Geri Dön

Hezeyanlı bozukluk tanısıyla ve şizofreni spektrumu içerisindeki diğer tanılarla ceza sorumluluğu etkilenen vakaların sosyodemografik, klinik ve kriminal özelliklerinin karşılaştırılması

Sociodemographic, clinical, and criminal features of cases with reduced criminal responsibility: A comparative analysis between delusional disorder and other schzophrenia spectrum disorders

  1. Tez No: 937854
  2. Yazar: AHMET NAİM NAMLI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YUSUF ATAN, ÖĞR. GÖR. YASİN KAVLA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Adli Tıp, Forensic Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Adalet Bakanlığı
  10. Enstitü: Adli Tıp Kurumu
  11. Ana Bilim Dalı: Adli Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 109

Özet

Suç, toplumsal normlara aykırı davranışların bir sonucu olarak tanımlanmaktadır ve tarih boyunca da tartışmalara konu olmuştur. Bir davranışın suç olarak kabul edilmesi, kanunda belirlenmiş tanıma uygunluk, hukuka aykırılık ve kusurluluk gibi temel unsurların bulunmasını gerektirir. Bir kişinin suç oluşturan davranışlarından dolayı hukuki olarak sorumlu tutulabilme yetisi ise ceza sorumluluğu olarak ifade edilir. Bu sorumluluk, yaş, akıl hastalığı, sağırlık ve dilsizlik gibi faktörlerden etkilenebilir. Akıl hastalıkları, kişinin davranışlarının anlam ve sonuçlarını algılama yetisini önemli ölçüde azaltabilir ya da ortadan kaldırabilir. Özellikle şizofreni ve benzeri psikotik bozukluklar, ceza sorumluluğu değerlendirmesinde kritik bir yer tutmaktadır. Hezeyanlı Bozukluk (HB), şizofreni spektrumu içerisinde yer almakta ancak birtakım özelliklerinden dolayı spektrum içerisindeki diğer psikotik hastalıklardan ayrılmaktadır. HB daha ileri yaşta başlayan, daha yüksek işlevsellik düzeyi ile ilişkili, daha az sayıda hezeyan görülen bir tabloyken, şizofreni daha erken yaşta semptomların ortaya çıktığı, hastanın işlevselliğini düşüren, daha çok hezeyan ve varsanı gibi pozitif semptomlarla ilişkilendirilen bir klinik tablodur. Her ne kadar farklılıkları olsa da her iki tanı grubunda da suç işleme olasılığının arttığı bilinmektedir. Çalışmamızın amacı, hezeyanlı bozukluk ve şizofreni spektrumu içerisindeki diğer psikotik hastalık tanılarının ceza sorumluluğu üzerindeki etkisini ve bu grupların farklılıklarını ortaya koyarak literatüre katkı sağlamaktır. Çalışmamız, 2019-2023 yıllarında Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu (4.ATİK) ve Gözlem İhtisas Dairesi (GİD) tarafından ceza sorumluluğu etkilendiği kararı verilen dosyaları kapsamış; toplam 444 vakanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Vakalar tanılarına göre HB, şizofreni ve diğer şizofreni spektrum bozuklukları şeklinde üç gruba ayrılarak irdelenmiştir. Sosyodemografik bilgiler, klinik ve kriminal özellikleri karşılaştırılmış; istatistiksel analizler SPSS programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Şizofreni tanısı alanlara göre, HB tanısı alan bireyler daha ileri yaşta tanı almış ve genellikle suç öncesi daha az psikotik belirti göstermiştir. HB vakalarında daha yüksek evlilik oranları ve çocuk sayısı olduğu tespit edilmiştir. Hem HB hem de şizofreni grubunda suçun mağdurları çoğunlukla hastanın yakın çevresi olarak bulunmuştur. Ancak HB'de eşe karşı daha yüksek oranda suç işlendiği, suç işlemesinde daha yüksek oranda kıskançlık hezeyanın etkisinin olduğu saptanmıştır. Sözel şiddet türünde suçlar HB'de şizofreniye göre daha yüksek oranlarda gözlenmiştir. Şizofrenide ise daha erken yaşta başlayan semptomlar, daha düşük işlevsellik ve daha yüksek pozitif semptomla ilişkilendirilmiştir. Şizofreni tanılı hastalar tarafından çoğunlukla fiziksel şiddet türü işlendiği tespit edilmiştir. Bulgular, genel toplumdaki HB'nin şizofreniden sosyodemografik ve klinik özellikleri itibariyle kısmen farklılaşmasına benzer biçimde ceza sorumluluğu etkilenen HB ve şizofreni tanılı hastaların bu farklılıklara ek olarak kriminal yönden de ayrıştığını ortaya koymuştur. HB hastalarında evlilik oranlarının daha yüksek olduğu ve suç mağdurlarının çoğunlukla eşlerden oluştuğu görülmüştür. Psikotik hastalıklarda görülen hezeyan türünün suçla ilişkisi dikkate alındığında; HB'de kıskançlık türünde hezeyanların daha sık görülmesinin eşe/partnere karşı işlenen suçlarda artışa sebep olduğu düşünülmüştür. Ayrıca, bu oranın artmasında genel işlevselliğin daha iyi olmasına bağlı evlilik oranlarının daha yüksek olmasının da etkili olduğu düşünülmüştür. Ceza sorumluluğu etkilenmiş olduğu kararına varılan şizofreni ve HB tanısına sahip hastalar arasında sosyodemografik, klinik ve kriminal açıdan belirgin farklılıklar bulunmuştur. Bu farklılıklar, ceza sorumluluğu ve rehabilitasyon gibi süreçlerin değerlendirilmesinde kritik öneme sahiptir. Ancak bu değerlendirmeler yapılırken, bu iki tanı grubunu tamamen ayırmaya yetecek seviyede delil bulunmadığı da unutulmamalıdır. Çalışmamız, psikotik bozukluk olarak değerlendirilen her bir tanının adli psikiyatri çerçevesinde daha kapsamlı değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Özet (Çeviri)

Crime is defined as a consequence of behaviors that deviate from social norms, and it has been a subject of debate throughout history. For a behavior to be considered a crime, it must meet fundamental elements such as compliance with a legally defined description, unlawfulness, and culpability. The capacity of an individual to be held legally responsible for their criminal actions is referred to as criminal responsibility. This capacity can be influenced by factors such as age, mental illness, deafness, and muteness. Mental disorders can significantly diminish or completely abolish an individual's ability to perceive the meaning and consequences of their actions. In particular, schizophrenia and related psychotic disorders hold a critical position in the assessment of criminal responsibility. Delusional Disorder (DD) is classified within the schizophrenia spectrum but differs from other psychotic disorders in this spectrum due to certain distinctive features. DD typically has a later age of onset, is associated with a higher level of functioning, and is characterized by a smaller number of delusions. In contrast, schizophrenia usually presents with symptoms at an earlier age, reduces the patient's functional capacity, and is more frequently associated with positive symptoms such as delusions and hallucinations. Although differences exist, it is known that the likelihood of committing a crime is increased in both diagnostic groups. The aim of our study is to contribute to the literature by examining the impact of Delusional Disorder and other psychotic disorders within the schizophrenia spectrum on criminal liability and by highlighting the differences between these groups. Our study analyzed cases evaluated by the 4th Specialization Board of Forensic Medicine (4th ATIK) and the Observation Specialization Department (GID) between 2019 and 2023, in which it was determined that criminal liability was affected. Data from a total of 444 cases were retrospectively reviewed. The cases were divided into three groups based on their diagnoses: DD, schizophrenia, and other schizophrenia spectrum disorders. Sociodemographic information, clinical features, and criminal characteristics were compared, and statistical analyses were conducted using SPSS software. Compared to individuals diagnosed with schizophrenia, those diagnosed with DD were found to be diagnosed at a later age and typically exhibited fewer psychotic symptoms prior to committing a crime. Higher rates of marriage and number of children were observed among DD cases. In both DD and schizophrenia groups, the victims of the crime were predominantly individuals from the patient's close social circle. However, it was determined that crimes against spouses were more frequent in the DD group, with a significant influence of delusions of jealousy in the motivation for the crime. Verbal violence was more commonly observed in DD cases compared to those with schizophrenia. In contrast, schizophrenia was associated with earlier onset of symptoms, lower functionality, and higher levels of positive symptoms. Physical violence was predominantly committed by individuals diagnosed with schizophrenia. Our findings reveal that, similar to the partial differences observed between DD and schizophrenia in terms of sociodemographic and clinical characteristics in the general population, these diagnostic groups also diverge in criminal attributes when criminal responsibility is impaired. It was noted that DD patients had higher marriage rates, and that the victims of their crimes were mostly spouses. Considering the relationship between the type of delusion and the nature of the crime in psychotic disorders, the frequent occurrence of delusions of jealousy in DD was thought to contribute to the increase in crimes against spouses or partners. Additionally, it was suggested that the higher marriage rates, related to better general functioning, played a role in this increase. Significant sociodemographic, clinical, and criminal differences were identified between patients with schizophrenia and DD whose criminal responsibility was determined to be impaired. These differences are of critical importance in the evaluation of processes such as criminal responsibility and rehabilitation. However, it must be acknowledged that the available evidence is insufficient to completely differentiate these two diagnostic groups in all cases. Our study emphasizes the necessity of conducting a more comprehensive assessment of each diagnosis categorized under psychotic disorders within the framework of forensic psychiatry.

Benzer Tezler

  1. Bipolar bozukluk ve şizofreni hastalarında Cavum Septum Pellicidium bulgusunun klinik önemi

    Başlık çevirisi yok

    MERT ULUSOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PsikolojiÜsküdar Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BARIŞ METİN

  2. Psikotik bozukluk tanılı hastalarda ve sağlıklı kontrollerde aşırı önem atfetme ölçeği'nin türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması

    Validation of the turkish version of the aberrant salience inventory in patients with psychosis and non-clinical participants

    SÜHEYLA SENA ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BUKET GÜNGÖR

  3. Hezeyanlı bozukluk hastalarında sürekli performans testi uygulamasında fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemesi

    Functional magnetic resonance imaging in the application of continuous performance test in patients with designed disorder

    FATMA AKYÜZ KARACAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERAP OFLAZ

  4. Suç işlemiş ve işlememiş hezeyanlı bozukluk hastalarının sosyodemografik, klinik ve suç ile ilişkili verilerinin karşılaştırılması

    Comparison of sociodemographic, clinical, and crime-related features of delusional disorder with crime and non-crime

    TUĞBA GÜMÜŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ KEYVAN

  5. Sanrısal bozukluk tanılı hastalarda amigdala, hipokampus, anterior singulat korteks volümleri ve klinik değişkenler ile ilişkisi

    Amygdala, hippocampus, anterior cingulate cortex volumes and relationship with clinical variables in patients with delusional disorder

    DENİZHAN DANACI KELEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PsikiyatriFırat Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAD ATMACA