Neo-liberal dönemde demokrasinin tarihsel materyalist kritiği
Historical materialist critique of democracy in the neo-liberalera
- Tez No: 912531
- Danışmanlar: PROF. DR. CEMİLE ARIKOĞLU ÜNDÜCÜ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Public Administration, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Trakya Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 180
Özet
Demokrasi, etimolojik olarak halkın yönetimi olarak tanımlanmaktadır. Ancak halk tanımı tarihsel süreç içerisinde birden fazla anlama sahip olmuştur. Demokrasinin toplumsallaşma tarihi, bir bakıma halk tanımının genişleme tarihidir. Demokrasinin ilk görüldüğü Atina toplumunda, halk çok küçük bir zümreye karşılık geliyordu. Verili tarihsel uğraklardaki dezavantajlı katmanların politik katılım bayrağını, başka bir ifade ile seçme ve seçilme hakkını, yatay düzlemde dağıtma amacıyla verdiği toplumsal mücadeleler sonucunda, bu tanım, öncelikle varsıl kentli erkeklere daha sonra yoksul erkeklere ve son olarak da kadınlara doğru yayıldı. Bu yayılma sonucunda genel oy ilkesine dayalı, anayasal güvence altındaki, çoğulcu liberal temsili demokrasiler doğdu. 1980 sonrasında dünyanın birçok ülkesinde, liberal temsili demokrasiler en ussal yönetim sistemi olarak kabul edilmişti. Bunun yanında korumacı refah devleti modeli, yeni bir sermaye birikim biçimine yerini bırakıyordu. Aynı dönem modernizmin düşünce tarzının sorgulandığı ve dönüşüm geçirdiği yıllardı. Bu bağlamda devlet-toplum-birey ilişkileri, kitle hareketleri, politik ve sosyal istençler de değişiyordu. Tüm dünyada, ekonomik temelli politik hareketler, kimlikleri merkeze alan düşünme biçimleri ile ikame ediliyordu. Yöneten-yönetilen ilişkileri bu bağlamda yeniden ele alındı. Bu çalışma, kitleleri harekete geçiren ve politik istençlerin yelkenini dolduran rüzgârın kaynağını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Buna ek olarak, 1980'den sonra rüzgârın içeriğini oluşturan nüvelerin yöneten-yönetilen ilişkilerini nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışmaktadır. Son olarak 1980'den sonra bu ikili arasındaki ilişkiye ışık tutmayı hedeflemektedir.
Özet (Çeviri)
Democracy is etymologically defined as the rule of the people. However, the definition of“the people”has had more than one meaning throughout history. The history of the socialization of democracy is, in a sense, the history of the expansion of the definition of“the people.”In Athenian society, where democracy first emerged,“the people”corresponded to a very small group. As a result of the social struggles of disadvantaged layers in given historical moments to horizontally distribute the flag of political participation—in other words, the right to vote and be elected—this definition spread first to wealthy urban men, then to poor men, and finally to women. As a result of this spread, pluralistic liberal representative democracies based on the principle of universal suffrage, under constitutional guarantee, were born. After 1980, in many countries around the world, liberal representative democracies were accepted as the most rational governance system. In addition, the protectionist welfare state model was giving way to a new form of capital accumulation. This period also saw the questioning and transformation of modernist ways of thinking. In this context, state-society-individual relations, mass movements, and political and social wills were also changing. All over the world, economic-based political movements were being replaced by ways of thinking centered on identities. The relations between the ruler and the ruled were reconsidered in this context. This study aims to reveal the source of the wind that mobilizes the masses and fills the sails of political wills. Additionally, it tries to reveal how the cores that constitute the content of this wind after 1980 affected the relations between the ruler and the ruled. Finally, it aims to shed light on the relationship between these two after 1980.
Benzer Tezler
- Küreselleşme ve demokrasi krizi
Globalization and the crisis of the democracy
ALTYNBEK JOLDOSHOV
Yüksek Lisans
Türkçe
2002
Siyasal BilimlerAnkara ÜniversitesiKamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. TÜLİN ÖNGEN
- Popülist-otoriter trendin tarihsel derinliği: Macaristan ve ABD örnekleri
Historical depth of populist-authoritarian tendency: Sample cases of Hungary and USA
YUSUF KENAN POLAT
Doktora
Türkçe
2023
Uluslararası İlişkilerAkdeniz ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SANEM ÖZER
- Examining the relationship between the political leader and the political subject from a Lacanian perspective in understanding the prevalence of populist leaders
Popülist liderlerin yaygınlığı olgusunu anlamada siyasal lider ile siyasal özne arasındaki ilişkinin Lacancı bakışla incelenmesi
UĞUR SALMAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Siyasal Bilimlerİstanbul Teknik ÜniversitesiSiyaset Çalışmaları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMİNE ASLI ÇALKIVİK
- Demokratikleşme kalkınma ilişkisi bağlamında Şili örneği
The relationship between democratisation and development: The case of Chile
UĞUR TANYELİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Siyasal BilimlerAnkara ÜniversitesiLatin Amerika Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAYRİYE ERBAŞ
- Reclaiming the city square; social production of public space- Sultanahmet–Beyazit–Taksim Republican squares
Şehir meydanı savunusu; kamusal mekanın toplumsal üretimi-Sultanahmet–Beyazıt–Taksim Cumhuriyet meydanları
MERİÇ DEMİR KAHRAMAN
Doktora
İngilizce
2017
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU