Geri Dön

Bipolar bozukluk hastalarında adenozin deaminaz ve serum ürik asit düzeylerinin psikolojik dayanıklılık ile ilişkisi

The relationship between adenosine deaminase and serum uric acid levels with psychological resilience in patients with bipolar disorder

  1. Tez No: 909117
  2. Yazar: SERRA SARI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ AYKUT KARAHAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 206

Özet

AMAÇ: Strese verilen fizyolojik ve psikolojik tepkiler değişkenlik gösterir ve bu farklılıklar psikolojik dayanıklılıkla ilişkilidir. Bipolar bozukluk tanılı hastalarda dayanıklılığın koruyucu etmen olarak önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Adenozin bir nöromodülator olarak diğer reseptör sistemleriyle çok fazla etkileşim içindedir ve adenozin sistem fonksiyonunun bipolar bozuklukta bozulmuş olduğu geçmiş çalışmalarda gösterilmiştir. Bipolar bozukluk tanılı hastalarda psikolojik dayanıklılık ile adenozin sistemi arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma bildiğimiz kadarı ile bulunmamaktadır. Bu araştırmanın amacı, bipolar duygulanım bozukluğu tanılı hastalarda pürinerjik sistem fonksiyon bozukluğunun varlığını ve bu bozukluğun psikolojik dayanıklılık ile ilişkisini araştırmaktır. ADA (adenozin deaminaz) ve serum ürik asit düzeylerinin psikolojik dayanıklılık, tedavi yanıtı, işlevsellik, 6 aylık yapılan takip süresince remisyonda kalma, intihar düşüncesi ve dürtüsellik ile ilişkisi araştırılması amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamıza Ağustos 2023 – Kasım 2023 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı polikliniğine ayaktan başvuran, DSM-5'e göre Bipolar Bozukluk tanısı alan 55 katılımcı ve hasta grubu ile yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyi olarak eşleştirilmiş, duygudurum bozukluğu veya psikotik bozukluk tanısı olmayan, 55 sağlıklı kontrol dahil edilmiştir. Tüm katılımcılara Yetişkinler için Dayanıklılık Ölçeği (YİDÖ), Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HAM-D) ve Montgomery Asberg Depresyon Değerlendirme Ölçeği (MADRS), Young- Mani Derecelendirme Ölçeği (YMDÖ), Bipolar Bozukluk İşlevsellik Ölçeği (BBİÖ), Barratt Dürtüsellik Ölçeği -11 kısa formu (BDÖ-11), Beck İntihar Düşüncesi Ölçeği (BİDÖ) olmak üzere 7 ölçek uygulanmış ve kan örnekleri alınmıştır. Çalışma 6 aylık bir takip çalışması olarak tasarlanmış olup Bipolar Bozukluk hasta grubu 6 aylık süre boyunca, 3 ayda bir olacak şekilde değerlendirilmiş ve ölçekler ve biyokimyasal tetkikler uygulanmıştır. Kontrol grubuna bu testler yalnızca ilk muayene aşamasında uygulanmıştır. BULGULAR: Başlangıç muayenesinde bipolar bozukluk hasta grubunda, sağlıklı kontrollere göre daha düşük YİDÖ puanları saptanırken daha yüksek HAM-D, MADRS, YMDÖ, BDÖ-11, BİDÖ puanları bulunmuştur. YİDÖ puanları arttıkça HAM-D, MADRS, YMDÖ, BDÖ-11 ve BİDÖ ölçek puanları azalmakta iken BBİÖ ölçek puanları artmıştır. 3 ve 6 aylık takipte YİDÖ puanı artış gösteren hastaların HAM-D, MADRS, YMDÖ ve BDÖ-11 ölçek puanlarının aynı oranda azalma saptanmıştır. Çalışmanın başlangıcında daha yüksek YİDÖ ölçek puanlarına sahip hastalarda, 3 aylık takip sonunda, MADRS ve HAM-D depresyon ölçek puanlarında azalma, BDÖ-11 puanı ile değerlendirilen dürtüsellikte düşüş ve BBİÖ puanı ile değerlendirilen işlevsellikte artış daha fazla olmuştur. Bipolar bozukluk hasta grubunda tüm hastalar dahil edildiğinde, sağlıklı kontrol grubuna göre ADA ve ürik asit seviyeleri daha yüksek olarak saptanmıştır. Ürik asit seviyeleri arttıkça depresyon ölçek puanları azalmakta, işlevsellik ölçek puanı artmaktadır. ADA düzeyinin yüksek seyretmesi depresyon ölçek puanlarında ve intihar düşüncelerinde azalma ile ilişkili saptanmıştır. Başlangıç muayenesinde“depresyon var”olarak değerlendirilen hastaların ürik asit düzeyleri daha düşük iken iyileşen hastalarda ürik asit seviyeleri yükselmiştir. ADA düzeyinin sadece başlangıç kontrolü ile 6. ay kontrolü arasında iyileşmeye giden hasta grubunda daha yüksek olduğu görülmektedir. Bipolar bozukluk hasta grubunda ilk muayenede depresyon olarak değerlendirilen hastalarda ADA düzeyi daha yüksek olan hastaların remisyona girdiği ve çalışma sonunda remisyona giren hastalarda ADA düzeylerinin düştüğü görülmüştür. SONUÇLAR: Bulgularımız bipolar bozukluk hasta grubunda dayanıklılık düzeyinin düşük olduğu ve adenozin sistem disfonksiyonunun varlığını kanıtlar niteliktedir. Ancak dayanıklılık ile adenozin sistemi elemanlarından ürik asit ve ADA arasında herhangi bir ilişki gösterilememiştir. Dayanıklılık, depresyon ve mani semptomları açısından koruyucu bulunmuştur. Dayanıklılığı daha yüksek olan hastalarda daha az dürtüsellik ve intihar düşüncesi saptanmış olup işlevsellik daha yüksektir. Dayanıklılık değişimine göre dayanıklılığı 6 aylık takipte daha yüksek artış gösteren hastalarda depresyon ve mani semptomları daha çok gerilemiş ve dürtüsellik daha fazla azalırken işlevsellik daha fazla artış göstermiştir. Bipolar bozukluk tanılı hastalarda psikofarmakolojik tedavilere ek olarak dayanıklılığı yükseltmeye yönelik müdahalelerin depresyon ve mani semptomları, dürtüsellik ve azalmış işlevsellik açısından fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Ürik asitin düşük olması depresif dönemleri tetiklerken yüksek olması artmış inflamatuar yanıt ile ilişkili görünmektedir. ADA düzeyleri ise bipolar depresyon hastaları için prognoz göstergesi olmuş ve ADA düzeyi daha yüksek olan hastalarda 6 aylık sürede tedavi yanıtı daha iyi olmuştur. ADA düzeylerinin bipolar bozukluk hasta grubunda tedaviye yanıt açısından bir biyobelirteç olarak kullanılabileceğini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

OBJECTIVE: The physiological and psychological responses to stress vary and these differences are associated with psychological resilience. Resilience is thought to play a significant protective role in patients diagnosed with bipolar disorder. Adenosine interacts with many other receptor systems as a neuromodulator, and previous studies have shown that adenosine system function is impaired in bipolar disorder. To the best of our knowledge, there is no study has examined the relationship between psychological resilience and the adenosine system in patients with bipolar disorder. The objective of this study is to investigate the presence of purinergic system dysfunction and explore the relationship of this dysfunction with psychological resilience in patients with bipolar affective disorder. Relationship of ADA (adenosine deaminase) and serum uric acid levels with psychological resilience, treatment response, functionality, remaining in remission during the 6-month follow-up, suicidal ideation and impulsivity are aimed to be investigated. MATERIALS AND METHODS: This study included 55 participants diagnosed with Bipolar Disorder according to DSM-5 criteria and 55 healthy controls matched for age, gender, and educational level. Participants were recruited from the outpatient clinic of the Department of Psychiatry, Faculty of Medicine, Karadeniz Technical University, between August 2023 and November 2023. The control group included individuals with no diagnosis of mood or psychotic disorders. All participants were assessed using seven scales: the Resilience Scale for Adults (YİDÖ), Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D), Montgomery-Asberg Depression Rating Scale (MADRS), Young Mania Rating Scale (YMDÖ), Bipolar Disorder Functionality Scale (BBİÖ), Barratt Impulsiveness Scale-11 short form (BDÖ-11), Beck Suicide Ideation Scale (BİDÖ) and blood samples were also collected from all participants. The study is designed as a 6-month follow-up study, Bipolar Disorder patient group underwent reassessments of scales and biochemical tests every three months. For the control group, these tests were conducted only during the initial assessment. FINDINGS: At the initial assessment, the Bipolar Disorder patient group had lower YİDÖ scores compared to the healthy control group, while their HAM-D, MADRS, YMDÖ, BDÖ-11, and BİDÖ scores were higher. Increase in YİDÖ scores was associated with decreases in HAM-D, MADRS, YMDÖ, BDÖ-11, and BİDÖ, and increase in BBİÖ scores. At the 3-month and 6-month follow-ups, patients with increased YİDÖ scores showed a corresponding decrease in HAM-D, MADRS, YMDÖ, and BDÖ-11 scores. At the start of the study, patients with higher YİDÖ scores experienced a greater decrease in HAM-D and MADRS depression scale scores, a decrease in impulsivity as measured by the BDÖ-11, and an increase in functionality as measured by the BBİÖ at the 3-month follow-up. In the Bipolar Disorder patient group, when all patients were included, ADA and uric acid levels were higher compared to the healthy control group. As uric acid levels increased, depression scale scores decreased, and functionality scale scores increased. Higher ADA levels were associated with reductions in depression scale scores and fewer suicidal thoughts. At the initial assessment, patients classified as“depressed”had lower uric acid levels, while those who recovered showed an increase in uric acid levels. ADA levels were higher in patients who showed improvement from the initial assessment to the 6-month follow-up. In the Bipolar Disorder group, patients who were initially classified as depressed and had higher ADA levels were more likely to enter remission. By the end of the study, ADA levels had decreased in patients who entered remission. CONCLUSIONS: Our findings indicate that resilience levels are low in the bipolar disorder group and also indicate that there is evidence for adenosine system dysfunction. However, no relationship was found between resilience and the adenosine system elements uric acid and ADA. Resilience has been found to be protective against depressive and manic symptoms. Patients with higher resilience had lower impulsivity and suicidal ideation, and higher functionality. Over a 6-month follow-up, patients with greater increases in resilience showed a greater reduction in depressive and manic symptoms, a significant decrease in impulsivity, and improvement in functionality. In addition to psychopharmacological treatments, interventions aimed at increase resilience in patients with bipolar disorder might be beneficial for reducing depressive and manic symptoms, impulsivity, and improving functionality. Low uric acid levels seem to trigger depressive episodes, while high levels appear to be associated with an increased inflammatory response. ADA levels have been shown to be a prognostic indicator for bipolar depression patients, with patients with higher ADA levels having a better treatment response over 6 months. This suggests that ADA levels could be used as a biomarker for treatment response in bipolar disorder patients.

Benzer Tezler

  1. Opiyat kullanım bozukluğu tanılı hastalarda serum ürik asit seviyesinin impulsivite ve suisidalite ile ilişkisi

    Relationship between serum uric acid levels and impulsivity and suicidality in patients diagnosed with opioid use disorder

    SERPİL CEYLAN HOCA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DR. SALİH CİHAT PALTUN

  2. Bipolar bozukluk hastalarında manik dönemde ve tedavi sonrasında, traf-6 genini hedefleyen MiRNA-146A'nın expresyonunun incelenmesi

    Examination of the expression of MiRNA-146a targeting the traf-6 gene in bipolar disorder patients during the manic period and the treatment process

    SELMA BEKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriGaziantep Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞENGÜL ŞAHİN

  3. Bipolar bozukluk hastalarında serum nöroserpin, tPA, IL-6 ve BDNF düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of serum neuroserpin, tPA, IL-6 and bdnf levels in patients with bipolar disorder

    HASAN ÜNVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HASAN KARADAĞ

    UZMAN GAMZE ERZİN

  4. İleri yaş bipolar bozuklukta beyin yaşlanması, vasküler risk faktörleri ve metabolik sendromun klinik ve işlevselliğe etkileri ile premorbid ve bilişsel prediktörleri

    Effects of brain aging, vascular risk factors, and metabolic syndrome on clinical and functional outcomes, and premorbid and cognitive predictors in older age bipolar disorder

    EMRE ÖZÇOBAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA

  5. Bipolar bozukluk hastalarında psikolojik esneklik

    Psychological flexibility in patients with bipolar disorder

    MURAT AKTEPE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HASAN TURAN KARATEPE