Geri Dön

Akut myeloid lösemi nedeniyle kök hücre nakli yapılan hastalarda treosulfan ve busulfan hazırlama rejimlerinin etkinliğinin ve toksisitesinin karşılaştırılması

Comparison of the efficacy and toxicity of treosulfan and busulfanconditioning regimens in patients undergoing stem cell transplantation due to acute myeloid leukemia

  1. Tez No: 934165
  2. Yazar: YUSUF SEFA KARAGÜL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET ALİ ERKURT
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Akut Myeloid Lösemi, Hematopoetik Kök Hücre Nakli, Busulfan, Treosulfan, Akut Myeloid Lösemi, Hematopoetik Kök Hücre Nakli, Busulfan, Treosulfan
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İnönü Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 58

Özet

Giriş: Akut miyeloid lösemi (AML), kemik iliğinde malign hematopoietik öncü hücrelerin klonal çoğalması sonucu oluşan agresif kan hücreleri kanserlerinin heterojen bir grubunu temsil eder. Lösemik hücreler, normal kan hücrelerinin üretimini bozarak zayıflık, enfeksiyon, kanama gibi belirtiler ve çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkarır. AML, yetişkinler arasında en yaygın görülen akut lösemi türüdür ve bu grup içindeki vakaların yaklaşık yüzde 80'ini kapsayarak en önemli paydayı oluşturur. Hastalığın insidansı yaşla birlikte artmakta olup, tanı anındaki ortalama yaş 68-70'dir. Ayrıca, kansere bağlı ölümlerin yaklaşık yüzde 1-2'sini de kapsar. Tedavisinde kök hücre nakli küratiftir. Allojeneik hematopoetik kök hücre nakli (HKHN), yetişkinlerde çeşitli hematolojik maligniteler ve malign olmayan hastalıklar için potansiyel bir kür tedavisi olarak öne çıkmakta olup sitoredüksiyon, kemoterapi protokolünün kabul edilebilir toksisite düzeylerini aşmaması gerektiğinden, kondisyonlama rejiminin seçimi hematolojik hastalıklar için büyük bir önem taşır. Allojeneik HKHN uygulanan hematolojik malignite hastalarında optimal kondisyonlama rejimi konusunda belirsizlik bulunmaktadır ve bu rejimlerin karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyacı vardır. Bu çalışmanın amacı, iki farklı miyeloablatif kondisyonlama rejimi olan treosulfan-fludarabin ile busulfan-siklofosfamid arasındaki toksisite profillerini ve klinik sonuçlar üzerindeki etkilerini karşılaştırmaktır. Araç ve Yöntem: İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde Ocak 2010 ile Aralık 2024 yılları arasında merkezimizde HKHN uygulanan hastaların veri ve istatistikleri retrospektif olarak analiz edilmiştir. HKHN öncesinde kondisyonlama rejimi olarak treosülfan grubu ile busulfan grubu alan hastalar hastalıklarına ve yaşlarına göre bire bir oranı ile eşleştirilmiş olup bu çalışma toplam 62 hasta verisi ile yapılmıştır. Taranan hastaların tanı anındaki yaş, cinsiyet, tanı, risk sınıfı, donör tipi, nakil öncesi tedavi yanıtı, verilen CD+34 miktarı, verilen kemoterapi rejimi, nakil tarihi, nötrofil engraftman süresi, platelet engraftman süresi, febril nötropeni gelişme durumu, hastanede yatış süresi, 100 gün içinde ölüm varlığı, akut Graft-versus-host hastalığı (GVHD) gelişme durumu, kronik GVHD gelişme durumu, kimerizm 28.gün, kimerizm 100. gün, akut böbrek yetmezliği gelişme durumu, relaps gerçeklesme durumu, ölüm gerçekleşme durumu, ölüm tarihi, progresyonsuz sağ kalım, sinizoidal obstriksyon sendromu gelişme durumu, genel sağ kalım parametreleri ile araştrıma yapılmıştır. Bulgular: Bu araştırma toplam 62 hasta ile yapılmıştır. Araştırmaya katılan katılımcıların %58.1'nin erkek, %74.2'sinin AML hastası olduğu, %67.7'sinin nakil öncesi CR1 tedaviye yanıt aldığı, %69.4'ünde FEN geliştiği tespit edilmiştir. Araştırmacıların %22.6'sında realps geliştiği, % 45.2'sinin halen yaşadığı, %11.3'ünde ABY geliştiği belirlenmiş. Bu hastaların 27 sinde treosulfanlı rejim 35 inde busulfanlı rejim kullanılmısıtır. İki rejim arasında istatiksel olarak anlamlı fark yoktur. Sonuç: AML tedavisinde Treosulfan/Fludarabin/ATG ve Busulfan bazlı (BU/CY ve BU/FLUDARA/ATG) rejimlerin etkinlik ve toksisite profilleri detaylı olarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular, her iki rejimin de farklı hasta gruplarında başarılı bir şekilde uygulanabileceğini, ancak her bir rejimin kendine özgü avantajları ve potansiyel riskleri bulunduğunu göstermektedir.

Özet (Çeviri)

Introduction: Acute myeloid leukemia (AML) represents a heterogeneous group of aggressive blood cell cancers resulting from the clonal proliferation of malignant hematopoietic progenitor cells in the bone marrow. Leukemic cells interfere with the production of normal blood cells, leading to symptoms such as weakness, infection, and bleeding, along with various complications. AML is the most common type of acute leukemia among adults, accounting for approximately 80% of cases in this population. The incidence of the disease increases with age, with an average age of diagnosis between 68 and 70 years. It also accounts for about 1-2% of cancer-related deaths. Stem cell transplantation is considered curative in its treatment. Allogeneic hematopoietic stem cell transplantatio n (HSCT) has emerged as a potential curative treatment for various hematological malignancies and non-malignant diseases in adults. The selection of conditioning regimens is crucial for hematological diseases, as cytoreduction and chemotherapy protocols must not exceed acceptable toxicity levels. This selection is made based on various factors, including the patient's age, disease risk, and remission status at the time of transplantation. There is uncertainty regarding the optimal conditioning regimen in patients with hematological malignancies undergoing allogeneic HSCT, highlighting the need for comparative studies of these regimens. The aim of this study is to compare the toxicity profiles and clinical outcomes of two different myeloablative conditioning regimens: treosulfan-fludarabine and busulfan-cyclophosphamide. Materials and Methods: Data and statistics of patients who underwent allogeneic HSCT at Inönü University Turgut Özal Medical Center between January 2010 and December 2024 were analyzed retrospectively. Patients receiving treosulfan or busulfan as a conditioning regimen were matched one-to-one based on their diseases and ages, resulting in a total of 62 patients. The following parameters were examined in the screened patients: age, sex, diagnosis at the time of diagnosis, risk classification, donor type, pre-transplant treatment response, amount of CD+34 given, chemotherapy regimen administered, transplant date, duration of neutrophil engraftment, duration of platelet engraftment, occurrence of febrile neutropenia, length of hospital stay, mortality within 100 days, occurrence of acute GVHD, occurrence of chronic GVHD, chimerism on day 28 and day 100, occurrence of acute kidney failure, relapse status, mortality status, date of death, progression-free survival, occurrence of sinusoidal obstruction syndrome, and overall survival parameters. Results: This study was conducted with a total of 62 patients. Among the participants, 58.1% were male, 74.2% had AML, 67.7% responded to CR1 therapy prior to transplantation, and 69.4% developed febrile neutropenia. It was determined that 22.6% experienced relapse, 45.2% were still alive, and 11.3% developed acute kidney injury (AKI). Among these patients, a treosulfan-based regimen was used in 27 cases, while a busulfan-based regimen was used in 35 cases. There was no statistically significant difference between the two regimens. Conclusion: The efficacy and toxicity profiles of Treosulfan/Fludarabine/ATG and Busulfan-based (BU/CY and BU/FLUDARA/ATG) regimens in the treatment of AML have been analyzed in detail. The findings indicate that both regimens can be successfully applied to different patient groups; however, each regimen has its unique advantages and potential risks.

Benzer Tezler

  1. Hematolojik maligniteli ve hematopoietik kök hücre nakli yapılan hastalarda CMV reaktivasyonu ve risk faktörleri

    CMV reactivation and risk factors in patients with hematological malignancies and hematopoietic stem cell transplantation

    ELİF EŞCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DUYGU MERT

  2. Allojeneik kemik iliği nakli yapılan akut Lösemi hastalarının uzun dönem takibinde geç etkilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi: 10 yıllık tek merkez deneyimi

    Retrospective evaluation of late effects in long-term follow-up of acute Leukemia patients who have received allogeneic bone marrow transplantation: A 10-year single-center experience

    MÜGE ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HematolojiBursa Uludağ Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VİLDAN ÖZKOCAMAN

  3. Allojenik periferik kök hücre nakli yapılan hastalarda engraftman zamanı ve graft versus host hastalığı üzerinde etkili olabilecek faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of engraftment time and factors effective on gvhd in patients undergoing allogeneic peripheral blood stem cell transplantation

    METE ŞEKERCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    HematolojiErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ÇETİN

  4. Hematopoetik kök hücre nakli yapılan hasstalarda metabolik sendrom gelişimi, risk faktörleri ve kan basıncı değişkenliği ile ilişkisi

    The relationship between metabolic syndrome develeopment, risk factors with blood pressure variability in hematopoietic stem cell transplantation patients

    ŞEYMA YILDIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    NefrolojiGazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜLVER BOZTEPE DERİCİ

  5. Akut miyeloid lösemide verici yaşının transplantasyon sonuçlarına etkisi

    Başlık çevirisi yok

    SANLI ARABACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HematolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. PERVİN TOPÇUOĞLU