, monosit, platelet, RDW (eritrosit dağılım genişliği), glukoz, potasyum, CRP (C- reaktif protein), albümin ve total protein değerleri belirlenip sonrasında nötrofil/lenfosit (NLR), monosit/lenfosit (MLR), platelet/lenfosit (PLR), CRP/albümin (CAR), glukoz/potasyum oranları hesaplanarak veri toplama formuna kaydedildi. Elde edilen veriler erken dönem ve geç dönemde eksitus olan hastalar ile 1. yıl sonunda yaşayan hastalar arasında karşılaştırılarak parametrelerin mortalite ile ilişkileri değerlendirildi. Veriler SPSS 27 for Windows programına aktarılarak istatistiksel analiz yapıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan 344 hastanın 205' i (%59,6) kadın, 139'u (%40,4) erkek hastalardan oluşmaktadır. Hastaların yaş ortalaması 81,88±7,76 olarak saptanmıştır. Yaş gruplarına bakıldığında 65-74 yaş arası 25 hasta (%7,3), 75-84 yaş arası 113 hasta (%32,8), 85 yaş ve üstü 206 hasta (%59,9) çalışma grubunu oluşturmaktadır. Kırıkların %53.2 'si sağ ekstremite % 46.8'i sol ekstremitede saptanmış olup ekstrakapsüler kırıklar (n=256, %74,4), intrakapsüler (n=88, %25,6) kırıklara göre daha fazla sayıda bulunmuştur. Hastaların %83,7 sinde yoğun bakım yatış gereksinimi olmadığı, sadece %16,3'ünde yoğun bakım yatış gereksinimi olduğu saptanmıştır. Hastanede yatış süresi medyan değeri 7 (IKA=5-9), yoğun bakım yatış süresi medyan değeri ise 5 (IKA=3-16) olarak bulunmuştur. Çalışmamızda hasta grubunun mortalite durumları incelendiğinde; fraktür sonrası ilk 1 yıl içinde 37 hastanın eksitus olduğu saptanmış, bu hastaların da 24'ünün ilk 30 gün içinde, 13'ünün 30 gün-1 yıl içinde eksitus olduğu görülmüştür. Hastaların 307' si 1 yıl sonunda sağ kalmıştır. Yaş gruplarına göre erken ve geç dönem mortaliteler karşılaştırıldığında yaşlılarda mortalite daha yüksek görülse de istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır. Kırık tipi ile mortalite arasında ilişki bulunamamıştır. Erken ve geç dönemde eksitus olan ve olmayan hasta grupları arasında başvuru hemoglobin düzeyi karşılaştırıldığında; gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. RDW düzeyi ise sadece erken dönemde eksitus olan ve olmayan hasta grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermiştir. Mortalite grupları ile NLR, PLR, MLR, ve CAR değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Başvuru esnasında hesaplanan glukoz/potasyum oranları erken dönemde eksitus olan ve olmayan hasta grupları arasında anlamlı farklılık göstermiştir. Sonuç: Çalışma grubunun demografik ve klinik özellikleri literatür ile uyumlu bulunmuştur. Hastaneye başvuru anındaki Hb değeri düşüklüğü ve RDW değeri yüksekliği ile proksimal femur fraktürüne bağlı mortalite riski arasında ilişki olduğu görülmüştür. Benzer şekilde kandaki glukoz ve potasyum değerlerinin birbirine oranındaki yüksekliğin özellikle erken dönemdeki mortalite ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Yaşlı hastalarda anemi etyolojilerinin belirlenerek gerekli müdahalelerin yapılması bununla birlikte hastaneye başvuru esnasındaki glukoz ve potasyum anormalliklerinin düzeltilmesi proksimal femur fraktürü saptanan hastalarda mortalite oranlarının azaltılmasında etkili olabilir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Proximal femur fractures are a common occurrence, especially in the elderly population, often resulting from low-energy traumas. With the increasing aging population, the incidence of these fractures is also on the rise, making them a significant cause of mortality and morbidity worldwide. This study aimed to investigate the association of hematological and biochemical parameters with early and late mortality in patients with proximal femur fractures admitted to the emergency department of Afyonkarahisar Health Sciences University Faculty of Medicine Hospital. Materials and methods: This retrospective cohort study included 344 patients diagnosed with proximal femur fractures upon admission to the emergency department of Afyonkarahisar Health Sciences University Hospital between January 1, 2018 and July 1, 2023. Patient data were collected from the hospital's electronic medical record system and patient files. Demographic characteristics, fracture-related information and laboratory results obtained upon admission were recorded. Mortality data were ascertained during a one-year follow-up period, with early mortality defined as death within 30 days of admission and late mortality defined as death between 30 days and one year after admission.Laboratory parameters analyzed included hemoglobin, leukocyte count, neutrophil count, lymphocyte count, monocyte count, platelet count, red cell distribution width (RDW), glucose, potassium, C-reactive protein (CRP), albumin, and total protein. Neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR), monocyte-to-lymphocyte ratio (MLR), platelet-to-lymphocyte ratio (PLR), CRP-to-albumin ratio (CAR), and glucose-to-potassium ratio were calculated and recorded. Data were analyzed using SPSS 27 for Windows statistical software. Descriptive statistics were used to summarize patient characteristics and laboratory parameters. Univariate analysis was performed to identify associations between variables and early-late mortality. Findings: The study included 344 patients who met the inclusion criteria, with 205 (59.6%) females and 139 (40.4%) males. The mean age of the patients was 81.88 ± 7.76 years. By age group, 25 patients (7.3%) were between 65 and 74 years old, 113 patients (32.8%) were between 75 and 84 years old, and 206 patients (59.9%) were 85 years old or older. Fractures occurred in the right extremity in 53.2% of cases and in the left extremity in 46.8%. Extracapsular fractures (n=256, 74.4%) were more common than intracapsular fractures (n=88, 25.6%). Intensive care unit (ICU) admission was not required for 83.7% of the patients, while only 16.3% required ICU admission. The median length of hospital stay was 7 days (IQR=5-9), and the median ICU length of stay was 5 days (IQR=3-16). Early and late mortality rates were compared across age groups. While mortality was higher in older patients, the difference was not statistically significant. No association was found between fracture type and mortality. Admission hemoglobin levels were significantly different between patients who died early or late and those who survived for one year. RDW levels were also significantly different between patients who died early and those who survived for one year. No statistically significant relationships were found between mortality groups and NLR, PLR, MLR, and CAR values. Admission glucose-to-potassium ratios were significantly different between patients who died early and those who survived for one year. Result: The demographic and clinical characteristics of the study group were found to be compatible with the literature. It has been observed that there is a relationship between low Hb value and high RDW value at the time of admission to the hospital and the risk of mortality due to proximal femur fracture. Similarly, it has been determined that the high ratio of glucose and potassium values in the blood is associated with mortality, especially in the early period. Determining the etiologies of anemia in elderly patients and performing the necessary interventions, correcting glucose and potassium abnormalities during hospital admission may be effective in reducing mortality rates in patients with proximal femur fracture.

Benzer Tezler

  1. Acil serviste proksimal femur fraktürü tanısı alan geriatrik hastalarda 28 günlük mortalite üzerine etkili faktörlerin araştırılması

    Investigation of factors effective on 28-day mortality in geriatric patients diagnosed with proximal femur fracture in the emergency department

    OLCAY KORKMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Acil TıpMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KIVANÇ KARAMAN

  2. Acil servise düşme ile başvuran femurfraktürü tanısı alan geriatrik hastaların selektif serotonin geri alım inhibitörleri kullanımının femurfraktürü üzerindeki etkileri

    The effects of selective serotonin reuptike inhibitor use on thefemur fracture of geriatric patients diagnosed with femur fracturewho apply to the emergency department with a fall

    TUNAHAN ATEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Acil Tıpİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖRKEM ALPER SOLAKOĞLU

  3. Acil servise proksimal femur kırığı ile başvuran yaşlı hastalarda kırık yeri ile ilişkili klinik özellikler ve risk faktörlerinin araştırılması

    İnvestigation of clinical characteristic and risk factors releated to the fracture location in elderly patients admitted to the emergency service with proximal fracture

    BURAK ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    İlk ve Acil YardımMersin Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ATAMAN KÖSE

  4. Geriatrik hastalardaki femur kırıklarının incelenmesi

    Analysis of femur fractures in geriatric patients

    YUSUF ERTUĞRUL ASLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    İlk ve Acil YardımErciyes Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER LEVENT AVŞAROĞULLARI

  5. Acil serviste basit düşme sonucu proksimal femur fraktürü saptanan hastalarda bilgisayarlı tomografide ölçülen hounsfield biriminin fraktürü öngörmedeki yeri

    The position of hounsfield unit measured on computered tomography in predicting fracture in patients detected with proximal femur fracture as a result of a simple fall in the emergency department

    SAVAŞ ALDI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SONGÜL ARAÇ