Geri Dön

Gendered experiences of remote employees in terms of felt trust, workload, and presenteeism in the hybrid work era

Hibrit çalışma döneminde uzaktan çalışanların güven algısı, iş yükü ve hasta halde çalışma açısından toplumsal cinsiyet temelli deneyimleri

  1. Tez No: 952358
  2. Yazar: DENİZ MAT ARTUN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FATMA KÜSKÜ AKDOĞAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: İşletme, Business Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İşletme Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 135

Özet

Pandemi süreci eve kapanma dönemleriyle birlikte evden çalışmayı zorunlu kılarak hem çalışanlara hem de işverenlere uzaktan çalışmanın tüm iş modelleri için mümkün olabildiğini gösterdi. Pandemi döneminin atlatılması ile birlikte organizasyonlar hem evden hem de ofisten çalışabilen hibrit çalışma modellerine geçiş yapmaya başladılar. Online çalışma platformlarının, özellikle pandemi dönemindeki yoğun talebe cevap verebilmek amacıyla geliştirilmesi de hibrit çalışma ortamlarının oluşmasına yardımcı oldu. Hibrit çalışma, çalışanların zamanlarını istekleri doğrultusunda yönetebilmelerine, daha fazla esneklik ve özerklik sahibi olabilmelerine olanak sağlamaktadır. Bu avantajların yanında, hibrit çalışma modelleri, hem çalışanlar hem de yöneticiler için belirli zorlukları da beraberinde getirmektedir. Özellikle önyargıların ve sistemsel baskıların sebep olduğu bu zorluklar esnek çalışma modellerinin avantajları ile birlikte ön plana çıkmaktadırlar. Hibrit çalışma, çalışanlar ve yöneticiler arasındaki ilişkinin en önemli unsuru olan güvenin oluşturulması ve sürdürülmesi konusunda oldukça zorlayıcıdır. Yönetici ve çalışanlar arasındaki güven ilişkisinin oluşturulması ve sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için kişisel etkileşimlerin var olması esastır. Öte yandan, uzaktan çalışmayı kapsayan hibrit çalışma modelinde yöneticiler ve çalışanlar yüz yüze etkileşimde bulunamazlar. Bu durum, yöneticinin çalışanın performansına ve iş ahlakına dair bazı önyargılarını tetikleyerek çalışanlara daha az güvenmesine sebep olabilmektedir. Ek olarak, yöneticiler evden çalışan astlarının daha az üretken olmaları önyargısıyla onları damgalayabilmektedir. Yöneticilerinin kendilerine daha az güvendiğini hisseden çalışanlar, güvenilirliklerini kanıtlama amacıyla daha fazla çalışma, daha uzun süreler çevrimiçi kalma, mesai saatlerini uzatma gibi çözümler arayabilmektedirler. Bu durum fazla iş yükünü sahiplenme, stres ve tükenmişlik gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Online platformlar üzerinden çalışma, sürekli bağlı kalmanın gerekmesi ve çalışma saatlerinin uzaması gibi sorunlara yol açabilmektedir. Uzaktan çalışanlar için güvenilirliklerini ispatlama amacıyla iş yükü artarken, bir yandan da ev ve iş alanları arasındaki sınırların bulanıklaşması nedeniyle ev içi iş yükünün artması söz konusu olmaktadır. Çocuk veya yaşlı bakımı, ev işlerinin sürdürülmesi gibi ev içi bakım sorumluluklarını üstlenen çalışanlar için ikinci bir mesainin ilk mesai ile eş zamanlı olarak yürütülmesi söz konusudur. Uzaktan çalışanlar için iş yükünün artmasıyla birlikte hasta olduğu veya iyi hissetmediği halde çalışma davranışı da olağan hale gelmektedir. Hastayken çalışma, başka bir deyişle işlevsiz çalışma, genellikle ofis ortamında çalışanlar için tanımlanmış bir sorun olarak tanımlanmasına rağmen uzaktan çalışma modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte“sanal işlevsiz çalışma”olarak da incelenmeye başlanmıştır. Hasta olmasına ya da iyi hissetmemesine rağmen evden çalıştığı için rapor almayan, izin kullanmayan ve çalışmaya devam eden kişiler için hem hastalık sürelerinin uzaması hem de yapılan işin hataya açık hale gelmesi gibi çeşitli olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Uzaktan çalışma, yöneticinin çalışana duyduğu güven ile bağlantılı olarak çalışanın iş yükü ve hasta olduğu halde çalışma davranışı ile ilgili yeni zorlukları ve engelleri ortaya çıkarmaktadır. Bu tez, yöneticinin çalışana duyduğu güven, çalışanın iş yükü ve hasta halde çalışma davranışı kavramlarını lider-üye etkileşimi teorisi ve esneklik damgası teorileri çerçevesinde incelemektedir. Uzaktan çalışmanın ilişkisel, yapısal ve kültürel boyutta sebep olduğu engelleri ve zorlukları anlamak açısından, bu üç kavramın ele alınması önemlidir. Aynı zamanda, uzaktan çalışmanın ve hibrit çalışma modelinin çalışan ve yönetici ilişkilerine olan etkisini anlamak, bu yaklaşım sayesinde mümkün olabilecektir. Bu tez, Türkiye'deki çalışanların ve yöneticilerin uzaktan çalışma deneyimlerini güven, iş yükü ve hasta olduğu halde çalışma boyutları üzerinden incelerken aynı zamanda toplumsal cinsiyete dayalı iş yükü deneyimlerini de açığa çıkarmaktadır. Açık uçlu anketler aracılığıyla toplanan nitel veriler ışığında şekillenen iki çalışmadan oluşan bu tez, uzaktan çalışmanın yönetici ve çalışan arasındaki güç dinamiklerini, ilişkisel kaliteyi ve toplumsal beklentileri nasıl dönüştürdüğünü ortaya koymaktadır. Detaylı bir literatür taramasının ardından yarı yapılandırılmış (açık ve kapalı uçlu sorulara yer verilen) bir anket LinkedIn uygulaması üzerinden Türkiye'de yaşayan profesyonellere dağıtılmıştır. Açık uçlu sorular ile çalışanların deneyimlerini olabildiğince açık ve samimi şekilde aktarabilmeleri hedeflenmiştir. Astlardan yöneticileri ile, yöneticilerden ise astları ile uzaktan çalışma koşulları altında güven ilişkilerini aktarmaları istenmiştir. Hem yöneticilere hem de astlara uzaktan çalışırken iş yüklerindeki değişim, ev içi iş yüklerinin durumu ve hastayken işe devam etme davranışları ile ilgili açık uçlu sorular sorulmuş ve diledikleri şekilde cevap verebilmeleri için alan tanınmıştır. 136 ast ve 88 yöneticiden alınan cevaplar dikkatle incelenmiş ve organize edilmiştir. Bir kodlama rehberi oluşturularak, literatürden ve veriden faydalanılarak oluşturulan kavramlara kodlar atanmıştır. Pilot kodlama sürecinin başarıyla tamamlanmasının ardından her bir kelime ya da cümle en uygun kategoride gruplandırılmış; farklı zamanlarda iki ayrı araştırmacının süreci yürütülmesiyle güvenilirlik ve geçerlilik şartlarına uyulması sağlanmıştır. Tezin ilk çalışması, uzaktan çalışma koşullarında yönetici ve çalışan arasındaki güvenilişkilerini incelemektedir. Yöneticinin çalışana duyduğu güvenin uzaktan çalışma koşullarında nasıl şekillendiği hem yönetici hem de çalışan bakış açılarından değerlendirilmiştir. Bu çalışmada, lider-üye etkileşimi teorisinden faydalanılarak yöneticilerin ve çalışanların uzaktan çalışma sürecindeki güven algıları ortaya konulmuştur. Birinci çalışmanın bulguları, uzaktan çalışma ortamında yöneticilerin çalışanlara duyduğu güvenin azaldığını ortaya koymaktadır. Yöneticinin çalışana duyduğu güven kapsamında, çalışanların iş yeterlilikleri ve davranışsal bütünlükleri en fazla öne çıkan kavramlar olmuştur. Yöneticiler uzaktan çalışırken bu iki alanda çalışanlara duydukları güvenin azaldığını ifade etmektedirler. Paralel şekilde, çalışanlar da bu iki alanda yöneticilerin kendilerini eleştirdiğini, olumsuz yorumlarda bulunduklarını aktarmaktadırlar. Güven eksikliği, lider-üye etkileşiminin kalitesini de negatif şekilde etkilemektedir. Daha fazla denetleme ve kontrol ile yönetici, güven eksikliğini çalışana yansıtmaktadır. Çalışanlar da daha fazla denetlendiklerini, daha yakından kontrol edildiklerini belirterek yöneticinin güveninin eksildiğini ortaya koymaktadır. Yönetici ve çalışan bakış açılarından uzaktan çalışma ortamlarında güven ilişkisini çift taraflı olarak inceleyen bu çalışma, güven ve lider-üye etkileşimi literatürlerine katkıda bulunmaktadır. Tezde yer alan ikinci çalışma, uzaktan çalışmanın çalışanların iş yükleri ve karşılıksız bakım/emek sorumlulukları ve hasta oldukları halde çalışmaya devam etme davranışları üzerindeki etkilerini toplumsal cinsiyet odaklı bir bakış açısıyla incelemektedir. Bu çalışma kapsamında yalnızca astlardan alınan cevaplar incelenmektedir. Çalışmanın bulguları, uzaktan çalışmanın hem erkek hem kadın çalışanlar için iş yükünü artırdığını göstermektedir. Ancak evli ve çocuklu kadınlar, ücretli işlerinin yanında orantısız düzeyde ev içi bakım ve sorumluluk yükünü de taşımaktadır. Bu durum, hibrit çalışma ortamlarında toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin devam ettiğini gözler önüne sermektedir. Bu çalışmada, esneklik damgası teorisi kullanılarak uzaktan çalışma düzenlemelerinde toplumsal cinsiyet rollerinin ev içi ücretsiz iş yükü üzerinden pekiştirildiği gösterilmektedir. Hibrit çalışma, çalışanlar için esneklik sunmasına rağmen özellikle evli ve çocuklu kadın çalışanlar için ev içi iş yükleri üzerinden artan bir emek yükü oluşturmakta ve yük dengesizliğini derinleştirmektedir. Hasta olduğu halde rapor almama ve hastalık izni kullanmama, uzaktan çalışanlar tarafından sıklıkla dile getirilen olumsuz bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Evden çalıştıkları için hastalık izni almalarına gerek olmadığının yöneticileri tarafından belirtilmesi, hasta olduklarına inanılmaması ve bu kaygı nedeniyle çalışanların iyi hissetmeseler bile çevrimiçi şekilde çalışmaya devam etmeleri uzaktan çalışmanın olumsuz bir özelliği olarak dile getirilmekte; bu durum, hasta halde çalışmaya devam etmenin çevrimiçi çalışma ortamlarında da var olduğunu göstermektedir. Bu iki çalışmanın üzerine kurulan tez ile uzaktan çalışmanın istenmeyen sonuçları Batı dışı bir bağlamda ele alınmaktadır. İş yükü, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, hasta halde çalışma ve esneklik damgası literatürlerine katkıda bulunan bu çalışmada özellikle Batı dışı bağlamlarda bu sorunların nasıl deneyimlendiği ve deneyimlerin farklı bağlamlardaki evrenselliği vurgulanmaktadır. Aynı zamanda, yöneticilerin ve çalışanların deneyimlerinin ele alınmasıyla, uzaktan çalışmanın güven ilişkilerini ve toplumsal cinsiyet temelli iş yüklerini nasıl şekillendirdiğine dair katkılar sunulmaktadır. Hasta halde çalışmanın hibrit çalışma ortamlarında nasıl deneyimlendiğine dair katkı sağlayan tez ile bu alandaki kısıtlı literatür genişletilmektedir. Daha adil, kapsayıcı ve güven temelli çalışma ortamlarının uzaktan çalışma koşullarında da oluşturulabilmesi için örgütlerin ilişkisel ve toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar geliştirmesi gerektiği savunulmaktadır,

Özet (Çeviri)

The COVID-19 pandemic has urged organizations to adopt hybrid work settings. While hybrid work arrangements offer flexibility and autonomy to employees, they also introduce challenges related to supervisory trust, workload, and presenteeism behavior. This dissertation, based on two qualitative studies conducted in Türkiye using open-ended surveys, explores these emerging dynamics through the lenses of Leader-Member Exchange (LMX) and flexibility stigma theories. The first study evaluates how remote work affects supervisory trust. Using Leader–Member Exchange (LMX) theory as the framework, this study explores how the dyadic relationships are shaped under remote work settings. Following a comprehensive literature review, a semi-structured survey including open-ended questions was distributed to professionals living in Türkiye via LinkedIn. The open-ended questions aimed to encourage participants to share their experiences as openly and sincerely as possible. Subordinates were asked to describe their trust relationships with their supervisors, while supervisors were asked to reflect on their trust relationships with their subordinates under remote work settings. The survey also included open-ended questions about changes in the workload while working remotely, the current state of their domestic responsibilities, and the behavior of employees regarding working while ill. Participants were given space to respond freely in their own words. The responses from 136 subordinates and 88 supervisors were carefully examined and organized. A coding manual was developed, and codes were assigned to the concepts derived from both the literature and the data. Following the successful completion of the pilot coding process, each word or sentence was grouped under the most appropriate category. To ensure reliability and validity, the process was conducted by two separate researchers at different times. Findings indicate that subordinates feel less trusted, while supervisors admit to trusting their remote employees less. Lack of supervisory trust, especially in the ability and behavioral integrity of the subordinates, undermines the quality of leader-member exchange. This study highlights how a lack of physical interaction increases monitoring and control behaviors due to a lack of supervisory trust, weakening relational quality. This research contributes to the growing body of literature on trust and leader-member exchange in virtual work environments by demonstrating that remote work poses challenges for supervisor-subordinate trust relationships and disrupts trust dynamics, with important implications for managerial behavior and employee perceptions. Study 2 shifts focus to understand the effects of remote work on employees' experiences related to workload, unpaid domestic and care duties, and presenteeism behavior, with a special emphasis on gender-based disparities. This study uses open-ended survey responses from the subordinates in Türkiye with an aim to explore how flexible work settings intersect with work responsibilities, family duties, and societal expectations. This study utilizes flexibility stigma as a theoretical framework. Findings reveal that both men and women experience increased workload while they work remotely. Remote employees extend work hours, skip their breaks, and stay online longer to prove their commitment to work. Additionally, remote workers experience virtual presenteeism as they continue to work while they are sick or do not feel well, due to perceived expectations. On the other hand, married women with children face a disproportionate share of unpaid care duties alongside their professional responsibilities. This imbalance intensifies in hybrid settings and deepens the persistence of gendered divisions of labor. Building on these two studies, this dissertation evaluates the effects of remote work on supervisory trust, workload, unpaid domestic and care duties, and presenteeism behavior in a non-Western context. Contributing to the literature on workload, gender inequality, and presenteeism, it emphasizes how these issues are experienced in non-Western settings and highlights the universality of such experiences across different contexts. By addressing both managerial and employee perspectives, the study also offers insights into how remote work shapes trust relationships and gender-based workload dynamics. Furthermore, it expands the limited literature on how presenteeism is experienced in hybrid work environments. The dissertation argues that, in order to foster fairer, more inclusive, and trust-based work environments under remote work conditions, organizations need to develop relational and gender-sensitive policies.

Benzer Tezler

  1. Yerel ve küresel şirketlerin cinsiyetlendirilmiş organizasyon dinamikleri: Uzaktan çalışma modellerinin etkileri

    Gendered organizational dynamics of local and global companies: The effects of remote work models

    ÇİĞDEM AVŞAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İşletmeİstanbul Teknik Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA KÜSKÜ AKDOĞAN

  2. Gendered experiences of modern cities in the novels of Turkish and Mexican women writers

    Türkiyeli ve Meksikalı kadın yazarların romanlarında modern kentin toplumsal cinsiyet bağlamında deneyimi

    SENA HATİCE AKALIN ARSLANALP

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Batı Dilleri ve EdebiyatıBoğaziçi Üniversitesi

    İngiliz Edebiyatı ve Kültür İncelemeleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HANDE TEKDEMİR

  3. Gender and the city: Migration of well-educated women from İstanbul to Berlin

    Cinsiyet ve şehir: İyi eğitimli kadınların İstanbul'dan Berlin'e göçü

    CEYDA ALTIKARDEŞ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    AntropolojiSabancı Üniversitesi

    Kültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞEGÜL ALTINAY

  4. The gendering of industrial design in Turkey as technology-related work: Exploring the narratives of professionals

    Başlık çevirisi yok

    PINAR KAYGAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2012

    SosyolojiThe University of Sheffield

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    SUSAN MOLYNEUX-HODGSON