Geri Dön

Güvenliğin günümüz toplumsal ilişkilerine etkileri: Göçün güvenlikleştirilmesi

The effect of (the concept of) security on the current societal relationships: The securitization of migration

  1. Tez No: 896201
  2. Yazar: BERİTAN KALKAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HASAN GÜLER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Uşak Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Sosyoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

Güvenlik kavramı, bireylerin, grupların veya devletlerin karşı karşıya kalabileceği tehditlerden korunma durumu olarak ifade edilir. Güvenlik kavramı, geleneksel olarak devlet merkezli olup, bir devletin dış tehditlere karşı sınırlarını, egemenliğini ve vatandaşlarını koruma yeteneği olarak anlaşılmıştır. Göç, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana varlığını sürdüren ve etkisini devam ettiren bir olgudur. Göç kavramı, insanların oldukları bölgelerden ayrılarak başka bir bölgeye yerleşmesi olarak tanımlanabilmektedir ve bu yer değiştirme ise farklı nedenlere bağlı olmaktadır. Güvenlik ve göç kavramı tarihsel süreç içerisinde tanımları ve işlevselliği değişim ve dönüşüme uğramıştır. Günümüzde göç konusunun, bireyler, toplumlar, devletler ve ekonomik güvenlik üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğu iddiasıyla giderek konu güvenlik alanına kaydırılmaktadır. Başlangıçta, göç olayının yalnızca sınırlarla, ulusal güvenlikle ve toplum bütünlüğüyle ilgili bir tehdit oluşturduğu ileri sürülmüştür. Ancak zamanla, güvenlikleştirici aktörler konuşmalarının halk üzerinde daha fazla etki yaratması ve korku uyandırabilmesi amacıyla göçün toplum içerisinde tehdit unsuru olarak belirmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda ise göç hareketleri devletler tarafından sıklıkla güvenlik endişeleriyle ilişkilendirilir. Özellikle kitlesel göç dalgaları, hükümetleri ve toplumları güvenlik riskleriyle başa çıkmaya zorlayabilmektedir. Göçmenlerin geldiği bölgelerdeki ekonomik zorluklar, savaşlar gibi unsurlar, göçmenlerin güvenlik ihtiyaçlarını artırabilmekte ve hedef ülkelerdeki güvenlik endişelerini tetikleyebilmektedir. Bu çalışma, Thomas Hobbes'un doğal durum teorisi ve John Locke'un doğal haklar doktrini çerçevesinde ilerlemektedir. Hobbes, güvenliği sağlamak için güçlü bir devlet otoritesine ihtiyaç duyulduğunu savunurken, Locke, güvenliği toplum sözleşmesi ve birey hakları temeli üzerinden değerlendirmektedir. En temel ayrım, devletin genel mutluluğu ve güvenliği sağlama adına bireyin özgürlüğünün kısıtlanması noktasında ortaya çıkmaktadır. Bu mesele, günümüz toplumlarında oldukça tartışmalı bir konudur. Bu bağlamda, devlet otoritesinin bireysel özgürlükler üzerindeki etkisi ve güvenliğin sağlanması konusunda iki filozofun sunduğu farklı perspektifler incelenmektedir. Bu karşılaştırmalı analiz, modern güvenlik politikalarının şekillendirilmesinde önemli teorik çıkarımlar sunmayı hedeflemektedir. Çalışmada diğer önemli bir teorik kısım ise göçün güvenlikleştirilmesi ve güvenlik ile ilişkisi Kopenhag Okulu'nun güvenlikleştirilme teorisi ile desteklenmiştir. Nitel bir çalışma yöntemi çerçevesinde Uşak'ta yaşayan Afganlılarla derinlemesine mülakat tekniği kullanılmıştır. Göç ile güvenlik arasındaki ilişkinin karmaşıklığı ve çeşitliliği, bu çalışmanın önemli noktalarından birini oluşturmaktadır.

Özet (Çeviri)

Security is defined as the state of being protected from threats that individuals, groups or states may face. The concept of security has traditionally been state-centered and understood as the ability of a state to protect its borders, sovereignty and citizens against external threats. Migration is a phenomenon that has existed since the beginning of human history and continues to have an impact. The concept of migration can be defined as the displacement of people from one region to another, and this displacement is due to different reasons. The definitions and functionality of the concept of security and migration have undergone change and transformation in the historical process. Today, the issue of migration is increasingly shifting to the field of security with the claim that migration poses a serious threat to the security of individuals, societies, states and economic security. Initially, it was argued that migration posed a threat only to borders, national security and social cohesion. However, over time, securitizing actors have caused migration to emerge as a threat within society in order for their speeches to have a greater impact on the public and instill fear. In this context, migration movements are often associated with security concerns by states. In particular, mass migration waves can force governments and societies to deal with security risks. Factors such as economic difficulties and wars in the regions where migrants arrive can increase their security needs and trigger security concerns in destination countries. This study proceeds within the framework of Thomas Hobbes' natural state theory and John Locke's doctrine of natural rights. While Hobbes argues that a strong state authority is needed to ensure security, Locke evaluates security on the basis of the social contract and individual rights. The most fundamental distinction arises at the point of restricting the freedom of the individual in the name of ensuring the general happiness and security of the state. This is a highly controversial issue in contemporary societies. In this context, the different perspectives offered by the two philosophers on the impact of state authority on individual freedoms and the provision of security are analyzed. This comparative analysis aims to provide important theoretical implications for shaping modern security policies. Another important theoretical part of the study is the securitization of migration and its relationship with security, supported by the Copenhagen School's securitization theory. Within the framework of a qualitative study method, in-depth interviews were conducted with Afghans living in Uşak. The complexity and diversity of the relationship between migration and security is one of the important points of this study.

Benzer Tezler

  1. Kosova'da Türk topluluğunun tarihsel gelişimi ve sorunlar

    Kosova'da Türk topluluğunun tarihsel gelişimi ve sorunlar

    İBRAHİM ÇULHA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    TarihMarmara Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. MAHMUT İHSAN ÖZGEN

  2. Halk-polis karşılaşmasında stres faktörü stad örneği uygulaması

    The stress in the meeting of public and police the application of stadium case

    NURTEN SEYHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileriSakarya Üniversitesi

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ALİ SEYYAR

  3. İşsizlik sigortası ve Türkiye uygulaması

    Unemployment insurance and Turkey practive

    MEHMET ZENGİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Sigortacılıkİstanbul Üniversitesi

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEDAT MURAT

  4. La coopération entre les pays Turcophones et le nouveau régionalisme

    Türk dili konuşan ülkeler arasinda işbirliği ve yeni bölgeselcilik

    PELİN MUSABAY BAKİ

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2020

    Uluslararası İlişkilerGalatasaray Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ FAİK DEMİR

  5. The functioning of the administrative judiciary in the province of Damascus within the framework of a 1549 Mehâyif Inspection Register

    1549 Mehayif Teftiş Defteri çerçevesinde Şam vilayetinde idârî yargının işleyişi

    ŞULE AKSU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Tarihİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Uluslararası Osmanlı Çalışmaları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜNEŞ IŞIKSEL