Geri Dön

İnflamatuar bağırsak hastalığı tanılı hastaların yönetiminde biyolojik ajanların tek merkez deneyimi

Single-center experience of biologic agent use in the management ofpatients diagnosed with inflammatory bowel disease

  1. Tez No: 950708
  2. Yazar: AHMET GİRİTLİOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TARKAN KARAKAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, Gastroenterology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 73

Özet

Giriş: İnflamatuvar bağırsak hastalıkları (İBH), ülseratif kolit (ÜK) ve Crohn hastalığını (CH) içeren, genç erişkin yaşta başlayan, kronik seyirli ve relapslarla karakterize otoimmün bozukluklardır. Orta-ağır aktiviteye sahip olgularda geleneksel tedavilere (5-ASA, kortikosteroid, immünsüpresif ajanlar) yanıtsızlık oranı yüksek olup, bu hasta grubunda biyolojik ajanlara geçiş klinik pratikte giderek artmaktadır. Çalışmamızın amacı, İBH tanılı hastalarda kullanılan farklı biyolojik ajanların kullanım süresi (persistans), tedavi bırakma nedenleri ve tedavi basamakları arasındaki farklılıkların değerlendirilmesidir. Yöntem: Bu retrospektif kohort çalışmaya, 2012–2024 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Polikliniği'nde takip edilen ve biyolojik ajan tedavisi alan 341 erişkin hasta dahil edilmiştir. Dahil edilme kriterleri arasında CH veya ÜK tanısı, en az bir basamak biyolojik tedavi almış olması ve en az 6 ay takip süresi yer aldı. Hastaların demografik verileri, tanı yaşı, hastalık alt tipi, başlanan biyolojik ajan, tedavi sırası ve bırakma nedenleri kayıt altına alındı. Persistans analizleri Kaplan-Meier yöntemiyle yapılmış; tedavi grupları arası fark Log-Rank testiyle değerlendirilmiştir. Tedavi bırakma nedenleri“primer yanıtsızlık”,“sekonder yanıtsızlık”ve“yan etki”olara gruplandırılmıştır. Persistansa etki eden faktörler Cox regresyon analizi ile incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların %57,2'si Crohn, %42,8'i ülseratif kolit tanılıydı; ortalama tanı yaşı 33,7 yıl, ortalama güncel yaş 41,7 yıl idi. İlk basamak biyolojik tedavide en sık kullanılan ajanlar infliksimab (%58,7) ve adalimumab (%37,0) oldu. İkinci ve üçüncü basamak tedavilerde ustekinumab ve vedolizumab öne çıkarken, dördüncü basamakta upadacitinib baskın ilaçtı. İlk basamak tedavide adalimumab ortalama 28,3 ay ile en uzun kullanım süresine sahipti. İkinci basamakta ustekinumab ve vedolizumab kullanım süreleri sırasıyla 17,3 ve 19,5 ay olarak hesaplandı. Tedavi bırakma nedenlerinde en sık gözlenen durum sekonder yanıtsızlıktı. Adalimumab ve infliksimab alan hastaların sırasıyla %54,4 ve %56,2'si bu nedenle tedaviyi bırakmıştı. Yan etkiye bağlı bırakma, özellikle infliksimab grubunda (%19,0) daha yüksek oranda izlenmiştir. Üçüncü basamaktaustekinumab ile tedavi edilen hastalarda sekonder yanıtsızlık oranı %66,7 idi. Kaplan-Meier analizinde, 12 ay sonunda ilk biyolojik tedaviye devam eden hasta oranı %66,8, 18 ay sonunda ise %61,2 olarak bulunmuştur. 18 ay sonunda infliksimab %62,5 ile en yüksek tedavi devamlılık oranına sahipken, ustekinumab %33,3 ile en düşük oranı göstermiştir. Log-Rank testi sonucuna göre, 2. basamak biyolojik ajanlar arasında tedavi süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p=0,003) Ustekinumab en uzun süre ile öne çıkarken (ortalama: 49.9 ay), en kısa süre upadacitinib için gözlendi (ortalama: 11.1 ay). Diğer basamaklarda anlamlı fark bulunmamıştır. Cox regresyon analizine göre, erkek cinsiyet tedaviye devam açısından anlamlı avantaj sağlarken (HR=1,407; p=0,020), ülseratif kolit tanısı tedavi bırakma riskini azaltan bir faktör olarak belirlendi (HR=0,706; p=0,019). Başlangıç yaşı ve tedavi sırasındaki yaş anlamlı etki göstermemiştir. Sonuç: Bu çalışma, İBH tedavisinde kullanılan biyolojik ajanların kullanım sürelerini, persistans oranlarını ve tedavi bırakma nedenlerini ortaya koyarak gerçek yaşam verileri sunmaktadır. İlk basamakta anti-TNF ajanlarının daha sık tercih edildiği, ileri basamaklarda ise ustekinumab ve vedolizumab kullanımının ön plana çıktığı gözlenmiştir. Sekonder yanıtsızlık en yaygın tedavi bırakma nedeni olup, tedaviye devam süresini cinsiyet ve hastalık alt tipi etkilemektedir. Bu bulgular, klinisyenlerin bireyselleştirilmiş tedavi seçimlerinde yol gösterici olabilir.

Özet (Çeviri)

Introduction: Inflammatory bowel diseases (IBD), comprising ulcerative colitis (UC) and Crohn's disease (CD), are chronic autoimmune disorders characterized by relapsing-remitting inflammation, typically beginning in young adulthood. In moderate-to-severe cases, response to conventional treatments (5-ASA, corticosteroids, immunosuppressants) is often inadequate, leading to increasing use of biologic therapies in clinical practice. This study aimed to evaluate the duration of use (persistence), reasons for treatment discontinuation, and inter-line differences in patients with IBD receiving different biologic agents. Methods: This retrospective cohort study included 341 adult patients who received biologic therapy and were followed at the Gazi University Faculty of Medicine, Department of Gastroenterology, between 2012 and 2024. Inclusion criteria were a diagnosis of UC or CD, receipt of at least one line of biologic therapy, and a minimum follow-up duration of 6 months. Demographic data, age at diagnosis, disease subtype, initial biologic agent, treatment line, and reasons for discontinuation were recorded. Persistence was analyzed using the Kaplan-Meier method, and differences between treatment groups were evaluated using the Log- Rank test. Discontinuation reasons were classified as primary non-response, secondary loss of response, and adverse effects. Factors influencing persistence were assessed using Cox regression analysis. Results: Of the included patients, 57.2% had Crohn's disease and 42.8% had ulcerative colitis. The mean age at diagnosis was 33.7 years, and the current mean age was 41.7 years. In the first-line biologic therapy, infliximab (58.7%) and adalimumab (37.0%) were the most commonly used agents. In the second and third lines, ustekinumab and vedolizumab became more prominent, while upadacitinib was the predominant agent in the fourth line. Adalimumab had the longest average duration in the first line (28.3 months), while ustekinumab and vedolizumab were used for an average of 17.3 and 19.5 months, respectively, in the second line. The most frequent reason for treatment discontinuation was secondary loss of response. Among those treated with adalimumab and infliximab, 54.4% and 56.2%, respectively, discontinued treatment due to this reason. Discontinuation due to adverse effects was higher in the infliximab group (19.0%). In the third line, 66.7% of patients treated with ustekinumab discontinued due to secondary loss of response. According to Kaplan-Meier analysis, the proportion of patients continuing their first biologic treatment was 66.8% at 12 months and 61.2% at 18 months. Infliximab showed the highest 18-month persistence rate (62.5%), while ustekinumab had the lowest (33.3%). The Log-Rank test showed a statistically significant difference in persistence between second-line biologic agents (p=0.003), with ustekinumab demonstrating the longest average duration (49.9 months) and upadacitinib the shortest (11.1 months). No significant differences were found in the first and third lines. Cox regression analysis revealed that male gender was associated with a significantly higher likelihood of treatment persistence (HR=1.407; p=0.020), while ulcerative colitis was associated with a lower risk of treatment discontinuation compared to Crohn's disease (HR=0.706; p=0.019). Neither age nor age at diagnosis had a significant effect. Conclusion: This study provides real-world data on the duration, persistence, and discontinuation reasons for biologic agents used in IBD treatment. Anti-TNF agents were most frequently used in the first line, while ustekinumab and vedolizumab were more commonly used in later lines. Secondary loss of response was the leading cause of discontinuation. Gender and disease subtype were significant predictors of treatment persistence. These findings may assist clinicians in optimizing personalized therapeutic strategies in IBD management.

Benzer Tezler

  1. İnflamatuar bağırsak hastalığı ve irritabl barsak sendromu tanılı hastalarda hastalık aktivitesi ile TRP kanalları ekspresyonunun ilişkisi

    The correlation between disease activity and TRP channel expression in individuals with inflammatory bowel disease and irritable bowel syndrome

    MUSTAFA SERKAN KARAKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    GastroenterolojiManisa Celal Bayar Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF TUĞBA TUNCEL

  2. İnflamatuar bağırsak hastalıklarında enteropatik artrit sıklığı

    Frequancy of enteropathic arthritis in inflamatory bowel diseases

    ANIL ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    İç HastalıklarıHatay Mustafa Kemal Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMİT BİLGE DOĞAN

  3. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde akut gastroenterit tablosuyla takip edilen hastaların klinik, demografik, laboratuvar ve tedavi özelliklerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of Clinical, Demographic, Laboratory and Treatment Characteristics ofPatients with Acute Gastroenteritis at Adnan Menderes University Faculty ofMedicine

    KARTAL BERKAY GÜRKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SONER SERTAN KARA

  4. İnflamatuar bağırsak hastalığı şüphesi veya alevlenmesi ile gelen kronik diyareli çocuklarda sendromik gastrointestinal panel testlerinin önemi

    The importance of syndromic gastrointestinal panel tests in children with chronic diarrhea presenting with suspicion or flare of inflammatory bowel disease

    ERENSU ÖZTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    MikrobiyolojiGazi Üniversitesi

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAYHAN ÇAĞLAR

  5. Çocukluk çağı enflamatuar bağırsak hastalığının tanı ve takibinde anemi sıklığı ve yönetiminin değerlendirilmesi

    Anemia in pediatric inflammatory bowel disease; evaluation of frequency and management at diagnosis and FOLLOW-UP

    MUSTAFA ÇAVUŞOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE MERVE USTA