Geri Dön

1500 gram altı ve/veya 32 gestasyonel haftanın altında doğan prematürelerde kafein tedavisinin morbidite ve mortalite ile ilişkisinin değerlendirilmesi

Evaluation of the relationship between caffeine treatment and morbidity and mortality in premature infants born weighing less than 1500 grams and/or before 32 gestational weeks

  1. Tez No: 904370
  2. Yazar: TUĞBA GÜRCAN PAMUKÇU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. PELİN DOĞAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Prematüre, kafein, morbidite, enteral beslenme, Premature, caffeine, morbidity, enteral feeding
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 69

Özet

Amaç: Prematüre apnesi yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde en sık görülen tanılardan biridir. Tedavisinde kafein sitrat sık olarak kullanılmasına rağmen, tedavinin başlanma zamanı ve optimum dozu için fikir birliği sağlanamamıştır. Bu çalışmanın amacı, prematüre bebeklerde kullanılan kafein tedavisinin dozaj ve tedavi zamanlamasının neonatal morbidite ve mortalite üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 1 Ocak 2018-1 Ocak 2022 tarihleri arasında SBÜ Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde (YDYBÜ) yatan 1500 gram altı ve/veya 32 GH altında doğan prematüre bebekler çalışmaya dahil edildi. Veriler bu olguların dosyaları ve bilgisayar sisteminde kayıtlı epikrizleri üzerinden incelenerek retrospektif olarak toplandı. Kafein tedavisi başlanma zamanına göre; erken kafein postnatal ilk 24 saat içerisinde tedavi başlanması, geç kafein postnatal ilk 24 saat sonrasında tedavi başlanması şeklinde tanımlandı. Verilen kafein dozuna göre; prematürelerde önerilen standart doz olan 5 mg/kg/gün olarak tedavi başlanan hastalar düşük doz, 10 mg/kg/gün olarak tedavi alan hastalar yüksek doz şeklinde tanımlandı. Kafein alan ve almayan hastalar, erken ve geç kafein tedavisi başlanan hastalar, düşük ve yüksek doz kafein tedavisi alan hastalar şeklinde gruplandırıldı. Hastaların demografik verileri, eşlik eden morbiditeleri, solunum ve beslenme verileri, YDYBÜ yatış süresi ve mortalite verileri kaydedildi. Tüm istatistiksel analizler IBM SPSS 28.0 paketi kullanılarak gerçekleştirildi. Bulgular: Çalışmaya, dışlama kriterlerine uyan bebekler elendikten sonra 363 prematüre bebek dahil edildi. Dahil edilen bebeklerin %19'u (n=69) kafein tedavisi almamış, %81'i (n=294) kafein tedavisi almıştı. Kafein tedavisi alan bebeklerin de %86,4'üne (n=254) erken, %13,6'sına (n=40) geç dönemde kafein başlandı. Kafein tedavisi alan hastaların %86'sı (n=253) düşük, %14'ü (n=41) yüksek doz kafein aldı. Çalışmaya dahil edilen 363 bebeğin %52,9'u (n=192) erkek iken %47,1'i (n=171) kız idi. Gestasyonel yaş ortalamaları 27,76±2,87 hafta olup doğum ağırlığı ortalamaları 1018,93±346,15 gramdı. Kafein alan ve almayan hastalar kıyaslandığında alan grupta doğum ağırlığı, gestasyonel hafta, 1. ve 5. dakika APGAR skoru daha düşük saptandı. Kafein alan grupta total parenteral nutrisyon (TPN) alma süresi ve tam enteral beslenmeye geçiş daha uzun, taburculuk persantili daha düşük saptandı. Erken ve geç doz kafein karşılaştırıldığında doğum ağırlığı, gestasyonel hafta, 1. ve 5. dakika APGAR skoru erken kafein alan grupta daha düşük saptandı. Erken kafein başlanan hasta grubunda geç başlanan gruba göre nekrotizan enterokolit (NEK), bronkopulmoner displazi (BPD), respiratuar distres sendromu (RDS), intraventriküler hemoraji (İVH), prematüre retinopatisi (ROP), patent duktus arteriozus (PDA), sepsis açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Erken kafein alan hasta grubunun taburculuk persantili daha düşük tespit edildi. Yüksek doz kafein ile düşük doz kafein karşılaştırıldığında gestasyonel hafta yüksek dozda düşük saptandı. Yüksek doz kafein alan hasta grubunda TPN alma süresinde uzama ve tam enteral beslenmeye geçişte gecikme tespit edildi. Her iki grup arasında İVH, RDS, PDA, NEK, ROP gibi morbiditeler açısından anlamlı fark saptanmadı. Yüksek doz alan hasta grubunda BPD insidansı yüksek saptandı. Yüksek doz alan hasta grubunda hastane yatış süresi daha uzun saptandı. Sonuç: Bu çalışmada yüksek doz kafeinin TPN alma süresinde uzama ve tam enteral beslenmeye geçişte gecikmeye sebep olduğu gösterilmiştir. Yüksek doz kafein tedavisinin morbiditeler üzerine olumlu bir etkisinin olmadığı ve BPD insidansında artışa sebep olabileceği gösterilmiştir. Dolayısıyla yüksek doz kafeinin etkinliği ve güvenliğinin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Erken ve geç kafein tedavisi arasında morbidite ve mortalite açısından anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Prematüre apnesinin tedavisinde kullanılan kafeinin en etkin başlama zamanı ve uygulama dozunun belirlenip morbidite ve mortalite ile ilişkisini değerlendirebilmek için daha kapsamlı ve seçilmiş hasta gruplarına odaklanan prospektif randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Objective: Premature apnea is one of the most commonly diagnosed conditions in neonatal intensive care units. Although caffeine citrate is frequently used in its treatment, there is no consensus on the timing of treatment initiation and the optimal dose. The aim of this study is to evaluate the effects of caffeine therapy's dosage and timing on neonatal morbidity and mortality in premature infants. Materials and Methods: Premature infants born with a birth weight below 1500 grams and/or gestational age under 32 weeks, who were admitted to the Neonatal Intensive Care Unit (NICU) at SBÜ Bursa Yüksek İhtisas Training and Research Hospital between January 1, 2018, and January 1, 2022, were included in the study. Data were retrospectively collected from the medical records and epicrises stored in the hospital's computer system. Based on the timing of caffeine therapy initiation, early caffeine therapy was defined as treatment initiation within the first 24 hours of postnatal life, and late caffeine therapy was defined as treatment initiation after the first 24 hours. Based on the administered dose of caffeine, patients who received the standard recommended dose of 5 mg/kg/day for preterm infants were classified as receiving a low dose, and those who received 10 mg/kg/day were classified as receiving a high dose. Patients were grouped into those who received caffeine and those who did not, early and late caffeine therapy initiation, and low and high caffeine dose therapy groups. The patients demographic data, comorbidities, respiratory and nutritional data, NICU length of stay, and mortality data were recorded. All statistical analyses were performed using the IBM SPSS 28.0 package. Results: After excluding infants based on the exclusion criteria, 363 premature infants were included in the study. Of these, 19% (n=69) did not receive caffeine therapy, while 81% (n=294) did. Among the infants who received caffeine, 86.4% (n=254) were started on early caffeine therapy, and 13.6% (n=40) received late caffeine therapy. Additionally, 86% (n=253) of the infants in the caffeine group received a low dose, and 14% (n=41) received a high dose of caffeine. Of the 363 infants included in the study, 52.9% (n=192) were male, and 47.1% (n=171) were female. The average gestational age was 27.76±2.87 weeks, and the average birth weight was 1018.93±346.15 grams. When comparing infants who received caffeine therapy with those who did not, the group that received caffeine had lower birth weights, gestational ages, and lower 1-minute and 5-minute APGAR scores. In the group that received caffeine, the duration of total parenteral nutrition (TPN) administration and the transition to full enteral feeding were longer, and the discharge percentile was found to be lower. When early and late caffeine groups were compared, birth weight, gestational age, and 1-minute and 5-minute APGAR scores were lower in the early caffeine group. No significant differences were found between the early and late caffeine groups regarding necrotizing enterocolitis (NEC), bronchopulmonary dysplasia (BPD), respiratory distress syndrome (RDS), intraventricular hemorrhage (IVH), retinopathy of prematurity (ROP), patent ductus arteriosus (PDA) or sepsis. The discharge percentile was found to be lower in the patient group that received early caffeine therapy. Comparing high-dose and low-dose caffeine groups, gestational age was found to be lower in the high-dose group. The high-dose caffeine group also showed prolonged TPN administration and delayed transition to full enteral feeding. However, no significant differences were observed between the two groups in terms of IVH, RDS, PDA, NEC, or ROP morbidities. The incidence of BPD was higher in the high-dose group, and the length of hospital stay was also longer in this group. Conclusion: This study demonstrated that high-dose caffeine is associated with a prolonged duration of total parenteral nutrition (TPN) and delayed transition to full enteral feeding. It was also shown that high-dose caffeine therapy does not have a positive effect on morbidities and may increase the incidence of bronchopulmonary dysplasia (BPD). Therefore, the efficacy and safety of high-dose caffeine should be re-evaluated. No significant differences were found between early and late caffeine therapy in terms of morbidity and mortality. To determine the most effective timing and dosage of caffeine therapy in the treatment of apnea of prematurity and to evaluate its relationship with morbidity and mortality, more comprehensive, prospective, randomized controlled trials focusing on selected patient groups are needed.

Benzer Tezler

  1. 1500 gram altı ve/veya 32 gestasyonel haftanın altında doğan prematürelerde patent duktus arteriosus varlığının morbidite ve mortalite ile ilişkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship between the presence of patent ductus arteriosus and morbidity/mortality in premature infants born below 1500 grams and/or before 32 gestational weeks

    ATAHAN İSMET ARARAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PELİN DOĞAN

  2. Prematüre bebeklerde pentoksifilin kullanımı ile prematüre retinopatisi gelişimi arasındaki ilişkinin araştırılması

    The research of relationship between pentoxifylline usage and retinopathy of prematurity in preterm infants

    İBRAHİM MERT ERBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERİH ÇETİNKAYA

  3. Çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin uzun dönem nörogelişimsel sorunları

    lONG TERM neurodevelopmental prognosis very low birth weight infants

    SEÇİL OKTAY EDİZSOY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAdnan Menderes Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYŞE FAHRİYE TOSUN

  4. Otuz hafta altı veya 1500 gram altı yenidoğan bebeklerde patent duktus arteriozus ve şant indeksi ilişkisinin tespiti

    Detection of patent ductus arteriozus and shunt index relation in thirty-weeks six or 1500 grams newborn infants

    MUSTAFA MERTKAN BİLEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAtatürk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARA