Turner sendromlu hastalarda karyotipin kardiyak prognoza etkisinin incelenmesi
Investigation of the impact of karyotype on cardiac prognosis in patients with turner syndrome
- Tez No: 929292
- Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM İLKER ÇETİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 97
Özet
Amaç: Bu çalışma Turner Sendromu ile takip edilen hastaların karyotipleri ve kardiyolojik bulguları arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı ve kardiyolojik prognoza etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Turner Sendromu, sağlam bir X kromozomuna sahip fenotipik dişilerde, ikinci seks kromozomunun eksikliğiyle ortaya çıkan bir kromozomal bozukluktur. Her 100.000 kız çocuktan 25-50'sinde görülür ve büyüme geriliği, boy kısalığı, primer over yetmezliği gibi belirgin klinik prezantasyonlarla birlikte kardiyovasküler, renal, metabolik, ortopedik ve otoimmünite ile ilişkili çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Turner Sendromu , kardiyovasküler anomalilerin yaygın olduğu bir durumdur ve en sık görülen anomaliler biküspit aortik kapak (BAV) ile aort koarktasyonudur (CoA). BAV, aort dilatasyonu ve diseksiyon riskini artırırken, CoA ise aort diseksiyonuna yol açabilir. TS hastalarında kalp ritmi bozuklukları, QTc uzaması gibi aritmiler sıkça gözlemlenir. Ayrıca, hipertansiyon, glukoz homeostazı bozuklukları ve diyabet riski de artmaktadır. Kardiyovasküler hastalıklar, TS hastalarında artmış morbiditenin yaklaşık %50'sini oluşturur, bu nedenle kardiyovasküler hastalıklar konusunda bilinçlendirme gerektiren multidisipliner bir yaklaşım ve ömür boyu izlem gereklidir. Materyal ve Metot: Ağustos 2019-Aralık 2023 tarihleri arasında, Ankara Şehir Hastanesi Çocuk Genetik polikliniğinde 0 ay - 18 yaş aralığında izlenen Turner sendromu genetik tanısı alan 86 hastanın kardiyolojik bulguları çalışmaya dahil edildi. Hastaların karyotip sınıflandırılması 45,X0 (Monozomi X) , Mozaisizm, X kromozomu yapısal anomaliler ve Yapısal anomalilerin eşlik ettiği mozaisizm şeklinde sınıflandırılmıştır. Bulgular: İncelenen 86 Turner Sendromu hastanın ortalama yaşı 14,06 (±SS) yıl, takip başlangıç yaşı ortalama 10,5 yıl ve kardiyoloji poliklinik takip sayısı ortalama 2,5 olarak bulundu. Hastaların karyotip sınıflandırılması 45,X0 (Monozomi X) , Mozaisizm, Yapısal Bozukluklar ve Yapısal Bozuklukların Eşlik Ettiği Mozaisizm şeklinde sınıflandırılmıştır. Hastaların 31'i (%36) 45 X0 , 32'si (% 37,2 ) Mozaisizm , 9'u (%10,5) Yapısal Bozukluklar , 14'ü (%16,5) Yapısal Bozuklukların Eşlik Ettiği Mozaisizm olarak izlenmiştir. Mozaisizm saptanan 32 olgunun 22 tanesi 45,X/46,XX , 3 tanesi 45,X/47,XXX ( Triple X ile Mozaisizm) izlenmiştir. Yapısal Bozukluklar saptanan 9 olgunun 6 tanesi İzokromozom X(q) , 2 tanesi 46,XX,del(Xp) , 1 tanesi 46,X,r(X) olarak saptanmıştır. Olgularda en sık rastlanan kardiyak anomali biküspit aortik kapak olup, toplamda 23 kişide (%26,7) saptanmıştır. Aort koarktasyonu 5 kişide (%5,8), atriyal septal defekt (ASD) yine 5 kişide (%5,8) ve ventriküler septal defekt (VSD) ise 2 kişide (%2,3) görülmüştür. Aort dilatasyonu 7 kişide (%8,1) tespit edilirken, sol ventrikül dilatasyonu 3 kişide (%3,5) izlenmiştir. Aortik kapak patolojilerinin detaylı incelemesinde hafif aort darlığı 4 kişide (%4,7) ve orta dereceli aort darlığı ise 1 kişide (%1,2) bulunmuştur. Aort yetmezliği olan bireylerde ise 16 kişide (%18,6) hafif yetmezlik saptanmıştır. Katılımcıların büyük çoğunluğu (%84,8, n=73) klinik izlem altındadır. Bunun yanında, 9 kişi (%10,5) cerrahi müdahaleden geçmiş ve 4 kişi (%4,7) medikal tedavi ile takip edilmektedir. Çalışmamızda Karyotip grubu ve aort dilatasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu (p=0,017). 45,X0 karyotipi aort dilatasyonu riskini 12,96 kat artırıyordu (OR 12,96 , %95 Cl: 1,48 - 113,4, p=0,021) ancak mozaisizm anlamlı bir etki göstermedi (p=0,98). Hipertansiyon ile Yapısal Anomalilerin Eşlik Ettiği Mozaisizm arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (p=0,035). Kardiyak dışı bulgular değerlendirildiğinde ise Bifid pelvis ile mozaisizm arasındaki ilişki ve Hashimato hastalığı ve İzokromozom X arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0,048)(p=0,005). Prognoz açısından gruplar arasında genel olarak anlamlı fark bulunmazken (p=0,123), monozomi grubunun diğer karyotiplere kıyasla prognoz açısından anlamlı bir farklılık gösterdiği görüldü (p=0,017). Z skoru açısından monozomi grubunda daha yüksek oranlarda (>2) değerler izlendi (p=0,023). Monozomi grubu, Z skoru pozitifliği için anlamlı bir prediktör olarak saptandı (OR: 6,36 %95 CI: 1,198-33,767 p=0,03). Mozaizim ise Z skoru üzerinde prediktör olarak anlamlı bulunmadı (p=0,998). Aort koarktasyonu ve biküspit aorta ile Z skoru arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Sonuç: Çalışmamız, Turner Sendromu olan bireylerde karyotip varyasyonların kardiyovasküler ve sistemik etkilerinin önemini vurgulamaktadır. Bu çalışmada, Turner Sendromu hastalarında kardiyolojik ve klinik özellikler detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bulgular, 45,X0 karyotipi taşıyan hastaların aort dilatasyonu ve kardiyovasküler anomaliler açısından daha yüksek risk taşıdığını göstermiştir. Ayrıca, monozomi grubunun diğer karyotiplere kıyasla prognoz açısından belirgin bir fark gösterdiği ve Z skoru pozitifliği için anlamlı bir prediktör olduğu saptanmıştır. Mozaisizm, kardiyovasküler riskleri ve prognozu etkilemede anlamlı bir faktör olarak bulunmamıştır fakat bu konuda daha çok araştırma yapılması gerekmektedir. Yapısal anomalilerle ilişkili bulgular arasında, hipertansiyon ve bazı özel patolojilerle ilişki tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, Turner Sendromu hastalarında karyotip sınıflandırmasının klinik izlem ve prognoz açısından önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu bulgular, Turner Sendromuna yönelik erken tanı ve izleme stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Özet (Çeviri)
Objective: This study aims to reveal the relationship between the karyotypes and cardiological findings of patients followed up with Turner Syndrome and to investigate its effect on cardiological prognosis. Turner Syndrome is a chromosomal disorder that occurs in phenotypic females with an intact X chromosome, with the absence of the second sex chromosome. It is seen in 25-50 out of every 100,000 female children and can lead to various health problems related to cardiovascular, renal, metabolic, orthopedic and autoimmunity with distinct clinical presentations such as growth retardation, short stature, primary ovarian insufficiency. TS is commonly associated with cardiovascular anomalies, with the most frequent being bicuspid aortic valve (BAV) and aortic coarctation (CoA). BAV increases the risk of aortic dilatation and dissection, while CoA may lead to aortic dissection. Arrhythmias, including prolonged QTc, are frequently observed in TS patients, as well as an increased risk of hypertension, glucose homeostasis disorders, and diabetes. Cardiovascular diseases account for approximately 50% of the increased morbidity in TS patients, therefore a multidisciplinary approach requiring awareness of cardiovascular diseases and lifelong follow-up is required. Material and method: Cardiological findings of 86 patients with Turner syndrome genetic diagnosis who were followed up between August 2019 and December 2023 in Ankara City Hospital Pediatric Genetics outpatient clinic between the ages of 0 months and 18 years were included in the study. The karyotype classification of the patients was classified as 45 X0 (Monosomy X), Mosaicism, Structural Deformities and Mosaicism Accompanied by Structural Deformities. Results: The average age of the 86 Turner Syndrome patients examined was 14.06 (±SS) years, the average age at the start of follow-up was 10.5 years, and the average number of cardiology outpatient follow-ups was 2.5. The karyotype classification of the patients was classified as 45,X0 (Monosomy X), Mosaicism, Structural Disorders, and Mosaicism Accompanied by Structural Disorders. Thirty-one (36%) of the patients were observed as 45,X0, 32 (37.2%) as Mosaicism, 9 (10.5%) as Structural Deformities, and 14 (16.5%) as Mosaicism Accompanied by Structural Deformities. Of the 32 cases in which mosaicism was detected, 22 were observed as 45,X/46,XX and 3 as 45,X/47,XXX (Mosaicism with Triple X). Of the 9 cases in which structural deformities were detected, 6 were detected as Isochromosome X(q) 2 as 46.XX,del(Xp) and 1 as ring x chromosome. The most common cardiac anomaly in the cases was bicuspid aortic valve, which was detected in a total of 23 people (26.7%). Aortic coarctation was seen in 5 individuals (5.8%), atrial septal defect (ASD) in 5 individuals (5.8%) and ventricular septal defect (VSD) in 2 individuals (2.3%). Aortic dilatation was detected in 7 individuals (8.1%), while left ventricular dilatation was observed in 3 individuals (3.5%). In the detailed examination of aortic valve pathologies, mild aortic stenosis was found in 4 individuals (4.7%) and moderate aortic stenosis in 1 individual (1.2%). In individuals with aortic insufficiency, mild insufficiency was detected in 16 individuals (18.6%). The majority of participants (84.8%, n=73) are under clinical follow-up. In addition, 9 individuals (10.5%) have undergone surgical intervention and 4 individuals (4.7%) are being followed up with medical treatment. In our study, a statistically significant difference was found between karyotype group and aortic dilatation (p=0.017). 45,X0 karyotype increased the risk of aortic dilatation by 12.96 times (OR 12,96 , %95 Cl: 1,48 - 113,4, p=0,021), but mosaicism did not show a significant effect (p=0.98). A significant relationship was found between hypertension and mosaicism accompanied by structural anomalies (p=0.035). When non-cardiac findings were evaluated, the relationship between bifid pelvis and mosaicism and the relationship between Hashimoto's disease and isochromosome X were found to be statistically significant (p=0.048)(p=0.005). While there was no significant difference between the groups in terms of prognosis in general (p=0.123), it was seen that the monosomy group showed a significant difference in terms of prognosis compared to other karyotypes (p=0.017). Higher rates (>2) were observed in the monosomy group in terms of Z score (p=0.023). Monosomy group was found to be a significant predictor for Z score positivity (OR: 6.36; 95% CI: 1.198-33.767, p=0.03). Mosaicism was not found to be a significant predictor on Z score (p=0.998). No significant relationship was found between aortic coarctation and bicuspid aorta and Z score. Conclusion: Our study showed that karyotype variations in individuals with Turner Syndrome are associated with cardiovascular and emphasizes the importance of systemic effects. In this study, cardiological and clinical features were examined in detail in Turner Syndrome patients. The findings showed that patients carrying the 45,X0 karyotype had a higher risk of aortic dilatation and cardiovascular anomalies. In addition, it was determined that the monosomy group showed a significant difference in terms of prognosis compared to other karyotypes and was a significant predictor for Z score positivity. Mosaicism was not found to be a significant factor in affecting cardiovascular risks and prognosis, but more research is needed on this subject. Among the findings related to structural anomalies, an association with hypertension and some specific pathologies was detected. These results reveal that karyotype classification plays an important role in clinical follow-up and prognosis in Turner Syndrome patients. These findings may contribute to the development of early diagnosis and monitoring strategies for Turner Syndrome.
Benzer Tezler
- Turner sendrom'lu hastalarda genotip-fenotip ilişkisinin araştırılması
Investigation of genotype-phenotype relationship in patients with Turner syndrome
CİHAN GÖKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞÜKRAN POYRAZOĞLU
- Turner sendromu hastalarında serum endokan düzeyi ve bu düzeyin diğer endotel disfonksiyonu göstergeleri ile ilişkisi
Serum endocan levels in patients with turner syndrome: correlation with other markers of endothelial dysfunction
ALİ GENCO GENÇAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA FEYZA DARENDELİLER
- Turner sendromlu hastalarda Y kromozom dizilerinin floresan in situ hibridizasyon yöntemiyle belirlenmesi ve çölyak hastalığı taraması
Moleculer analysis of Y chromosome by Fluorescence İn Situ Hybridization (FISH) method and celiac disease screening in turner syndrome patients
A. BARIŞ AKCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHacettepe ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. KORAY BODUROĞLU
- Cinsel gelişim bozukluğu olan çocuk ve adolesanların sınıflandırılması ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi
Classification and clininical evaluation of the children and adolescent with disorders of sex development
SEMA ERDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. CENGİZ KARA
- Primer amenore ve cinsiyet belirsizliği gösteren olguların sitogenetik ve moleküler sitogenetik tekniklerle değerlendirilmesi
The evaluation of phenomenons which indicate primer amenore and ambiguous genitalia by cytogenetic and molecular cytogenetic techniques
RABİA AKEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Tıbbi BiyolojiFırat ÜniversitesiTıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HALİT ELYAS