Geri Dön

DMSA'da renal skar saptanan çocuklarda hipertansiyon görülme sıklığı ve kardiyak etkilenme sıklığının araştırılması

Investigation of the frequency of hypertension and cardiac affection in children with renal scar detected in DMSA

  1. Tez No: 947234
  2. Yazar: GÜL AKIN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ASLIHAN KARA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Fırat Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 85

Özet

Çocukluk döneminde sık görülen idrar yolu enfeksiyonları (İYE), renal skarın en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Özellikle kız çocuklarının %8,4'ü ve erkek çocuklarının %1,4'ü yaşamlarının ilk altı ayında idrar yolu enfeksiyonu geçirmektedir. Ateşli enfeksiyonlar renal parankimal tutulum riskini artırırken, bu tutulum inflamasyona, nefron hasarına ve kalıcı parankimal hasara yol açmaktadır. Vezikoüretral reflü (VUR), tekrarlayan enfeksiyonlar, antibiyotik tedavisindeki gecikme ve genetik yatkınlık gibi faktörler renal skar oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda VUR sıklığı %30-50 arasında değişirken, bu vakaların %30'unda renal skar görülmektedir. Renal skar, glomerüloskleroz, proteinüri ve hipertansiyon gibi komplikasyonlara yol açabilmektedir. Mikroalbüminüri, renal hasarın erken bir göstergesi olarak kabul edilmekte ve gelecekteki böbrek fonksiyon bozukluklarının işareti olabilmektedir. Renal skar, genellikle yüksek kan basıncı ile ilişkili bulunmuş, ancak bu durumun sıklığı ve zamanı üzerine daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Dimerkaptosüksinik Asit (DMSA) sintigrafisinde renal skar tespit edilen çocuklarda hipertansiyon görülme sıklığını ve bu çocuklarda kardiyak etkilenme oranlarını değerlendirmektir. Ayrıca, hipertansiyon ile klinik parametreler ve demografik faktörler arasındaki ilişkiyi inceleyerek bu çocuklarda erken tanı ve takip stratejilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Bu çalışma Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Polikliniğinde Ocak 2020-Ocak 2024 tarihleri arasında DMSA sintigrafisi yapılan 1-18 yaş arası hastalar retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışmaya, renal skar saptanan ve Rekürren İYE, Renal Hipoplazi, Renal Agenezi, Multikistik Böbrek veya Atnalı Böbrek öyküsü olan hastalar dahil edilmiştir. Eksik dosya kaydı olan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Hastaların verileri hastane kayıt sisteminden elde edilmiş, tansiyon holter ve ekokardiyografi ile hipertansiyon sıklığı ve kardiyak etkilenme durumları değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler analiz edilerek çalışma sonuçları oluşturulmuştur. Araştırmada DMSA'da renal skar-fonksiyon kaybı olan çocukların demografik özellikleri, klinik değerleri ve tansiyon parametreleri incelenmiştir. Çocukların büyük çoğunluğunda obezite bulunmazken, sosyoekonomik durumlarının genellikle orta düzeyde olduğu ve ailelerinde hipertansiyon öyküsünün nadir olduğu belirlenmiştir. Klinik değerlendirmelerde tansiyon değerlerinin genelde normal sınırlarda olduğu, ancak bazı çocuklarda diyastolik tansiyon yüksekliği gözlemlenmiştir. Rekürren idrar yolu enfeksiyonu olan ve olmayan çocuklar arasında tansiyon değerleri açısından küçük farklılıklar saptanmış, ancak genel tansiyon durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler bulunmamıştır. Tansiyon değerleri ile bazı biyokimyasal parametreler arasında düşük düzeyde ilişkiler tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada, İnterventriküler Septum Diastolik (İVS-D), İnterventriküler Septum Sistolik (İVS-S), Ejeksiyon Fraksiyonu (EF) ve Göreceli Duvar Kalınlığı (RWT) değerleri arasında kontrol ve deney grupları arasında anlamlı farklar bulunmuştur. Kontrol grubundaki hastalar, deney grubundaki hastalara göre daha yüksek bu değerlere sahiptir. Ancak, Aort Diamater (AODİA), Sol atrium Diamater (LADİA), Sol Ventrikül İç Çap Diastolik (LVİD-D), Sol Ventrikül İç Çap Sistolik (LVİD-S), End Diastolik hacim (EDV), End Sistolik Hacim (ESV), Atım Hacmi (SV) ve Fraksiyonel Kısalma (FS%) parametrelerinde grup arasındaki farklar anlamlı olmamıştır. Bu sonuçlar, renal hastalıkların kardiyak parametreler üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Çalışmamız; gözlemlerimiz neticesinde, çocuklarda renal hastalıklar ve hipertansiyon ilişkisini anlamak için daha geniş ve uzun dönemli çalışmalara ihtiyaç vardır. Gece tansiyon ölçümlerinin rutin hale getirilmesi, maske hipertansiyonun erken tespiti ve kardiyovasküler risklerin azaltılması açısından önemlidir. Renal hastalığı olan çocukların düzenli kardiyolojik takipleri yapılmalıdır. Bu çalışmada renal skarı olan çocuklarda dipperlerde bozulma ve diastolik hipertansiyon (HT) görülebileceği, ilerleyen dönemlerde HT gelişebileceği öngörülmüştür.

Özet (Çeviri)

Urinary tract infections, which are common in childhood, are among the most important causes of renal scarring. In particular, 8.4% of girls and 1.4% of boys experience urinary tract infections in the first six months of their lives. Febrile infections increase the risk of renal parenchymal involvement, and this involvement leads to inflammation, nephron damage, and permanent parenchymal damage. Factors such as VUR, recurrent infections, delay in antibiotic treatment, and genetic predisposition play an important role in renal scarring. Factors such as vesicourethral reflux (VUR), recurrent infections, delay in antibiotic treatment and genetic predisposition play an important role in renal scar formation. The frequency of VUR in children with recurrent urinary tract infections varies between 30-50%, and renal scarring is observed in 30% of these cases. Renal scarring can lead to complications such as glomerulosclerosis, proteinuria and hypertension. Microalbuminuria is considered an early indicator of renal damage and may be a sign of future renal dysfunction. Renal scarring has generally been associated with high blood pressure, but more comprehensive studies are needed on the frequency and timing of this condition. The aim of this study was to evaluate the prevalence of hypertension in children with renal scars detected on DMSA scintigraphy and the rate of cardiac involvement in these children. In addition, to contribute to the development of early diagnosis and follow-up strategies in these children by examining the relationship between hypertension and clinical parameters and demographic factors. This study was a retrospective study of patients aged 1-18 years who underwent DMSA scintigraphy between January 2020 and January 2024 at the Children's Clinic of Fırat University Hospital. Patients with renal scarring and a history of Recurrent UTI, Renal Hypoplasia, Renal Agenesis, Multicystic Kidney or Horseshoe Kidney were included in the study. Patients with incomplete file records were excluded from the study. Patient data were obtained from the hospital registry system, and hypertension frequency and cardiac involvement were evaluated with blood pressure holter and echocardiography. The obtained data were analyzed and the study results were created. The demographic characteristics, clinical values and blood pressure parameters of children with scarring were examined in the study. While the majority of children were not obese, it was determined that their socioeconomic status was generally moderate and that there was a rare history of hypertension in their families. In clinical evaluations, blood pressure values were generally within normal limits, but diastolic blood pressure was high in some children. Small differences were found in terms of blood pressure values between children with and without recurrent urinary tract infections, but no statistically significant relationships were found between general blood pressure status. Low-level relationships were found between blood pressure values and some biochemical parameters. In addition, significant differences were found between the control and experimental groups in the study in terms of IVSD, IVSS, EF and RWT values. Patients in the control group had higher values than patients in the experimental group. However, the differences between the groups in the AODIA, LADIA, LVIDD, LVIDS, EDV, ESV, SV and FS% parameters were not significant. These results indicate that more comprehensive studies are needed to better understand the effects of renal diseases on cardiac parameters. Our study; as a result of our observations, larger and longer-term studies are needed to understand the relationship between renal diseases and hypertension in children. Routine night blood pressure measurements are important for early detection of mask hypertension and reduction of cardiovascular risks. Children with renal disease should undergo regular cardiological follow-ups. In this study, it was predicted that children with renal scarring might experience disruption in dippers and diastolic hypertension (HT), and that HT could develop in the later stages.

Benzer Tezler

  1. Vezikoüreteral reflü tanısı ile takipli hastalarda üriner sistem enfeksiyonu ve renal skar sıklığının değerlendirilmesi ve izlemi

    Evaluation and monitoring of urinary tract infection and renal scar in patients with the diagnosis of vesicoureteral reflux

    ZAHİDE NUR TAŞDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ ARSLAN

  2. Dimerkaptosüksinik asit (DMSA) sintigrafisi ile renal parankimal skar tespit edilen hastaların renal prognozlarının değerlendirilmesi

    Assessment of renal prognosis in patients with renal parenchymal scarring detected by dimercaptosuccinic acid (DMSA) scintigraphy

    MELEK GİZEM TUNCAL GÜLŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜL ÖZÇELİK

  3. Nöropatik mesane disfonksiyonu olan çocuklarda böbrek hasarı tespitinde idrar renalaz düzeylerinin anlamlılığı

    Significance of urinary renalase levels in the detection of kidney damage in children with neuropathic bladder dysfunction

    GÜRKAN ERKOÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Cerrahisiİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞEYHMUS KEREM ÖZEL

  4. Çocuk nefroloji polikliniğinde vezikoüreteral reflü tanısı ile takipli hastaların değerlendirilmesi ve izlemi

    Vesicoureteral reflux in children's nefrology clinic diagnosisevaluation and monitoring of followed patients

    NEZİRE YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HARUN PERU

  5. İdrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda Tc 99m DMSA sintigrafisi ile saptanan renal skar ile primer vezikoüreteral reflü arasındaki ilişki

    The relationship between primary vesicoureteral reflux and renal scar detected by Tc 99m DMSA scintigraphy in children with urinary tract infection

    BİLGİ YAĞCI AKYOL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BİRCAN SÖNMEZ