Geri Dön

The relationship between EFL learners' awareness of idiomatic expressions and their perceptions of intercultural competence

Yabancı dil olarak İngilizce öğrenenlerin deyimsel ifadelere ilişkin farkındalıkları ile kültürlerarası yeterlilik algıları arasındaki ilişki

  1. Tez No: 943907
  2. Yazar: İLAYDA NUR AYHAN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLAY KIRAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 136

Özet

Küresel bir dünyada, yabancı dil eğitimi sadece dilbilgisi yetkinliğini kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda öğrencilerin farklı kültürler arasında iletişim kurma becerilerini de geliştirmeyi hedefler. Bu çerçevede, deyimlerin öğretilmesi hem dil yönü hem de kültürel açıdan büyük bir önem taşımaktadır. Deyimler, bir kültürün değerlerini, inançlarını ve yaşam tarzlarını simgeleyen kültürel unsurlar olarak değerlendirilir. Ancak, deyimlerin genellikle doğrudan çevrilememesi ve bağlama dayalı anlamlar taşıması, özellikle yabancı dil öğrenen bireyler için anlama ve kullanma açısından güçlük yaratabilmektedir. Bu zorluklar, deyimsel ifadelerin öğrenciler tarafından yabancı dil öğreniminde nasıl algılandığı ve kültürlerarası yeterlik gelişimiyle nasıl ilişkilendiği sorularını gündeme getirmektedir. Bu çalışma, Türkiye'deki İngilizce hazırlık programlarında öğrenim gören öğrencilerin deyimsel ifadelere ve kültürlerarası yeterlik düzeylerine ilişkin algılarını incelemeyi ve bu iki kavram arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamaktadır. Deyimler, yalnızca dilsel anlamda değil aynı zamanda kültürel bağlamlarıyla da ön plana çıkan ifadeler olup, yabancı dil öğreniminde önemli bir yer tutmaktadır. Kültürlerarası yeterlik ise bireylerin farklı kültürlerle etkileşime girme, bu kültürleri anlama ve uygun şekilde iletişim kurma becerilerini ifade etmektedir. Araştırmanın temel sorusu, deyimsel yeterlik algısı ile kültürlerarası yeterlik algısı arasında bir ilişki olup olmadığını ortaya koymaktır. Araştırmanın katılımcılarını, Türkiye'deki çeşitli devlet ve vakıf üniversitelerinin İngilizce hazırlık bölümlerinde öğrenim gören toplam 200 EFL öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunda ise, bu öğrenci grubundan gönüllülük esasına göre seçilen 20 öğrenci ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Veri toplama sürecinde iki adet anket formu ve bir yarı yapılandırılmış görüşme protokolü kullanılmıştır. Bu anketler, öğrencilerin deyimsel ifadelere yönelik algılarını ve kültürlerarası yeterlik düzeylerini ölçmeyi amaçlamaktadır. Görüşmeler ise, öğrencilerin konuya dair daha derinlemesine düşüncelerini ortaya koymak amacıyla yapılandırılmıştır. Nicel veri analizinde, parametrik olmayan testlerden Mann-Whitney U Testi ve Kruskal-Wallis Testi kullanılmıştır. Gruplar arası çoklu karşılaştırmalar için Bonferroni testi uygulanmış; bazı karşılaştırmalarda ise T-testi tercih edilmiştir. Tüm bu istatistiksel analizler, kullanıcı dostu arayüzü ve açık kaynaklı yapısıyla öne çıkan JASP yazılımı aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın nitel boyutunda ise, anket verilerinin daha derinlemesine yorumlanabilmesi amacıyla, gönüllülük esasına göre belirlenen 20 öğrenciyle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşme soruları, anket sonuçlarının analizine dayanarak hazırlanmıştır ve çalışmanın nitel boyutunun yapılandırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu görüşmelerde, öğrencilerin deyimsel ifadelere karşı tutumları, karşılaştıkları zorluklar, deyimlerin kültürel yönlerini anlama düzeyleri ve kültürlerarası iletişim becerilerine dair algıları detaylı olarak ele alınmıştır. Nitel veriler ise, önceden belirlenen temalara göre tematik analiz yöntemiyle incelenmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşmeler sonucunda elde edilen katılımcı ifadeleri, deyimsel ifadelere ve kültürlerarası yeterliğe dair algıların daha derinlemesine anlaşılmasını sağlamıştır. Araştırma bulguları, öğrencilerin deyimsel ifadelere karşı genel olarak olumlu bir tutum içerisinde olduklarını göstermiştir. Öğrenciler, deyimleri dil öğrenmenin ve otantik dil kullanımının önemli bir parçası olarak görmekte; ancak bu ifadelerin üniversite müfredatında veya ders materyallerinde yeterince yer almadığını düşünmektedirler. Öğrenciler, sınıf içi ortamda deyimlere maruziyetlerini minimal düzeyde değerlendirmiştir. Deyimsel ifadelere en sık televizyon dizileri ve filmler izlerken ya da sosyal medya platformlarında gezinirken rastladıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin çoğu bu öğrenme durumlarının farkında olmadan gerçekleştiğini ifade etmiştir. Bu bulgu, yabancı dil öğreniminde dilin kullanıldığı çevresel faktörlerin önemine işaret etmektedir. Öğrenciler ayrıca deyimlerin kültürle yakından ilişkili olduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir. Bu doğrultuda, hedef kültürü tanımanın yalnızca deyim öğreniminde değil, genel anlamda dil yeterliğinin gelişiminde de önemli bir rol oynadığını vurgulamışlardır. Araştırmanın nicel ve nitel verileri, öğrencilerin İngilizce yeterlik düzeyleri ile deyimsel yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını göstermiştir. Ancak öğrencilerin konuştuğu dil sayısı dikkate alındığında, istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır. Öğrenciler bu durumu doğrudan çok dillilikle ilişkilendirmemişler; ancak hedef dile kültürel ve dilsel yakınlığın bu bağlamda etkili olduğunu belirtmişlerdir. Araştırmanın diğer temel boyutu olan kültürlerarası yeterlik açısından, öğrenciler genel olarak olumlu algılara sahip olduklarını ifade etmişlerdir. Özellikle kültürlerarası etkileşime yönelik duyuşsal yönelim, kültürlerarası öz yeterlik ve kültürlerarası bilinç alanlarında yüksek düzeyde özgüven sergilemişlerdir. Ancak, kültürlerarası etkileşimde davranışsal performans ve kültürlerarası etkileşim bilgisi konularında öz yeterliklerinin görece düşük olduğu görülmüştür. Bu durum, öğrencilerin kültürlerarası farkındalığa ve etkileşime açık olmalarına rağmen, bu tür etkileşimlerde etkin bir biçimde yer almak için gerekli bilgiye yeterince sahip olmadıklarını göstermektedir. Bu bulgu, yarı yapılandırılmış görüşmelerdeki son soruya verilen yanıtlarla da desteklenmiştir. Tüm öğrenciler kültür temelli bir ders almak istediklerini ve bu dersten beklentilerini ifade etmişlerdir. Bu talepleri, hedef kültüre ilişkin eksikliklerini gidermek istediklerini ve bu konuda gelişime açık olduklarını göstermektedir. Ayrıca öğrencilerin İngilizce yeterlik düzeyleri ile kültürlerarası yeterlik algıları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Dil yeterliliği arttıkça, kültürlerarası yeterlik puanlarının da arttığı gözlemlenmiştir. Ancak hangi yeterlik grubunun bu avantajı sağladığına dair istatistiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılamamıştır. Buna ek olarak, evde konuşulan dilin toplum dilinden farklı olduğu öğrenciler, kültürlerarası yeterlik açısından akranlarına göre daha yüksek puanlar almıştır. Ancak bu durum, deyimsel yeterlik ile anlamlı bir ilişki göstermemiştir. Araştırmanın temel odak noktası olan deyimsel yeterlik ile kültürlerarası yeterlik arasındaki ilişki incelendiğinde, hem nicel hem de nitel veriler bu iki değişken arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Deyimsel yeterlik algısı yüksek olan öğrencilerin kültürlerarası yeterlik düzeylerinin de yüksek olduğu bulunmuştur. Bu bulgu, yarı yapılandırılmış görüşmelerde öğrencilerin verdikleri örneklerle de desteklenmiştir. Araştırma bulgularına dayanarak, çeşitli alanlarda iyileştirmeler yapılması önerilmektedir. Öncelikle, üniversitelerin İngilizce hazırlık programlarında deyimsel ifadeler müfredata daha sistematik şekilde entegre edilmeli; deyimlerin anlamlı ve bağlam açısından zengin materyallerle öğretilmesi sağlanmalıdır. Sınıf içi etkinliklerde rol yapma, hikâye anlatma gibi etkileşimli yöntemler kullanılmalı; diziler, filmler ve video oyunları gibi otantik kaynaklardan faydalanılmalıdır. Ayrıca, deyimlerin sınıf ortamında görsel olarak sergilenmesi, öğrencilerin doğal kullanım konusunda daha fazla farkındalık kazanmalarına yardımcı olabilir. Kültürlerarası yeterlik açısından ise, öğrencilerin yalnızca farkındalık değil, aynı zamanda bilgi ve davranışsal açıdan da gelişim göstermeleri için uygulamaya dayalı öğrenme ortamları sunulmalıdır. Bu doğrultuda, sanal değişim programları ve Erasmus+ gibi uluslararası işbirlikleri teşvik edilmelidir. Mevcut uygulamalarda genellikle lisans düzeyine yönelik Erasmus katılımı, hazırlık sınıfı öğrencilerine de açılarak daha erken yaşta kültürel deneyim kazanmaları sağlanabilir. Öğrencilerin hedef kültüre dair ilgi ve beklentileri doğrultusunda, haftalık 1–2 saatlik kültür temalı bir ders müfredata dahil edilmeli; bu derste günlük yaşamdan örnekler ve kültürel unsurlar ele alınmalıdır. Öğrencilerin sınıf dışı ortamlarda da hedef dile ve kültüre maruz kalabilmeleri için film geceleri, kültür günleri, uluslararası öğrenci kulüpleri gibi sosyal etkinliklere yer verilmesi önerilmektedir. Tüm bu süreçlerin etkili bir şekilde yürütülebilmesi için öğretmenlerin de kültürlerarası yetkinliklerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimler, atölye çalışmaları ve kültürlerarası iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik programlar düzenlenmelidir.

Özet (Çeviri)

In today's globalized world, foreign language education extends beyond teaching grammar to fostering learners' intercultural communication skills. Idiomatic expressions are essential in this regard, as they reflect cultural values, beliefs, and social norms. However, their figurative meanings and context-bound nature pose comprehension and usage challenges for EFL learners. This study explores Turkish EFL students' perceptions of idiomatic expressions and intercultural competence, as well as the relationship between these two constructs. The study adopted a mixed-methods design. Quantitative data were collected from 200 EFL students studying in English preparatory programs at state and foundation universities in Turkey through two survey instruments assessing perceptions of idioms and intercultural self-efficacy. Qualitative data were gathered via semi-structured interviews with 20 volunteer students. Quantitative analysis involved non-parametric tests such as Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis, and t-tests using JASP software. Interview data were analyzed thematically to enrich and interpret the quantitative results. A significant positive correlation was found between students' perceived idiomatic competence and intercultural competence. Students who were more confident in understanding and using idioms also had higher levels of intercultural awareness and competence. The interviewees reinforced the idea that idiomatic fluency contributes to more authentic and culturally appropriate language use. Findings also revealed that students generally hold positive attitudes toward idiomatic expressions, considering them an essential part of authentic language use. However, they reported minimal exposure to idioms in classroom settings or instructional materials. Instead, students encountered idioms primarily through TV shows, films, and social media, often acquiring them subconsciously. This highlights the significance of environmental and contextual exposure in language learning. Students also emphasized the cultural embeddedness of idioms, indicating that understanding the target culture plays a critical role not only in idiomatic acquisition but also in overall language proficiency. Quantitative data showed that there is no statistically significant relationship between students' English proficiency levels and their perceptions of idiomatic competence. However, the number of languages spoken by students correlated positively with both idiomatic and intercultural competence. Although students did not explicitly attribute this to multilingualism, they acknowledged the influence of cultural and linguistic familiarity with the target language. Regarding intercultural competence, students reported generally high self-efficacy in affective and awareness-related dimensions, such as openness to intercultural interaction and cultural sensitivity. However, their self-perceived competence in behavioral performance and intercultural knowledge was relatively lower. This suggests that while students are willing and emotionally prepared for intercultural engagement, they may lack the knowledge and practical skills necessary for effective communication. Interview data supported this, with participants expressing a desire for more cultural instruction and opportunities for experiential learning. Based on these findings, the study recommends a more systematic integration of idioms into the EFL curriculum using contextually rich and interactive methods and providing opportunities for experiential intercultural learning. It also emphasizes the need to enhance teachers' intercultural competencies through professional development. Enhancing the cultural dimension of language education can better equip learners for meaningful communication in various global contexts.

Benzer Tezler

  1. The impact of metacognitive awareness of reading strategies on the reading comprehension scores of Turkish EFL learners

    Yabancı dil olarak İngilizce öğrenen öğrencilerde okuma stratejileri üzerine üstbilişsel farkındalığın okuma becerisi performansına etkisi

    HALEH REZA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2025

    Eğitim ve ÖğretimAnadolu Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MERAL CEYLAN

  2. The relationship between EFL learners' beliefs and efl teachers' beliefs on language learning and the effect of learners' beliefs on learner performance: Metacognitive awareness

    Yabancı dil öğrencilerinin ve öğretmenlerin dil öğrenimi hakkındaki inanışları arasındaki ilişki ve öğrenci inanışlarının öğrenci performansına olan etkisi: Bilişüstü farkındalık

    PELİN BAHADIR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2011

    DilbilimÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİNÇAY KÖKSAL

  3. The relationship between motivation and pragmatic awareness: A case study of Turkish EFL learners

    Motivasyon ve edimbilimsel farkındalık arasındaki ilişki: İngilizce öğrenen Türk öğrenciler üzerine bir vaka çalışması

    EZGİ KIYANÇİÇEK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    DilbilimBursa Uludağ Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇİĞDEM KARATEPE

  4. Assessing YDS test takers' metacognitive awareness levels of reading strategies and their attitudes towards reading

    YDS katılımcılarının okuma stratejileri üstbilişsel farkındalık seviyelerini ve okumaya karşı tutumlarını değerlendirme

    EYLEM AGHABALAZADEH

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    Eğitim ve ÖğretimÇağ Üniversitesi

    İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞEHNAZ ŞAHİNKARAKAŞ

  5. Emotional intelligence, foreign language listening anxiety, and listening comprehension of iranian EFL learners

    İranlı EFL öğrencilerin duygusal zeka, yabancı dil dinleme ve dinlediğini anlama kaygısı

    MOHAMMADREZA VALIZADEH

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2012

    Eğitim ve ÖğretimUniversity of Tehran

    Yabancı Diller Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. Ali Akbar Khomeijani Farahani