Cerrahi sınır pozitifliği nedeniyle ve servikal patolojinin devam etmesi durumunda rekonizasyon/releep yapılan hastaların değerlendirilmesi
Evaluation of patients undergoing reconization releep due to positive surgical margins and persistence of cervical pathology
- Tez No: 900166
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ÇETİN KILIÇÇI, DR. MİNE GÜRAY UZUN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 53
Özet
Giriş ve Amaç: Çalışmamızda, konizasyon ve LEEP (Loop Elektrik Eksizyon ölçümü) sonrasında cerrahi sınır pozitifliği devam eden vakaların sonuçlarını ayrıntılı olarak değerlendirmeyi hedefledik. Cerrahi sınır pozitifliği nedeniyle rekonizasyon veya yeniden LEEP işlemi uygulanan hastaların sosyodemografik özellikleri, klinik ve histopatolojik verileri araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: 2019-2024 yılları arasında S.B.Ü Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi jinekoloji ve jinekolojik onkoloji polikliniklerine başvurarak konizasyon sonrası cerrahi sınır pozitifliği veya servikal patolojinin devam etmesi nedeniyle rekonizasyon ve yeniden LEEP (reLEEP) planlanan hastaları kapsamaktadır. Hastaların demografik ve klinik özellikleri, tıbbi geçmişleri ve patoloji sonuçları (HPV testi, kolposkopik biyopsi, konizasyon/LEEP, rekonizasyon/reLEEP, ECC ve smear) hastane kayıt sistemi üzerinden geriye dönük olarak taranmış ve kayıt altına alınmıştır. Ayrıca, rekonizasyon yapılan hastaların patolojilerinde etkili sosyodemografik faktörlerin ve bu hastaların smear, HPV testi, kolposkopi, konizasyon ve LEEP gibi basamaklar arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bulgular: Çalışmamıza, konizasyon veya LEEP işlemi sonrasında cerrahi sınır pozitifliği devam eden ve rekonizasyon yapılan toplam 99 hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaş aralığı 25 ila 63 yıl arasında olup, ortalama yaş 40.79 ± 7.35 yıl olarak belirlenmiştir. Bu hastaların vajinal doğum sayısı ortalaması 1.37 ± 1.37, gravide ortalaması 2.25 ± 1.61 ve parite ortalaması 1.62 ± 1.15 olarak tespit edilmiştir. Ortalama vücut kitle indeksi (VKİ) 26.1 ± 6.32 olup, ilk cinsel ilişki yaşı ortalaması 21.03 ± 2.07 yıl olarak saptanmıştır. Ayrıca, hastaların %44.4ünün (44 hasta) sigara kullanım öyküsüne sahip olduğu tespit edilmiştir. Sitolojik incelemeler sonucunda, hastaların %71.7sinde (71 hasta) pozitif bulgular **saptanmıştır. HPV test sonuçlarına göre, %57.6 (57 hasta) hastada HPV 16, %16.2 (16 hasta) hastada HPV 18, ve %48.5 (48 hasta) hastada diğer HPV tiplerinin pozitif olduğu saptanmıştır. Serviks biyopsi sonuçlarına göre, %57.6 (57 hasta) hastada CIN 3, %31.3 (31 hasta) hastada ise CIN viii 2 teşhis edilmiştir. Konizasyon ve LEEP patolojileri incelendiğinde, en sık karşılaşılan lezyon %73.7 (73 hasta) oranında CIN 3 olarak belirlenmiştir. Konizasyon materyallerinin cerrahi sınır uzaklığı incelendiğinde, %64.6 (64 hasta) hastada endoservikal cerrahi sınırda yer aldığı tespit edilmiştir. Rekonizasyon sonuçlarına bakıldığında, %41.4 (41 hasta) hastada rekonizasyon negatif saptanmış olup, en sık tespit edilen lezyon %34.3 (34 hasta) oranında CIN 1 olarak belirlenmiştir. Rekonizasyon sonrası %81.8 (81 hasta) hastada cerrahi sınır negatif bulunmuş, %93.9 (93 hasta) hastada glandüler tutulum gözlenmemiştir. Kontrol smear ve HPV test sonuçları incelendiğinde, %89.9 (89 hasta) hastada kontrol smear negatif bulunmuştur. Kontrol HPV testlerine göre, %13.1 (13 hasta) hastada diğer HPV tipleri pozitif bulunmuş, sadece %1.0 (1 hasta) hastada HPV 16 pozitif olarak saptanmış, ancak hiçbir hastada HPV 18 pozitif bulunmamıştır. Hastaların %86.9u (86 hasta) histerektomi yapılmadan takip edilmiştir, %13.1ine (13 hasta) ise histerektomi uygulanmıştır. Rekonizasyon pozitif olan hastaların yaş ortalaması (39.57 ± 7.33), negatif olan hastalara (42.51 ± 7.12) kıyasla anlamlı derecede daha düşük bulunmuştur (p = 0.049). Ayrıca, rekonizasyon patolojisi negatif olan hastalarda glandüler tutulum oranı (%0.0), glandüler tutulumu olmayan hastalara (%10.3) kıyasla anlamlı derecede daha düşüktür (p = 0.040). Buna karşın, rekonizasyon negatif ve pozitif olan hastalar arasında diğer parametreler açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p > 0.05). Sonuç: Yaş ile rekonizasyon patolojisi arasında ters bir ilişki olduğu ve bu konunun literatürde daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyduğu düşünülmektedir. Glandüler tutulum ile rezidüel lezyon arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır, bu da glandüler tutulumu olan hastaların tedavisinin daha hassas bir yaklaşım gerektirdiğini ortaya koymaktadır. Histerektomi, hastanın demografik özellikleri, klinik bulguları ve patolojik verileri göz önünde bulundurularak seçilmiş kadınlar için uygun bir tedavi seçeneği olabilir. Cerrahi sınır pozitifliği sürdüğü müddetçe rekonizasyon, tedavi seçenekleri arasında daima yer almalı ve bu hastaların düzenli takip altında tutulmaları sağlanmalıdır.
Özet (Çeviri)
Introduction: In our study, we aimed to evaluate the outcomes of cases with persistent positive surgical margins following conization and LEEP (Loop Electrosurgical Excision Procedure) in detail. We investigated the sociodemographic characteristics, clinical and histopathological data of patients who underwent re-conization or repeat LEEP due to positive surgical margins. Materials and Methods: This study includes patients who visited the gynecology and gynecologic oncology outpatient clinics of S.B.Ü Zeynep Kamil Women's and Children's Diseases Training and Research Hospital between 2019 and 2024, and who were planned for re-conization or repeat LEEP (reLEEP) due to persistent positive surgical margins or ongoing cervical pathology after conization. The demographic and clinical characteristics, medical histories, and pathology results (HPV test, colposcopic biopsy, conization/LEEP, re-conization/reLEEP, ECC, and smear) of the patients were retrospectively reviewed and recorded from the hospital's database. Additionally, the study aimed to evaluate the sociodemographic factors influencing the pathologies of patients undergoing reconization and the relationships between the various steps such as smear, HPV test, colposcopy, conization, and LEEP. Results: A total of 99 patients with persistent positive surgical margins after conization or LEEP were included in our study. The age range of the patients was 25 to 63 years, with an average age of 40.79 ± 7.35 years. The average number of vaginal deliveries was 1.37 ± 1.37, the average gravidity was 2.25 ± 1.61, and the average parity was 1.62 ± 1.15. The mean body mass index (BMI) was 26.1 ± 6.32, and the average age of first sexual intercourse was 21.03 ± 2.07 years. Additionally, it was found that 44.4% (44 patients) of the patients had a history of smoking. Cytological examinations revealed positive findings in 71.7% (71 patients) of the cases. According to HPV test results, HPV 16 was detected in 57.6% (57 patients), HPV 18 in 16.2% (16 patients), and other HPV types in 48.5% (48 patients). Cervical biopsy results indicated CIN 3 in 57.6% (57 patients) and CIN 2 in 31.3% (31 patients). x When analyzing the pathology results of conization and LEEP, the most frequently encountered lesion was CIN 3, found in 73.7% (73 patients) of cases. Upon examining the surgical margin distances in conization specimens, it was determined that 64.6% (64 patients) had positive margins in the endocervical area. Regarding re-conization outcomes, 41.4% (41 patients) were found to be negative, with CIN 1 being the most common lesion detected in 34.3% (34 patients) of cases. After re-conization, 81.8% (81 patients) had negative surgical margins, and glandular involvement was not observed in 93.9% (93 patients). Upon reviewing control smear and HPV test results, control smears were negative in 89.9% (89 patients). According to control HPV tests, other HPV types were positive in 13.1% (13 patients), while only 1.0% (1 patient) tested positive for HPV 16, and no patients tested positive for HPV 18. A total of 86.9% (86 patients) were followed up without a hysterectomy, while 13.1% (13 patients) underwent a hysterectomy. The mean age of patients with positive re-conization pathology (39.57 ± 7.33) was significantly lower compared to those with negative re-conization pathology (42.51 ± 7.12) (p = 0.049). Additionally, the rate of glandular involvement in patients with negative re-conization pathology (0.0%) was significantly lower compared to those without glandular involvement (10.3%) (p = 0.040). However, no statistically significant differences were found between other parameters in patients with negative and positive re-conization pathology (p > 0.05). Conclusion: There appears to be an inverse relationship between age and re-conization pathology, suggesting a need for further studies on this topic in the literature. A significant relationship was observed between glandular involvement and residual lesions, indicating that patients with glandular involvement may require a more sensitive approach to treatment. Hysterectomy may be a suitable treatment option for selected women, considering their demographic characteristics, clinical findings, and pathological data. Re-conization should always be considered as a treatment option as long as surgical margin positivity persists, and these patients should be kept under regular follow-up.
Benzer Tezler
- Servikal konizasyon yöntemlerinin uterin arter doppler ölçümleri üzerine etkisi
The effect of cervical conization methods on uterine artery doppler measurement
EMİNE GÜLEN KÜÇÜKBİNGÖZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET ALİ NARİN
- HPV 16 ve 18 ile HPV 16, 18 dışı diğer yüksek riskli HPV türlerinin nihai patolojilerinin karşılaştırılması
HPV 16-18 and other high risky non HPV 16, 18 comparison of final pathologies
CEREN ATILGAN DOĞANAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HAKAN RAŞİT YALÇIN
- Yüksek riskli endometrium kanserinde lenfadenektominin üst sınırı inferior mezenterik arter mi sol renal ven mi olmalıdır?
Başlık çevirisi yok
İSMAİL ALAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKKI GÖKHAN TULUNAY
PROF. DR. AHMET TANER TURAN
- Meme koruyucu cerrahide uygulanan intraoperatif frozen uygulamasının reoperasyon oranını azaltmaya etkisi
Effect of intraoperative frozen section on breast conserving surgery to reduce reoperations rate
YASEMİN KIRMIZI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Genel CerrahiSağlık Bilimleri ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DR. LEVENT UĞURLU
- Meme Kanseri nedeni ile Meme Koruyucu Cerrahi uygulanan hastalarda cerrahi sınır pozitifliğine bağlı re-eksizyon ve re-operasyonları etkileyen faktörler
Factors assocıated with the risk of re-excision in Breast Conserving Therapy
DEMET SARIDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Genel CerrahiAkdeniz ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET NEZİHİ OYGÜR