Geri Dön

Demokrat parti döneminde İzmir'de sanat yaşamı (1950-1960)

Art life in Izmir during the democratic party period (1950-1960)

  1. Tez No: 886327
  2. Yazar: BERNA KACEMER
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜNVER GÜNEŞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Tarih Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 154

Özet

14 Mayıs 1950 seçimlerini Demokrat Parti'nin kazanmasıyla çok parti dönemine geçilmiştir. On yıllık bir Demokrat Parti dönemiyle, demokrasi söyleminin öne çıkmasıyla, savaşın bıraktığı izlerin silinmesi ve insanların rahata kavuşmasının beraberinde geleceği düşünülmüştür. Bunun için çabalansa da istenilen sonuç alınamamıştır. Sanatçılar, yaptıkları sanatla insanları eğlendirmenin yanında, fikirlerini sanat yoluyla insanlara ulaştırmaları olmuştur. Halk tabakasına inmek sadece siyasetle olabilen bir iş değildir. Sanatın ve sanatçının yansıttıkları bir o kadar önemlidir. Bu süreçte Demokrat Parti döneminde İzmir'de sanatçıya verilen değer ölçülmektedir. Tiyatro ve sinema alanında ilerlemek isteniyor fakat kararlaştırılan işlerin yapımı uzun zamanlara yayılıyor. İzmir Belediye başkanlarının değişimi işlerin devamlılığını aksatmış olmaktaydı. Bu dönemde tiyatro liberalleşmenin de etkisiyle devlet desteği alamamıştır. Bu durum devlet tiyatrolarını sıkıntıya sokmuştur. İzmir Şehir Tiyatrosu'da bu süreçten en çok etkilenen kuruluş olmuştur. İzmir halkı şehrinde sanatı canlı kılmak için toplulukları desteklemiştir. İstanbul ve Ankara'dan gelen sanatçıların verdikleri röportajlarda İzmir halkının sanata ne kadar ilgili ve büyük beklentileri olduklarını dile getirmişlerdir. Gösterilerde biletlerin hızla tükenmesi ve salonlarda uzun kuyruklar yaşanması en büyük örneği olmuştur. Tiyatroya bu kadar ilgili olan bir şehrin, kendine has bir tiyatroya kavuşması sancılı bir süreçte gerçekleşmiştir. Hali hazırda bulunan tiyatrosunun kapanması ve kente ait bir tiyatronun oluşturulmasını sadece sanat sever insanların aldıkları kararlarla gerçekleşmediği görülmektedir. Amatör grupların çoğalması okullarda da etkili olmuştur. Liselerde öğrenciler, öğretmenlerinin yönetmenliğinde birçok tiyatro oyunu hazırlamışlardır. İzmir belediye başkanları İzmir Şehir Tiyatrosu'nun açılması ve bina çalışmaları için planlamalarda bulunmuştur. Belediye desteği olmadan açılan tiyatroların ömrü oldukça kısa olmuştur. Desteğin tam anlamda sağlanması uzun sürdüğü için, İzmir dışarıdan gelen sanatçıların şehri konumunda olmuştur. Aynı şekilde sanat ihtiyacını karşılamak için İzmir, özel tiyatrolar açmış ve sayılarında hızlı bir artış gözlemlenmiştir. 1950'ler Türkiye'sinde sinema bilinçli kişiler tarafından yönetilerek sanatsal bir boyut kazanmıştır. Fakat teknik alanın eksikliği, yabancı filmlerin artışı gibi sorunlar yaşamaktaydı. İzmir'de 1950-1960 tarihlerinde aktif olarak altmışa yakın açık ve kapalı olarak sinema çalışmaktadır. Sinemalar özel kişilerin yönetiminde olsa da düzenlemeler devlet tarafından yapılmaktadır. Halkın ihtiyaçlarına göre şekillenen yönetmenlikler belediye tarafından her ay kontrolü sağlanmaktadır. Denetim ne kadar sıklıkla yapılsa da sinemacılar daha çok para elde etmek için farklı yollara başvurmaktadır. Seyirciye istediğini vermek için tamamen arz talebe dönüşen bir hal almıştır. Sinemayı ciddiye alan ülkelerde ticari sinema salonlarının yanı sıra kurulan sanat sinemaları bizde kurulamamıştır. Sinema kulüplerinin, müzelerinin önemi anlaşılmamış, filmoloji diye bir eğitim dalı olduğu farkına varılmamıştır. Bizim seyircimiz ticari sinemanın kendisine öğrettiği üzerine düşünmeyen, başka örneklerle karşılaştırmadan kabul etmiş sinema sanatıdır. Sinemaya gösterilecek iki ilgili yol vardır. Birincisi onun varlığını korumak için gösterilen milli alaka ki bu tamamen devletin elindedir, ve ikinci olarak piyasa sineması olmasını önlemek için gösterilecek yine milli ve yönetici alakadır. Bu da halkın elinde olan bir güçtür.

Özet (Çeviri)

With the victory of the Democratic Party in the elections of May 14, 1950, the multi-party era began. It was thought that with a ten-year period of the Democratic Party and the emergence of democracy discourse, the traces left by the war would be erased and people would find peace.Even though efforts were made to achieve this, the desired result was not achieved. In addition to entertaining people with the art they create, artists also convey their ideas to people through art. Reaching the public level is not something that can only be done through politics. What art and the artist reflect is just as important.In this process, the value given to artists during the Democratic Party period is measured. It is desired to progress in the field of theater and cinema, but the production of the agreed works takes a long time. The change of mayoralty disrupted the continuity of business. During this period, theater could not receive state support due to liberalization. This situation put state theaters in trouble.Izmir City Theater was the organization most affected by this process.The people of Izmir supported communities to keep art alive in their city.In the interviews given by artists from Istanbul and Ankara, they expressed how interested and high expectations the people of Izmir are in art. The biggest example was the rapid selling out of tickets for the games and long queues in the halls.It took a painful process for a city that is so interested in theater to have a theater of its own. It is seen that the closure of the existing theater and the creation of a theater belonging to the city were not only realized by the decisions taken by art-loving people.The proliferation of amateur groups has also had an impact on schools. In high schools, students prepared many theaters plays under the direction of their teachers.Izmir mayors made plans for the opening and building works of the Izmir City TheaterThe lifespan of theaters opened without municipal support was quite short. Since it took a long time to provide full support, Izmir became the city of artists coming from outside.The lifespan of theaters opened without municipal support was quite short. Since it took a long time to provide full support, Izmir became the city of artists coming from outside. Likewise, private theaters were opened to meet the need for art and a rapid increase in their numbers was observed. In 1950s Turkey, cinema gained an artistic dimension by being directed by conscious people. However, it was experiencing problems such as lack of technical field and increase in foreign films.Between 1950 and 1960, nearly sixty open and closed cinemas were actively operating in Izmir. Although cinemas are managed by private individuals, regulations are made by the state. The regulations, which are shaped according to the needs of the public, are checked by the municipality every month. No matter how frequently inspections are carried out, filmmakers resort to different ways to make profits.In order to give the audience what they want, it has become completely supply and demand.Art cinemas, which are established in addition to commercial movie theaters in countries that take cinema seriously, have not been established in our country. The importance of cinema clubs and museums is not understood, and it is not realized that there is a branch of education called film ology. Our audience is the art of cinema that does not think about what commercial cinema has taught them and has accepted it without comparing it with other examples.There are two related routes to cinema. The first is the national interest shown to preserve its existence, which is entirely in the hands of the state, and the second is the national and administrative interest to prevent it from becoming a market cinema. This is a power in the hands of the people.

Benzer Tezler

  1. Millî kültür taşıyıcılığında usta malı çalıp söyleme geleneği temsilcisi olarak Âşık Veysel

    Âşık Veysel as an agent of the masters' repertory performer in the transmission of national culture

    ERAY CÖMERT

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Halk Bilimi (Folklor)İstanbul Teknik Üniversitesi

    Müzikoloji ve Müzik Teorisi Ana Bilim Dalı

    PROF. SONGÜL KARAHASANOĞLU

    ÖĞR. GÖR. SÜLEYMAN ŞENEL

  2. Veysel Çolak'ın şiirleri üzerine bir araştırma

    A research on Veysel Çolak's poem

    SAFİYE DOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Türk Dili ve EdebiyatıAnkara Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERDOĞAN KUL

  3. 27 Mayıs Döneminde İzmir'de siyasi parti örgütlenmeleri (1960-1965)

    Political party organizations in İzmir in the Period of 27 May(1960-1965)

    ÜMRAN ÇİÇEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Siyasal BilimlerCelal Bayar Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM İNCİ

  4. Türkiye ekonomisinin liberalleşme süreci (1923-1990)

    Liberalisation process of the Turkish economy(1923-1990)

    EYÜP TOK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    EkonomiDumlupınar Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SELAMİ ERDOĞAN

  5. Demokrat Parti Döneminde Türkiye-Lübnan ilişkileri (1950-1960)

    Turkey-Lebanon Relations in the Democratic Party Era (1950-1960)

    HALİT BURAK BURUK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Tarihİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NİLGÜN NURHAN KARA