Geri Dön

İdiyopatik hipogonadotropik hipogonadizmli erkeklerde vitamin D reseptör gen likusundaki polimorfizm ile kemik mineral yoğunluğu arasındaki ilişki

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 88535
  2. Yazar: GÖKHAN ÖZIŞIK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. METİN ÖZATA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Tıbbi Biyoloji, Endocrinology and Metabolic Diseases, Medical Biology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1999
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 34

Özet

VI. ÖZET Optimal zirve kemik kitlesinin uygun zamanda ve yeterli miktarda sekrete edilen androj enler ile ilişkili olduğu düşünülmekle birlikte, erkeklerde zirve kemik kitlesine (genç erişkin döneminde ulaşılan kemik kitlesi düzeyi), erişimin kadınlarda olduğu gibi, genetik faktörlerin etkisi altında olduğu kabul edilmektedir. Erkek iskeletinin farklı bölgelerinde yapılan ölçümler neticesi kalıtımın etkisinin %40 ila 83 arasında değiştiği gösterilmiştir. Erkeklerde osteoporozun ve osteoporotik kemik kırıklarının giderek önem kazanması ile birlikte VDR genotipleri ile kemik yoğunluğu arasında kadınlarda gösterilen ilişkinin erkeklerde de bulunup bulunmadığı değişik yaşlardaki sağlıklı ya da osteoporotik erkek gruplar üzerinde araştırılmıştır. Biz de bu çalışmamızda, IHH'ii erkeklerde kemik mineral yoğunluğu ve VDR polimorfizmi arasındaki ilişkiyi araştırdık. Çalışmaya IHH tanısı almış ve daha önce hiç tedavi görmemiş 27 erkek hasta (ortalama yaş 21.48±2.22 yıl) ve bunlara yaş ve vücut kitle indeksi açısından uyumlu 25 sağlıklı erkek (ortalama yaş 21.5611.78 yıl) alındı. VDR polimorfizmine Apal, BsmI ve TaqI restriksiyon enzimleri kullanılarak RFLP analizi ile bakıldı. IHH ve kontrol grubu arasında VDR genotiplerinin sıklıkları yönünden bir ferk ") 9 9 saptanmadı (Apal, BsmI ve TaqI için x ve p değerleri sırasıyla x =0.678, p>0.05; x =0.632, p>0.05 ve x2=0.618, p>0.05). IHH grubunda en yüksek kemik yoğunluğu heterozigotlarda (Bb, Aa veya Tt genotipli), en düşük kemik dansitesi ise AA genotipli bireylerde mevcuttu. Her üç polimorfizm için de homozigot olan IHH'ii hastalardan elde edilen haplotiplerin (BAt ve baT) sıklığı sırasıyla %11.1 ve %14.8 olup bu iki haplotipin ortalama BMD değerleri arasında anlamlı fark yoktu (0.65±0.04 g/cm2 ve 0.84±0.08 g/cm2, p>0.05). VDR genotipleri ile BMD arasındaki ilişki araştırıldığında Apal polimorfizmi ile BMD arasında anlamlı bir ilişki olduğu (p=0.049, R2=0.146) ve Aa genotipli hastaların kemik yoğunluğunun AA genotiplilere göre daha fazla olduğu saptandı (z=- 1.969, p=0.049). Sonuç olarak, IHH'ii erkeklerde vertebral kemik yoğunluğunun VDR polimorfizmi ile ilişkili olması VDR' deki allelik varyasyonların bu hastalarda görülen osteoporoz gelişiminde rol oynayan genetik faktörlerden biri olabileceğini göstermektedir. 26

Özet (Çeviri)

VII. SUMMARY Optimal peak bone mass is closely related with sufficient and appropriately timed androgen release. However, attainment of peak bone mass in men, as in women, is under profound genetic control. Heredity may contribute as much as 83% of bone mass at various sites of the male skeleton. With increasing recognition of the problem of osteoporosis and related fractures in men interest has been raised whether the relation between bone density and VDR polymorphism in women does also exist in both healthy and osteoporotic men with a wide range of age. Thus, we investigated the influence of VDR polymorphism on bone density in a group of men with IHH (mean age 21.48±2.22 yr) and 25 age- and BMI-matched healthy male controls (mean age 21.56±1.78yr). VDR polymorphisms are determined by RFLP analysis using 3 different restriction endonucleases: Apal, BsmI and Taql. Frequencies of different VDR genotypes were similar in both patients and control subjects (x and p values for Apal, BsmI and Taql were x =0.678, p>0.05; x2=0.632, p>0.05 and x2=0.618, p>0.05, respectively). Interestingly, bone density was high in heterozygous patients (Aa, Bb and Tt) and low in patients with the AA genotype. The frequency of the two homozygous haplotypes were 11.1% (BAt) and 14.8% (baT), and mean bone densities at lumbar spine were also similar (0.65±0.04 g/cm and 0.84±0.08 g/cm, respectively, p>0.05). A relation between lumbar bone density and the three RFLPs could be demonstrated only with the Apal polymorphism (p=0.049, R2=0.146). Patients with Aa genotype had significantly higher lumbar bone density compared to those with AA genotype (z=-1.969, p=0.049). In conclusion, we have demonstrated that VDR polymorphisms may influence lumbar bone density in men with IHH. Thus, allelic variation in the VDR might contribute to osteoporosis in such patients. 27

Benzer Tezler

  1. Son on yılda kliniğimizde takip edilen hipogonadotropik hipogonadizm olgularının gözden geçirilmesi

    The review of patients with hypogonadotropic hypogonadism followed up at our clinic in last ten years

    FATİH KÜRŞAT YILMAZEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    ÜrolojiAtatürk Üniversitesi

    Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. İSA ÖZBEY

  2. İdiyopatik hipogonadotropik hipogonadizmde gonadotropin tedavisinin insülin direnci, metabolik sendrom parametreleri, uyku yapısı ve uykuda solunum parametreleri üzerine etkisinin belirlenmesi ve bu parametrelerin birbiriyle ilişkisi

    Idiopathic hypogonadotropic hypogonadism of gonadotropin therapy, insulin resistance, metabolic syndrome parameters, the sleep structure and sleep respiratory parameters to determine the effects and the relationship between these parameters

    CUMA KORKMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FAHRİ BAYRAM