Cultural heritage circular governance for the integrated conservation of historic cities: The case of the Medina of Munis
Tarihi şehirlerin bütünleşik korunmasına yönelik kültürel miras'ın döngüsel yönetişimi: Tunus Medine örneği
- Tez No: 888546
- Danışmanlar: PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık, Planlama ve Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 294
Özet
Sürdürülebilirlik açısından bakıldığında uzun vadede kentsel mirasın korunması sürecini risk altında bırakan birçok faktör bulunmaktadır. Kentsel miras, küreselleşme, plansız kalkınma, demografik değişim, iklim değişikliği ve kontrolsüz kentleşme nedeniyle sıklıkla tehdit altında olan, yenilenemeyen ortak bir değer olarak kabul edilmektedir. Yüksek derecede kültürel öneme sahip, kamuya ait binaların kullanılmaz hale gelmesi, tarihi kentleri/bölgeleri olumsuz olarak etkilemektedir ve hükümetleri yenilikçi miras yönetimi politikalarını uygulamaya yönlendirmektedir. Örnekler arasında Tarihi Kentsel Peyzaj (TKP) yaklaşımı kapsamındaki girişimler ve daha sürdürülebilir bir gelecek tartışmaları yer almaktadır. Mevcut koruma modelleri, kültürel miras yönetimi ve finansmanını kapsayan tek bir modele dayanmaktadır. Uzun yıllardır Avrupa da geliştirilen çeşitli bütünleşik koruma stratejileri, kültürel miras için kullanılan stratejilerdir. ICCROM'daki Bütünleşik Bölgesel ve Kentsel Koruma Programı (ITUC), bütünleşik miras koruma girişimlerine örnek olarak sayılabilir. Açık Miras Projesi (Avrupa Komisyonu, Horizon 2020), Küresel Kültürel Bölgeler Ağı, GCDN, Tarihi Bölgeler Girişimi ve COMUS (Toplum Liderliğinde Kentsel Stratejiler) Avrupa düzeyinde bütünleşik koruma yaklaşımları arasında yer almaktadır. Bu koruma ilkeleri, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri açısından hassas ve etkisiz olarak değerlendirilmektedir. Sonuç olarak, kültürel miras yönetişimine alternatif bir yaklaşım arayışları sürmektedir. Sürdürülebilirlik açısından bakıldığında döngüsel Ekonomi (DE) ilkesini temel alan AB, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) ve AB'nin 2050'deki %0 emisyon hedefine yanıt vermek için DE tabanlı Yeşil Anlaşma stratejisi başlatılmıştır. Bu inisiyatif, döngüsellik kavramının, ekonomik alanın ötesine geçmesini ve kentlerde benimsenmesini sağlayarak, kentlerin uzun süreli sürdürülebilir bir geleceğe kavuşmasına yardımcı olmuştur. Böylece, AB Yeşil Anlaşması doğrultusunda kültür, Avrupa'nın 2050 hedefine ulaşmasında bir başlangıç noktası olarak benimsenmektedir. Sonuç olarak, DE ile kültürel mirası (KT) koruma stratejileri arasındaki ilişki yerel politika yapıcılar için güncel bir endişe kaynağı haline gelmektedir. Bunun sonucunda 'kültür için yönetim' yaklaşımından 'kültür aracılığıyla yönetim' yaklaşımına geçilmiş ve mirasın korunmasında döngüsel yönetişim tartışması başlamıştır. 'Yaratıcı ve Bilgi Şehirlerde Kültürel Mirasın Yenilenmesi ve Optimizasyonu' ve Kültürel Mirasın Uyarlanarak Yeniden Kullanımında Yatırımlardan Yararlanan Döngüsel Modeller (CLIC) projeleri, miras odaklı benzer bir yaklaşımın benimsenmesine öncülük etmektedir. Tarihi mirasın korumasında döngüsel yönetişim yaklaşımı tartışması kapsamında, HUL tavsiyelerinin uygulanmasına ilişkin yakın zamanda yapılan araştırmalarda gelişmekte olan ülkelerde yaklaşımın uygulanmasındaki açıklıklar tespit edilmiştir. Bu boşluğa tanıklık eden örneklerden biri de Tunus Medinesi'dir. Tunus'un başkenti Tunus'un tam merkezinde yer alan Medine, geleneksel bir İslam kentinin tüm özelliklerini bünyesinde barındırmaktadır. Medine, yedi bölgeye dağılmış olup, en önemli bölgesi tam merkezde yer alan Al-Zaytouna Camii çevresinde yaklaşık 700 adet UNESCO tescilli tarihi esere sahiptir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, kent yöneticileri tarafından, bölge sakinlerinin tehlikeli ve zorlu koşullarda yaşadığı bir gecekondu yerleşim alanı olarak görülmekteydi. Hatta yeni ilhak edilen Fransız kentini (la Ville Nouvelle) güzelleştirmeye yönelik iddialı planlarının önünde bir engel olarak görmekteydiler. Ancak, Medine'yi Koruma Derneği (ASM) gibi sivil toplum kuruluşları ve hükümet tarafından gösterilen çabalar, on yıllar boyunca kentsel dokunun korunmasına katkıda bulunmuştur. Medine, 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmiş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Öte yandan Tunus Medinesi'ne yönelik koruma politikalarının, ilgili kurumlardaki dikey yönetişim ile koruma sürecinde ortak bir demokratikleşme ruhunun ortaya çıkması arasındaki ilişkinin derinleşmesine gereksinim vardır. Tunus Medinesi'n de miras öğelerinin yeniden kullanılma biçimindeki gelişmelere rağmen, uzmanlar tarihi dokunun koordinasyon eksikliği ve mirasın korunmasına yönelik bütüncül bir bakış açısının bulunmaması nedeniyle kaybolmakta olduğunu öne sürmektedir. Bu çalışma, döngüsel yönetişime dayalı bir karar verme çerçevesinin geliştirilebileceğini ve Tunus Medinesi için bütünleşik bir koruma yaklaşımının uygulanabileceğini öne sürmektedir. Bu araştırma, esas olarak, Tunus Medinesi'ni örnek alan olarak benimseyerek, tarihi kentlerin/bölgelerin bütünleşik korunması için döngüsel yönetişim temelli bir karar verme yaklaşımı geliştirmeyi amaçlamaktadır. Tezde bu amacı gerçekleştirmek üzere, döngüsel yönetişim yaklaşımına dayalı olarak tarihi kentlerin bütüncül korunmasına yönelik teorik çerçeveyi belirlemek için 'Teorik model oluşturma' yöntemi ve 'endüktif kategori' yönteminin uygulandığı çok katmanlı bir metot kullanılmıştır. Karar verme çerçevesinin geliştirilmesi için ilk adım, tarihi mirasın döngüsel yönetişimi için beş ana göstergesinin belirlenmesiyle gerçekleştirilmiştir. Ardından, 'Uzman Görüşü Alınması' yöntemi uygulanmıştır. Burada, tanımlanan döngüsel yönetişim göstergeleri arasındaki çapraz eşleştirme ilişkilerinden yararlanmak için, Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) kullanılarak kodlanmış bir anket gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın özgünlüğü, sadece tarihi kentlerin/bölgelerin bütüncül bir şekilde korunması için, uzman görüşüne dayalı bir karar verme çerçevesi oluşturmak üzere AHP'nin uygulanmasıyla değil, aynı zamanda önceliklendirme protokolü için gerekli döngüsel yönetişim göstergelerinin ve alt göstergelerinin seçilmesine dayalı yöntemlerle sağlanmıştır. Tezin sonraki aşamalarında Tunus Medine'sinin koruma durumunun değerlendirilmesini kapsayan bir vaka çalışması yürütülmüştür. Bu kapsamda duruma bağlı ve durumdan bağımsız uzmanların döngüsel yönetişim göstergelerine ilişkin karar verme konusundaki görüşleri karşılaştırılırken, döngüsel yönetişimin öncelikli ana göstergesinin bilgi ve veri alışverişi olduğu anlaşılmıştır. Bu sonuç, miras odaklı kentsel dönüşüm için bilgi ve veri paylaşımının önemini ve tarihi kent merkezlerindeki kültürel faaliyetlerin Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) araçları ve veri paylaşımı yoluyla doğru bir şekilde yeniden dağıtılmasının etkisini göstermesi açısından önemlidir. AHP odaklı uzman görüşlerinin analiz edilmesinin ardından, örnekle ilgili bilgiye sahip uzmanlarla ikinci bir anket gerçekleştirilmiştir. Tunus Medine'si için mirasın korunmasına yönelik döngüsel yönetişim temelli bir değerlendirmenin oluşturulmasına yönelik olarak düzenlenen anket örnek alan için zorlukların ve fırsatların tanımlanmasını da içermektedir. Finansman kaynakları ve devlet desteklerindeki yetersizlikler, miras koruma aktörleri arasındaki iletişim ve koordinasyon eksikliği, miras koruma mevzuatının uygulama metinlerindeki boşluklar ve bütüncül uzun vadeli sürdürülebilirlik temelli yenileme politikalarına duyulan ihtiyaç, uzmanlar tarafından sıklıkla belirtilen en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Tezde tarihi mirasın korunmasına ilişkin değerlendirme (örnek çalışma) ve ayrıntılı uzman anketi sonuçları ışığında, Tunus Medine'si için döngüsel yönetişim temelli bütünleşik koruma için bir karar verme çerçevesi önerilmektedir. AHP odaklı anketlerin sonuçlarına dayanarak, döngüsel yönetişime dayalı bütünleşik korumaya ilişkin karar verme sürecine özgü öneriler listelenmiş ve tanımlanan çerçevedeki ilgili göstergelerle çapraz olarak eşleştirilmiştir. Daha sonra, test örneğindeki miras koruma sorunları ile karar verme sürecine yönelik öneriler arasında bir ilişki kurulmaktadır. Sonuç olarak, Tunus Medine'sinin bütünleşik bir yaklaşımla korunmasının daha döngüsel bir yönetişim odaklı olabilmesi için önerilen politika araçları, Bilgi ve Akıllı Şehir, Sanat ve Kültür Şehri, Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Şehir, Çevre Dostu Şehir ve son olarak Güvenli Şehir olmak üzere beş farklı bileşeni kapsamaktadır. Karar alma çerçevesinin tüm aşamaları, miras varlıklarının yönetilmesine yönelik konvansiyonel hiyerarşik sistemlerden bağımsız olarak döngüsel bir süreç doğrultusunda birbirleriyle bağlantılıdır. Tunus Medine'si örneğinde, bilgi ve veri alışverişi ile kültürel çevreye daha fazla önem verildiğinden, önerilen aracın ana hatları, bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) aracılığıyla yenilik oluşturma kapasitesini güçlendirerek özellikle turizm ve kültürel faaliyetlerde akıllı teknolojilere ve veri paylaşımına daha fazla odaklanmayı öngörmektedir. Ayrıca, Tunus Medine'sinin daha kültür odaklı olabilmesi için, yaratıcı faaliyetlerin ve potansiyel kültürel etkinliklerin geliştirilmesi ve sanat/müzik merkezleri, kitapçılar ve müzelerin dikkat çekici bir hale getirmek için temalar belirlenerek şehir markalaşmasının vurgulanması önerilmektedir. Öte yandan, yönetişim döngüsünün tamamlanması ve karar verme sürecine dahil edilen tüm faktörlerin pro-aktifliği için tanımlanan aşamanın önemini vurgulamak gerekir. Sonuç olarak, karar verme süreci örnek alan için tespit edilen her bir sorunu çözmeye yönelik olarak en az üç faktörün l etkileşimini gerektirmektedir. Bu da araştırmanın başında tanımlanan hipotezin doğruluğunu, yani döngüselliğe dayalı bir karar verme çerçevesinin geliştirilebileceği ve Tunus Medine'si için bütünleşik koruma yaklaşımına uygulanabileceğini kanıtlamaktadır. Özetlemek gerekirse, döngüsellik daha çok sadece iklim değişikliğinin etkilerini sınırlandırmaya yönelik bir araç olarak görülmektedir. Döngüsel bir yaklaşımın uygulanması söz konusu olduğunda, mirasın korunmasında bütünleşik bir yaklaşıma duyulan ihtiyaç göz önünde bulundurulmamaktadır. Döngüsel yaklaşımın miras kentlere uygulanması daha cazip görülse de yapılı mirasın anıtsal değerlerine yönelik bazı uyarılar hala mevcuttur. Ancak bu çalışma, uzman görüşüne göre, mirasın hem somut hem de soyut yönlerini içeren döngüsel bir yönetişim yaklaşımının, tarihi kentlerin daha iyi entegre bir şekilde korunması için uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, döngüsel yönetişim tanımı gereği sürekli geri bildirim süreçleri yoluyla 'kendi sonuçlarını analiz eden ve izleyen eleştirel bir yönetişim' olarak tasarlanan bir yönetişim olmasına rağmen, tarihi kentlerin korunmasına ilişkin kararlarda döngüsel yaklaşımın uygulanabilirliğini değerlendirmenin tartışmaya açık bir yaklaşım olduğunu belirtilmesinde yarar vardır. Tunus Medinesi'nin entegre bir şekilde korunması için önerilen karar verme zincirinin genel etkinliğini değerlendirmek amacıyla, çerçevenin değerlendirilmesine yönelik olarak önerilen yaklaşımın (göstergelerin/alt göstergelerin) uzun vadeli olarak izlenmesi önemlidir.
Özet (Çeviri)
Several factors overlap in making urban heritage conservation vulnerable in terms of long-term sustainability. Urban heritage is a non-renewable resource and a common good that is frequently under threat from globalization, development, demographic change, and economy, climate change impacts, and uncontrolled urbanization. The obsolescence of publicly owned buildings having great cultural significance is affecting historic cities/districts, and driving governments to opt for innovative heritage governance policies. Therefore, many initiatives were led in light of the Historic Urban Landscape (HUL) approach and the debate around a more sustainable future. However, these already established heritage conservation models are based on a single custodian model of cultural heritage management and financing. Several integrated conservation strategies achieved in a European context have long been the dominant governance models for cultural heritage assets. The Integrated Territorial and Urban Conservation Program (ITUC) at ICCROM, is one example of integrated heritage conservation attempts. Open Heritage project (European Commission, Horizon 2020), The global cultural districts network, GCDN, the Historic Districts initiative, and COMUS (Community-Led Urban Strategies) are several other integrated conservation approaches led at a European level. These conservation principles have been evaluated as vulnerable and ineffective for long-term sustainability aims. Consequently, an alternative approach to cultural heritage governance has become an inquiry. Building on the principle of the prevalence of circular economy (CE) in the sustainable transition, the EU launched the CE-based Green Deal strategy to respond to the Sustainable Development Goals (SDGs) and the EU's 2050 target of 0% emissions. The initiative resulted in making the circularity concept go beyond the economic sphere and be adopted in cities helping them attain a long-lasting sustainable future. Thus, in line with the EU Green Deal, culture has been adopted as an entry point to reach Europe's 2050 aim. Consequently, the relation between CE and CH conservation strategies became an Up-to-date concern for local policymakers. This resulted in a shift from a 'governing for culture' approach to a 'governing through culture' approach and the initiation of the circular governance debate in heritage conservation. Pioneers in adopting a similar approach in heritage-led projects are the Regeneration and Optimization of Cultural Heritage in Creative and Knowledge Cities and the Circular Models Leveraging Investments in the Cultural Heritage Adaptive Reuse (CLIC) project. Within the abovementioned circular governance debate for more integrated heritage conservation, recent follow-ups of the application of the HUL recommendations identified gaps in implementing the approach in developing countries. One such example that is witnessing this gap is the Medina of Tunis. Situated right at the center of Tunisia's capital, and comprising all the features of a traditional Islamic city. It hosts around 700 UNESCO-registered historic monuments, distributed in seven areas, among which the most remarkable is Al-Zaytouna Mosque, situated right at its heart. After the Second World War, the Medina of Tunis was seen by its city managers as a squatter settlement area where residents were living in dangerous and dilapidated conditions. They had even seen it as an eyesore and an obstacle to their ambitious plans to beautify the newly annexed French city (la Ville Nouvelle). However, efforts made by the government alongside non-governmental organizations like the Association of Safeguarding of the Medina (ASM), contributed to sustaining its urban scenery over decades. It became a UNESCO World Heritage site in 1979 and it is still interwoven into the city until presently. However, the conservation policies for the Medina of Tunis need to deepen the relation between vertical governance in heritage institutions and the emergence of a collective democratization spirit in the place-making process. Despite improvements in the way heritage items have been reused in the Medina of Tunis, experts' perception witnesses that historic fabric is being lost in a hustle of lack of coordination and in the absence of a holistic view for heritage conservation. The following study assumes that a circular governance-based decision-making framework could be developed and applied to the integrated conservation approach for the Medina of Tunis historic city. It mainly aimed at defining a circular governance-based decision-making framework for the integrated conservation of historic cities/districts adopting the Medina of Tunis historic city as a test case. This aim was fulfilled through a multi-layered method, where the 'Theoretical model-building method, and 'the inductive category' Method were applied to define the theoretical framework for the integrated conservation of historic cities based on the circular governance approach. The first step for the development of the decision-making framework is achieved by defining five main indicators for circular governance of heritage assets. Then, the 'Expert Interview' method was adopted. Therein, an Analytic Hierarchy Process (AHP)-based coded, formalized survey was conducted to draw upon the cross-matching relationships between the defined circular governance indicators. Novelty applies not only to the AHP to formulate an expert opinion-based decision-making framework for the integrated conservation of historic cities/regions but also the methods adopted for selecting the circular governance indicators and sub-indicators necessary for the prioritization protocol. Finally, to support the agreement around the elaborated results, a case study encompassing an assessment of the conservation status of the Medina of Tunis was led. The results showed that when comparing the opinions of case-dependent and case-independent experts on decision-making concerning the circular governance indicators, the main prioritized indicator of circular governance is knowledge and data exchange. This stands for the importance of knowledge and data exchange for heritage-led urban regeneration and the effect of accurate redistribution of cultural activities in historic city centers via ICT tools and data sharing. After analyzing the AHP-based experts' opinion, a second Expert interview was conducted with case-related professionals. This survey led to putting forward a circular governance-based assessment of the heritage conservation for the Medina of Tunis. Therefore, it ended by defining the challenges and opportunities in the test case. The deficit in funding resources and the state subsidies, the lack of cooperation and coordination between the heritage conservation actors, the lacunas in the application texts for heritage conservation legislation, and the need for holistic long-term sustainability-based regeneration policies are among the most important problems repeatedly claimed by the experts. In light of the heritage conservation assessment (case study) and the in-depth expert interview results, a decision-making framework for a circular governance-based integrated conservation for the Medina of Tunis was suggested. Building on the results of the AHP-based surveys, recommendations inherent to the decision-making concerning the circular governance-based integrated conservation were listed and cross-matched to their respective indicators from the defined framework. Then a correlation is established between the problems of heritage conservation in the test case and the given recommendations for decision-making. Consequently, for the integrated conservation of the Medina of Tunis to be more circular-governance focused, the suggested policy instrument adopts five different phases, i.e. the Knowledge & Smart City, the City of Art & Culture, the Inclusive & Sustainable City, the Environment-Friendly City, and lastly the Secure City. All the phases of the recommended decision-making framework are interwoven following a circular process breaking with the conventional hierarchical systems for governing heritage assets. Since in the case of the Medina of Tunis, more importance has been given to knowledge and data exchange and the cultural circle, the main guidelines of the suggested instrument consider further focusing on smart technologies and data sharing particularly in tourism and cultural activities by strengthening the capacity to innovate through information and communication technology (ICT). Besides, for the Medina of Tunis to be more culture-focused, it is suggested to emphasize the city branding by determining themes for creative placemaking (vibrant nightlife), developing potential cultural events (ephemeral urbanism), and the performing of art/music centers, bookstore, and museums. This, however, does not deny the importance of each defined phase for the completion of the governance circle and the proactiveness of all the factors embedded in the decision-making framework. To end, the defined decision-making guideline calls for the interaction of at least more than two phases to solve each detected problem in the test case. This, once more, proves the correctness of the hypothesis defined at the beginning of the research, i.e., a circularity-based decision-making framework can be developed and applied to the integrated conservation approach for the Medina of Tunis historic city. In summation, circularity is more looked upon as a tool for limiting the impact of climate change only. The need for an integrative approach in heritage conservation is overlooked when it comes to applying a circular approach. Even though an application of the circular approach to heritage cities saw more appeal, there are still some cautions towards the monumental values of the built heritage. This study, however, contributed to showing that according to experts' opinion, a circular governance approach, inclusive of both the tangible and intangible aspects of heritage, is applicable for better-integrated conservation of historic cities. To end although circular governance is by definition a reflexive governance intended as a 'self-critical governance that analyses and monitors its own results' through continuous feedback processes, assessing the effectiveness of circular approach implementation for decisions on historic city conservation is currently an approach open for debate. To assess the overall effectiveness of the suggested decision-making chain for the integrated conservation of the Medina of Tunis, long-term monitoring of the suggested approach (and the indicators/sub-indicators included therein) is already in place for long-term assessment of the framework.
Benzer Tezler
- Türkiye'de dünya miras alanlanın sürdürülebilir yönetimi için ulusal bir rehber önerisi
A national guideline p for the sustainable management of world heritage sites in Turkey
HAVVA BURCU KAYNAŞ
Doktora
Türkçe
2023
MimarlıkNecmettin Erbakan ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLŞEN DİŞLİ
- Geleneksel kırkyama tekniğinin döngüsel moda tasarımında kullanılması
The use of traditional kirkyama technique in circular fashion design
SELİN ARIK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Güzel SanatlarİSTANBUL BEYKENT ÜNİVERSİTESİTekstil Tasarım Ana Sanat Dalı
DOÇ. DUYGU ATALAY ONUR
- İlköğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinde yer alan Türk yazarlara ait eserlerde kullanılan deyimler ve atasözlerinin kullanım sıklığı üzerine bir inceleme
An analysis of the idioms and proverbs used in the books of Turkish writers which are included in the list of 100 basic works recommended for secondary education
SEÇİL İSPİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Eğitim ve ÖğretimAbant İzzet Baysal ÜniversitesiTürkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. HİDAYET ÖZCAN
- Erzincan türbeleri
Tombs of Erzi̇ncan
MAKBULE KANBEROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Sanat TarihiMersin ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HALİL SÖZLÜ
- Üç boyutlu lazer tarayıcı ve bilgisayar teknikleri ile cisimlerin sanal ortama aktarılması
Construction of a 3-dimensional laser scanner and object modelling by using image processing techniques
KURTULUŞ KÜLLÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolAnkara ÜniversitesiBilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BAKİ KOYUNCU