Neoadjuvan kemoterapi alan meme kanseri hastalarında progesteron reseptör düzeyinin tedavi yanıtına etkisi
The i̇mpact of progesterone receptor levels on treatment response i̇n breast cancer patients receiving neoadjuvant chemotherapy
- Tez No: 935065
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ERSOY
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 118
Özet
Amaç: Meme kanseri, dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olup kadınlarda temel ölüm sebepleri arasında yer alan mühim halk sağlığı sorunudur.Meme kanseri hastalarının yaklaşık %70 i hormon reseptör pozitif hastalardır. Hormon reseptör pozitifliği östrojen reseptörü(ER) ve/veya progesteron reseptör(PR) pozitifliği olmasıdır. Bu hasta grubunda tam patolojik yanıt oranı ve kemoterapinin sağ kalım katkısı daha azdır. Bu nedenle neoadjuvan kemoterapi etkinliğini predikte edebilecek marker arayışları devam etmektedir. ER pozitif hastalarda PR pozitifliğin eşlik etmemesi kemoterapi duyarlılığını etkileyebilmektedir. Literatürde ER pozitifliğine PR pozitifliğinin eşlik etmemesinin hormonoterapi etkinliğini azaltabileceği belirtilmiştir. ER pozitif olup PR negatif hasta grubunda adjuvan kemoterapinin katkısı da daha fazla olmaktadır. Biz de rutin pratikte her hastada bakılan PR reseptör düzeyinin neoadjuvan kemoterapiye yanıta etkisini araştırmayı amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğine 2017-2023 yılları arasında neoadjuvan kemoterapi almak için başvuran Meme Kanseri tanılı 18 yaş üstündeki 52 hastanın verilerini inceledik. Hastalar ER, PR, HER2 pozitiflikleri ve negatifliklerine göre kategorize edildi.Hastaların tanı anında ve neoadjuvan tedavi sonrası radyolojik ve patolojik yanıt değerlendirmeleri yapıldı.Hastaların tedaviye verdiği yanıt değerlendirilip progesteron reseptör düzeyi ile tedavi yanıtının korelasyonu incelenmiştir. Bu parametreler istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 52 hasta dâhil edilmiştir; bunların 50'si kadın, 2'si ise erkektir. Hastaların ortalama yaşı 53.4 ve normal beden kütle indeksi 27.5 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda radyolojik yanıt ile PR durumu arasında sayısal bakımdan değerli bir bağlantı bulmuştur. (p=0.016) Özellikle, PR-negatif veya %1-9 PR pozitifliği olan hastalar arasında tam radyolojik yanıt veren hasta sayısı beklenenden daha yüksek bulunmuşken, %10 veya daha fazla PR pozitifliği olan hastalar arasında stabil hastalık gösteren hasta sayısı beklenenden daha yüksek bulunmuştur. Radyolojik yanıt ile ER veya c-erbB2 durumu arasında veriye dayalı anlaşılır bir ilişki gözlenmemiştir. Çalışmamızda Patolojik tam yanıt (PTY) ile PR koşulu arasında sayısal olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır. (p=0.002) Özellikle, PTY elde eden hasta sayısı PR-negatif tümörleri olan hastalar arasında beklenenden daha yüksek bulunurken, PTY elde etmeyen hasta sayısı %1-9 ve %10 veya daha fazla PR pozitifliği olan hastalar arasında beklenenden daha yüksek bulunmuştur. Sonuçlar: PR, meme kanseri sınıflandırmasında kullanılan kritik bir biyomarker'dır ve NAKT (Neoadjuvan Kemoterapi) için değerlendirilen hastalar için değerlendirilmesi esastır. Ancak, PR seviyelerine dayalı olarak NAKT karar verme konusunda net kriterler bulunmamaktadır ve PR durumu, özellikle ER-pozitif hastalarda klinisyenler için karmaşık bir faktör olabilir. Çalışmamız; ER pozitif hastalarda PR negatifliğinin, NAKT uygulamayı destekleyen önemli bir veri noktası olduğunu ortaya koymuştur. İlginç bir şekilde, düşük pozitif PR ekspresyonu PTY için öngörücü bir marker olarak ortaya çıkmamıştır. PR seviyelerinin rolü ile ilgili daha güçlü önerilerde bulunmak için, düşük pozitif PR gösteren hastaların yer aldığı daha geniş hasta kohortlarıyla yapılacak prospektif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Özet (Çeviri)
Aim: Breast cancer is the most common cancer type among women worldwide and remains a significant public health issue as one of the leading causes of death among women. Approximately 70% of breast cancer patients have hormone receptor-positive disease, defined as estrogen receptor (ER) and/or progesterone receptor (PR) positivity. In this patient group, the rate of complete pathological response and the survival benefit from chemotherapy are lower. Therefore, the search continues for markers that can predict the effectiveness of neoadjuvant chemotherapy. In ER-positive patients, the absence of PR positivity may impact chemotherapy sensitivity. The literature suggests that the lack of PR positivity alongside ER positivity may reduce the effectiveness of hormone therapy. Additionally, the contribution of adjuvant chemotherapy is greater in ER-positive and PR-negative patients. In this study, we aimed to investigate the impact of PR receptor levels, which are routinely assessed in every patient, on the response to neoadjuvant chemotherapy. Material and Methods: Our study reviewed data from 52 breast cancer patients over the age of 18 who applied to the Medical Oncology Clinic at Kütahya Evliya Çelebi Training and Research Hospital to receive neoadjuvant chemotherapy between 2017 and 2023. Patients were categorized based on ER, PR, and HER2 positivity or negativity. Radiological and pathological response evaluations were performed at diagnosis and after neoadjuvant therapy. The response to treatment was assessed, and the correlation between PR receptor levels and treatment response was examined. These parameters were analyzed statistically. Results: A total of 52 patients were included in the study, of whom 50 were female and 2 were male. The average age of the patients was 53.4 years, and the average body mass index was 27.5. We found a statistically significant relationship between radiological response and PR status (p=0.016). Notably, patients with PR-negative tumors or 1-9% PR positivity showed a higher-than-expected rate of complete radiological response, whereas patients with 10% or greater PR positivity showed a higher-than-expected rate of stable disease. No statistically significant relationship was observed between radiological response and ER or c-erbB2 status. Our study found a statistically significant association between pathological complete response (pCR) and PR status (p=0.002). Specifically, the number of patients achieving pCR was higher than expected among those with PR-negative tumors, while the number of patients not achieving pCR was higher among those with 1-9% and 10% or greater PR positivity. Conclusion: PR is a critical biomarker used in breast cancer classification and is essential for evaluating patients considered for neoadjuvant chemotherapy (NACT). However, no clear criteria exist for NACT decision-making based on PR levels, making PR status a complex factor, especially in ER-positive patients. Our study suggests that PR negativity in ER-positive patients is an important data point supporting the use of NACT. Interestingly, low PR positivity did not emerge as a predictive marker for pCR. Prospective studies with larger patient cohorts, particularly those including patients with low positive PR expression, are needed to make stronger recommendations regarding the role of PR levels.
Benzer Tezler
- Neoadjuvan kemoterapi alan meme kanseri hastalarında inflamatuar ve nutrisyonel parametrelerle patolojik tam yanıtın ilişkisi
Relationship between inflammatory and nutritional parameters and pathological complete response in breast cancer patients receiving neoadjuvant chemotherapy
ALİ CAN MEMİŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
OnkolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KADEM ARSLAN
- Neoadjuvan tedavi alan meme kanserli hastalarda yeni bir inflamatuar belirteç olan serum kalprotektin düzeyinin tedaviye yanıtta prediktif değeri
Predictive value of serum calprotectin level that is a new inflammatory indicator in patients with breast cancer receiving neoadjuvant treatment
ECE BAYDAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
OnkolojiNamık Kemal Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ERDOĞAN SELÇUK ŞEBER
- Meme kanserli hastalarda neoadjuvan kemoterapiye yanıtın öngörülmesi ve değerlendirilmesi amacıyla bir nomogram geliştirilmesi
For the prediction and evaluation of neoadjuvant chemotherapy response in breast cancer patient: Development of a nomogram
SEZER GÖKÇEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Genel CerrahiBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET HAYRİ ERKOL
DOÇ. DR. BAHRİ ÖZER
- Neoadjuvan kemoterapi tedavisi alan lokal ileri meme kanserlerinde tedavi yanıtını değerlendirmede difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme ve adc değeri
Diffusion-weighted magnetic resonance imaging and adc values in assessing treatment response in locally advanced breast cancers receiving neoadjuvant chemotherapy
LEYLA TURGUT ÇOBAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
Radyoloji ve Nükleer TıpVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURŞEN TOPRAK
- Neoadjuvan tedavi verilen lokal ileri meme kanseri hastalarında tedavi yanıtını etkileyen faktörler
Factors affecting treatment response in patients with locally advanced breast cancer receiving neoadjuvant treatment
CUMA KAPLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
İç HastalıklarıVan Yüzüncü Yıl Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULLAH SAKİN