Karl Marx'ın insan hakları düşüncesi
Human rights according to Karl Marx
- Tez No: 94697
- Danışmanlar: DOÇ.DR. MİTHAT SANCAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Public Administration, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2000
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 153
Özet
Tez Özeti Marx, insan haklan konusunu insanın özgürleşmesi probleminin bir unsuru olarak ele alır. İnsan haklan, tarihin belli bir döneminde ortaya çıkan, tarihin diğer dönemlerindeki bireylerle farklı özellikler taşıyan bireyin sınırlı, kısmi özgürleşmesine tekabül eder. Onu karakterize eden özellik eski egemenlik, kulluk ve siyasal bağımlılık ilişkilerinden kurtulması ve içerisinde bulunduğu sivil toplumun da politik niteliğini kaybetmesidir. Bu aynı zamanda devletin de kendisini, mülkiyetten, dinden kurtanp salt politik olarak soyutlaması anlamına gelir ve dolayısıyla insan haklannı ilan eden devlet kendi temelini de ilan etmiş sayılır. Buna uygun olarak kamu yaşamı da, kendisini dinden ve mülkiyetten anndırarak her bireyin ortak pay sahibi olduğu bir alan olarak farklılaşır. Bu farklılık yurttaşa tanınan haklarla garanti alıntına alınır. Yurttaşlık kategorisinin eleştirisi onun araçsal niteliği ile dile getirilir. Bundan dolayı Marx, insan haklanm yurttaş haklanna kopmaz biçimde bağlar. Bu söylediklerimizden şu sonuçlan çıkarabiliriz. İnsan haklan konusunun aydınlatılması için Marx, modern devleti, sivil toplumu, yurttaşı, bireyi, politik özgürleşmeyi ve buna karşıt olarak insani özgürleşmeyi, bunlann ortaya konması için de ekonomik altyapının incelenmesini gerekli görür. Marx'in, insan haklan konusundaki düşünceleri daha çok eşitlik, özgürlük, din ve vicdan özgürlüğü, özel mülkiyet hakkı üzerine yoğunlaşmıştır. Bunlann temel özellikleri de metalanm birbiriyle mübadele eden özgür üreticilerin ilişkilerinden çıkanlır. Hukuki ve politik idealler olarak eşitlik ve özgürlüğün genelleşmiş biçimleri de esas olarak bu temele dayanır. Her ne kadar mübadelecilerin eşit ve özgür görüntüsü bir yanılsama olsa da, bu, burjuva anlamıyla eşit ve özgür bireyler olarak ilişkiye girmeleri olgusunun dışında değerlendirilebilecek bir şeydir ve kapitalist ekonominin gelişmemiş biçimlerinde bu ilişkilerin ağırlıkta olduğu bir dönem gerçekten vardır. Bu anlamıyla eşitlik ve özgürlük asıl olarak burjuvazinin talepleri olarak görünmesine karşın kendisini ekonomik ve politik olarak örgütleyememiş işçi sınıfının da talepleriyle örtüşür ve o dönem için devrimci talepler olarak kaydedilir. Ancak ekonominin gelişmesi ve sınıflann birbiri karşısındaki konumunun kesin 143çizgileriyle belli olup politik alanın iki sınıf arasındaki iktidar mücadelesiyle yapılanması insan haklarının içeriğini de belirler. Artık insan haklan daha çok bir sınıfın taleplerini dile getirir. İnsan haklan, modern devletin kendi temelini ilan etmesi olarak görüldüğünden iktidann sınırlanması açısından değeri, Marx tarafından pek incelenmez. Bu özellik aynı zamanda bireyin devlet aracılığıyla özgürleşmesi anlamına da geldiğinden insan haklan politik niteliğiyle de eleştirilir. İnsan haklan da içerisinde vücut bulduğu politik ve ekonomik yapı gibi tarihin bir sürecine tekabül edip, yine onlar gibi bir sona sahiptir. Dolayısıyla Marx için, insan haklanna atfedilen evrensellik niteliği ancak içerisinde bulunulan toplumsal yapının değiştirilemez gösterilmesiyle mümkündür. Peki bu insan haklan olgusu miras olarak alınabilecek unsurlar içerir mi? Bu sorunun yamtı, ancak Manc'ın komünizmin ilk ve son aşamalan olarak gördüğü toplumsal yapılann ekonomik ve politik tahliliyle verilebilir. 144
Özet (Çeviri)
Summary Marx considers the subject human rights as an element of the problem called becoming free of human. Human rights correspond to becoming limitedly and partially free of the individual appeared in a specific era of history and who has different peculiarities from the individuals in the other eras. The peculiarity characterising him is that he slipped out of his relationships with the old sovereignty, slavery and political dependence and the civilian society he was in, lost its political attribute. This also means that the state only politically abstracted itself saving itself from possession, religion, and consequently, the state proclaiming the human rights are counted that it proclaimed its own foundations as well. Appropriately for this, purifying itself from religion and possession, public life differentiates as an area that every individual is commonly shareholder. This differentiation is guaranteed with the rights recognized to the citizen. The criticism of the category citizenship is expressed with its instrumental attribute. Therefore Marx ties human rights to citizen rights inseparably. From what we said we can reach these results: To get the subject human rights clarified, Marx, things that modern state, civilian society, citizen, individual, becoming politically and contrary to that, humanely free, and for getting them brought up, getting the economic substructure researched are necessary. Marx's ideas about human rights are mostly intensified equality, freedom, freedom of religion and conscience, private property right. Their main characteristics are brought out the relationships between liberated producers exchanging their merchandises. The generalized forms of equality and liberty as legal and political ideas mainly lean on that foundation. Although the image of trader that seems free and equal is an illusion, this is something that can be evaluated outside the fact that they establish relations as equal and free individuals in bourgeois meaning and in the undeveloped forms of capitalism there really is a term that these relations are common and effective. Although freedom and equality in that meaning seem to be mainly demand of bourgeoisie, they are not contrary to the demands of the working class who couldn't organise them selves economically and politically, and for that 145term, they are recorded as revolutionary demands. But development of economy in addition to that the mutual positions of the classes became definite with strict borders and the political area was constructed with the fight for dominance, determines the content of human rights. From that time on, human rights express mostly the demands of one class. As human rights seem like the state's proclaiming its foundation, their value concerning to get the dominance limited is not researched by Marx. As this characteristic also means that individual becomes free through the mediation of the state, human rights are criticised by means of their political attribute. Human rights, like political and economic structure that they appeared in, correspond to a term of history and have a final like them. Consequently, according to Marx, the attribute to be universal imputed to human rights is only possible by getting the current social structure seemed to be unchangeable. If that's so, then does human rights fact include some elements that can be taken as inheritance? This question can only be answered by economic and political analyses of social formations that Marx considers to being first and last grades of communism. 146
Benzer Tezler
- Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière
İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière
EYLEM YOLSAL MURTEZA
Doktora
Fransızca
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA
- Modern Dönemde siyasetin demokrasi ve hukuk ile ilişkisi
Relation of politics with democracy and law in the Modern Age
ENGİN ABAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Siyasal BilimlerYıldız Teknik ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. OZAN ERÖZDEN
- Armed conflicts and human rights in the Democratic Republic of Congo: The case of South Kivu province
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde silahlı çatışmalar ve insan hakları: Güney Kivu Eyali örneği
BOSSE OMAR NDAHETWA
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Uluslararası İlişkilerKocaeli ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ITIR ALADAĞ GÖRENTAŞ
- Marksist yabancılaşma kuramının güncelliği sorunsalı
The problematic of Marxist alienation theory's actuality
AYŞE EZGİ DAMGACI
- Karl Marx ve Max Weber'in bürokrasi kavramına yaklaşımlarının karşılaştırmalı incelenmesi
A comprative analysis of Karl Marx and Max Weber's approaches to the concept of bureaucracy
MAHMUT ALPER KOCAMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Kamu YönetimiBursa Uludağ ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BEKİR PARLAK