Merînîlerin Memlûklerle ilişkileri (648/1250-869/1465)
Relations of the Marinids with the Mamluks (648/1250-869/1465)
- Tez No: 951609
- Danışmanlar: PROF. DR. NURETTİN GEMİCİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Marinides, Mamluks, Marinides-Mamluks Relations, Embassies for Pilgrimages, Revâkul Meğaribe (Porticos of Maghrebs), Ibn Khaldun
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 232
Özet
Murabıtlar (448/1056-542/1147) ve Muvahhidler (524/1130-668/1269) dönemlerinde Mağrib'de büyük oranda siyasi istikrar sağlanmış ve siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri alanlarda ilerlemeler kaydedilmişti. Muvahhidlerin zayıflaması ile Mağrib'de isyanlar ve çatışmalar artmış, siyasi istikrarsızlık beraberinde güvenlik zaafı, ekonomik buhran ve kargaşa getirmişti. Mağrib'de istikrarı ve huzuru sağlayacak, İber Yarımadasında ise Müslümanlar üzerinde baskılarını artıran Hıristiyan güçleri dengeleyecek büyük bir siyasi ve askeri güce ihtiyaç duyulmaktaydı. Tam bu dönemde kuruluşunu yeni tamamlayan Merînîler (592/1196-869/1465) özellikle Mağrib-i Aksa'da siyasi istikrarı ve huzuru sağlayarak bölgenin en önemli gücü hâline gelmişlerdir. Selefleri Murabıtlar ve Muvahhidler gibi Endülüs'teki Müslümanların yardım taleplerine cevap vererek Haçlı saldırılarına karşı Müslümanların Endülüs'te tutunmalarını, siyasi, iktisadi ve sosyo-kültürel alanlarda yaptıkları çalışmalarla da Mağrib'de parlak bir dönem yaşanmasını sağlamışlardır. İslâm dünyasının doğusunda ise Selçuklu, Zengî, Eyyûbî devlet geleneğinin devamı olarak kurulan Memlûk devleti de Biladü'ş-Şam'ı Haçlılardan temizlemiş ve Moğol saldırılarını da durdurmuştu. Memlûkler“memlûk-gulam sistemi”ne dayalı güçlü bir ordu tesis ederek doğudaki Müslümanların hamisi konumuna yükselmişlerdi. Ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda önemli başarılara imza atmış olan Memlûkler; Mekke, Medine ve Kudüs gibi Müslümanlarca kutsal sayılan şehirlere hâkim olmuşlar ve şeklen de olsa Abbasî hilafetine ev sahipliği yapmışlardır. Bundan dolayı da İslâm dünyasının ilgisini çekmişlerdir. İslâm dünyasının batısındaki Merînîlerin doğudaki Memlûklerle olan ilişkileri başlangıçta hac yollarının ve hacıların güvenliğinin sağlanması için gönderilen Merînî elçilik heyetinin ziyaretiyle tesis edilen siyasi ilişkileri, ilerleyen yıllarda karşılıklı hediye, mektup ve diğer elçilik teatileriyle daha da geliştirilmiştir. Ancak her iki ülkenin yaşadığı gerek iç ve dış sorunlar gerekse mesafenin uzaklığı nedeniyle aralarında yeterince güçlü siyasi, askeri ve ticari bir iş birliği tesis edilememiştir. Bununla birlikte Merînîler Memlûklerle aralarında sağlam kültürel ilişkiler gelişmiştir. Merînî bölgesinden gelip Memlûk medreselerinde ilim tahsil eden öğrenciler ile buralarda ders veren hocalar ve Memlûk yönetiminde görev alan âlimler, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin gelişmesine ve ortak kültürel havanın oluşmasına katkı sağlamışlardır. Memlûkleri de içine alan Maşrık'ta yazılan kitapların Merînîleri içine alan Mağrib'e, Mağrib'de yazılanların da Maşrık'a kısa sürede ulaştırılması, Merînî topraklarında yetişmiş ve orada görev almış herhangi bir bürokratın kayda değer bir engelle karşılaşmadan Memlûk topraklarına gelip yerleşebilmesi ve burada idari görevlerde bulunması Merînîlerin Memlûklerle kurmuş oldukları kültürel ilişkilerin siyasi, ticari ve askeri ilişkilere göre çok daha gelişmiş olduğunu göstermektedir.
Özet (Çeviri)
In the period of the Al-Moravid (448/1056-542/1147) and Al-Mohad (524/1130-668/1269), political, social, economic and military advancements were made and political stability was largely achieved in the Maghreb. Over weakining of the Al-Mohads, clashes and riots increased in the Maghreb, and political instability resulted in security weakness, economic depression, and turbulence. A strong political and military force was required to maintain stability and peace in the Maghreb and balance the Christian forces increasing their pressure on Muslims on the Iberian Peninsula. The Merinis (592/1196-869/1465), who had newly completed its establishment, rose to power as the region's most notable force, providing political stability and tranquility, especially in Maghrib al-Aqsa. They, like their predecessors, the Al-Moravids and Al-Mohads, ensured that Muslims held on to Andalusia against the Crusader attacks by responding to requests for assistance from Muslims in Andalusia, and that the Maghreb experienced a prosperous period through their work in the economic, political and socio-cultural fields. The Mamluk state, founded in the east of the Islamic world as a continuation of the Seljuk, Zengi, and Ayyubid state traditions, swept Biladu's-Damascus of Crusaders and stopped Mongol incursions. The Mamluks built a powerful army on the“mamluk-gulam system”and became the guardians of Muslims in the east. Mamluks, who achieved tremendous economic and socio-cultural success, dominated towns regarded holy by Muslims, such as Mecca, Medina, and Jerusalem, and formally housed the Abbasid caliphate. As a result, they drew the attention of the Islamic world. The political relations between the Marinides in the west of the Islamic world and the Mamluks in the east, which were initially established with the visit of a Marinid embassy delegation sent to ensure the security of pilgrimage routes and pilgrims, were further developed in the following years with mutual gifts, letters, and other embassy exchanges. However, due to both countries' internal and external challenges, as well as the considerable distance between them, a strong adequate political, military, and commercial cooperation could not be established. Nevertheless, both countries have established strong cultural ties. Students from the Marinid Region who took courses in Mamluk madrasahs, professors who taught there, and scholars who served in the Mamluk administration all contributed to the establishment of cultural links between the two countries and the construction of a shared cultural environment. The fact that the books written in Mashriq, including the Mamluks, were delivered to the Maghreb, including the Marinids, and those written in the Maghrib were delivered to Mashriq in a short period of time, and that any bureaucrat who grew up and worked in the Marinid lands could come and settle in the Mamluk lands without encountering any obstacles and hold administrative positions here demonstrates cultural relations established by the Marinids with the Mamluks have matured significantly rather than political, commercial, and military relations.
Benzer Tezler
- Mısır Arapçasında Türkçe unsurlar
Turkish elements in Egyptian Arabic
SHİMAA SHARAF
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Dilbilimİstanbul ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAYATİ DEVELİ
- 14. yüzyıl Akdeniz'inde üç İslam hanedanlığı üç külliye
Three Islamic dynasties and three foundations in the Mediterranean of the 14 th century
ÖZLEM TÜRKER
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Sanat TarihiAkdeniz ÜniversitesiAkdeniz Ortaçağ Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YILDIRAY ÖZBEK
- Maruni Kilisesi
The Maronite Church
RAMAZAN IŞIK
Doktora
Türkçe
2003
DinAnkara ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ERDEM
- Hafsîler Devleti (XIII.-XVI. asırlar) siyasî ve sosyo-kültürel hayat
Hafsids Dynasties (XIII.-XVI. centuries) political and socio-cultural life
ESRA KESKİN ARI
Doktora
Türkçe
2023
TarihBursa Uludağ Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ADEM APAK
- Memlükler Dönemindeki müsta'rib Türk tarihçilerin eserlerindeki Türkçe kelimeler: Tarihu'l Fahiri örneği
Turkish words in the works of müsta'rib Turkish historians in the Mamluk Period: The case of historian Fahiri
MOHAMMAD AJGHIF
Doktora
Arapça
2020
DilbilimSivas Cumhuriyet ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA KAYAPINAR