Geri Dön

Gebeliğin hipertansif bozukluklarının tanısında klinik, biyokimyasal ve ultrasonografik parametrelerin analizi

Analysis of clinical, biochemical and ultrasonographic parameters in the diagnosis of hypertensive disorders of pregnancy

  1. Tez No: 912696
  2. Yazar: NAZLI TUNCA ŞANLIER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ELİF GÜL YAPAR EYİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 106

Özet

Giriş: Gebeliğe özgü ve hala çözümlenememiş bir komplikasyon olan preeklampsi, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra başlar. Preeklampsi gelişimi için klinik risk faktörleri ile kombine edilen ve plasental büyüme faktörü (PlGF) ve çözünür fms benzeri tirozin kinaz-1 (sFlt-1) veya sFlt-1/PIGF dahil olmak üzere anjiyojenik belirteçlerle erken preeklampsi taramasının evrensel tarama için düşük pozitif öngörü değerine sahip olduğu bildirilmiştir; ancak, preeklampsi açısından yüksek risk taşıyan kadınlarda 20. gebelik haftasından sonra preeklampsiyi öngörmedeki faydaları belirsizdir. Bu çalışmanın amacı, yüksek riskli gebeliklerde preeklampsi/suprtimpoze preeklampsi gelişimini tahmin etmede tek bir anjiyojenik belirteç olan PlGF'nin prognostik değerini değerlendirmektir. Yöntemler: Bu çalışma Fetal Medicine Foundation Kriterlerine göre preeklampsi için yüksek risk faktörlerine sahip 168 tekil gebeyi içeren prospektif kohort bir çalışmadır: Preeklampsi tanısı konmamış ve yüksek riskli gebelerin 92'sinde (%54,76) kronik hipertansiyon, 12'sinde (%7,14) tip II diabetes mellitus, 8'inde (%4,76) tip I (diabetes mellitus (%0,59), birinde (%0,59) sistemik lupus eritematozus birinde (%0,59), kronik böbrek yetmezliği mevcuttu. Serideki 41 (24,40%) kadında ayrıca hipotiroidi tanısı ile izlenmekte idi. mevcuttu. Gebeler, 20 ila 29 (ortalama: 26,1 + 2,1) gebelik haftası arasında tabakalı rastgele örnekleme yoluyla çalışmaya dahil edildi. Demografik faktörler, obstetrik öykü, kullanılan ilaçlar, vücut kitle indeksi, kan basıncı takibi, hematolojik ve biyokimyasal parametreler, ultrason ve Doppler özellikleri (uterin arter ölçümleri, fetal biyometri, umbilikal arter ölçümleri ve plasenta kalınlığı) değerlendirildi. Tüm kadınlara serum PlGF örneklemesi yapıldı. Gebelik sonucu, doğum şekli ve perinatal sonuçlar kaydedildi. İstatistiksel analiz: Sürekli değişkenler ortalama, standart sapma, minimum) ve maksimum değerlerle, kategorik değişkenler (nitel değişkenler) frekans ve yüzde değerleriyle sunuldu. Çalışmada ele alınan nitel değişkenlerin istatistiksel analizinde ki-kare testi kullanıldı. Nicel değişkenlerin normal dağılıma uygunluğunu incelemek için Shapiro-Wilk testi kullanıldı. İki bağımsız grubun istatistiksel karşılaştırılmasında, normal dağılıma sahip nicel değişkenler için“Bağımsız örnekler T-testi”, normal dağılıma uymayan değişkenler için“Mann-Whitney U testi”kullanıldı. Değişkenler arasındaki ilişkiler“Pearson Korelasyon Analizi (normal dağılıma uyan değişkenler için)”veya“Spearman Korelasyon Analizi (normal dağılıma uymayan değişkenler için)”ile incelendi. Preeklampsi için risk faktörlerini belirlemek amacıyla, tek değişkenli analizlerde (T-testi, Mann-Whitney U veya Ki-kare) anlamlı bulunan değişkenler için“Çoklu Lojistik Regresyon Analizi”kullanıldı. Çoklu Lojistik Regresyon analizinde, modele dahil edilecek bağımsız değişkenleri seçmek için“geriye doğru seçim”yöntemi kullanıldı. Ayrıca, preeklampsi varlığı için PIGF düzeyinin kesme noktasını belirlemek amacıyla ROC analizi yapıldı. Tüm istatistiksel analizlerde, istatistiksel anlamlılık düzeyi olarak p

Özet (Çeviri)

Background: Preeclampsia, still an unresolved complication, unique to pregnancy, usually be-gins after 20 weeks. The clinical risk factors for the development of preeclampsia have been defined, and early preeclampsia screening with angiogenic markers including placental growth factor (PlGF) and soluble fms-like tyrosine kinase-1 (sFlt-1) or sFlt-1/PIGF have been reported to have a low positive predictive value for universal screening. However, their utility for predict-ing pre-eclampsia after 20 weeks of gestation for women at high risk for preeclampsia is uncer-tain. This study aimed to evaluate the prognostic value of a single angiogenic marker: PlGF, for predicting the development of pre-eclampsia/superimposed preeclampsia in pregnancies at high-risk Methods: This was a prospective cohort study involving 168 singleton pregnant women with high-risk factors for preeclampsia according to Fetal Medicine Foundation Criteria: 92 (54.76%) chronic hypertension,12 (7.14%) type II diabetes mellitus, 8 (4.76%) type I (diabetes mellitus (0.59%), one (0.59%) systemic lupus erythematosus one (0.59%), one chronic renal failure, but without an established diagnosis of preeclampsia. 41(24.40%). women in the series also had hypothyroidism Women were enrolled into the study by stratified random sampling between 20 and 29 (mean+ standard deviation: 26.1+2.1) weeks of gestation. Demographic factors, obstet-ric history, medications, body mass index, blood pressure monitoring, hematologic and bio-chemical parameters, ultrasound and Doppler features including uterine artery measurements, fetal biometry, umbilical artery measurements and placental thickness were evaluated. All wom-en underwent sampling of serum PlGF. Pregnancy outcome, mode of delivery and early neona-tal outcome were recorded. Statistical analysis: Continuous are presented with mean, standard deviation, minimum) and maximum values, while categorical variables (qualitative variables) are presented with frequency and percentage values. The chi-square test was used in the statistical analysis of qualitative vari-ables considered in the study. Shapiro-Wilk test was used to examine the conformity of quanti-tative variables to normal distribution. In the statistical comparison of two independent groups, the“Independent samples T-test”was used for quantitative variables for normal distribution, and the“Mann-Whitney U test”was used for variables that did not conform to normal distribu-tion. The relationships between variables were examined with“Pearson Correlation Analysis (for variables that conform to normal distribution)”or“Spearman Correlation Analysis (for var-iables that do not conform to normal distribution)”. To determine the risk factors for preeclamp-sia,“Multiple Logistic Regression Analysis”was used for variables that were found to be sig-nificant in univariate analyses (T-test, Mann-Whitney U or Chi-square). In the Multiple Logistic regression analysis, the“backward selection”method was used to select the independent varia-bles to be included in the model. In addition, ROC analysis was performed to determine the cut-off point of the PIGF level for the presence of preeclampsia. In all statistical analyses, p

Benzer Tezler

  1. Hipertansiyon tanılı gebe hastaların ekokardiyografi sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of echocardiography results of pregnant patients with A diagnosis of hypertension

    AVNİ OZAN TEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYKUT BARUT

  2. Gebelikteki hipertansif bozukluklarında maternal serumda hücre dışı serbest fetal DNA'nın değeri

    The value of cell free fetal DNA in maternal sera in hypertensive disorders in pregnancy

    MEHMET MURAT SEVAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ACAR KOÇ

  3. Gebeliğin hipertansif hastalıklarında postpartum şok indeksinin değerlendirilmesi

    Evaluation of postpartum shock index in hypertensive diseases of pregnancy

    MELEK DURAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK ŞAHİN

  4. Preeklamptik gebelerde serum Phoenixin-14 ve phoenixin-20 düzeyinin araştırılmasP

    Investigation of serum Phoenixin-14 and Phoenixin-20 levels in preeclamptic pregnancy

    ZEYNEP BAKİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM KALE

  5. Preeklampsi olgularinda kin of ırre-like protein (kirrel (NEPH1)) düzeylerinin incelenmesi

    Investigation of kin of irre-like protein (kirrel (NEPH1)) levels in preeclampsia cases

    YUSUF BAŞKIRAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM POLAT