Geri Dön

The impact of climate change on NH3 and NMVOCs and their contribution to secondary particle formation

İklim değişikliğinin NH3 ve metan olmayan UOBler üzerindeki etkisi ile bunların ikincil partikül oluşumuna katkısı

  1. Tez No: 936812
  2. Yazar: EZGİ AKYÜZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALPER ÜNAL, DOÇ. DR. BURÇAK KAYNAK TEZEL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Çevre Mühendisliği, Environmental Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yer Sistem Bilimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 188

Özet

Küresel bir çevre sorunu olan hava kirliliği milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olmakta ve ekosistemler üzerinde zararlı etkiler yaratmaktadır. Hava kirliliği, iklim değişikliğiyle çift yönlü bir ilişki içerisinde olup, ortak emisyon kaynaklarına sahip olmaları nedeniyle birbirlerinin çevresel zararları ve halk sağlığı üzerindeki etkilerini artırmaktadır. Kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOx), amonyak (NH3) ve partikül madde (PM) gibi hava kirleticiler hava kalitesini düşürürken; karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve azot oksit (N2O) gibi sera gazları küresel ısınmayı hızlandırmaktadır. İklim projeksiyonları ve bu konuda yapılan çalışmalar, Avrupa ve Türkiye gibi bölgelerin iklim değişikliğinden önemli ölçüde etkileneceğini öngörmektedir. Pek çok ülke, hava kirliliğini ve iklim değişikliğini azaltmak için kontrol stratejileri uygulamış ve endüstri, trafik gibi emisyon kaynaklarının kontrollerinde başarılı olmuş olsa da, tarımsal NH3 emisyonları hala kontrol altına alınamamıştır. NH3 emisyonları, sıcaklık, nem ve rüzgar hızı gibi çevresel koşullardan büyük ölçüde etkilenmektedir. Yüksek sıcaklıklar, topraklardan ve hayvansal gübrelerden NH3 buharlaşmasını artırarak NH3 konsantrasyonlarını yükseltmektedir. Ayrıca, NH3, sülfürik asit (H2SO4) ve nitrik asit (HNO3) gibi asitlerle etkileşime girerek amonyum sülfat ve amonyum nitrat gibi ikincil partikül maddeleri (PM2.5) oluşturur. Bu partiküller, atmosferde daha uzun süre asılı kalabilir, güneş radyasyonunu yansıtarak soğuma etkisi yaratır. Bunun yanı sıra, metan dışı uçucu organik bileşikler (UOB'ler), güneş ışığı varlığında NOx ile etkileşime girerek bir sera gazı da olan troposferik ozonu (O3) üretir. NH3, nem seviyesine bağlı olarak atmosferde daha uzun süre kalabilir, PM2.5 oluşumunu artırabilir. Önemli bir diğer meteorolojik parametre de rüzgar hızıdır ve kirleticilerin yayılmasında kritik bir rol oynamaktadır. Düşük rüzgar hızları kirleticilerin oluştukları bölgelerde kalarak o bölgenin konsantrasyon seviyesinin artmasına, yüksek rüzgar hızları ise uzun mesafeli taşınımına neden olur. Tarım, NH3 ve metan olmayan UOB emisyonlarının yanı sıra bu emisyonların atmosferde partikül madde oluşumuna katkıları nedeniyle hava kirliliğine en büyük katkıyı sağlayan sektörlerden biridir. Hayvancılık, gübre yönetimi ve gübre uygulaması gibi tarımsal faaliyetler, NH3'ün ana kaynaklarıdır. Bitki üretim süreçleri ise önemli miktarda metan olmayan UOB salımına neden olur. Sanayi veya ulaşım sektörlerinden kaynaklanan emisyonlardan farklı olarak, tarımsal emisyonlar geniş tarım alanlarına yayılmış olduğundan kontrol edilmesi daha zordur. Tarım sektörü, hava kirliliğinin önemli bir kaynağı olmasının yanı sıra, iklim değişikliğinden de önemli ölçüde etkilenmektedir. Hem emisyonların kaynağı olması hem de atmosferik konsantrasyonlar üzerindeki etkisi nedeniyle bu sektör, iklim değişikliğine karşı ikili bir hassasiyete sahiptir. Bu ikili hassasiyet, tarımsal kaynaklardan NH3 ve metan olmayan UOB emisyonlarının tahmin edilmesinde, atmosferik reaksiyonların, taşınımın ve birikimin hesaplanmasında belirsizlik yaratmaktadır. Gelecekteki iklim senaryolarında, tarımsal faaliyetlerdeki artışlar ve çevresel değişiklikler nedeniyle bu belirsizliklerin büyümesi beklenmektedir. Bu tez kapsamında temel olarak iki araştırma sorusuna yanıt aranmaktadır. İlk soru, iklim değişikliğinin Avrupa genelindeki NH3 ve metan olmayan UOB emisyonları üzerindeki etkileri ve ikincil kirletici oluşumu üzerindeki katkılarına odaklanmaktadır. Bu kapsamda, iklim değişikliğinin NH3 buharlaşması, metan olmayan UOB emisyonları ve PM2.5 gibi ikincil kirleticilerin oluşumu üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. İkinci soru, emisyon tahmin yöntemlerinin, özellikle tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan NH3 emisyonları açısından farklılıklarını değerlendirmektedir. Bu kapsamda, simülasyonlarda üç farklı emisyon envanteri kullanılmıştır: EMEP statik emisyon envanteri, Türkiye'ye özgü yüksek çözünürlüklü verilerle geliştirilen ikinci bir iyileştirilmiş statik tarımsal emisyon envanteri ve NH3 emisyonlarını meteorolojik koşullara dayalı olarak simüle eden dinamik bir emisyon modeli (FANv2). Bu üç emisyon envanteri, mekansal ve zamansal emisyon modellerini incelemek ve hava kalitesi üzerindeki etkilerini değerlendirmek için kullanılmıştır. Amerikan Çevre Koruma Ajansı'nın (EPA) MODELS-3 modelleme sistemi kullanılarak yedi farklı hava kalite modelleme simülasyon gerçekleştirilmiştir. Bu sistem, meteorolojik modelleme için WRF modelini, hava kalitesi modelleme için ise CMAQ modelini içermektedir. Birinci araştırma sorusu kapsamında, iklim değişikliğinin hava kalitesi üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Avrupa bölgesi için yapılan değerlendirmede, EMEP statik emisyon envanteri kullanılarak hesaplanan toplam NH3 emisyonları, 2014 ve 2050 yılları arasında Nisan-Ağustos döneminde sabit kalmıştır. NH3 emisyonları sabit olmasına rağmen, NH3 konsantrasyonlarının değişkenlik tahmin edilmiştir. Dinamik yöntemle hesaplanan emisyonlarda ise NH3 emisyonlarının, EMEP statik envanterine kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla hesaplanmıştır. NH3 emisyonlarındaki bu değişkenlik, meteorolojik koşulların buharlaşmanın üzerindeki etkisini ve gübre uygulamalarının azaldığı gibi tarımsal faaliyetlerdeki değişiklikleri yansıtmaktadır. 2050 yılı için, Nisan ayındaki toplam emisyonların, 2014 yılı Nisan ayına göre meteorolojik parametrelerdeki iklim değişikliği kaynaklı değişimler nedeniyle arttığı belirlenmiştir. Ayrıca, 2050 yılında NH3 konsantrasyonları, hem artan emisyonlar hem de meteorolojik değişiklikler nedeniyle yükselmiştir. Toplam PM2.5 konsantrasyonları da 2050 yılında, 2014 yılına kıyasla her iki simülasyon için çalışma sürecinde iki katına çıkmıştır. Bu artışın, ikincil partikül oluşumu üzerindeki kritik bir rol oynayan meteorolojik koşullardaki değişikliklerden kaynaklandığı belirlenmiştir. Özellikle daha yüksek sıcaklıklar, bahar aylarında ikincil partikül oluşumunu artırmıştır. Tüm aylarda (hem geçmiş hem de gelecekteki yıllar için) EMEP statik envanter emisyonlarının sabit tutulması, meteorolojik değişimlerin hava kalitesi üzerindeki izole etkisini gözlemlemeyi mümkün hale getirmiştir. Ancak, statik envanterlerin (EMEP) değişen iklim koşullarında uzun vadeli hava kalitesi değerlendirmeleri için yeterli olmadığı görülmüştür. Buna karşın, dinamik model simülasyonları, 2014 ve 2050 yılları arasında toplam PM2.5 seviyelerindeki ve bileşenlerindeki önemli değişiklikleri, değişen meteorolojik koşulların doğrusal olmayan atmosferik kimya üzerindeki etkisini göstermiştir. 2014 yılında, çalışma alanının genelinde toplam VOC (ppbC cinsinden) konsantrasyonları en yüksek seviyesine Temmuz ayında ulaşmıştır. Mayıs ve Haziran aylarında da benzer şekilde yüksek değerler tahmin edilmiştir. Bu üç ay boyunca, Doğu Avrupa ve Rusya'daki VOC konsantrasyonları, çalışma alanının diğer bölgelerine kıyasla belirgin şekilde daha yüksektir. Öte yandan, Akdeniz ülkelerinde anlamlı bir artış gözlemlenirken, Avrupa'nın kuzey ve kuzeydoğu kesimleri ile Rusya'da konsantrasyonlar daha düşüktür. İklim değişikliği bağlamında en büyük farklar Mayıs ve Haziran aylarında tahmin edilmiştir. 2050 yılında, 2014'e kıyasla, Doğu Avrupa ve Rusya'da toplam VOC konsantrasyonlarında 600 ppbC'nin üzerinde bir artış öngörülmektedir. Ancak aynı bölgelerde, gelecekteki senaryoya göre Temmuz ayında sıcaklıkların düşmesi nedeniyle VOC konsantrasyonlarının azalması beklenmektedir. İkinci araştırma sorusunun değerlendirmelerinde, EMEP statik, iyileştirilmiş statik ve dinamik envanterler arasında NH3 ve PM2.5 emisyonları ve konsantrasyonları açısından önemli mekansal ve zamansal farklılıklar bulunmuştur. EMEP statik emisyon envanterinde, bitkisel üretim kaynaklı NH3 emisyonlarının diğer envanterlere kıyasla oldukça düşük olduğu görülmüştür. İyileştirilmiş statik envanter, bitkisel üretim kaynaklı emisyonlarda önemli bir artış gösterirken, dinamik yöntem en yüksek emisyonları tahmin etmiştir. Bu, dinamik modelin hem tarımsal faaliyetlere hem de meteorolojik koşullara duyarlılığını yansıtmaktadır. Benzer şekilde, hayvancılık kaynaklı NH3 emisyonları da EMEP statik envanterde en düşük, iyileştirilmiş statik envanterde orta düzeyde, dinamik yöntemde ise en yüksek seviyelerde tahmin edilmiştir. Mekansal olarak, EMEP statik envanterde Kocaeli, Sakarya ve Bolu gibi bölgelerde yüksek emisyonlar tahmin edilmiştir. Diğer yüksek emisyonlu iller arasında Balıkesir, İzmir, Manisa, Afyon, Şanlıurfa, Mardin ve Adana yer almıştır. Buna karşın, iyileştirilmiş envanter, tarım alanları ve otlaklara dağıtılmış emisyonlarla tarım alanları üzerine yayılan bir dağılım sergilemiştir. İzmir, Bursa, Balıkesir, Kocaeli, Konya, Adana, Mersin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Ardahan ve Kars bu yöntemde en yüksek emisyonların gözlemlendiği illerdir. Dinamik model ise Konya, İzmir ve Trakya Bölgesi gibi büyük tarım bölgelerinde yüksek emisyonlar tahmin etmiştir. Ancak, en yüksek emisyonlar, EMEP statik envanterine benzer şekilde, Kocaeli, Bolu, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin'de gözlemlenmiştir. NH3 konsantrasyonları da simülasyonlar arasında mekansal ve zamansal açıdan önemli ölçüde farklılıklar göstermiştir. İyileştirilmiş envanter simülasyonları, özellikle Türkiye'nin orta ve güneydoğu bölgelerinde daha yüksek konsantrasyonlar tahmin ederken dinamik model simülasyonu ise en yüksek NH3 konsantrasyonlarını, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi güneydoğu illerinde tahmin etmiştir. Bu artışın, daha sıcak hava koşullarının NH3 buharlaşmasını desteklemesiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. 2019 Ağustos ayında, EMEP envanterinin kullanıldığı simülasyon dışındaki simülasyonlarda NH3 konsantrasyonlarında genel bir düşüş tahmin edilmiştir, bu da tarımsal emisyonların zamansal profiline bağlı olarak emisyonların azaldığını göstermektedir. Üç modelleme simülasyonunu değerlendirmek için IASI-A NH3 uydu verileri kullanılmıştır. İyileştirilmiş statik envanter kullanılarak yapılan simülasyon, diğer simülasyonlarla karşılaştırıldığında, IASI-A toplam NH3 kolon konsantrasyonlarıyla daha uyumlu bir mekansal-zamansal dağılım göstermiştir. Bu tezde, tarımsal NH₃ ve metan olmayan UOB emisyonlarındaki mekansal ve zamansal belirsizlikler ile bu emisyonların iklim değişikliğinden nasıl etkilendiği incelenmiştir. Bulgular, NH3 emisyonlarının sıcaklık, nem ve rüzgar gibi meteorolojik parametrelerden önemli ölçüde etkilendiğini ve bunun PM2.5 gibi ikincil kirleticilerin oluşum miktarını ciddi şekilde değiştirdiğini göstermiştir. Çalışma, statik ve dinamik emisyon tahmin metodolojileri arasındaki farkları kapsamlı bir şekilde analiz etmiş ve NH3 ile NMVOC emisyonlarının iklim değişikliği ile etkileşiminin hava kalitesi üzerinde önemli etkileri olduğunu ortaya koymuştur.

Özet (Çeviri)

Air pollution as a global environmental concern causes millions of deaths along with the harmful impacts on ecosystems. Air pollution interacts with climate change in a two-way relationship enhancing the environmental harm and public health impact through shared emission sources. While air pollutants such as sulfur dioxide (SO2), nitrogen oxides (NOx), ammonia (NH3), and particulate matter (PM) worsen air quality, greenhouse gases like carbon dioxide (CO2), methane (CH4), and nitrous oxide (N2O) accelerate global warming. Regions such as Europe and Türkiye are expected to be significantly impacted by climate change. Although many countries have implemented control strategies and taken actions to mitigate air pollution and climate change, agricultural NH3 emissions still remain challenging to control. NH3 emissions are strongly influenced by environmental conditions such as temperature, humidity, and wind speed. Higher temperatures increase NH3 volatilization from soils and livestock manure, leading to increased atmospheric NH3 concentrations. Moreover, NH3 interacts with acids like sulfuric acid (H2SO4) and nitric acid (HNO3), resulting in the formation of secondary particulate matter (PM2.5), such as ammonium sulfate and ammonium nitrate. These particles can suspend longer time in the air, reflecting solar radiation and contributing to climate cooling. Moreover, non-methane volatile organic compounds (NMVOCs) interact with NOₓ in the presence of sunlight, producing the secondary pollutant tropospheric ozone (O3), which is also a greenhouse gas. NH3 may remain longer time in the atmosphere depending on the relative humidity and increase PM2.5 formation. As another significant meteorological parameter, wind speed and direction play a critical role in pollutant dispersion. Low wind speeds cause the pollutants to accumulate locally, while high wind speeds transport them long distances. Agriculture is one of the largest contributors to air pollution, particularly with the emission of NH3 and NMVOCs. Agricultural activities, such as livestock farming, manure management, and fertilizer application, are major sources of NH3, while crop production processes release notable amounts of NMVOCs. Unlike emissions from industrial or transport sectors, agricultural emissions are harder to regulate due to their dispersed nature over large agricultural areas. Moreover, this sector is not only a significant contributor to air pollution but also it is highly sensitive to climate change. It has dual sensitivity to emissions and pollution levels due to meteorological dependence. This dual-sensitivity creates uncertainty in estimating NH3 and NMVOC emissions from agricultural sources and concentrations due to their atmospheric reactions, transport, and deposition. In future climate scenarios, these uncertainties are expected to enlarge due to increased agricultural activity and environmental changes. This study mainly addresses two research questions. The first question focuses on the impact of climate change on NH3 and NMVOC emissions across Europe and their impacts for secondary particulate matter formation. This includes evaluating how climate change affects NH3 volatilization, NMVOC emissions, and the formation of secondary pollutants such as PM2.5. The second question evaluates the different methodologies for emission calculation and estimation, specifically for NH3 emissions from agricultural activities. In this scope, three different emission inventory approaches were utilized: the readily available EMEP static emission inventory, a second improved bottom-up static agricultural emission inventory developed using high-resolution data specific to Türkiye, and a dynamic emission model (FANv2) that simulates NH3 emissions based on meteorological conditions. These three emission inventories were evaluated to investigate spatial and temporal emission patterns and assess their impacts on air quality. Seven distinct air quality modeling simulations were conducted, covering historical (2014), current (2019), and future (2050) years using U.S. EPA's MODELS-3 modeling system, includes the Weather Research and Forecasting (WRF) model for meteorological and the Community Multiscale Air Quality (CMAQ) model. The results for the first research question evaluated the climate change impact on air quality. Monthly domain total NH3 emissions in the readily available static inventory remain constant from April to August for 2014 and 2050 for Europe domain. Despite the constant NH3 emissions across the study period, NH3 concentrations varied. In the dynamically estimated results, monthly domain total NH3 emissions ranged from 2-4 times compared to readily available static inventory in Europe domain. The variation in total NH3 emissions indicated the meteorology impact on the volatilization and changing agricultural activities such as decreasing fertilizer application across the study period. In 2050, domain total April emissions increased compared to 2014 April emissions due to the changing meteorological parameters driven by climate change. Domain average NH3 concentrations increased in 2050, reflecting both higher emissions and meteorological changes. Domain average total PM2.5 concentrations doubled in 2050 compared to 2014 for both cases during the study period due to the changing meteorological conditions, which have a critical role on the formation of secondary particles. Higher temperatures in 2050 increased secondary particle formation, particularly during the spring season. Keeping emissions constant across the study period (all months in both historical and future years) allowed to observe the isolated impact of meteorological changes on air quality. On the other hand, readily available static inventories like EMEP emissions inventories are not sufficient for long-term air quality assessments in changing climatic conditions. In contrast, the dynamic case simulations showed that total PM2.5 levels and its components vary significantly between 2014 and 2050 reflecting the influence of changing meteorological conditions on non-linear atmospheric chemistry. In 2014, the domain-average total VOC concentrations (in ppbC) were highest in July, with similarly elevated levels estimated for May and June. During these months, NMVOC concentrations were notably higher in Eastern Europe and Russia compared to the rest of the domain. Meanwhile, a significant increase was observed in the Mediterranean countries, while concentrations were lower in the northern and northeastern parts of Europe and Russia. In the context of climate change, the largest differences were estimated in May and June. In 2050, compared to 2014, total NMVOC concentrations increased by more than 600 ppbC in Eastern Europe and Russia. However, concentrations were estimated to decrease in July due to lower projected temperatures under the future scenario in these same regions. The evaluations for the second research question revealed significant spatio-temporal differences between the different emission estimation methodologies, including readily available static, bottom-up improved-static, and dynamic inventories, in terms of both emissions and concentrations of NH3 and PM2.5. In the readily available static emissions case, NH3 emissions from crop production were significantly lower compared to the other cases. The bottom-up improved static case showed a notable increase in emissions from crop production, while the dynamic case estimated the highest emissions, reflecting its sensitivity to both agricultural practices and meteorological conditions. Similarly, NH3 emissions from livestock and fertilizers were lowest in the readily available static case, moderately higher in the bottom-up improved static case, and the highest in the dynamic case, indicating the dynamic model's ability to capture more variability and detail in agricultural emission sources. Spatially, the readily available static emission case showed the highest emission intensified areas such as Kocaeli, Sakarya, and Bolu. The other provinces with relatively high emission values are Balıkesir, İzmir, Manisa, Afyon, Şanlıurfa, Mardin, and Adana. The other provinces notably had lower concentrations compared to these provinces. In contrast, the bottom-up improved-case, which the emissions distributed over agricultural fields and pastures, showed more dispersed emission distributions across the country. Highest emissions were observed in İzmir, Bursa, Balıkesir, Kocaeli, Konya, Adana, Mersin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Ardahan, and Kars. High emissions in Thrace Region were observed in this case. Finally, the dynamic case predicted high emissions in major agricultural regions like Konya, İzmir, and Thrace Region. However, the highest emissions were predicted in Kocaeli, Bolu, Şanlıurfa, Diyarbakır, and Mardin similar to the readily available static-case. NH3 concentration distributions also varied significantly among the cases. The improved-case simulations predicted higher concentrations, particularly in central and southeastern part of Türkiye. The dynamic case simulation predicted the highest NH3 concentrations in southeastern Türkiye, Şanlıurfa and Diyarbakır. The reason for this increase is thought to be the warmer weather conditions supporting NH3 volatilization. By August 2019, NH3 concentrations dropped across the country except readily available-case simulation due to the constant temporal profile of agricultural emissions in this case. IASI-A NH3 satellite retrievals were used to evaluate the three modeling simulations. The bottom-up static-improved case showed closer spatio-temporal agreement with the IASI-A total NH3 column concentrations. In this dissertation, the spatial and temporal uncertainties in agricultural NH3 and NMVOC emissions, as well as the impacts of climate change on these emissions, were investigated. The findings revealed that NH3 emissions are significantly influenced by meteorological parameters such as temperature, humidity, and wind, which notably change the amount of secondary PM2.5 formation. The study found significant differences between static and dynamic emission estimation methodologies through an analysis of various emission inventories. In conclusion, the interaction between agricultural NH3 and NMVOC emissions and climate change has considerable impacts on air quality.

Benzer Tezler

  1. Evaluation of IASI NH3 levels in the Eastern Mediterranean Region

    Doğu Akdeniz Bölgesinde IASI NH3 seviyelerinin değerlendirilmesi

    SERRA SARAÇOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2025

    Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURÇAK KAYNAK TEZEL

  2. Socio-economic impact analysis of air pollution reduction scenarios with benmap-ce program: Dilovasi example

    Hava kirliliği azaltma senaryolarının benmap-ce programı ile sosyo-ekonomık etki analizi: Dilovası örneği

    ZEYNEP FERİHA ÜNAL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN TOROS

  3. Impacts of geothermal power plants on air quality, climate change and biodiversity

    Jeotermal enerji santrallerinin hava kalitesi, iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkileri

    MERVE DÖNDÜ AYDIN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURÇAK KAYNAK TEZEL

    PROF. DR. MICHAEL LEUCHNER

  4. Yeşil sentez metodu ile hazırlanan Ag2S temelli nanokompozitlerin fotokatalitik hidrojen üretiminde kullanılması

    The use of Ag2S based nanocomposites prepared by green synthesis method in photocatalytic hydrogen production

    AYDIN BARIŞ ŞİMŞİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    EnerjiSakarya Üniversitesi

    Kimya Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KEZİBAN ATACAN

  5. Sunucu kabini üretiminde yaşam döngüsü değerlendirmesi

    Life cycle assessment in server cabinet production

    EDA CEBE ABANOZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. FATMA FATOŞ BABUNA