Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi evde sağlık hizmetleri birimine kayıtlı bireylerde polifarmasi sıklığı ve ilişkili faktörler
Frequency of polypharmacy and related factors among individuals registered in the home health services unit of Haseki Training and Research Hospital
- Tez No: 944906
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SABAH TÜZÜN, DR. BURCU HACIOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Hamidiye Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Aile Hekimliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 55
Özet
ÖZET AMAÇ: Küresel ölçekte yaşlı nüfusun artışı, sağlık sistemlerini hem hizmet sunumu hem de kaynak kullanımı açısından önemli ölçüde etkilemektedir. Yaşlanma ile birlikte bireylerde kronik hastalıkların görülme sıklığı yükselmekte, buna bağlı olarak ilaç tedavilerine duyulan ihtiyaç da çoğalmaktadır. Aynı anda birden fazla ilacın düzenli şekilde kullanılması anlamına gelen polifarmasi, özellikle ileri yaş grubunda oldukça yaygın bir durumdur. Bu durum, sadece ilaç kullanım sayısındaki artışla sınırlı kalmayıp, yanlış dozlama, ilaç-ilaç etkileşimleri, tedaviye uyumsuzluk ve istenmeyen yan etkiler gibi birçok olumsuz sonucu da beraberinde getirmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, evde sağlık hizmetlerinden faydalanan bireylerde polifarmasi yaygınlığını belirlemek ve bu durumla ilişkili olabilecek faktörleri analiz etmektir. Ayrıca polifarmasinin bireylerin sağlık durumuna, hastalık sayısına ve sosyo-demografik özelliklerine göre nasıl farklılık gösterdiğini ortaya koymak hedeflenmektedir. Elde edilecek veriler, evde sağlık hizmetlerinde ilaç yönetiminin iyileştirilmesine katkı sağlayacak ve sağlık profesyonellerine yol gösterici olacaktır. GEREÇ ve YÖNTEM: Bu çalışma, SBÜ Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri Birimi'ne kayıtlı bireyler arasında polifarmasi sıklığını ve buna etki eden faktörleri incelemek amacıyla kesitsel ve retrospektif tipte bir araştırma olarak planlanmıştır. Çalışma tarihlerinde ESH'ne kayıtlı 9098 hasta bulunmakta olup, hastalar numara sırasına göre sıralanıp her 1.,5.,10.,…,9095. hasta çalışmaya dahil edilecektir. Örneklemde eksik veri saptanması halinde bir sonraki sıradaki birey çalışmaya dahil edilmesi planlandı. Örneklem sayısı 1820 olarak hesaplanmıştır. Veriler hasta dosyalarından, ESH Cortex yazılım sisteminden, Probel hastane bilgi sisteminden, Medulla eczane sisteminden toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS 27.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir BULGULAR: Bu çalışma kapsamında, İstanbul'da evde sağlık hizmeti alan 1820 hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiş ve polifarmasi sıklığı ile buna etki eden faktörler değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, hastaların %47.5'inde polifarmasi mevcuttur. Yaş ve cinsiyet değişkenleri polifarmasi ile anlamlı düzeyde ilişkili bulunmazken; diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi ve KOAH gibi kronik hastalıkların polifarmasi ile güçlü bir ilişki içinde olduğu saptanmıştır. Ayrıca, depresyon/anksiyete, demans ve kalp yetmezliği gibi nöropsikiyatrik ve kardiyovasküler durumlar da polifarmasi oranlarını artıran etmenler arasında yer almaktadır. Yatağa bağımlılık durumu ve hizmet süresi gibi fonksiyonel parametreler ile MNA (Mini Nütrisyonel Değerlendirme) skoru gibi beslenme göstergeleri de polifarmasi ile ilişkili bulunmuştur. Bu bulgular, evde sağlık hizmeti alan bireylerde polifarmasinin yalnızca farmakolojik bir durum değil, aynı zamanda klinik, fonksiyonel ve sosyal yönleri olan çok boyutlu bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir. Çalışma, özellikle yaşlı ve multimorbid bireylerin yönetiminde bütüncül yaklaşımın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. SONUÇ: Bu araştırmada, SBÜ Haseki EAH ESH biriminden evde sağlık hizmeti alan 1820 bireyin klinik, demografik, fonksiyonel ve laboratuvar verileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Katılımcıların %47,5'inde (n=864) polifarmasi tanımlanmıştır. Bu oran, evde izlenen hasta grubunda polifarmasinin oldukça yaygın olduğunu göstermektedir ve bu durum, sağlık hizmet sunumunda dikkatle ele alınması gereken bir başlık olarak öne çıkmaktadır. Demografik özellikler açısından değerlendirildiğinde, polifarmasi ile yaş ve cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bu durum, polifarmasinin yaşla artan genel bir risk faktörü olmakla birlikte, yalnızca demografik özelliklerle açıklanamayacak kadar kompleks bir olgu olduğunu düşündürmektedir. Fonksiyonel durum açısından incelendiğinde, tam bağımlı hastaların polifarmasi oranı daha düşük bulunmuş; buna karşın yarı bağımlı bireylerin polifarmasi oranı daha yüksek saptanmıştır. Bu durum, aktif tıbbi tedavilerin daha çok yarı bağımlı bireylerde sürdürüldüğünü; tam bağımlı bireylerde ise palyatif ya da minimal müdahaleci bir yaklaşımın tercih edilebildiğini göstermektedir. Ayrıca polifarmasi grubunda hizmet süresi daha kısa bulunmuş, bu da olası olarak sağlık hizmetine daha yakın dönemde dâhil olan hastalarda daha yoğun ilaç tedavisinin planlandığını düşündürmektedir. Beslenme durumu bakımından, Mini Nütrisyonel Değerlendirme (MNA) skoru polifarmasi grubunda istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgu, daha iyi beslenme durumuna sahip bireylerin daha fazla sayıda farmakolojik tedaviye tolerans gösterebildiği şeklinde yorumlanabilir. Laboratuvar parametreleri yönünden yapılan değerlendirmede; albumin, total protein, CRP ve B12 vitamini düzeyleri açısından anlamlı fark saptanmamıştır. Ancak, İtaki düşme skoru (ilaçların tedaviye katkı oranı ya da işlevsellik değerlendirmesi gibi tanımlanabilecek indeks), polifarmasi grubunda anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgu, polifarmasi uygulanan bireylerin daha fazla izlem altında tutulduğunu ve tedavi hedeflerinin daha net belirlendiğini göstermektedir. Genel olarak bu bulgular, evde sağlık hizmeti alan bireylerde polifarmasinin sadece çok sayıda ilaç kullanımı değil; aynı zamanda hastalık yükü, fonksiyonel kapasite, beslenme durumu ve sağlık hizmetine erişim gibi çok sayıda faktörle şekillenen kompleks bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yönüyle polifarmasiye yönelik yaklaşımlar, sadece ilaç sayısına indirgenmemeli; bütüncül, disiplinler arası ve hasta merkezli olmalıdır.
Özet (Çeviri)
OBJECTIVES: The global increase in the elderly population has significantly impacted healthcare systems in terms of both service delivery and resource utilization. With aging, the prevalence of chronic diseases rises, resulting in a growing need for pharmacological treatments. Polypharmacy, defined as the regular use of multiple medications simultaneously, is especially common among older adults. This situation not only reflects an increase in the number of medications used but also brings about numerous negative consequences, such as incorrect dosing, drug–drug interactions, poor adherence, and adverse effects. The primary aim of this study is to determine the prevalence of polypharmacy among individuals receiving home healthcare services and to analyze the factors associated with it. In addition, the study seeks to examine how polypharmacy varies according to individuals' health status, number of chronic conditions, and socio- demographic characteristics. The findings of this study are expected to contribute to improving medication management in home healthcare and to provide guidance for healthcare professionals. MATERIALS AND METHODS: This study was designed as a cross- sectional and retrospective analysis to investigate the prevalence of polypharmacy and associated factors among individuals registered with the Home Healthcare Services Unit of the University of Health Sciences Haseki Training and Research Hospital (SBÜ Haseki EAH). At the time of the study, a total of 9098 patients were registered with the unit. Patients were sorted numerically, and every 1st, 5th, 10th, ..., 9095th patient was included in the sample. If any selected individual had incomplete data, the next patient in line was included. The final sample consisted of 1,820 patients. Data were collected from patient files, the ESH Cortex system, the Probel hospital system, and the Medulla pharmacy database. All data were analyzed using the SPSS 27.0 statistical software package. RESULTS: Within the scope of this study, data from 1,820 patients receiving home healthcare in Istanbul were retrospectively examined. According to the findings, polypharmacy was present in 47.5% of the patients. While age and sex were not found to be significantly associated with polypharmacy, chronic conditions such as diabetes, hypertension, hyperlipidemia, and chronic obstructive pulmonary disease (COPD) showed a strong correlation with polypharmacy. In addition, neuropsychiatric and cardiovascular conditions such as depression/anxiety, dementia, and heart failure were identified as factors that significantly increased the prevalence of polypharmacy. Functional parameters like the degree of bed dependency and duration of healthcare service, as well as nutritional indicators such as the Mini Nutritional Assessment (MNA) score, were also found to be associated with polypharmacy. No significant differences were observed in laboratory parameters such as CRP, albumin, and vitamin B12 levels; however, the İttaki score was notably higher in the polypharmacy group. These findings indicate that polypharmacy in home healthcare patients is not merely a pharmacological issue but a multidimensional health concern with clinical, functional, and social aspects. The study highlights the importance of a holistic approach, particularly in the management of elderly and multimorbid patients. CONCLUSION: This study retrospectively evaluated the clinical, demographic, functional, and laboratory data of 1,820 individuals receiving home healthcare services through the SBÜ Haseki EAH Home Healthcare Unit. Polypharmacy was identified in 47.5% (n=864) of the participants, indicating that it is a highly prevalent condition among patients monitored in home settings and should be addressed as a critical issue in healthcare delivery. From a demographic perspective, no statistically significant association was found between polypharmacy and age or sex. This suggests that although age is generally a risk factor, polypharmacy is a complex phenomenon that cannot be explained solely by demographic characteristics. In terms of functional status, the rate of polypharmacy was lower among fully bedridden patients, while it was higher in semi-dependent individuals. This may indicate that active pharmacological treatment is more commonly sustained in semi- dependent patients, whereas a more palliative or minimal-intervention approach is often preferred for fully dependent individuals. Moreover, the shorter duration of healthcare service among the polypharmacy group suggests that these patients may have received more intensive medication regimens during the early stages of care. With respect to nutritional status, the MNA score was significantly higher in the polypharmacy group, which could imply that patients with better nutritional status may tolerate more pharmacological interventions. However, the İttaki score—an index that may reflect the functional contribution of medications— was significantly higher in the polypharmacy group, suggesting that these individuals were under closer medical supervision with more clearly defined therapeutic goals. Overall, the findings of this study demonstrate that polypharmacy among home healthcare patients is not merely a matter of high medication count but a complex process shaped by multiple factors, including disease burden, functional capacity, nutritional status, and access to healthcare. Approaches to polypharmacy should not be limited to the number of medications used but must be comprehensive, interdisciplinary, and patient-centered.
Benzer Tezler
- Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri Birimine kayıtlı bireylerde malnütrisyon sıklığı ve ilişkili faktörler
The prevalence of malnutrition and associated factors in individuals registered in the Home Healthcare Services Unit of Haseki Training and Research Hospital
KUDRET PETEK KAYA KOYUNLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SABAH TÜZÜN
DR. BURCU HACIOĞLU
- Birinci basamak palyatif bakım hastalarına bakım sağlayan kişilerde depresyon ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
The evaluation of depression and quality of life in caregivers of primary palliative care patients
NURAN YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA REŞAT DABAK
- Palyatif bakım hastalarına bakım verenlerde bakım verme yükünün merhamet ve empati düzeyi ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship of caregiving burden with compassion and empathy level in caregivers of palliative care patients
RUKİYE EREN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA REŞAT DABAK
DR. SÜNDÜS GÖRÜKMEZ
- İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne bağlı Avrupa Yakası eğitim ve araştırma hastanelerindeki aile hekimliği asistanlarının evde sağlık hizmetleri hakkındaki tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi
Evaluation of attitudes and behaviors of family medicine residents in european side training and research hospitals of İstanbul Health Sciences University about home health services
YASEMİN ÇAKIRTÜRK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA REŞAT DABAK
- Evde sağlık hizmeti alan hastalarda demans tanısı sıklığı ve ilişkili faktörler
Frequency of dementia diagnosis and associated factors in patients receiving home healthcare services
TUĞBA YILDIRIM KAVAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2025
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SABAH TÜZÜN
DR. BURCU HACIOĞLU