Karın ön duvarı hernilerinde defekt boyutunun herni kesesi içeriğine ve ileus gelişimine olan etkisi
Effect of defect size on hernia sac content and ileus development in anterior abdominal wall hernias
- Tez No: 944269
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HASAN ERDOĞAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Herni, defekt, alan, ileus, cut-off, Hernia, defect size, ileus, cut-off
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Kayseri Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 73
Özet
Giriş ve Amaç: Abdominal duvar hernileri, intraabdominal yapıların abdomen duvarındaki bir defektten abdomen dışına doğru yer değiştirmesini ifade eder. Abdominal duvar hernilerinin inkarserasyon, strangülasyon, obstrüksiyon gibi komplikasyonları vardır. Biz bu çalışmada abdomen bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinde karın duvarı defekti olan hastalarda, herni tipinin ve defekt boyutunun herni kesesi içeriğini ve ileus gelişimini nasıl etkilediğini saptamayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kasım 2022 ve Şubat 2024 tarihleri arasında hastanemizde abdomen BT tetkiki yapılmış ve abdomen duvar hernisi saptanmış olan 497 adet hastanın BT görüntüleri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Abdomen duvarı defektlerinin iki düzlemde çap ölçümleri yapılmış ve defekt alanı hesaplanmıştır. Herni tipi, tarafı, herni kesesi içeriği, herni kesesi içerisinde inflamasyon varlığı ve ileus gelişip gelişmediği kaydedilmiştir. Bağırsak anslarında hava-sıvı seviyesi ve dilatasyon olan hastalar ileus olarak değerlendirilmiştir. Herni kesesi içeriğinde dansite artışı olanlar ise inflamasyon olarak değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizler için SPSS v30.0 programı kullanılmış, ileus gelişimi açısından risk oluşturan defekt boyutu cut-off değerini belirlemek için ROC analizi yapılmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 497 hastanın, 282'si (%56,7) erkek, 215'i (%43,3) kadındı. Hastaların ortalama yaşı 64,5±14,6 idi. Herni defektinin alanı ortalama 9,6±25,2 cm idi. Herni kesesi içerisinde en sık bulunan organlar mezenter (%63,6), ileum (%18,3) ve jejenumdu (%6,6). Hastaların 39'unda (%7,8) ileus mevcutken, 458'inde (%92,2) ileus yoktu. Tüm popülasyonda en sık görülen herni tipleri indirekt inguinal (%39,6), umblikal/paraumblikal (%36,3) ve insizyonel (%7) herniler iken; ileusu olan hastalarda en sık görülen herni tipleri insizyonel (%23,1), indirekt inguinal (%23,1), umblikal/paraumblikal (%41) hernilerdi. Öte yandan insizyonel hernilerin %34,6'unda, parastomal hernilerin %28,5'inde, paraumblikal hernilerin ise %20'sinde ileus gelişmiş olup, ileus gelişimi için en yüksek risk oluşturan herni tipleri bunlardı. Korelasyon analizinde defekt boyutu ile ileus gelişimi ve yaş ile ileus gelişimi arasında anlamlı pozitif korelasyon bulundu. ROC analizinde, ileus gelişimi için herni defekt alanının cut-off değeri %69 sensitivite ve %70 spesifite ile 5,29 cm2 olarak saptandı. Sonuç: Abdomen duvarı hernilerinde herni tipinin, içeriğinin ve defekt alanının bilinmesi, korkulan komplikasyonlardan biri olan ileus riskini göstermede faydalıdır. Literatürde bir ilk olarak sunduğumuz defekt alanı cut-off değeri göz önünde tutulduğunda ileus gelişimi için yüksek risk taşıyan hastalar erken dönemde saptanacak, mortalite ve morbidite oranları azalacaktır.
Özet (Çeviri)
Introduction and Aim: Abdominal wall hernias refer to the protrusion of intra-abdominal structures through a defect in the abdominal wall. Complications associated with abdominal wall hernias include incarceration, strangulation and obstruction. In this study, we aimed to investigate how the type of hernia and the size of the defect affect the hernia sac contents and the development of ileus in patients with abdominal wall defects, based on abdominal computed tomography (CT) images. Materials and Methods: Between November 2022 and February 2024, a retrospective evaluation was conducted on the CT images of 497 patients who underwent abdominal CT examination and were diagnosed with abdominal wall hernia in our hospital. The diameters of the abdominal wall defects were measured in two planes, and the defect area was calculated. The type and side of the hernia, the contents of the hernia sac, the presence of inflammation within the hernia sac, and whether ileus developed were recorded. SPSS v30.0 software was used for statistical analyses, and ROC analysis was performed to determine the cut-off value for defect size posing a risk for ileus development. Results: Of the 497 patients included in the study, 282 (56.7%) were male, and 215 (43.3%) were female. The mean age of the patients was 64.5 ± 14.6 years. The average hernia defect area was 9.6 ± 25.2 cm². The most frequently found organs within the hernia sac were the mesentery (63.6%), ileum (18.3%), and jejunum (6.6%). Ileus was present in 39 patients (7.8%), while 458 patients (92.2%) did not have ileus. The most common hernia types in the overall population were indirect inguinal (39.6%), umbilical (26.6%), paraumbilical (9.7%), and incisional (7%) hernias, whereas in patients with ileus, the most common hernia types were incisional (23.1%), indirect inguinal (23.1%), umbilical (20.5%), and paraumbilical (20.5%) hernias. Additionally, ileus developed in 34.6% of incisional hernias, 28.5% of parastomal hernias, and 20% of paraumbilical hernias, with these hernia types posing the highest risk for ileus development. Correlation analysis revealed a significant positive correlation between defect size and ileus development, as well as between age and ileus development. In ROC analysis, the cut-off value for hernia defect area for ileus development was determined to be 5.29 cm², with 69% sensitivity and 70% specificity. Conclusion: Knowledge of the hernia type, contents, and defect area in abdominal wall hernias is valuable in predicting the risk of ileus, one of the most concerning complications. Considering the defect area cut-off value we present as a first in the literature, patients at high risk for ileus development can be identified early, potentially reducing mortality and morbidity rates.
Benzer Tezler
- Polipropilen meş greftlerin dokuya tespitinde kullanılan farklı materyallerin kopma kuvvetlerinin karşılaştırılması
To compare the tensile strength of different materials being used in the fixation of polypropylene mesh grafts to the tissue
EROL AKSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Genel CerrahiAnkara ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MEHMET GÜREL
- İnguinal herni onarımında; ağ örme takviye, lichtenstein yöntemi ve plug – mesh ile onarım yöntemlerinin testiküler kan akımına olan etkilerinin doppler ultrasonografi ile karşılaştırılmas
Başlık çevirisi yok
MUSTAFA KUŞAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Genel CerrahiSağlık BakanlığıGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET RAFET YİĞİTBAŞI
- Videolaparoskopik yolla femoroinguinal hernilerin onarımında yeni bir metod (sakman yöntemi)
A new method for the videolaparoscopic repair of femoroinguinal hernias (sakman procedure)
KENAN BÜYÜKAŞIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1996
Genel CerrahiSağlık BakanlığıGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
UZMAN GÜNGÖR SAKMAN
- Timokinon yüklü polipropilen yama ile onarılan karın duvarı defektlerinde batın içi yapışıklıkların karşılaştırılması
Thymoquinone coated polypropylene mesh: Comparison of intraabdominal adhesions
OKTAY AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Genel CerrahiKırıkkale ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KUZEY AYDINURAZ
- Karın ön duvar defekti oluşturulan sıçanlarda polietilen glikol uygulanmış polipropilen mesh ile onarımın karın içi yapışıklıkları önlemedeki etkinliği
The effect of polyethylene glycol applied polypropylene mesh on preventing peritoneal adhesionss in rats with an anterior abdominal wall defect
MEHMET FATİH DAŞIRAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Genel CerrahiSağlık BakanlığıGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ŞAHİN