Geri Dön

Acil servis koşullarında pulmoner emboli hastalarında inflamatuvar ve trombosit indekslerinin tanısal ve prognostik önemi

Diagnostic and prognostic significance of inflammatory and platelet indices in pulmonary embolism patients under emergency department conditions

  1. Tez No: 954286
  2. Yazar: AHMET ÇAĞRI DURKAYA
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SAFA DÖNMEZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Acil Tıp, Emergency Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 84

Özet

Amaç: Pulmoner emboli (PE), pulmoner arterlerin tıkanmasıyla tanımlanan, akut ve yaşamı tehdit edici bir tromboembolik bozukluktur ve çoğu zaman alt ekstremitelerdeki derin ven trombozunun (DVT) bir sonucudur. PE'nin klinik spektrumu sessiz seyirden ölümcül hemodinamik çöküşe kadar değişkenlik gösterir ve dünya genelinde yıllık insidansı yaklaşık 100.000'de 39–115 olarak bildirilmektedir. Özellikle masif PE durumunda 30 günlük ölüm oranı %30'un üzerinde olup, tanısal görüntüleme yöntemlerindeki gelişmelere rağmen mortalite hâlâ yüksektir. Gecikmiş veya uygunsuz tedavi, sağ ventrikül (RV) fonksiyon bozukluğunu, kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyonu (KTEPH) ve sistemik inflamatuvar yanıtları kötüleştirebilir; bu nedenle erken tanı ve risk sınıflandırması çok önemlidir. Geleneksel tanı algoritmaları, klinik olasılık skorlarını (örneğin Wells kriterleri, Revize Cenevre Skoru), D-dimer testlerini ve bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiyografi (BTPA) gibi görüntüleme tekniklerini içerir. Son dönem çalışmalar, PE'nin temel patofizyolojik mekanizmaları olan inflamasyon, tromboz ve endotel disfonksiyonu arasındaki etkileşimi yansıtan hematolojik belirteçlere odaklanmıştır. Sistemik inflamasyon ve trombotik yük göstergesi olarak, NLR (Nötrofil-Lenfosit Oranı) ve PLR (Platelet-Lenfosit Oranı) umut vadeden adaylar olarak öne çıkmıştır. Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) kılavuzları, ekokardiyografik RV disfonksiyonunu ve kardiyak belirteçlerdeki artışı vurgulasa da NLR veya PLR'den bahsetmemektedir. Sistemik inflamasyonun başka bir göstergesi olan Sistemik İnflamasyonun Toplam Endeksi (AISI), nötrofil, monosit, trombosit ve lenfosit sayılarına dayanmaktadır. Bu endeks, inflamasyonun daha geniş bir resmini sunmayı amaçlasa da, idiopatik pulmoner fibrozis ve COVID-19 gibi durumlarda AISI'nin hasta sonuçlarını öngörebildiği gözlemlenmiştir. SII, PE üzerinde incelenmiş ve PE lokalizasyonu ile mortalite arasında bağlantı kurabilen potansiyel bir prognostik belirteç olarak öne çıkmaktadır. Rutin kan testlerinden elde edilen bu iki indeksin x ekonomik ve erişilebilir oluşu, ilerleyen çalışmalarda SII ve AISI'nin karşılaştırılmasının hangi durumda daha etkili olduğunu ortaya koymada büyük önem taşıyacaktır. Bu çalışma, PE hastalarında hematolojik belirteçlerin prognostik değerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Özellikle NLR, PLR, AISI ve SII inflamatuvar belirteçleri ile ortalama trombosit hacmi (MPV) ve trombosit dağılım genişliği (PDW) gibi trombosit indekslerinin PE'nin anatomik lokalizasyonu ile ilişkisinin ortaya konması hedeflenmiştir. Materyal ve Method: Bu retrospektif kohort çalışması, 1 Ocak 2022 ile 1 Ekim 2024 tarihleri arasında Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği'nde STROBE yönergelerine uygun olarak gerçekleştirildi. Hastanenin elektronik kayıt sistemi (HiCAMP) ve PACS üzerinden“emboli”,“trombüs”,“dolum defekti”,“PTE”,“pulmoner arter tıkanıklığı”kelimelerini içeren toplam 33.418 BTPA raporu incelendi. Vakalar tarandı ve 532 PE tanısı konan hasta ve PE bulgusu olmayan 160 kontrol hastası belirlendi. Dahil edilme kriterleri; ≥18 yaşında olan, BTPA ile akut PE tanısı konan ilk başvuru sonrası 1 saat içinde kan örneği alınan, hastaneye yatış sonrası 2 saat içinde laboratuvar sonuçları bulunan ve 24 saat içinde tam kan sayımı (CBC) yapılan hastalardı. Hariç tutma kriterleri; eksik klinik veriler, gebelik, malignite-hematolojik bozukluklar ve ciddi karaciğer/böbrek yetmezliği olarak belirlendi. Demografik (yaş, cinsiyet, komorbiditeler), klinik (vital bulgular), laboratuvar (NLR, PLR, MPV, PDW, PCT, D-dimer, hs-TnI, NT-proBNP) ve görüntüleme (trombüs konumu) bulgularına ilişkin veriler kaydedildi. Sonlanım noktaları; hastane içi mortalite, yoğun bakım ünitesine yatış, mekanik ventilasyon gereksinimi, hastanede kalış süresi ve 30 günlük tekrar yatışlardı. İstatistiksel analizler SPSS 27 kullanılarak yapıldı; sürekli veriler için One-Way/Welch ANOVA veya Kruskal-Wallis testleri, kategorik veriler için Pearson Ki-kare testi, post-hoc analizler için Bonferroni düzeltmeleri ve ikili lojistik regresyon uygulandı. Bulgular: Çalışmaya PE saptanan 532 hasta ve kontrol grubu için PE saptanmayan 160 hasta dahil edildi. MPV ve PDW değerleri gruplar arasında anlamlı derecede farklıydı (sırasıyla p < 0.001 ve p = 0.015). MPV aralığı kontrol grubunda xi medyan 8.1 iken, Ana Pulmoner grupta 8.9 idi; post hoc analizler, Kontrol-Segmental, Kontrol-Lober ve Kontrol-Ana Pulmoner karşılaştırmalarında anlamlı farklılıklar olduğunu gösterdi. PDW'de, Kontrol ve Lober grupları arasındaki fark belirgin şekilde daha yüksekti. Platelet hacmi ve dağılım genişliği, PE'nin anatomik lokalizasyonu korele bulundu. İnflamatuar belirteçler (NLR, PLR, SII ve AISI gibi) tüm gruplarda anlamlı şekilde artmış şekilde bulundu (hepsi p < 0.001). Kontrol grubunun medyan NLR'si 2.47 iken, Ana Pulmoner grupta 5.93; PLR için 116.36'ya karşı 205.10; SII için 742.5'e karşı 1,562.8; AISI için 435.5'e karşı 744.7 idi. İkili lojistik regresyon analizi, NLR (OR 1.252), PLR (OR 1.016) ve PDW'nin (OR 1.030) anatomik lokalizasyonla güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu gösterdi; AISI ve SII modelde bağımsız prediktörler değildi. ROC eğrisi analizi, NLR'nin en yüksek ayırıcı yeteneğe sahip olduğunu gösterdi. (AUC = 0.761) Sonrasında bunu PLR (0.706), SII (0.687) ve AISI'nin (0.612) olarak takip ediyordu; bu, NLR'nin oranlar arasında umut verici ve üstün bir gösterge olduğunu öne sürdü. Sonuç: Bu çalışmada değerlendirilen dört sistemik inflamasyon indeksi ve diğer değişkenler karşılaştırıldığında, NLR en yüksek ayırıcı güce sahip oldu. Bu indeks, yalnızca grupları ayırt etmede hassas bir gösterge olmakla kalmadı, aynı zamanda ROC analizindeki büyük AUC değeri nedeniyle diğer göstergelerden bağımsız olarak iyi bir prediktör olarak saptandı. Bu durum da onu klinikte PE'nin anatomik lokalizasyonunun belirlenmesi için en iyi aday haline getirdi. PLR orta düzeyde destek sağlarken, SII ve AISI daha çok yardımcı rol oynadı. Sonuçlar, inflamatuar zemine sahip tromboemboli hastalarının hastalıklarının şiddetinin ve PE'nin farklı tutulum lokasyonlarının diskriminasyonunda inflamatuar indekslerin rolünü vurgulamaktadır.

Özet (Çeviri)

Objective: Pulmonary embolism (PE) is an acute, potentially fatal, thromboembolic disorder with obstruction of the pulmonary arteries and largely separates as a result of deep vein thrombosis (DVT) of the lower limbs. The clinical picture of PE varies from a silent course up to lethal hemodynamic collapse and its annual incidence is estimated to range from 39 to 115 per 100,000 in the general population. The 30-day mortality of massive PE exceeds 30%, and the mortality is still high despite developments of various diagnostic imaging. Failure to recognize the disease or to provide appropriate treatment could lead to worsening right ventricular dysfunction, chronic thromboembolic pulmonary hypertension, and systemic inflammatory responses; thus, early diagnosis and risk stratification are critical. Classic diagnostic strategies involve disease likelihood indices (Wells criteria, Revised Geneva Score), D-dimer, and imaging studies like computed tomography pulmonary angiography. The subject of recent research has been the hematological markers the combination of which indicates the activity of the interaction between inflammation, thrombosis, and endothelial dysfunction - the key pathophysiological pathways of PE. The neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR) and platelet-to-lymphocyte ratio (PLR) have emerged as markers of systemic inflammation and thrombotic burden with potential clinical relevance. Furthermore, in the guidelines developed by the European Society of Cardiology (ESC) on these concepts the US RV dysfunction, and the blood canvases markers are highlighted, although the ESC guidelines did not refer to NLR or PLR. Another systemic inflammatory marker, the Aggregate Index of Systemic Inflammation (AISI), is derived from neutrophil, monocyte, platelet, and lymphocyte levels. Although this index is intended to represent inflammation systemically, it has been shown to predict mortality in various pathological settings including idiopathic pulmonary fibrosis and COVID-19. SII is xiii also investigated in PE and has the potential to be a prognostic predictor as a surrogate factor for the severity of the disease and mortality. The cost-effectiveness and general availability of such indices based on routine blood tests support the need for further studies about the comparison of SII and AISI in terms of which is are more effective in given clinical settings. We aimed to systematically investigate the prognostic performance of hematological parameters in pulmonary embolism patients. Specifically, it aims to demonstrate the correlation between PE clinical severity and inflamatuar indexes like NLR, PLR, SII and AISI and platelet indices, including MPV and PDW. Materials and Methods: This retrospective cohort study was conducted at the Emergency Medicine Clinic of Ankara Bilkent City Hospital between January 1, 2022, and October 1, 2024, in accordance with STROBE guidelines. A total of 33,418 pulmonary CT angiography (CTPA) reports containing the keywords“embolism,”“thrombus,”“filling defect,”“PTE,”and“pulmonary artery occlusion”were reviewed through the hospital's electronic record system (HiCAMP) and PACS. Cases were screened, identifying 532 patients diagnosed with pulmonary embolism (PE) and 160 control patients without PE findings. Inclusion criteria included patients aged ≥18 years, diagnosed with acute PE via CTPA, with blood samples collected within 1 hour of initial presentation, laboratory results available within 2 hours of admission, and complete blood count (CBC) performed within 24 hours. Exclusion criteria comprised incomplete clinical data, pregnancy, malignancy-hematological disorders, and severe liver/kidney failure. Data on demographic (age, gender, comorbidities), clinical (vital signs), laboratory (NLR, PLR, MPV, PDW, PCT, D-dimer, hs-TnI, NT-proBNP), and imaging (thrombus location) findings were recorded. Endpoints included in-hospital mortality, intensive care unit admission, mechanical ventilation requirement, length of hospital stay, and 30-day readmission. Statistical analyses were performed using SPSS 27, employing One-Way/Welch ANOVA or Kruskal-Wallis tests for continuous data, Pearson Chi-square test for categorical data, Bonferroni corrections for post-hoc analyses, and binary logistic regression. xiv Results: The study included 532 patients with PE and a control group of 160 patients without PE. MPV and PDW values significantly differed between groups (p < 0.001 and p = 0.015, respectively). The median MPV was 8.1 in the Control group and 8.9 in the Main Pulmonary group, with post hoc analyses showing significant differences in Control–Segmental, Control–Lobar, and Control–Main Pulmonary comparisons. For PDW, the difference between the Control and Lobar groups was notably higher. Platelet volume and distribution width were found to correlate with the severity of pulmonary embolism. Inflammatory markers (NLR, PLR, SII, and AISI) significantly increased across all groups (all p < 0.001). The median NLR was 2.47 in the Control group versus 5.93 in the Main Pulmonary group; PLR was 116.36 versus 205.10; SII was 742.5 versus 1,562.8; and AISI was 435.5 versus 744.7. Binary logistic regression analysis showed strong associations with severity for NLR (OR 1.252), PLR (OR 1.016), and PDW (OR 1.030), while AISI and SII were not independent predictors in the model. ROC curve analysis indicated that NLR had the highest discriminatory ability (AUC = 0.761), followed by PLR (0.706), SII (0.687), and AISI (0.612), suggesting NLR as a promising and superior marker among the indices. Conclusion: In this study, when comparing the four systemic inflammation indices and other variables, NLR demonstrated the highest discriminatory power. This index was not only a sensitive marker for distinguishing between groups but also identified as a strong independent predictor due to its high AUC value in ROC analysis, making it the best candidate for diagnosing PE severity in clinical practice. PLR provided moderate support, while SII and AISI played more supplementary roles. The findings highlight the role of inflammatory indices in assessing the severity of disease and discriminating different involvement locations of PE in patients with inflammatory thromboembolic conditions.

Benzer Tezler

  1. Pulmoner tromboemboli hastalarında periferik venöz basınç ölçümü ile pulmoner arter basıncı korelasyonunun değerlendirilmesi

    Evaluation of the correlation between peripheral venous pressure measurement and pulmonary artery pressure in patients with pulmonary tromboembolism

    UĞUR UYGUR YÜCEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇAĞDAŞ YILDIRIM

  2. Acil servise kalp yetmezliğine sekonder akut solunum yetmezliği tablosunda başvuran ve NIMV tedavisi uygulanan hastalarda IPI değerinin hastane yatış süresi ve mortaliteyi belirlemede etkisi

    The effect of IPI value on predicting hospital stay and mortality in patients presenting to the emergency department with acute respiratory failure secondary to heart failure and undergoing NIMV treatment

    ABDULLAH ERDOĞDU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKHAN EYÜPOĞLU

  3. Pulmoner tromboemboli sıklığı ve mortalitesinin meteorolojik parametreler ile ilişkisi

    Relation of the frequency and mortality of pulmonary thromboembolism with meteorological parameters

    GÖKHAN PERİNCEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Göğüs HastalıklarıTrakya Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN NURİ HATİPOĞLU

  4. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi gören hastalarda sigarayı bırakma müdahalelerinin uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of long-term results of smoking cessation interventions of patients which are treated in services of the Recep Tayyip Erdoğan University Education and Research Hospital

    ESİN BİLGİN KONYALIHATİPOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Göğüs HastalıklarıRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DİLEK KARADOĞAN

  5. Acil hemşirelerinin eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi

    Determining the training needs of emergency nurses

    FATMA KÜBRA SEYHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HemşirelikOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Acil Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZLEM MIDIK