Geri Dön

Gebelikte saptanan karaciğer fonksiyon testi bozukluğu etiyolojisinin araştırılması ve maternal-fetal advers olaylara etkisi

Investigation of the etiology of liver function test disorder detected during pregnancy and its effect on maternal-fetal adverse events

  1. Tez No: 893050
  2. Yazar: ALİ ŞAHİN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ABDULLAH ÖZGÜR YENİOVA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, İç Hastalıkları, Gastroenterology, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Karaciğer, Gebe, Fetüs, KCFT, Liver, Pregnant, Fetus, LFTs
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 82

Özet

Giriş ve Amaç: Karaciğer vücudun en büyük parankim organı olup; çok sayıda fizyolojik süreç için kritik bir öneme sahiptir. Bunlar arasında makro besin metabolizması, kan volümünün düzenlenmesi, bağışıklık sistemi, lipid ve kolesterol homeostazı ve birçok ilaç da dahil olmak üzere ksenobiyotik bileşiklerin parçalanması yer alır. Ayrıca yukarıda belirtilen süreçleri yürütmek için gereken enerjiyi sağlar. Bu çalışmada gebelikte karaciğer enzimlerinde meydana gelen enzim yüksekliklerinin etiyolojik nedenleri, fetal ve maternal etkilerini araştırmak amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Bu çalışmaya 01.01.2014 ile 01.03.2024 yılları arasında gebelikten önce karaciğer enzim yükseklikleri olmayan, gebelikte karaciğer enzimleri yükselen sonrasında doğum sürecini ve gebelik takip sürecini hastanemizde tamamlayan 120 KCFT yüksekliği ile takip edilen hasta ile, hastanemizde aynı tarihler arasında hastanemizde gebelik sürecini tamamlayan KCFT'si artmayan sağlıklı 120 kontrol gurubu dahil edildi. Bulgular: 120 hastada toplam 7 tanesinde (%5) tiroid hastalığı önceden var veya gebelik esnasında hipotiroidi oluşmuştur. Hastaların 26 (%21.7) tanesinde KCFT yüksekliği nedeniyle yapılan ultrasonografide taş saptanmıştır. Önemli bir veri ise 120 hastanın toplam 14 (%11.7) tanesinde önceden karaciğer hastalığı var olduğu görülmüştür. 120 hastanın KCFT yüksekliğine sebep olan etiyolojik olarak değerlendirildiğinde en fazla GİK saptanmıştır. Hastaların 54'ü (%45) GİK saptanmıştır. Gebeliğin başlarında sık görülen HG ise 21 hastada (%17.5) saptanmıştır. Hastaların 5'inde (%4.2) gebeliğin akut yağlı karaciğeri saptanmıştır. 120 hastanın 2'si (%1.7) HELLP; 2'si (%1.7) eklemsi/preeklemsi saptanmıştır. Hastaların 10 tanesinin (%8.3) ise KCFT yüksekliği ultrasonografide de saptanan taşa bağlanmıştır. İlaç kullanım oranı ise tüm hastaların 8'i (%6.7) olarak görülmüştür. 120 hastanın 2'sinin ise (%1.7) tiroid bozukluğuna bağlı etiyolojisi bağlanmıştır. Geri kalan hastaların 16'sının (%13.3 ise KCFT yükseliğine sebep olabilecek bir patoloji saptanmamıştır. Doğum şekli KCFT'si yüksek olanlar ile normal olanlar arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır (p:0.017). KCFT'si yüksek olan hastalarda normal vajinal doğum sayısı 47 (%39.2), sezeryan doğum sayısı ise 73 (%60) dür. Normal KCFT'si olan hastalarda ise normal vajinal yolla doğum sayısı 66 (%54.5) sezeryan sayısı ise 55 (%45.5) olarak saptanmıştır. Fetal morbitide de iki grup arasında anlamlı farklılıklar saptanmıştır. KCFT'si yüksek olanların bebeklerinin 5'i (%4.2), KCFT'si normal olanlarda ise fetal morbidite saptanmamıştır. Her iki grupta maternal mortalite saptanmamıştır. Sonuç: KCFT yüksekliğine fizyolojik nedenler de sebep olabilmektedir. Bu gebeler uygun şekilde değerlendirilmeli ve sebep hızlı bir şekilde saptanmalıdır. KCFT anormalliklerine son yıllarda gebelik ile ilişkili olmayan hastalıklar yerine daha çok gebeliğe özgü karaciğer hastalıklarının sebep olduğu ortaya konulmuştur. Yapılan çalışmalar farklı ülkelerde heterojen hasta gruplarında yapılması ve çalışmaya dahil edilme kriterleri değişken olması nedeni ile KCFT bozukluklarının etyolojisi ve anne-fetüs üzerindeki etkileri ile ilgili heterojen sonuçlar mevcuttur. Bu hastalıklardan GIK ve HG gibi durumlar sıklıkla anne ve bebek üzerinde ciddi mortalite ve mortalite ye yol açamazken; özellikle GAYK, HELLP gibi hastalıklarda yüksek mortalite ve morbidite riski söz konusudur. Erken dönemde tanı koymak ve uygun tedavi anne ve bebek üzerinde mortalite ve morbiditeyi azaltmaktadır. Bu konu üzerinde daha geniş hasta kohortunda gözlemsel çalışmalara ülkemizde ihtiyaç duyulmaktadır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Purpose: The liver is the largest parenchymal organ in the body and is of critical importance for many physiological processes. These include macronutrient metabolism, regulation of blood volume, immüne system, lipid and cholesterol homeostasis, and the breakdown of manydrugs and xenobiotic compounds. It also provides the energy required to perform these processes. The aim of this study was to investigate the etiological causes and fetal and maternal effects of liver enzyme elevations during pregnancy. Materials and Methods: This study included 120 patients with elevated liver enzymes during pregnancy whowere followed up at our hospital between January 1, 2014, and March 1, 2024. The control groupconsisted of 120 healthy pregnant women who did not have elevated liver enzymes during the sameperiod. Results: Out of 120 patients, 7 (5.8%) had thyroid disease before or during pregnancy, leading to hypothyroidism. Ultrasound examination revealed gallstones in 26 patients (21.7%). A significant finding was that 14 patients (11.7%) had pre-existing liver disease. The most common etiological factor causing elevated liver enzymes was intrahepatic cholestasis of pregnancy (ICP), observed in 54 patients (45%). Hyperemesis gravidarum (HG) was detected in 21 patients (17.5%). Acute fatty liver of pregnancy (AFLP) was diagnosed in 5 patients (4.2%). Two patients (1.7%) had HELLP syndrome, and two (1.7%) had preeclampsia/eclampsia. Elevated liver enzymes were attributed to gallstones detected by ultrasound in 10 patients (8.3%). Druguse was identified as the cause in 8 patients (6.7%). Two patients (1.7%) had thyroid disorders related to elevated liver enzymes. No pathology was found in 16 patients (13.3%). There were significant differences in the mode of delivery between the two groups (p: 0.017). Among patients with elevated liver enzymes, 47 (39.2%) had a normal vaginal delivery, while 73 (60.8%) had a cesarean section. In the control group, 66 (54.5%) had a normal vaginal delivery, and 55 (45.8%) had a cesarean section. Significant differences were also observed in fetal morbidity between the two groups. Five babies (4.2%) of mothers with elevated liver enzymes had morbidity, whereasno fetal morbidity was observed in the control group. Maternal mortality was not observed in either group. Conclusion: Elevated liver enzymes can be caused by physiological reasons. These pregnant women should be evaluated appropriately, and the cause should be identified quickly. Recent studies have shown that liver diseases specific to pregnancy rather than pregnancy-unrelated diseases are more likely to cause elevated liver enzymes. Due to the variability in patient groups and inclusion criteria in different studies, there are heterogeneous results regarding the etiology of liver enzyme disorders and their effects on the mother and fetus. Conditions such as ICP and HG may not cause significant mortality and morbidity in mothers and babies, while diseases like AFLP and HELLP syndrome pose a high risk of mortality and morbidity. Early diagnosis and appropriate treatment can reduce mortality and morbidity in both mothers and babies. There is a need for observational studies with larger patient cohorts on thistopic in our country.

Benzer Tezler

  1. Koroner anjiografisi normal olan bireylerde egzersiz stres testi, miyokard perfüzyon sintigrafisi ve koroner akım özelliklerinin karşılaştırılması

    Comparison of exercise stress test, myocardial perfusion scintigraphy and coronary flow features in patients with normal coronary angiogram

    MAHMUT ACAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    KardiyolojiCelal Bayar Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAKAN TIKIZ

  2. İntrauterin gelişme geriliği olan preeklamptik ve preeklamptik olmayan gebelerde serum lipid, lipokalin 2 ve insülin rezistansının karşılaştırılması

    Comprasion of serum lipid and lipocalin 2 and insülinresistance in preeclamptic and not preeclamptic pregnant women with intrauterine growth deficiency

    MÜNEVVER ZEHRA DAVUTOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAtatürk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. DENİZ CEMGİL ARIKAN

  3. Total parenteral nutrisyon uygulanan yenidoğan bebeklerde komplikasyonların değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    PELİN KÖŞGER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEHİME ESRA ÖZER

  4. 'Uzun süreli CPAP tedavisi alan Obstrüktif Uyku Apne Sendromlu hastalarda kalp hızı değişkenliğinin ve otonom sinir sistemi parametrelerinin değerlendirilmesi'

    'The evaluation of autonomic nervous system parameters using heart rate variability analysis in obstructive sleep apnea patients following CPAP treatment'

    BÜLENT ÖZLEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiCelal Bayar Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ RIZA BİLGE

  5. Düşük materyallerinde matriks metalloproteinaz 2 ve 9 gen polimorfizmlerinin araştırılması

    Düşük materyallerinde matriks metalloproteinaz 2 ve 9 gen polimorfizmlerinin araştirilmasi

    ESRA ATAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    GenetikEge Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGÜR ÇOĞULU