Geri Dön

A Jungian analysis of the self-destructive effects of individualism in Oscar Wilde's The Picture of Dorian Gray and Salome

Oscar Wılde'ın Dorıan Gray'in Portresi ve Salome eserlerinde bireyciliğin kendine zarar verici etkilerinin Jungcu analizi

  1. Tez No: 901296
  2. Yazar: ARZU CANA KARABABA ABABAY
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DİLEK KANTAR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Language and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 88

Özet

Bu çalışma, bilinçdışının bilinç üzerindeki üstünlüğü ve egemenliğini iki edebi esere odaklanarak Jungcu bir mercekten analiz etmektedir. Oscar Wilde'ın Dorian Gray'in Portresi (1891) ve Salome (1891) adlı eserleri üzerinden insan doğasının karanlık yönlerini, ikiliklerini ve karmaşıklıklarını Jungcu psikolojinin bileşenleri olarak ikili cinsiyet karşıtlıkları aracılığıyla gözlemleyip keşfetme fırsatı buluyoruz. Bu karşılaştırmalı analiz aracılığıyla, cinsiyetin eril/dişil karşıtlıkları üzerinden insan doğasının karanlık yönleri arasında bir bağlantı kurabiliyor ve psişenin arketipsel bileşenlerini belirleyebiliyoruz. Bu bağlamda, Dorian Gray'in feminenleştirilmiş kişiliği, onun anima'sı, Salome'nin güç kazanma yolundaki maskülen kişiliği animus ile karşılaştırılınca, manipülasyon, güç dinamikleri ve hedonistik arzu temalarının benzer bir biçimde örneklediklerini görüyoruz. Dorian Gray'in Portresi'nde gizlice beslenen gölge kendini zaman içinde gösterir ve karakterin nihai sonunu getirir çünkü bilinçdışından yapay bir ayrılma nihayetinde sürdürülemez. Buna karşılık, Salome' de aşırı beslenen gölge benliği kontrol altına alır ve bu ele geçiriş egoya üstünlük sağlamasıyla sonuçlanır. Bu çalışma, iki edebi eserdeki erkek ve kadın baş karakterlerde gölge'nin ortaya çıkışını incelemekte ve cinsiyete bağlı olarak arketipik özellikleri vurgulamaktadır. Gölge, tipik olarak psişenin bir bileşeni olarak gizlenmiştir; incelediğimiz eserler gölgenin harekete geçişini göstermektedir. Salome'de neredeyse hayvani bir arzu, gölgeyi üstün bir konuma yükseltirken, Dorian Gray'in Portresi'nde de gölge, Dorian'ın bencil doğası nedeniyle ruh üzerinde üstünlük kurar. Her iki metnin karşılaştırmalı analizi, Wilde'ın kaleminden psikolojik manzaraların karmaşık tasvirini ortaya çıkararak, cinsiyet, güç, denetimsiz hedonizm, içsel çöküş ve insan ruhunun karanlık yönleri arasındaki etkileşimi derinlemesine anlamamızı sağlar. Bu karakterlerdeki anima ve animus'un psişik tezahürlerindeki karşıt cinsel özelliklerle bağlantılı olan cinsiyet rollerinin akışkanlığı, bu özelliklerin ve davranışların belirli bir cinsiyete özgü olmadığını, daha geniş bir insan deneyiminin parçası olduğunu vurgular.

Özet (Çeviri)

This study explores the ascendancy and dominance of the unconscious over the consciousness by focusing on two literary works simultaneously, which will be analyzed through a Jungian lens. By drawing insights primarily from the two works by Oscar Wilde; The Picture of Dorian Gray (1891) and Salome (1891), this research explores the darker facets of human nature, dualities, and complexities through binary gender oppositions as components of Jungian psychology. Through a comparative analysis, this paper is able to draw inferences between binary oppositions of gender and the archetypal constituents of the human psyche, namely the anima and animus. The Jungian concepts of the anima and the animus are integral to the emergence of the shadow self in The Picture of Dorian Gray as the clandestinely nurtured shadow manifests itself and leads to Dorian's demise because an artificial separation of the ego from the unconscious is ultimately unsustainable. Conversely, in Salome, the excessively indulged shadow self takes over, which results in its dominance over the ego. Despite the divergent trajectories pursued by Dorian and Salome, they both yield to the pervasive influence, dominance, and formidable power wielded by their respective shadows. The archetypal qualities of the negatively manifested anima in Dorian Gray and the animus in Salome, illustrates the complexity of the human psyche as both of the main characters exhibit traits such as inner degradation, emotional manipulation of others, obstinacy, cunningness, self-indulgence, self-centeredness, and hedonism. The complexity and fluidity of gender roles connected to the anima and animus, which are the contra-sexual attributes in their psychic manifestations underscore that these traits and behaviors are not inherently confined to a specific gender but are part of the broader human experience.

Benzer Tezler

  1. A Jungian feminist analysis of Natalie Haynes' The Children of Jocasta, Orhan Pamuk's The Red-Haired Woman and Simin Daneshvar's A Persian Requiem

    Natalie Haynes'in Jocastanın Çocukları (The Children of Jocasta), Orhan Pamuk'un Kırmızı Saçlı Kadın (The Red-Haired Woman) ve Simin Daneshvar'ın Bir Persli Ağıtı (A Persian Requiem) kıtaplarında, Jungcu feminist analizi

    ELNAZ MOHAMMADI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Karşılaştırmalı EdebiyatYeditepe Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. CATHERİNE MACMİLLAN

  2. A jungian archetypal analysis of Earnest Cline's Ready Player One: Quest for the axis mundi

    Earnest Cline'in Ready Player One romanının Jungcu arketipsel analizi: Axis mundi arayışı

    MİRAÇ ÖZKURT

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Batı Dilleri ve EdebiyatıPamukkale Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM UZUNOĞLU ERTEN

  3. An archetypal study of Ursula K. le Guin's earthsea trilogy and reflections in language teaching trough task-based learning

    Ursula K. le Guin'in yerdeniz üçlemesinin arketipik bir çalışması ve görev odaklı öğrenme yöntemiyle dil öğretimine yansımaları

    SİBEL ÜMİT

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2005

    Batı Dilleri ve EdebiyatıDokuz Eylül Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. FERYAL ÇUBUKÇU

  4. An archetypal study of Ursula K. Le Guin's Earthsea trilogy and reflections in language teaching trough task-based learning

    Ursula K. Le Guin'in Yerdeniz üçlemesinin arketipik bir çalışması ve görev odaklı öğrenim metoduyla dil öğretimine yansımaları

    SİBEL ÜMİT

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2005

    Eğitim ve ÖğretimDokuz Eylül Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FERYAL ÇUBUKÇU