Tacitus'un Annales'te beliren tarihçiliği ve humanizmi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 9334
- Danışmanlar: PROF.DR. MÜZEHHER ERİM
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1990
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Latin Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 177
Özet
174 özeot Çalışmamızın konusunu Antikçağ tarihçilerinden Ta citus oluşturmaktadır. Aslında bir“orator”olarak yetişmiş olan Tacitus İmparator Vespasianus, Titus ve Domitianus dö nemlerinde -\ yönetimde önemli görevler üstlenmiş, Domitia- nus döneminde yazdığı hitabet alanındaki eseri ve Traianus döneminde : yazdığı etnonojik ve biyografik nitelikli iki e- seri dışında, yine bu dönemde iki de tarih eseri yazmıştı (Historiae ve Annales ). Tacitus ' u bir tarih yazarı olarak in- celiyeceğimiz bu çalışmamızı onun son tarih eseri olan Anna les ile sınırlamış bulunuyoruz. Historiae ile karşılaştırıl dığında, günümüze Annales 'ten, daha çok parçalar kalmış oldu ğu görülür. Tacitus ve esefine çağlar boyunca pek çok eleşti riler yapılmıştır. Amacımız, yazarın kendi düşünceleri ve yö neltilen eleştirilerin ışığı altında onun tarihçiliğini yeni den gözden geçirmek ve tarihçinin kendisi ve eseri üzerine kendi değerlendirmemizi sunmaktır. Düşüncemiz şudur ki hangi alanda olursa olsun yaratı lan bir eser, eseri yaratanın o alandaki bilgi birikiminin, yeteneklerinin ve eğilimlerinin, eserin yaratıldığı sosyal çevrenin ve yaratıcısının toplum içindeki statüsünün ürünü dür. Bu düşünceden yola çıkarak Tacitus 'un Annales eserinde ki tarihçiliğini ve hümanizmini irdeliyeceğimiz ve üç bölüm den oluşan bu çalışmamızda, tarih ve tarihin işlevi üzerine Antikçağ 'da geliştirilen düşünceleri özetlediğimiz GÎRÎŞ'ten sonra, BÎRÎNCÎ BÖLÜM` de Eski Yunan ve Roma 'da tarih yazımı nın Tacitus' a gelinceye dek geçirdiği evreleri gördük. Çe kirdeğini vezinli dizelerden oluşan destanların ve belirli soylara ait öyküler niteliğindeki eserlerin oluşturduğu tarih yazımına bilimsel yaklaşımın Yunanlılar tarafından Ionia'da başlatıldığını ve insanı yaptıklarıyla insana açıklayan, yani humanist olan Antikçağ tarih yazımının zaman içinde çeşitli evrelerden geçerek Roma' da İmparatorluk Dönemi 'ne gelindiğin de, söz söyleme özgürlüğünün kısıtlı olması nedeniyle, biyog rafiye yönelik, aşırı övgü ve dalkavukluk havası sezilen, bu nedenle de aşırı retorik yüklü bir görünüm aldığını ve anı-.175 lar yazmanın, etnografya ve coğrafyaya yönelmenin de geçer li olduğunu gördük. BÎRÎHCÎ BÖLÜM' de ayrıca, Tacitus' un ya şamını, döneminin (Nero'dan Traianus'un İmparatorluğu ' nun sona ermesine kadar geçen altmış üç yıllık zaman dilimi) tarihi olayları ile birlikte anlattık ve Annales dışındaki öteki eserlerini tanıttık. ÎKÎNCÎ BÖLÜM 'de çalışmamıza temel olarak aldığımız Annales 'i yazılış tarihi, el yazmaları, kitaplara ayrılışı* eksik ve günümüze ulaşan bölümleri, bu eseri yazarken Taci- tus'un kullandığı kaynaklar, eserin üslup ve dil özellikle-. ri bakımından inceledik. Günümüze, Tiberius' un İmparatorlu ğu' nun anlatıldığı ilk altı kitabının tamamı ile Claudius' un İmparatorluğu ' nun bir bölümünün (îlk altı yıla ait olay lar eksiktir) ve Nero'nun İmparatorluğu 'nun Î.S. 66 yılı or talarına kadar olan zaman diliminin yer aldığı on bir-on al tıncı kitapların kaldığını söyledik. Annales ' te, Tacitus 'un doruk noktasına ulaştırdığı üslubunda, Gümüş Çağı edebiyatı nın izlerinin yanı sıra, yazarın kendisine özgü nitelikleri de görmekteyiz. Kısa ama güçlü ve yoğun anlam yüklü, epi- grammatik bir deyişle söylenmiş cümleler ve etkileyici bir tersinleme, onun üslubunu özgünleştiren belli başlı özellik lerdir. Bununla birlikte, onun anlaşılmasını çoğu kez güç leştiren bu özellikler nedeniyle Tacitus başka dillere çev rilmesi en zor olan yazarlardan biri sayılmaktadır. Tacitus u humanist bir tarih yazarı olarak incele diğimiz üçüncü ve son bölümde ise, ilk olarak bir tarihçi de bulunması, gereken tarafsızlık özelliği ve tarihin işle vi konusunda Tacitus 'un düşüncelerini, öncelikle Annales 'in ışığı altında, zaman zaman da öteki tarih eseri Historiae'a başvurarak ele aldık. Ve sonunda gördük ki Tacitus tarih yazımında tarihçinin tarafsız olmasına önem.vermektedir ta rihin gelecek kuşaklara iyi ve kötü davranış örnekleri suna rak eğitici bir rol oynamak açısından değeri olduğuna inan maktadır ve olayların yalnızca gelişmelerini ve sonuçlarını kaydetmeye değil, nedenlerini de araştırarak aktarmaya önem vermektedir.. Bunun için de önemsiz gibi görünen olayları bi le kaydetmeyi değerli bulmaktadır. Bu bölümde ayrıca, Tacitus 'un devlet yönetimi ve.176 din (özellikle yazgı) konusundaki görüşlerine, yine Annales'i temel alarak yer verdik. Sonuçta gördük ki Tacitus'un, belir li bir yönetim biçiminin taraf tarı olduğu açıkça söylenemese de kesin olarak söylenebilecek tek gerçek onun, düşünme öz gürlüğünü, düşündüklerini söyleyebilme özgürlüğünü tanıyan yönetimin yanında olduğudur. Bin konusundaki görüşleri ile ilgili olarak ise, diyebiliriz ki Tacitus içinde yaşadığı dö nemde dini inançlar konusunda Roma' da yaşanan kargaşalı ortam - siyasi bir niteliğe bürünen çok Tanrılı eski Roma Dini'nin karşısına Yahudilik, Hristiyanlık gibi tek Tanrılı dinlerin çıkması ile yaşanan kargaşalı ortam ve buna ek olarak Stoa ve Epikuros öğretileri - nedeniyle Tanrılar, yazgı, rastlantı konusunda tutarlı görüşlere sahip değildir. Başlangıçta Stoik- ler` in yazgı konusundaki düşüncelerinin etkisinde kalan Tacioi tus'un, Annales'in sonlarına doğru daha kuşkucu, karamsar ol duğu gözlemlenir. Böylece denebilir ki Tacitus o sırada Roma İmparatorluğu' nda geçerli olan hiçbir dini anlayışa yakınlık duymamıştır. Tanrılar1 m, insanların işine ancak öç almak i- çin karıştıkları görüşünde olan Tacitus insanın özellikle dü şünce özgürlüğüne, ayrıca yiğitlik, yüreklilik gibi gelenek sel Roma erdemlerine çok önem veren bir kişi olarak yazgıcı değil, insanın özgür iradesinin savunucusudur. Tacitus 'un humanist ligini ele aldığımız zaman ise, gördük ki Tacitus insanın doğasına saygı ve güven duymakta dır. Belirgin karamsarlığına karşın insana olan güvenini hiç bir zaman yitirmemiştir, İnsanla ilgili herşeyde onun için tek dayanak noktası insan olmaktadır. Onun bu humanist yanı nı, insanın kendi yaptıklarının anlatımı olan tarih alanıyla ilgilenmesinde, eserinde insanın ideallerine ulaşmak için verdiği kişisel çabalamalarına yer verişinde, erdemli, yürek li ve sebatlı olmayı önemli buluşunda, önemli kişilerin karak terlerini ve başarılarını anlatmaya değer verişinde görebili riz. Üçüncü bölümün son kısmında ise, tarih yazarı olarak Tacitus'a ve eseri Annales'e yöneltilen eleştirilere yer ver dik. Gördük ki Tacitus'a yöneltilen eleştirilerin başında, özellikle Tiberius 'u ele alışı nedeniyle, tarafsız olamadığı konusunda yöneltilen eleştiriler gelmektedir. Bunun dışında, karamsar ve kötümser olduğu, konu olarak dar bir çerçeve i-.177 cinde kalmış olduğu, topografya ve askerlikle ilgili bilgi lerinin yetersiz olduğu ve hukuk, siyaset ve savaş konula rındaki teknik teriml eri kullanmaktaki belirsizliği yolun da da eleştiriler yapılmıştır. Kendisine bir tarih yazarı olarak yöneltilen bütün bu olumsuz eleştirilerle birlikte, Tacitus üstün Latincesi ile çizdiği unutulmaz portreler ne deniyle bir sanatçı olarak ölümsüzleşmiştir. Ona ayrıca, bü tün karamsarlığına karşın,-, en kötü durumlarda bile yürekli liğini ve dürüstlüğünü yitirmeyen ÎNSAN`nın değerine ve erde mine olan inancından dolayı da büyük değer verilmektedir. Tarih yazmaktaki ana amacı ahlâk dersi vermek olan ve bu işi edebiyatçı yönünü de kullanarak daha etkili bir biçimde gerçekleştirmek yolunu tutmuş olan Tacitus u, tari hin ahlâki değerinin ve aynı zamanda edebiyatçılara malzeme sağladığı düşüncesinin savunulduğu bir çağda eser vermiş bir tarihçi olarak bilimsel ve tarafsız olmamakla suçlamak kanımca yanlış bir tutumdur. Böyle yapmak yerine onu kendi çağının koşulları içinde değerlendirmek gerekir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Velleius Paterculus'un eserinde Erken İmparatorluk dönemi karakterleri
Characters of Early Imperial period in the work of Velleius Paterculus
TOLGA UZUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Eski Çağ Dilleri ve KültürleriAkdeniz ÜniversitesiEskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ADAK
- Tacitus'un Monografileri: Agricola'nın yaşamı ve Germania'da kaynak kullanımı.
Monographies of Tacitus: The usage of source in life of Agricola and Germania
TURGAY ERDOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Eski Çağ Dilleri ve KültürleriAnkara ÜniversitesiEskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
PROF.DR. FİLİZ ÖKTEM
- Edebi devirler arası bir karşılaştırma: Klopstock, Kleist ve Grabbe'nin 'Hermann Savaşı'
A Comperision between literary centures: Klopstock, Kleist and Grabbe's 'Hermann Battle'
HANDAN EKEYILMAZ
- Lex portorii provinciae lyciae: Lykia eyaleti gümrük yasası
Lex portorii provinciae lyciae: The Customs law of province lycia
BURAK TAKMER
Doktora
Türkçe
2006
Eski Çağ Dilleri ve KültürleriAkdeniz ÜniversitesiEskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ADAK
- Tacitus'un eserinde Germania halkları ve kültürleri
The peoples and cultures of Germania in the work of tacitus
MERTHAN SELÇUK
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
TarihDokuz Eylül ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞEYHMUS RECAİ TEKOĞLU