Geri Dön

Preeklampsi ve normotansif gebelikten sonra postpartum depresyon anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu

Preeclampsia and normotensive pregnancy postpartual depression anxiety and posttraumatic stress diorder

  1. Tez No: 937498
  2. Yazar: BÜŞRA TATAR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. REFİKA GENÇ KOYUCU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ebelik, Midwifery
  6. Anahtar Kelimeler: Preeklampsi, Normotansif, Postpartum Depresyon, Edinburgh Postpartum Depresyon Ölçeği, Preeclampsia, Normotensive, Postpartum Depression, Edinburg Depression Scale
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstinye Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Ebelik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Ebelik Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 113

Özet

Bu çalışmada; preeklamptik ve normotansif gebelik geçiren kadınların postpartum dönemde EDSDÖ ile MPTSSBÖ-II kullanılarak saptanan farklılıkların, postpartum depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu konusunda yaklaşımda fayda sağlaması amaçlandı. Bu kesitsel çalışmaya SB Gaziantep Şehir Hastanesi'nde yatan veya polikliniğe başvuran doğum sonrası kadınlar dahil edildi. Sosyodemografik veriler, EDSDÖ ve MPTSSBÖ-II kullanılarak preeklamptik ve normotansif kadınlarda doğum sonrası depresyon, anksiyete ve stres oranlarını karşılaştırarak risk faktörlerini değerlendirmeyi amaçladı. 18-45 yaş aralığında toplam 176 kadın (88 preeklamptik, 88 normotansif) prospektif olarak değerlendirildi. Çalışmada kilo, boy, parite, gravida, abortus, önceki gebelik durumları, gebelik haftaları, gebelik öncesi psikolojik bozukluklar ve doğum ekibi davranışları incelendi. Araştırma sonucunda; normotansif kadınların ortalama boyunun 161.96 ± 6.27 cm, gebelik öncesi kilolarının 63.56 ± 10.42 kg ve doğum ağırlıklarının 77.13 ± 10.39 kg olduğunu gösterdi. Preeklamptik kadınların ortalama boyu 153.28 ± 35.66 cm, gebelik öncesi kiloları 66.15 ± 12.67 kg ve doğum ağırlıkları 79.99 ± 12.82 kg idi. Üniversite mezuniyet oranları benzerdi (%53.41'e karşı %55.68). Normotansif kadınların %52.27'si zamanında (38-42 hafta) doğum yaparken, preeklamptik kadınların %28.41'i erken (32- 36 hafta) doğum yaptı. Sezaryen oranları preeklamptik kadınlarda daha yüksekti (%84.09'a karşı %63.64). Gebeliklerin çoğu planlıydı (%71,59'a karşı %75,00) ve her iki grubun neredeyse yarısı doğum ekibinin iletişimini çok iyi olarak değerlendirdi (%47,73'e karşı %48,86). Sonuç olarak; preeklampsi tanılı gebelerin postpartum dönemde depresyon, stres ve anksiyete oranlarının yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Özet (Çeviri)

In this study, it was aimed to investigate the differences between preeclamptic and normotensive pregnant women in the postpartum period using EDSDS and MPTSSBI-II in order to provide a useful approach to postpartum depression, anxiety and posttraumatic stress disorder. This cross-sectional study included postpartum women admitted to inpatient or outpatient clinic at SB Gaziantep City Hospital. It aimed to evaluate risk factors by comparing the rates of postpartum depression, anxiety and stress in preeclamptic and normotensive women using sociodemographic data, EDSDS and MPTSSBI-II. A total of 176 women (88 preeclamptic, 88 normotensive) aged 18-45 years were prospectively evaluated. Weight, height, parity, gravida, abortion, previous pregnancy status, gestational weeks, pre-pregnancy psychological disorders and birth team behaviors were examined. The results showed that the mean height of normotensive women was 161.96 ± 6.27 cm, their pre-pregnancy weight was 63.56 ± 10.42 kg and their birth weight was 77.13 ± 10.39 kg. Preeclamptic women had a mean height of 153.28 ± 35.66 cm, prepregnancy weight of 66.15 ± 12.67 kg and birth weight of 79.99 ± 12.82 kg. University graduation rates were similar (53.41% vs. 55.68%). While 52.27% of normotensive women delivered at term (38-42 weeks), 28.41% of preeclamptic women delivered early (32-36 weeks). Caesarean section rates were higher in preeclamptic women (84.09% vs. 63.64%). Most pregnancies were planned (71.59% vs. 75.00%) and almost half of both groups rated the communication of the delivery team as very good (47.73% vs. 48.86%). As a result, it was concluded that pregnant women with preeclampsia had high rates of depression, stress and anxiety in the postpartum period.

Benzer Tezler

  1. Gebelikte izole proteinüri tespit edilen olguların maternal ve perinatal sonuçlar ile ilişkisi

    The relationship between maternal and perinatal results of patients detected isolated proteinuria in pregnancy

    CANDAN YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSelçuk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZLEM SEÇİLMİŞ KERİMOĞLU

  2. HELLP sendromu (Hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı) olan 75 gebede maternal morbidite ve mortalite

    Maternal morbidity and mortality in 75 patients suffering from HELLP syndrome (Hemolysis, elevated liver enzymes and low platelets)

    HAKAN GÜRBÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILDIRIM ALKAN

  3. Preeklampsili hastaların plasenta, plasenta yatağı ve kordon dokusunda gen ekspresyon analizi

    Gene expression analysis in placenta, placental bed and cord tissue of patients with preeclampsia

    ZEYNEP ŞİMŞEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    BiyolojiYıldız Teknik Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEHİR ÖZDEMİR ÖZGENTÜRK

  4. Hipertansif gebelerde prorenin reseptör gen polimorfizmi

    Pro(renin) gene polimofizm: hypertansive pregnants via healthy pregnants

    İRADA KATİPOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Kadın Hastalıkları ve DoğumGazi Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ÖZDEMİR HİMMETOĞLU